Son Güncelleme:
Okyanus yatağında gelgitle dans ettim
İrlanda Cumhuriyeti’nin kuzeyindeki Donegal bölgesi, deniz çekildiğinde ovaya dönüşen kumsalları, sahili çevreleyen uçurumları, gözalabildiğine uzanan çayırları, şatoları, kaleleriyle ünlü. Anestesi ve reanimasyon uzmanı Doktor Burkay Adalığ, yaz sonunda gittiği bölgede, gelgit sırasında deniz yatağında yürüdü, fotoğraf çekti, pub’larda Guinness yudumladı. İzlenimlerini Hürriyet Seyahat okurları için yazdı.
Burnumuzda yoğun deniz kokusu, dümdüz, ıslak ve incecik kumların üstünde karşıdaki tepeciğe doğru yürüyoruz. Ağustostayız ama hava oldukça serin, rüzgarlı. Gökyüzü çok hareketli, her an yeni bir yağmur gelebilir. Aceleci gri bulutlar ortama gerçekdışı bir hava veriyor. İçimde bir heyecan var, sık sık saate bakıyorum. Biliyorum bir sonraki gelgit saatler sonra; ancak dün duyduğumuz hikayeden sonra endişeliyim. Her an sular yükselebilir, kum üstünde yatan gemi enkazıyla birlikte suların içine gömülebiliriz. Gelgit çok yüksek sayılmaz; su olsa olsa belimize kadar yükselecek, ancak bu soğukta buz gibi okyanusta ıslanmak hiç hoş değil. Dün Donegalli bir grup çocuk piknik için karşıdaki tepeye yürümüş ancak gelgiti hesaplamadıkları için suların ortasında kalarak ada haline dönüşen bu tepecikte mahsur kalmış, balıkçılar ulaşıp kurtarmış...
ENJA’NIN KÖYÜNDE
Bun Beag köyü yakınlarındaki Magheraclogher kıyısı, Donegal sahillerinden belki de en ünlüsü. Bölge halkının sevdiği bir sayfiye yeri. Az sayıda turiste rastlanıyor. Açığında karaya oturmuş küçük balıkçı teknesi neredeyse bölgenin simgesine dönüşmüş. Bir önceki gün pervaneli uçağımız Atlas Okyanusu’nun uçsuz bucaksız granit düzlüklerle buluştuğu inanılmaz bir coğrafyadan süzülüp, küçücük Donegal Havaalanı’na inmişti. Sahilde yürürken arada bir dönüp arkama bakıyorum. Donegal’in en yüksek dağı Mount Errigal, uçaktan olduğu kadar etkileyici. Yolculuk boyunca uçakta şarkıları çalınan Enja, bu dağın eteklerindeki Gweedore köyünde doğup büyümüş. İki akşam sonra yörenin sevimli pub’larından Huidi Beag’da Guiness biralarımızı içerken yine Enja’nın öyküsüyle karşılaşıyorum: İlk konserini burada vermiş.
Okyanus kıyısında 12 saatte bir görülen gelgitler Güneş ve Ay’ın tek çizgide olduğu dönemlerde en yüksek seviyesine ulaşıyor. Akşam odamda fotoğrafları gözden geçirirken, heyecanla yürüdüğüm sahilin dün uçakla inerken çektiğim yer olduğunu farkediyorum. Sahile yakın, küçük, sevimli bir ada fotoğraftaki. Oysa yürüyüşteki manzara bambaşkaydı...
GOLF CENNETİ
Bölgede yerleşim seyrek. Müstakil, 2-3 katlı evleri uçsuz bucaksız çayırlara sanki yukarıdan birisi serpmiş. Şehir merkezi denebilecek yer yok. Toplu ulaşım yerine, otomobil kiralayarak bu bölgeyi keşfetmekte yarar var. Trafiğin soldan akması, küçük köy yollarında büyük sorun teşkil etmiyor. Koyunlara dikkat, onlar sağ sol dinlemiyor.
Golf burada zenginlerin hobisi değil, çocuğundan yaşlısına herkesin sporu. Halka açık pek çok golf alanı var. Doğaldır ki balıkçılık yaygın. Bun Beag, içinden Cladaigh Deresi’nin geçtiği küçük bir balıkçı köyü. Sevimli doğal limanından (İrlanda’nın en küçük limanı) kuzeydeki Toraigh ve Gabhla adalarına feribot kalkıyor. Limanda yürümek, balıkçıları izlemek, sohbet etmek çok keyifli.
İrlanda’nın çok özel bir mutfağı olduğu söylenemez. Şirin restoranlarda damak tadınıza uygun bir mönüyü kolayca bulabilirsiniz. En popüler içki, krema gibi köpüklü geleneksel siyah İrlanda birası Guinness. Pub’lar gece sohbetin yanı sıra eğlence mekanına dönüşüyor. Şanslıysanız, bodhran (keçi derisinden davul), uilleann (küçük İrlanda gaydası) ve keman eşliğinde İrlanda şarkıları seslendiren gruplara rastlayabilirsiniz. İrlanda’da yaygın olarak İngilizce konuşulsa da bazı yaşlılar Keltçe kökenli “Irish”i tercih ediyor. Okulda da Irish zorunlu ders. Tabelalar her iki dilde yazılmış.
