Pasifik kıyısındaki zümrüt şehir
San Francisco ve San Diego ile birlikte ABD’deki en sevilen, en ünlü üç “S” den biri Seattle. Üstelik İzmir’in kardeş kenti. Müzikte isyankar grunge akımının doğum yeri. Geçmişte endüstri merkeziydi. Bugün teknoloji, internet firmalarının geliriyle ülkenin en zengin 12’nci şehri. Yağmur ormanlarıyla iç içe yaşıyor ve kültür mekanlarıyla, parklarıyla göz dolduruyor. Yanıbaşındaki yağmur ormanları nedeniyle zümrüt şehir adıyla anılıyor.
Şehri gezmeye 1962’de Dünya Fuarı için düzenlenen alandan başlayalım. Burası ziyaretçilerine hoşça vakit geçirmeleri için pek çok alternatif sunuyor. Üstelik meşhur “Ördek turları” yani hem karada hem de suda giden teknelerle yapacağınız turlar buradan başlıyor.
Şehir, simgelerinden biri haline gelen “Uzay İğnesi” adlı kulenin 50’nci yaşını bu yıl etkinliklerle kutluyor. Tepeden güzel bir şehir ve körfez manzarası var. Yemeğe giderseniz, yemeğinizin tadını çıkarırken tüm şehir gözlerinizin önünden akıp geçecek.
ÇİN ODASINDAKİ BEKAR KADIN KOLTUĞU
Pioneer Square, Seattle’ın tarihi semti. 1889 yangınından önce bölge ahşap yapılardan oluşuyormuş. Yerlerini zarif taş, tuğla binalar almış. 19’uncu yüzyıldan kalma sokaklarda dolaşmanın zevkine sanat galerilerini, kafelerin keyfini de ekleyin. Kentin geçmişini merak ediyorsanız Underground Tour’a katılın. Yeraltında yapılan, çok ilgi gören bu gezide şehrin gelişim evrelerini öğrenin. Seattle’ın kaderini değiştiren altına hücum yıllarında yaşananlara ise Klondike Gold Rush Park’ta tanık olabilirsiniz.
Adını sahibinden alan dünyanın ilk gökdelenlerinden Smith Tower da bu semtte. Kentin simgelerinden sivri çatılı bina 38 katlı. 1914’te açılmış. 35’inci kattaki Çin Odası bekar kadınların uğrak yeri. Söylenceye göre buradaki “Dilek Koltuğu”na oturanlar çok kısa sürede diledikleri eşi buluyormuş. Odadaki eşyalar ve dekoratif detaylar Çin imparatoriçesince armağan edilmiş (www.smithtower.com).
KURT COBAIN İLE JIMI HENDRIX’İ BULUŞTURDULAR
Science Fiction (Bilimkurgu) Müzesi, konuyla ilgilenenler için cennet. Bu türün klasikleri arasında kendilerine haklı yer edinen pek çok karakter ve onların kullandığı aletlerle yüz yüze gelme şansınız var (www.sfhomeworld.org).
Experience Music Project ise Kurt Cobain, Jimi Hendrix ve onların temsil ettiği akımın hayranlarına hitap ediyor. Bu tür müziğe, yaşam biçimine uzak olanların keyif almakta zorlanabilecekleri bu modern bina Microsoft’un da yaratıcılarından Paul Allen’ın katkılarıyla yapılmış. Bilimkurgu Müzesi’nin yakınında ve tek biletle ikisini de gezme şansınız var (www.epmmuseum.org).
Anlaşılan 1962 yılı şehrin dönüm noktalarından biri olmuş. O yıl fuar ulaşımı için yapılan tek raylı trene binip merkeze doğru yol almadan önce şehrin simgelerinden International Fountain’da suyun müzik eşliğinde dansını mutlaka izleyin. Yaz akşamlarında bu dansa ışık oyunları da eşlik ediyor. Çeşme, tahmin edebileceğiniz gibi fuar için yaptırılmış ama 1995’te yenilenmiş.
Seattle Sanat Müzesi, şehrin gözbebeği. Aslında üç farklı semtteki müzelerden oluşuyor: Merkezdeki Seattle Art Museum, Olympic Sculpture Park ile Çin, Japon, Hindistan ve Himalaya sanatının sergilendiği Seattle Asian Art Museum (www.seattleartmuseum.org).
