Ölümsüz zeytin ağaçlarının eşliğinde zaman yolculuğu
I. Antiokhos Soter’in eşini onurlandırmak için kurduğu Nysa’yı ve 1.800 yıllık zeytinlerin gölgesinde gezebileceğiniz Teos’u ziyaret etmenin tam sırası. Teos’ta tarihin katmanları arasında şehri, bölgenin zengin bitki dünyasını ve kuşları tanımak, Nysa’da yeni gün yüzüne çıkan antik çeşmeyi görmek için bir gününüzü ayırmanız yeterli.
Yazdan kalma bir gün… Yüzüm güneşe dönük, her köşesinde beklenmedik güzellikler barındıran Ege’nin o tatlı meltemini arkama alarak yola çıktım. Anadolu’nun kalbine uzanan tarihi bir yolculuk beni bekliyordu. İlk durağım Yunan mitolojisine göre Hermes’in büyütmeleri için Nysa Dağı’nın perilerine emanet ettiği bebek Dionysos’un kenti Nysa oldu. Ferhat, Şirin için dağları delerken, I. Antiokhos Soter de eşini onurlandırmak için Nysa’yı kurmuş. Kent bu özelliğiyle dişi olarak anılıyor. Gezimize hem gölgesinde nefes alma imkânı veren hem de binlerce canlıya yuva olan zeytin ağaçları eşlik ediyor.
Nysa’da anıtsal çeşme
Nysa’daki kazı çalışmaları Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Ankara Üniversitesi adına 2012’den bu yana Doç. Serdar Hakan Öztaner başkanlığında yürütülüyor. Öztaner ve ekibinin paylaştığı en heyecan verici haber bu yaz buldukları 1.800 yıllık anıtsal çeşme yapısı. Roma döneminde kentin süs unsurlarından biri olan çeşme, çevresine serinlik veriyormuş. Nysa’da kazılacak daha çok yer var. Kazılar kapsamında Sütunlu Cadde’nin doğu kesiminin ortaya çıkarılması planlanıyor. 10 bin kişilik amfitiyatrosu, meclis binası, gymnasium, stadion ve günümüze kadar çok iyi korunan yapılardan biri sayılan kütüphanesiyle ayağa kaldırılan Nysa’da, coğrafyacıların atası sayılan gezgin tarihçi ve filozof Strabon’un da eğitim görmüş olması kentin taşıdığı ‘eğitimin merkezi’ unvanını ispatlıyor.
Engelli dostu parkurlarıyla kentin önemli yapılarına erişim imkânı sağlayan Nysa’ya yolunuz düşerse Aydın Arkeoloji Müzesi’nin yanı sıra antik kente 5 kilometre mesafedeki tarihi Kavaklı Köyü’nü de ziyaret edebilirsiniz. Köylülerin hazırladığı doğal ürünlerin satıldığı pazardan alışveriş yapabilir, otlu ve tahinli gözlemelerinden tadabilirsiniz.
Teos’ta Umay Nine Ağacı
Zamanda yolculuğumun ikinci durağıysa Seferihisar’a 8 kilometre uzaklıkta ve bin yaşını aşmış yüzlerce zeytin ağacıyla kaplı Teos Antik Kenti. Tarihi ve kültürel zenginliğinin yanı sıra doğal güzellikleriyle de dikkat çeken antik kentte bugüne kadar 350’yi aşkın bitki türü tespit edilmiş. Arkeolojik bilgi levhalarının arka yüzlerinde Teos’ta yaşayan çiçeklerinden kuş türlerine, florasına ve faunasına dair bilgileri okuyabilirsiniz. Teos’ta uğramanız gereken yerlerden biri de Umay Nine Ağacı. Devasa gövdesiyle birçok canlının 1.800 yıldır evi. Türk mitolojisinde çocukları, hamile kadınları ve bebekleri koruyan ruh/bilge Anadolu kadını ‘Umay’ı hatırlatıyor.
Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Ankara Üniversitesi adına 2010’dan bu yana Prof. Musa Kadıoğlu’nun başkanlığında yürütülen kazılar kapsamında, mimarı Prieneli Hermogenes olan Dionysos Tapınağı’nın tamamen gün yüzüne çıkarılması hedefleniyor. Teos’un kültür-sanat açısından da anlamı büyük. Tarihte ilk kez Sanatçılar Birliği burada kurulmuş. Kent, aralarında şair-kitap koleksiyoncusu Apellikon, Epikuros ve Hekataios’un da bulunduğu antikçağın önemli filozof ve sanatçılarını ağırlamış. Teos’a gitmişken kentin sevimli kedisi Paşa’ya merhaba demeden, Seferihisar Sığacık Körfezi’nde dalış yapmadan ve organik pazarda yöresel yemekleri tatmadan dönmemelisiniz. Kazıların Türkiye İş Bankası’nın desteğiyle sürdürüldüğü Nysa ve Teos antik kentleri toprağın altında saklı kalan binlerce yıllık Anadolu uygarlığının gerçek kökenine ışık tutmaya devam ediyor.