Osmanlı başkentlerini yeniden keşfedelim
Minarelerle taçlandırılmış üç eski başkent, Osmanlı’nın görkeminin yüzlerce yıllık tanıkları. Bursa kuruluşa şahitlik etmiş, Edirne yükseliş döneminde ön plana çıkmış, zirve ve çöküş ise İstanbul’a kalmış. Osmanlı’nın yaklaşık 700 yılında payitaht, yani başkent olan bu üç şehir muhteşem eserlerle süslü. Yeniden keşfetmeye ne dersiniz?
EDİRNE Sinan’ın şehri
Osmanlı İmparatorluğu’na 92 yıl başkentlik yapan Edirne, Meriç, Arda ve Tunca nehirlerinin ortasında, muhteşemSelimiye Camii ile daha da güzelleşmiş bir şehir. MS 124 yılında Trakya’yı gezen Roma İmparatoru Hadrian, Edirne’ye kendi adını verip, "Hadrianapolis" demiş, zaman içinde adı Edirne’ye dönüşmüş. Edirne, Osmanlılar’ın Rumeli fetihleri sırasında önemli bir rol üstlenmiş. Yıldırım Bayezid, İstanbul’un kuşatmasını Edirne’den yönetmiş.
Şehir, 1829’da ve 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı sırasında Rusların eline geçmiş. Hatta bu dönemde cephaneliğini Ruslar almasın diye, II. Murad’ın inşaatını başlattığı Edirne Sarayı’nı havaya uçurmuşlar. Edirne, 1913’te Balkan Savaşı sırasında, Bulgarların yönetiminde, I. Dünya Savaşı’ndan sonra Yunanlılarda kalmış. Lozan Antlaşması ile Türkiye’nin sınırlarına dahil olmuş. Bugün şehirde Lozan Anıtı da bulunuyor.
Dünyanın en önemli yapıtlarından biri sayılan Selimiye, II. Selim tarafından Mimar Sinan’a 1569-1575 yılları arasında yaptırılmış. Mimar Sinan’ın ustalık eseri olarak gördüğü ve 84 yaşında bitirdiği Selimiye’yi şehrin her noktasından görmek mümkün. En güzeli de yüzlerce yıllık Yalnızgöz Köprüsü’nden seyretmek.
Selimiye bir külliye olarak yapıldığından, şadırvanlı avlusunun yanında, Arasta yani çarşı var. Burada şehrin meşhur meyve sabunları ve badem ezmeleri satılıyor. Caminin içinde Türk İslam Eserleri Müzesi de bulunuyor (0284 225 16 25). 71 metrelik dört minaresi, muhteşem kubbesi, bezemeleri, çinileri, sedef ve ahşap işçilikleri Selimiye’yi benzersiz yapıyor. Mezitbey, Sokullu, Tahtakale hamamları, Rüstempaşa Kervansarayı Sinan’ın şehirdeki diğer eserleri arasında bulunuyor. Selimiye yakınındaki Saraçlar Caddesi, şehrin en hareketli noktası. Bir tarafta tavuk satanlar, diğer tarafta ciğerlerini müşteriye beğendirmeye çalışanlar, meyve ve sebze satıcıları, Selimiye’nin gölgesinde yaşama devam ediyorlar.
Adı üzerinde, Eski Cami şehrin en eskisi, şehrin göbeğinde, belediyenin karşısında yer alıyor. Devasa hat örnekleri var. Yanında Mehmet Çelebi’nin yaptırdığı Bedesten bulunuyor, etrafında da bol miktarda dönerci. Üç Şerefeli Cami, Selimiye bitene kadar şehrin gözdesi olmuş. Özelliği ise küçük kubbelerle desteklenmeden yapılan ana kubbesi. Ana kubbe bir başına zamana direnirken, görenleri de büyülüyor.