GÖKDELENLERİN ARASINDA YEMYEŞİL PARKLAR, GÖLLER
Seattle’ın orta yeri geniş bir park. Nüfusun yoğun olduğu bölgedeki Green Lake Park’ta, kocaman gölün etrafında spor, eğlence alanları var. Tiyatrosunda kültür etkinlikleri düzenleniyor. Kışın yapılan “Pathway of Lights” ise bir ışık ve müzik şöleni. Parka gelmişken yaklaşık 300 tür hayvanı barındıran Woodland Park Hayvanat Bahçesi’ni görmeden ayrılmayın. Her tür ait olduğu iklim koşullarında yaşıyor. Eğer renkleri ve kokularıyla dünyanın hâlâ yaşanası bir yer olduğunu ispat eden parklardan hoşlanıyorsanız, uzakdoğunun huzurlu atmosferini bulabileceğiniz Hing Hay Park, kurucusunun adını taşıyan Denny Blane Park ile 40 bin’den fazla bitkiyle bir Japon bahçesine ev sahipliği yapan Washington Park Arboretum’u aklınızın bir köşesinde bulundurun. Golf severlerin listesinde mutlaka olması gereken New Castle Golf Club, harika manzaraya sahip.
Şehrin kitaplığı da görülmeye değer.
Mimarisi, iç ve dış dekorasyonu ve kütüphane kullanıcılarının hayatını kolaylaştıran sistemi ile “ben çok kütüphane gördüm” diyenlere en güzel yanıtı veriyor. (Kentin resmi web sitesinde panoramik görüntüleri izleyebilir, turlar hakkında bilgi alabilirsiniz. www.seattle.gov)
KABİLE ŞEFİNİN İSMİNİ ALDI
Bölgede yerleşimin 4 bin yıl kadar önce başladığı düşünülüyor. Yörenin ilk sakinleri Kızılderililer beyaz adamın gelmesiyle çok şey kaybetmiş. Yine de şehir 19’uncu yüzyılın sonlarında kurucusu olan kabile şefi Seattle’ın adıyla yaşamaya devam etmiş. 1880’lerde sadece 3 bin 500 kişi yaşıyormuş. 2010 sayımına göre merkez nüfusu 600 bin, çevresiyle birlikte 3,5 milyon kişiye ev sahipliği yapıyor. Kuzeyindeki Kanada’da altın bulunmasıyla kentin kaderi değişmiş, ABD’nin önemli şehirleri arasına girmeyi başarmış. Hemen her çeşit sanayi kolunu görmek mümkün. Tarihinde çalışma hayatı açısından bir de önemli sayfa var: ABD’deki ilk genel grev 1919’da burada yapılmış. Şehir, 1971’de Starbucks kafelerin doğduğu yer. Aynı zamanda Microsoft, Boeing gibi dev firmaların ve müzikte grunge akımının doğum yeri. Birçok lakabı var. En anlamlısı yeryüzünde hızla kaybolan yağmur ormanlarından birine sahip olması ve ormanın kente kattığı renk dolayısıyla “Zümrüt Şehir” diye adlandırılması.
PIKE PLACE MARKET
Sokakları açık sahne
1907’de kurulmuş ve ülkenin en eski çarşısı. Senede yaklaşık 10 milyon kişinin gezdiği Pike Place, denize nazır bir tepenin üzerine kurulmuş. Birbirinden çok farklı ilgi alanlarına hitap ediyor. Gezerken sokak sanatçılarının gösterilerine tanık olabilirsiniz. Çarşının yakınlarında tüm gününü alışverişle geçirmek istemeyen gezginler için de ilginç yerler var. Bunlardan biri olan Orijinal Starbucks Kafe kahve düşkünleri için tarihi bir mekan. Starbucks zincirinin ilk halkası 1971’de burada açılmış. Bugün tüm dünya üzerinde 20 bin civarında şubesi olan kafe, soluklanmak ve günün yorgunluğundan arınmak için ideal mekan. Üstelik her şey o kadar tanıdık ki kendinizi evinizde hissedeceksiniz.
İSMİNE ALDANMAYIN BU AKIM DÜNYAYI SALLADI
1980’li yıllarda ortaya çıkan bu müzik tarzı doğduğu yeri anlatmak istercesine “Seattle Sound” olarak da anılmış. Genellikle elektro gitar, bas gitar ve baterinin kullanıldığı bu akım heavy metal ve hard punktan oldukça etkilenmiş. Kelimenin sözlük anlamı olan “kirli, dağınık” bu tür müziğin takipçilerinin kıyafetleri ve davranışlarına da yansıdığından onları ayırt etmek kolay olmuş.
