GeriSeyahat Ostia Antica
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi
Ostia Antica

Ostia Antica

Günümüzde kıyıdan 4 kilometre içerde bulunan Ostia Antica’nın ne zaman kurulduğuna dair kesin belgeler bulunmamakta ise de Romalı şair Ennius (MÖ 239-169) Ostia’nın Ancus Marzius’un tahta çıkmasından sonra kurulduğunu yazar. Tarihçi Titus-Livius (MÖ 59-MS 19) da Ostia’yı Ancus Marzius’a kurdurur. Roma’nın dördüncü kralı olan Ancus Marzius MÖ 7. yüzyılda yaşamıştır.Ostia Antica’nın en eski kalıntıları MÖ IV. yüzyılın ortalarından kalma. Eski Ostia, Roma’ya giden su yolunu denetim altına almak için bir kale olarak Tiber Irmağı’nın ağzına kurulmuş.Önceleri, doğmakta olan Roma’nın deniz ticaretini güvence altına alma işlevini üstlenen Ostia kısa zamanda Roma donanmasının başlıca üssü haline geldi. İmparatorluğun gelişmesini izleyen Ostia da olağanüstü bir gelişmeye tanık oldu. İç savaş sırasında Marius tarafından yakıldıktan sonra (MÖ 87) Sulla tarafından yeniden inşa edilip genişletilerek dev bir metropol haline geldi. Ostia’nın nüfusu MS I. ve II. yüzyıllarda 80 bine yaklaşıyordu.BÜYÜK BÖLÜMÜ GÜN IŞIĞINA ÇIKARILDI1909’dan itibaren sistemli bir şekilde yürütülen kazılarda kentsel kesimin büyük bir bölümü gün ışığına çıkartıldı. Bugün Ostia Antica birbirini dikey olarak kesen cadde ve sokakları, anıtsal forumu (kapitol, Roma ve Augustus Tapınağı, bazilika), ikamet ve iş semtleri, kamu ve dinsel binaları, lüks villalarıyla (sütunlu iç avlular, mozaik süslemeler) bir eski Roma kentinin en güzel örneklerinden biridir. Ostia, Roma’ya Via Ostiensis ile bağlanmaktaydı. Hiçbir yerde okumadım ama günümüz Roma’sını Ostia’ya bağlayan yol Via Ostiensis olabilir. İki yanında çınar ve servi ağaçlarının nöbet tuttuğu muhteşem yol.Her çıkışın bir de inişi var. Roma İmparatorluğu’nun bütün batı yakasında olduğu gibi Ostia’da da yıkılış III. yüzyılın ikinci yarısında yavaş yavaş başladı. Kuzeyden gelen barbar saldırıları Ostia’mızı da etkiledi.Derken 330 yılında İmparatorluğun başkenti doğuya, Constantinopolis’e taşındı, daha sonra 402 yılında Batı Roma’nın başkenti Ravenna oldu.Bu arada Tiber Irmağı taşkınları, ırmağın yatak değiştirmesi, kentin yıkımını hızlandırdı. Nüfus sıtmadan kırıldı.1461 yılında Papa II. Pius Piccolomini şöyle yazar: ‘Çok geniş araziye yayılan kalıntılara bakılırsa çok büyük bir kentmiş burası... Yıkılmış kapılar, yere yayılmış sütunlar, heykel parçaları var ortalıkta.’Ostia XIX. yüzyılın sonuna kadar böyle kaldı. Ancak 1884 yılında, ‘Ravenna İşçi ve Emekçiler Derneği’nden 500 erkek ile 50 kadın kasım ayında Romagna’dan gelip çevredeki bataklıkları kurutmaya başladılar. Kanallar açtılar. 1903 yılında yeni bir kooperatifin çiftçi ve işçi üyeleri Ostia ve Fiumicino’ya yerleştiler. 10 Ağustos 1924 tarihinde Roma-Ostia demiryolu hattı açıldı ve Ostia Roma’nın bir mahallesi oldu. Bugüne kadar durmadan ad değiştirdi: Lido di Ostia (Ostia Plajı), Lido di Roma, Roma XIII. Belediyesi...Bana kalırsa Ostia Antica ne kadar görkemli ise Roma’nın banliyösü Ostia o kadar sıradan. Sıradan ama milyonlarca mayolunun mekanı oluyor yaz aylarında.BÜTÜN PENCERE BOŞLUKLARI ÜST ÜSTEAçıkça yazayım: Ben Roma düzeninin, dehasının hayranlarından biriyim. Hele aralarında Anadolu da olmak üzere