Piramitlerin cazibesini unutturacak benzersiz oluşumlar: Bahariya ve Farafra Vahaları
Afrika’nın en muhteşem harikalarına ev sahipliği yapan Mısır, şimdilerde sahip olduğu geniş Sahra topraklarında en göz kamaştırıcı iki bölgesiyle ön plana çıkıyor: Bahariya ve Farafra Vahaları… Sahip olduğu benzersiz doğal oluşumlarıyla Piramitler’in ülkenin en büyük cazibesi olduğunu unutturuyorlar. İşte birbirine yakın ama tamamen farklı karakterdeki iki bölgesiyle Bahariya ve Farafra Vahaları’nın geçmişten günümüze hikâyesi…
Nadir güzellikteki doğal oluşumlar
Bahariya ve Farafra Vahaları Mısır’daki en nadir manzaralara ev sahipliği yapıyor. Eşsiz güzellikleriyle bir an için piramitlerin ülkenin en büyük cazibesi olduğunu bile unutturuyor. Mısır’ın Batı Çölü’nde bulunan Bahariya ve Farafra Vahaları Sahra Çölü’nün yüzde 1 büyüklüğüne bile denk gelmiyor. Yine de en nadir manzara ve jeolojik oluşuma sahipler. Burası daha çok dinozor fosilleri ve milyonlarca yıldır görülmeyen diğer türlerin kalıntılarını bulmak için yapılan popüler bir destinasyon olarak öne çıkıyor.
Kurak bir iklimin ortasında yemyeşil bir yaşam
Kahire’nin yaklaşık 370 kilometre güneybatısındaki Bahariya Vahası’nın kalbinde bulunan bir vaha, dünyanın belki de en sert bölgesine hayat getiriyor. Batı Çölü’ndeki çoğu vahada olduğu gibi, bu oluşumların su yatağına ulaşıp doğal kaynakların ortaya çıkmasının ardından ‘Bahariya Vahası’ meydana geliyor. Kaplıcalar, palmiye ağaçları ve taze meyvelerle dolu bu yemyeşil bölgedeki popüler ziyaret merkezlerinden biri. 40 derecenin üzerindeki kükürt kokulu sular, birçok yerli ve uluslararası ziyaretçiler tarafından iyileştirici özellikleri nedeniyle tercih ediliyor.
Volkanik geçmişin belirtileri ve nesli tükenmekte olan canlılar: Kara Çöl
Bahariya Vahası’nın güneyinde, siyah tozlarla kaplanmış tepe dikkat çekiyor. Burası, dünyanın en garip çöl manzaralarından; Kara Çöl… Jurassic Dönemi’nde meydana gelen volkanik hareketlerin sonucunda siyah kumtaşı etrafa yayıldı ve alan oluşuverdi. ‘Uzaylı dünyası’ olarak da bilinen Kara Çöl’ün en yüksek noktası olan ‘İngiliz Dağı’na tırmanarak en güzel manzaraya şahitlik edebilirsiniz.
Kara Çöl’ün volkanik tepeleri zamanla görünmemeye başladı ve tek renkli düz bir alan hâkim oldu. Bununla birlikte milyonlarca yıl önce toprak erozyonundan ortaya çıkan altın kireçtaşı kayalar, beyaz tilkiler, Mısır ceylanları ve koçları gibi nesli tükenmekte olan vahşi yaşam canlılarına da ev sahipliği yapmakta.
Açık hava çağdaş sanat müzesi: Beyaz Çöl
Kara Çöl’ün yaklaşık 126 km güney batısında yer alan ‘Beyaz Çöl’, Batı Çölü’nün en sıra dışı doğal alanı olarak öne çıkıyor. Beyaz kireç taşından meydana gelmiş mantar benzeri şekiller, en deneyimli gezginleri bile hayrete düşürüyor. 30 milyon yıl önce yaşanan Buzul Çağı’nın ardından tektonik yükselişle beraber bu mantar benzeri bembeyaz şekilleri ortaya çıkardı ve zamanla yaşanan sayısız kum fırtınalarıyla şekillendirilmeye devam edildi.
2002 yılında Mısır hükümeti tarafından Doğal Koruma Alanı olarak tanındı ve bölgeyi mümkün olduğunca bozulmamış olarak tutmak için çölde veya yakınında insanların ziyareti yasaklandı. Ancak bölge turizm tesisi olarak kullanılmasa da bazı özel turlarla yerel bir rehber ile gezilebiliyor.
Ay ışığı altında büyüleyici manzaralar
Gecenin karanlığı ve ay ışığının ortamı beyazlattığı zamanlar bu benzersiz şekilleri görmenin en güzel zamanı olarak biliniyor. Özellikle burayı ziyaret eden birçok gezgin dolunayın Beyaz Çölü görmek için en iyi zaman olduğunu düşünüyor. Ay ışığının yansıması ile bu kireçtaşı şekilleri çeşitli canlıların benzerliklerini ortaya koyabilir. Bazen bir insan yüzü bazen bir deve bazen de bir sfenkse benzetebilirsiniz.