Bir festivaller şehri burası. Aralarında süresiyle dikkat çeken Seattle Uluslararası Film Festivali (www.siff.net), Seattle Centre’da Bumbershoot Müzik Festivali (bumbershoot.org), Northwest Folklife Festivali (www.nwfolklife.org), Seattle Pride (www.seattlepride.org), Seattle Outdoor Theatre Festival (www.greenstage.org) bunlardan sadece birkaçı.
DISCOVERY PARK
Merak böceği sizi de ısırdıysa, ilacı burada
İki kilometrekarelik alanıyla şehrin en büyük parkı, tarihi bölgelereden birine kurulmuş. Hayvanların doğal yaşamlarını ve değişik bitki türlerini incelemek için benzersiz olanaklar sunuyor. Magnolia Kayalıkları üzerindeki park Olympic Dağları ve Pudget Sound manzarası ile de ziyaretçilerini ödüllendiriyor.
NEREDE YENİR?
Antonio’s, El Gaucho Grill, ünlü aşçı Tom Douglas’ın Ella’sı, Sizhuan from the Sea, sushi için Ginza Seattle’daki favori adreslerimden. Şu restoranları da deneyebilirsiniz: * Art of Table: Ağırlıklı olarak Akdeniz ve Amerikan mutfağından örnekler sunuluyor. * Passeo Carribean: Karayip mutfağı ve parmak yedirten sandöviçler. Fiyatlar çok makul. * Copperleaf: Güleryüzlü ve mükemmel servisi ile de dikkat çeken restoranda et yemeklerini deneyin.
MUSEUM OF FLIGHT
Dünyanın en büyük havacılık, uzay müzesi
1965’te kurulan müzede dünyanın en eski uçakları sergileniyor. Bakımları da burada yapılıyor. Havacılık ve uzayla ilgili eğitimlerin de verildiği, kâr amacı gütmeyen müzede ailece hoş vakit geçirirken bilgi dağarcığınızı da genişleteceksiniz.
SEATTLE RIHTIMI
Alışveriş ve sanat bir arada
Kentin rıhtımı Pike Place Market’in eteklerinde. Pioneer Square ve Shilshore Marina arasında uzanan geniş bir alanı kaplıyor. Size eğlenmek, dinlenmek, kültür ve manzara adına çok şey vaat ediyor. Burada ilk görülmesi gereken Seattle Akvaryumu. Sadece deniz canlılarıyla karşılacağınızı düşünmeyin, deniz kuşları da görülebilir. Büyüklerin yanı sıra çocukların da ilgisini çeken sergi ve gösterilerin bir kısmı ödüllü (www.seattleaquarium.org).
Deniz kıyısındaki geçmişin petrol rafinerisi parka dönüştürülerek 2007’de açılmış. Olympic Sculpture Park, Seattle Sanat Müzesi’nin desteğiyle muhteşem bir açık sanat mekanına dönüşmüş. Park, ziyaretçilerine dillere destan Olympic Dağları ve denizin karayla dansından oluşan Puget Sound manzarası da sunuyor. Tasarımıyla birçok ödül almış. Yanıbaşındaki Myrtle Edwards Park ise bisiklet, yürülüş parkurları ve harika peyzajıyla dikkat çekiyor.
ODYSSEY MARITIME DISCOVERY CENTRE
Balinalar nasıl konuşur
İçinde restoranlar ve bir de marinanın olduğu geniş bir alana yayılan merkez her yaştan aile bireylerine hitap eden aktiviteler içeriyor. Sanal ortamda bir gemiye komuta edebilir, Puget Sound’da gezebilir ve deniz memelilerin kendi aralarında yaptığı sohbete tanıklık edebilirsiniz.
BALLARD LOCKS
Somonların yolculuğunu izleyin
1911’de yapılan bu geçiş havuzlarının asıl adı, Hiram M. Chittenden Havuzları (Locks) ancak halk arasında daha çok bulunduğu bölgenin adıyla, Ballard Locks olarak biliniyor. Tatlı su ve deniz suyunun karışmasını önlemek, teknelerin geçişini sağlamak ve göllerdeki su seviyesini deniz seviyesinin üzerinde tutmak gibi nedenlerle yapılan bu havuzlar bugün aynı zamanda şehrin ilgi çeken noktalarından biri haline gelmiş. Somon balıklarının yolculuğunun da cam tanklardan izlenebildiği Ballard Locks şehrin görülmesi gerekenler listesinde.