eyalet halklarına son zamanlarında vatandaşlık hakkı vermesi son derece önemlidir. Avrupa, Balkanlar, Ortadoğu ve Kuzey Afrika’da tam anlamıyla bir değirmen ve ‘mixer’ işlevi görmüştür. Bugün bir Akdeniz Uygarlığı’ndan söz ediliyorsa bunda Roma’nın çöpçatanlığı önemli bir rol oynamıştır. Toros Dağları’nda köylümüz yüzlerce yıl ‘Roma Yolları’nda at ve eşek sürdü.Roma’nın mimari ve şehircilik dehası Ostica Antica da ‘Ben buradayım’ diye haykırmakta: Bizim yerleşim yerlerimize, kentlerimize uçaktan bakınca cadde neresi, sokak neresi anlamak mümkün değil. Oysa Ostia’da duvarları ayakta kalan bir mahalle kalıntısına bakınca bütün pencere boşluklarının üst üste çakıştığını gördüm. Sanki tek boşluk, tek delik. Bunun nedenini, Ostia Antica üzerine yazılmış birkaç kitabı okuyunca anladım:Romalının kenti bir kale içinde oluşuyor. Kale duvarlarının içini güney-kuzey yönünde geçen eksene ‘cardo’, doğu-batı eksenine de ‘decumanus’ deniyor. Bu iki eksenin (caddenin) kavşak noktasında bir ‘forum’ bulunuyor. ‘Forum’ Roma kentlerinin bir numaralı kamusal alanı, kentin en önemli yapıları (tapınaklar, bazilikalar, kamu binaları,vb.) burada bulunuyor. Kentin öteki yolları bu iki eksene parelel oluyor ya da dikeylemesine kesiyor. Böylece yukardan bakınca kare ya da dikdörtgen biçimli adacıklar görünüyor. Bu iki eksenin kent duvarını deldiği yerde dört adet kent kapısı bulunuyor. Bizim Ostia Antica da bu şablona göre yapılmış. Kenti iki sur duvarı sarıyor. Birincisi MÖ IV yüzyılda yapılmış, büyük taş bloklarından (Opus Quadratum) yapılmış. İkinci duvar daha yeni MÖ 40 yıllarında yapılmış. Tuğladan. Hayatımda ilk kez tuğladan yapılmış bir sur gördüm. Bütün surların büyük taş bloklarından yapıldığını sanırdım. (İstanbul’un surlarını başıma kakmayın!)BEŞ KATLI EVLER DE VARMIŞOstia Antica’da 50 bin nüfus yaşıyormuş. Bu nüfus sayısını kafada tutarak antrepoların, çarşıların, büyük evlerin, tapınakların, bazilikaların, amfitiyatronun, hamam ve termallerin kalıntılarını görmek mümkün. Gördüğüm evlerin duvarları tuğladandı. Tuğlalardan bazılarına dokundum, bazılarını okşadım. Bunları buralara koyan, mala ile harçlarını döken ellerle buluştuğumu düşündüm. Manyaklık işte... Ostia Antica’nın evleri de kent gibi düzenli, yamuk-yumuk değil, kare ya da dikdörtgen biçiminde. Okuduğuma göre beş katlı evler de varmış. Bizde Hitit kentleri, evleri de aşağı-yukarı böyle. Ama mümtaz halkımız bununla yetinmeyip gecekonduyu keşfetmiş, Roma yerinde saymış...MUTLAKA GÖRÜNEfendim! Ostia Antica’da bir müze var, bir kafeterya var, PTT var, sıkışanlar için WC var, görmek için villaların mozayıkları var. Sağda solda bira kutu ve şişeleri, naylon poşetler göremedim. Bu kadar kusur kadı kızında da olur. Roma’ya giden ve ‘Kültür Turizması’na meraklı vatandaş, yurttaş ve hemşerilerimize, trenle, otobüsle ya da özel araba ile Ostia Antica’yı görmeye gitmelerini tavsiye ederim. 30 dakika mesafede. Özel araba ile gitmenin büyük bir yararı yok. Cardo ve Decumanus’da araba sürmeleri mümkün değil. Porta Romana’nın epeyce uzağında arabadan inmek zorundalar. Siz benim plajları beğenmediğime bakmayın, yanınıza mayonuzu alın. Dönüş yolunda Porta Romana’dan çıktıktan yarım saat sonra yorgunluğunuzu Akdeniz’in lacivert sularında....
False