Şehrin çok yakınında bulunan Karaağaç, Tunca ve Meriç nehrini geçtikten sonra ulaşacağınız Edirne’nin en yeşil alanlarından biri. Arnavut kaldırımlı Lozan Caddesi üzerindeki Trakya Üniversitesi’ne ait Rektörlük Binası değişik mimarisiyle ilgi çekiyor. Bu bölgede bulunan Söğütlük Parkı bahar geldiğinde yeşilin tonlarına bürünüyor. Size kalan ise ağaçların arasında keyifli bir yürüyüş.
NE YAPILIR?
á Edirne Beyazıt külliyesi ve şifahanesi, Türkiye’nin "en güzel tıp tarihi" müzesi, vakit ayırın. Hastane olarak kullanılan bu mekanda, hastaları, müzik, su sesi ve güzel kokular kullanarak tedavi etmişler (0284 212 09 22)
á Kaleiçi’ni dolaşın. Restore edilmiş güzel binalar var. Darısı Avrupa’nın en büyük sinagoglarından olan Edirne Sinagogu’nun başına.
á Edirne’nin bez bebekleri çok güzel, en iyileri Ali Paşa Çarşısı’nda. Çarşıdaki Ulaş Şekerleme’den (0284 225 58 83) badem ezmesi ve lokum alın. Diğer bir badem ezmesi satan yer de ünlü Keçecizade (0284 225 24 81). Edirne’nin deva-i misk dedikleri şekerlemeleri ve Gaziler helvası da ünlü. Beyaz peyniri ise hatırlatmaya bile gerek yok.
NEREDE YENİR?
Ağa Köşkü II. Meriç nehri yakınlarında, yemekleri lezzetli, müzikli bir restoran (0284 213 82 82) Çiçek Tava Ciğer Salonu Edirne’nin meşhur ciğerini denemek için doğru adres (0284 225 20 80) Edirne Ciğercisi de sizi memnun bırakacak adreslerden (0284 212 12 08) Murat’ın Yeri Karaağaç’ta tren garının karşısında, küçük ama sıcak bir mekan. Balık ve et ürünleri gayet lezzetli (0284 212 34 03) Reis Et ve Balık Restaurant Şehrin en iyilerinden, ister balık yiyin, ister et, mezeler çok güzel. Park Restaurant Kebap düşkünleri için ideal mekan. (0284 225 56 57) Lalezar Restaurant Tercihiniz içkili restoransa, Karaağaç yolu üzerinde. (0284 213 06 00) Hocaoğlu Köftecisi Köfte düşkünleri için (0284 214 73 00) London Cafe Gençler nerede eğleniyor diye merak ediyorsanız, Saraçlar Caddesi’ndeki bu mekana uğrayın. (0284 213 80 52) Park Otel’in altındaki Vanilla Cafe ise diğer seçenek. Edirne’ye Çorlu üzerinden gidecekseniz, Orion Alışveriş Merkezi’nin karşısında, Çorlu’nun girişindeki Dörtler Restaurant’a uğrayın. Türkiye’nin en iyi köftecilerinden biri (0282 673 14 24).
NEREDE KALINIR?
Efe Hotel Ev atmosferi olan otel şehrin en iyisi. Altındaki English Pub gece gidebileceğiniz yerlerden (0284 213 60 80 www.efehotel.com)
Pera Konuk Evi Eski bir Rum yapısı, sadece iki odası var. Sıradışı mekan meraklıları için. Mayıs ayından itibaren açık. Küçük gruplara yemek organizasyonu da yapıyorlar (0532 361 42 02). Otel Rüstempaşa Kervansaray İki Kapılı Han’da, Mimar Sinan tarafından 1561’de yapılmış bir mekan. Beklentileri yüksek olmayan nostalji düşkünlerine (0284 225 21 95 www.kervansarayhotel.net).