Donegal, metropollerden sıkılan, doğayı ve sessizliği seven tatilciler için ideal mekan. Dublin de görülmeye değer. Eğer bu bölgenin komşusu olan Kuzey İrlanda’ya geçmeyi düşünüyorsanız, yola çıkmadan İrlanda vizesiyle birlikte İngiltere vizesi de almanızda yarar var. THY her gün İstanbul’dan Dublin’e karşılıklı sefer yapıyor. Önerim, Dublin’den Donegal’e yerel havayolu Aer Arann’ın küçük pervaneli uçaklarıyla uçmanız ve manzaranın tadını çıkarmanız. Konaklamak için havaalanına yakın Seaview Hotel Gweedore’u seçebilirsiniz. Adaya yürümek istiyorsanız, Magheraclogher sahilindeki bölgenin büyük otellerinden OstanGweedore bir başka seçenek. Köyde de çok sayıda pansiyon bulunuyor. (www.countydonegal.com / www.donegaltown.ie)
ENJA’NIN KÖYÜNDE
Bun Beag köyü yakınlarındaki Magheraclogher kıyısı, Donegal sahillerinden belki de en ünlüsü. Bölge halkının sevdiği bir sayfiye yeri. Az sayıda turiste rastlanıyor. Açığında karaya oturmuş küçük balıkçı teknesi neredeyse bölgenin simgesine dönüşmüş. Bir önceki gün pervaneli uçağımız Atlas Okyanusu’nun uçsuz bucaksız granit düzlüklerle buluştuğu inanılmaz bir coğrafyadan süzülüp, küçücük Donegal Havaalanı’na inmişti. Sahilde yürürken arada bir dönüp arkama bakıyorum. Donegal’in en yüksek dağı Mount Errigal, uçaktan olduğu kadar etkileyici. Yolculuk boyunca uçakta şarkıları çalınan Enja, bu dağın eteklerindeki Gweedore köyünde doğup büyümüş. İki akşam sonra yörenin sevimli pub’larından Huidi Beag’da Guiness biralarımızı içerken yine Enja’nın öyküsüyle karşılaşıyorum: İlk konserini burada vermiş.
Okyanus kıyısında 12 saatte bir görülen gelgitler Güneş ve Ay’ın tek çizgide olduğu dönemlerde en yüksek seviyesine ulaşıyor. Akşam odamda fotoğrafları gözden geçirirken, heyecanla yürüdüğüm sahilin dün uçakla inerken çektiğim yer olduğunu farkediyorum. Sahile yakın, küçük, sevimli bir ada fotoğraftaki. Oysa yürüyüşteki manzara bambaşkaydı...
GOLF CENNETİ
Bölgede yerleşim seyrek. Müstakil, 2-3 katlı evleri uçsuz bucaksız çayırlara sanki yukarıdan birisi serpmiş. Şehir merkezi denebilecek yer yok. Toplu ulaşım yerine, otomobil kiralayarak bu bölgeyi keşfetmekte yarar var. Trafiğin soldan akması, küçük köy yollarında büyük sorun teşkil etmiyor. Koyunlara dikkat, onlar sağ sol dinlemiyor.
Golf burada zenginlerin hobisi değil, çocuğundan yaşlısına herkesin sporu. Halka açık pek çok golf alanı var. Doğaldır ki balıkçılık yaygın. Bun Beag, içinden Cladaigh Deresi’nin geçtiği küçük bir balıkçı köyü. Sevimli doğal limanından (İrlanda’nın en küçük limanı) kuzeydeki Toraigh ve Gabhla adalarına feribot kalkıyor. Limanda yürümek, balıkçıları izlemek, sohbet etmek çok keyifli.
İrlanda’nın çok özel bir mutfağı olduğu söylenemez. Şirin restoranlarda damak tadınıza uygun bir mönüyü kolayca bulabilirsiniz. En popüler içki, krema gibi köpüklü geleneksel siyah İrlanda birası Guinness. Pub’lar gece sohbetin yanı sıra eğlence mekanına dönüşüyor. Şanslıysanız, bodhran (keçi derisinden davul), uilleann (küçük İrlanda gaydası) ve keman eşliğinde İrlanda şarkıları seslendiren gruplara rastlayabilirsiniz. İrlanda’da yaygın olarak İngilizce konuşulsa da bazı yaşlılar Keltçe kökenli “Irish”i tercih ediyor. Okulda da Irish zorunlu ders. Tabelalar her iki dilde yazılmış.
Donegal, metropollerden sıkılan, doğayı ve sessizliği seven tatilciler için ideal mekan. Dublin de görülmeye değer. Eğer bu bölgenin komşusu olan Kuzey İrlanda’ya geçmeyi düşünüyorsanız, yola çıkmadan İrlanda vizesiyle birlikte İngiltere vizesi de almanızda yarar var. THY her gün İstanbul’dan Dublin’e karşılıklı sefer yapıyor. Önerim, Dublin’den Donegal’e yerel havayolu Aer Arann’ın küçük pervaneli uçaklarıyla uçmanız ve manzaranın tadını çıkarmanız. Konaklamak için havaalanına yakın Seaview Hotel Gweedore’u seçebilirsiniz. Adaya yürümek istiyorsanız, Magheraclogher sahilindeki bölgenin büyük otellerinden OstanGweedore bir başka seçenek. Köyde de çok sayıda pansiyon bulunuyor. (www.countydonegal.com / www.donegaltown.ie)