İSTANBUL Her yerden güzel
Osmanlı Bizans’la yarışırcasına, yeni başkenti mimari şaheserlerle donatmış. Eserler çok fazla, bu yazıda ise öne çıkan birkaç tanesi var: Süleymaniye Camii, Mimar Sinan’ın kalfalık eseri olarak geçse de Osmanlı’nın en ihtişamlıyapılarından biri. İstanbul’un en büyük, bazılarına göre de en güzel camii. Eski şehrin üçüncü tepesini taçlandırıyor. Kanuni’nin tahta geçişinin 30’uncu yılı olan 1550’de, Osmanlı’nın en önemli mimarı Sinan tarafından inşaatı başlatılan cami yedi yılda tamamlanmış. İçinde kervansaraydan medreseye, hamamdan hastaneye çok sayıda yapı var. Kanuni ve Ukrayna asıllı eşi Hürrem Sultan’ın türbeleri de caminin bahçesinde.
Kapalıçarşı, 1461’den beri mevcudiyetini sürdüren, 60’a yakın sokağa ve dört bin dükkana sahip, dünyanın en eski ve en büyük çarşılarından biri. Yedi tepeli şehrin ikinci tepesine yerleşmiş. Eminönü’nde ise Kapalıçarşı’nın daha küçüğü olan Mısır Çarşısı var. Yeni Cami’ye gelir getirmesi için yaptırılan bu yapı baharatların gizemli dünyasına aralanan hoş bir kapı.
Günün sonunda el kol dolu bir vaziyette Cağaloğlu Hamamı’na gidip rahatlayabilirsiniz. 1741 yılında I. Mahmud tarafından yaptırılan hamam, Kral VIII. Edward’dan Franz Liszt’e, İstanbul’da yaşamış ünlü hemşire Florence Nightingale’den Tony Curtis’e çok sayıda ünlüyü ağırlamış. Her ne kadar Cağaloğlu Hamamı en bilinen olsa da benim tercihim, Zeyrek Çinili ve Beylerbeyi hamamları. Daha az turistik ve otantik.
Ayasofya’nın tam karşısında Sultanahmet Camii isimli bir mücevher var. Yapıldığı zaman dünyadaki altı minareli tek cami olan eser Sedefkar Mehmet Ağa’ya ait. İçinde bulunan 20 binin üzerindeki İznik çinisi ve duvar bezemelerinden dolayı yabancıların Mavi Cami dedikleri bu yapı 1609-1616 yılları arasında yapılıp, şehrin siluetini değiştirmiş.
Topkapı Sarayı, Osmanlı sultanlarına 400 yıl boyunca hizmet veren mekan. Dolmabahçe Sarayı’nın 1856’da bitirilmesiyle eski saray haline gelen Topkapı, dört büyük avludan oluşuyor. Aslında saray içinde Aya İrini, Arkeoloji Müzesi ve Gülhane Parkı’nın da bulunduğu çok geniş bir alana yayılmış. Manzarası ise inanılmaz. Dolmabahçe ise Osmanlı’nın "Boğaz’ın hasta adamı" olmadığını göstermek için yaptırdığı saraylardan. İçinde 285 oda, 6 banyo ve 43 salon bulunuyor. En etkileyici kısmı, selamlık ile harem arasında kalan salon.
NEREDE YENİR?
İstanbul’un tarihi yarımadası üzerinde Osmanlı’nın izlerini takip ederken yemek yiyebileceğiniz çok güzel yerler bulunuyor: Fes Cafe (0212 526 30 70 www.fescafe.com) Hem Kapalıçarşı’nın içinde, Halıcılar Caddesi’nde, hem de Nuruosmaniye’nin ara sokaklarından biri olan Ali Baba Türbe Sokak’ta. Dekorasyon sıradışı. Yemekler ve servis enfes. İçinde doğal ürünlerden yapılma, sabunlar, peştemaller, yatak örtüleri satan Abdulla isimli dükkan da var. Turing Ayasofya Konakları (0212 513 36 60 www.ayasofyapensions.com) Terasta yemek yerken Ayasofya ile flört edebilirsiniz. Balıkçı Sabahattin (0212 458 18 24) Balık sevenler buyursun. Pudding Shop Lale Restaurant (0212 522 29 70 www.puddingshop.com) Türk yemekleri ile midenize bir ziyafet çekmek için durabilirsiniz. Tarihi Sultanahmet Köftecisi (0212 520 05 66) Hem ucuz hem de çok lezzetli. Kurucu Ali Baba Kanaat Lokantası (0212 520 76 55) Önünüzde kuru fasulye pilav, karşınızda Mimar Sinan’ın görkemli Süleymaniye’si. Darüzziyafe (0212 511 84 14) Süleymaniye Camii’nin imareti bugün Türk yemekleri deneyebileceğiniz güzel bir restoran. Hamdi (0212 528 03 90 www.hamdirestaurant.com) Kebaplar da güzel, manzara da. Vonalı Celal (0212 516 18 93 www.vonalicelal.net) Vona Perşembe’nin eski adı, Celal Bey de 1974’ten beri Karadeniz mutfağını Perşembe’de misafirlerine tattıran kişi. Büyük şehire gelip, Sahil Yolu, Cankurtaran’da restoran açmış. Yeni dünya, töngel, kara yemiş gibi 120 çeşit turşu var. Pazı simlesi, merulcan, salamura hamsi soğuk mezelerden bazıları. Sakarca, dible, kuymak, yağlaç ise ara sıcak olarak tercih edebileceklerinizden.
Four Seasons Hotel (0212 638 82 00) Eski cezaevi yıllardır üstüste Avrupa’nın en iyi oteli seçildi. Avludaki restoranda, yemekler çok leziz. Pazar bruchları eşsiz. Yeşil Ev (0212 517 67 85 www.istanbulyesilev.com) Yazın bahçesi vaha gibi. Develi (0212 529 08 33 www.develikebap.com) Otantik kebapçı halen Samatya’nın göz bebeği. Asitane (0212 534 84 14 www.kariyeotel.com) Bence şehirdeki en iyi Osmanlı mutfağı. Dünyaca ünlü Zagat restoran rehberinde Sultanlara layık bir yemek için, diyor. Hemen Kariye Camii’nin yanında.
BURSA İlk göz ağrısı
İlk altı Osmanlı sultanının gömüldüğü, eskiden ipek ve termal banyolarının ekonomiye damgasını vurduğu bu yerleşim, adını MÖ II. yüzyılda burada yaşamış olan kral Prusias’dan almış. Anlatılanlara göre, mezarı Gebze yakınlarında olanKartacalı Hannibal, şehrin yeri konusunda Prusias’a yardımcı olmuş. Önceleri İzmit ve İznik’in gölgesinde kalan şehir, Romalıların hamamlara düşkünlüğü sayesinde gözde şehirlerden biri haline gelmiş, Bizans’ın en önemli imparatorlarından biri olan Jüstinyen döneminde, ipek ticareti sayesinde iyice kalkınmış. Osmanlılar zamanında şehri kuşatan kişi Osman Gazi ama zafer oğlu Orhan’ın olmuş ve Bursa ilk sultanların göz ağrısı olarak görkemli eserlerle donatılmış.
Bursa’yı keşfetmeye merkezden, Ulu Cami’den başlayın. 1400’lü yıllarda Sultan I. Bayezid’in yaptırdığı camide tek kubbe yerine yirmi kubbe var. Bayezid’in 20 cami yaptırma sözü varmış, bakmış olmuyor onun yerine 20 kubbelisini yaptırmış. Caminin yanında, İstanbul’daki kadar turistik olmayan, hálá yerel tatlar taşıyan bir kapalı çarşı bulunuyor, onun bitişiğinde ise birbirinden şık ipeklileri bulacağınız Koza Han. Koza Han’ın avlusundaki masalardan birine oturup, 6. yüzyılda Çin’den ipek kozalarını gizlice kaçırıp Bizans’ta üretimini sağlayan eski zaman insanlarını düşünün. Aylardan haziran ya da temmuzsa çuval çuval beyaz kozalarını satmak için buraya gelen çiftçileri göreceksiniz.
Muradiye ve Yeşil Cami de gezmeniz gereken eserlerden. Yeşil Cami 1424 yılında yaptırılmış, adı üzerinde yeşil çinilerle bezenmiş bir eser. Yanındaki turkuaz çinilerle süslenmiş Yeşil Türbe ise I. Mehmed ve ailesinin gömüldüğü yer.
NE YAPILIR?
á Türkiye’de türünün tek örneği olan TOFAŞ Anadolu Arabaları Müzesi ile içinde şehirde yaşamış altı padişahın balmumu heykelinin olduğu Bursa Kent Müzesi’ni ziyaret edin.
á Yeşil Cami’nin etrafında hoş bir Osmanlı dokusu, eskiden kalma bazı yapılar var. Kafelerden birinde oturup, Cumhuriyet dönemine kadar Keşiş dağı olarak da adlandırılan Uludağ’ın eteklerinde keyif yapın, sonra Kapalıçarşı’da kaybolun.
á Gümüşlü Kahve, şehrin ortasında vaha gibi. Ağaçların altında, serin ama rüzgarsız nefis bir yer.
á Kafkas’tan kestane şekeri alın (www.kafkas.com)
á Hamama gidin. Çakır ve Demirtaş Paşa hamamlarını deneyebilirsiniz.
á Cumalıkızık, Tirilye ve Mudanya’ya gidin.
á Bursa’nın en eski köylerinden olan İnkaya’da bulunan, 600 yıllık çınarın gölgesi altında hayal kurun.
NEREDE KALINIR?
Otel Çelik Palas (0224 233 38 00 www.celikpalasotel.com) Eskiden izler taşıyan, restore edilmiş, şık bir otel. Hamamı harika. Güneş ışınlarının sızdığı kubbe altında, mermer kurnalarda yıkanmak pek keyifli. Kervansaray Termal Otel (0224 233 93 00 www.kervansarayhotels.com) Çekirge’deki otelin hamamı Türkiye’deki en güzel hamamlardan biri. Authentique Club (0224 211 32 80 www.otantikclubhotel.com) Bursa’nın nefes alma noktalarından biri olan Botanik Park’ın içinde. İçindeki Şifne Restaurant şehrin en iyilerinden. Efehan Otel (0224 225 22 60 www.efehan.com.tr) Şehrin merkezinde, üst katlardaki odalarından Uludağ manzarası var.
NEREDE YENİR?
Beceren (0224 211 52 60) Botanik Park’ın içinde. Ağırlıklı olarak kebap var. Balıkçı Reşat (0224 222 25 02) Bursa’daki Arap Şükrü Sokağı adeta Kumkapı gibi. Özellikle yazın, dışarıda oturup, deniz ürünleri yiyebileceğiniz restoranlar var. Reşat, en iyilerinden. Çiçek Izgara (0224 221 65 26) Bir Bursa klasiği. Kitabevi (0224 225 41 60) Sahibi Dilek Çelebi, avukatlığı bırakıp, Tophane yakınlarındaki, eski bir Bursa evini restoran, bar, kitapçıya çevirmiş. Yazın bahçesi sergilere de ev sahipliği yapıyor. Bademli’de de çok sayıda tesis açıldı. Cafe de Paris (0224 244 76 01) restoran, Pronto (0224 244 72 26) kafe, Boo (0224 244 88 78) ise bar olarak hizmet veriyor. Balıkçı Nadir (0224 244 66 18) deniz ürünleri için iyi bir seçim. Balıkçı Mehmet, Barba Restaurant ve Tavukçu Kevser Bademli’de bulunan iyi işletmelerden.
İskender Kebap şehir merkezinde (0224 221 46 15) ve Botanik Park’ta (0224 211 26 90 www.kebapciiskender.com.tr). Uludağ’ın kekik ve otlarıyla beslenen koyunların eti kullanılıyor. Kebapçı İskender’in mönüsünde, Bursa’nın meşhur Kemalpaşa tatlısı da var. Uludağ Kebapçısı (0224 254 72 64) Cemal Usta’nın eski Santral Garajı’ndaki ufacık dükkanı çok meşhur. 1964 yılından beri kebabın Bursa’daki adreslerinden.
Saffet Emre TONGUÇ
tonguc@saffetemretonguc.com