Yeşim ÇOBANKENT
Son Güncelleme:
Narlar diyarındaki altın rengi cennet
Bu satırların yazarı hoş bir vesileyle dedelerinin toprağını görme bahtiyarlığına erişti. Dede memleketi “Narlar Diyarı” (Ateşler Ülkesi) Bakü, hoş vesile ise Günseli Kato’nun Cennet sergisi. Kato’nun altın saçlı melekleri Azerbaycan “ince sanat” alemini epeyce heyecanlandırdı. Oradaydık, bildiriyoruz.
Bakü şaşırtıcı bir şehir. Modern görünüşlü, şık mimarili, tertemiz ve ferah feza. Hazar’ın kıyısında paten kayan gençler gibi, şehir de fıkır fıkır kaynıyor. İnsanları olağanüstü misafirperver ve sakin, her şey biraz Batılı biraz Doğulu.
Yolumuzun bu nefis şehre düşmesine vesile olan Günseli Kato’yu nasıl tanırsınız, bilemem. Ancak okuduğunuz bu yazıda minyatür sanatına getirdiği yorumla dikkat çeken, mavi saçlı ve sıcakkanlı bir sanatçı Kato.
Çalışkanlığı, enerjisi ve sanat aşkı Azerbaycanlı kardeşlerimizin de dikkatinden kaçmamış olacak ki, sergi açması için yakın zamanda Bakü’ye davet edildi. Yani sihirli küre size gelecek ay için bir Bakü gezisi gösterirse aklınızda bulunsun; Kato’nun “Cennet”sergisi Bakü’nün İçeri Şehir’indeki Küçük KervansarayArt Garden’da Haziran ortasına kadar sürüyor. Bu arada İçeri Şehir deyip geçmemek gerek. Burası UNESCO tarafından Dünya Mirası listesine alınan ve Bakü’nün gözbebeği gibi koruduğu kıymetli bir bölümü, hatta kalbi. Bakü’nün simgesi “Kızkalası” da burada yer alıyor.
Bu kadim şehir Zerdüşt, Sasani, Arap, Farsi, Şirvani, Osmanlı ve Rus kültürlerinin izlerini taşıyor, taş işçiliğinin sade güzelliği de insanı kendinden geçiriyor. Burası o kadar mühimseniyor ki, İngiltere’de eğitim görmüş genç ve kibar valisi Mikael Jabbarov bile doğrudan devlet başkanı İlham Aliyev’e bağlı.
SANAT ESERİ BİR BEDEN
İçeri Şehir valisinin resmi davetlisi Günseli Kato, Bakü’de bol bol televizyon programı ve söyleşiye katıldı. Sergi açılışından bir gece önce de Bakü’nün meşhur “Siyah-Beyaz” balosunun onur konuğuydu. Çok sayıda yabancı davetlinin de katıldığı baloda minik bir müzayede gerçekleşti ve Kato’nun sergideki bir resmi açık artırmayla 4 bin liraya satıldı. Ertesi gün sergisinin açılışında sergilediği enteresan performans ise Kato’nun balodaki süksesini fersah fersah solladı.
Yakın arkadaşı ünlü Japon modacı Issey Miyake’nin vazgeçemediği tasarımlarından birini giymişti Kato. Origamiyi hatırlatır bir şekilde bağladığı beyaz elbisesi ve altın sarısına boyadığı saçlarıyla Küçük Kervansaray’ın avlusunda belirdiğinde izleyicilerin gözleri faltaşı gibi açıldı. Muhtemelen daha önce bedenini sanat eseri gibi korkusuzca sergileyen bir kadın görmemişlerdi hiç.
Günseli Kato elinde bendiriyle ruhani bir müzik eşliğinde dans eder gibi yürürken, fazlasıyla kendine özgü minik bir tören sergiledi. Böylece hepimizi Cennet adlı sergisindeki altın saçlı melekleri görmeye hazır bir ruh haline sürükledi. Çivit mavisi bir ışığın içinde yaşayan bu meleklerden hangisinin Cennet’e yükseldiğini en iyi o biliyordu ama o gün o avluda adına insan denilen mahlukatın kafasın ziyadesiyle karıştırmayı da başardı...
KATO’DAN CENNET YORUMU
Koruyucu güçlerin her yerde varlığını hissettirdiği en eski şehirde, sanki simgelerle gerçekler iç içe geçmişti. Bir an içi ürperdi. Kuleler, surlar, saraylar, kubbeler, dehlizlerle dolu bu sırlar şehrinde sonsuza kadar kalmak istedi. O kapıdan geçmek binlerce yılın, insanın izini, sesini ve kültürünü duymak demekti. Büyülenmiş gibi bakarak sokaklarda dolaştı, meydanlardan geçti. Gördüğü her şey onu daha da şaşırtıyor, kendine hayran bırakıyordu. İşte tam o sırada bir rüzgâr çıktı. Yerle göğü birbirine bağlayan Dilek Ağacı’na asılmış dilekler bir o yana bir bu yana sallandı. İnsanlarla meleklerin duaları yerine ulaşmış, kapı aralanmış ve buradan süzülen ışık her yeri aydınlatmıştı.
Yolumuzun bu nefis şehre düşmesine vesile olan Günseli Kato’yu nasıl tanırsınız, bilemem. Ancak okuduğunuz bu yazıda minyatür sanatına getirdiği yorumla dikkat çeken, mavi saçlı ve sıcakkanlı bir sanatçı Kato.
Çalışkanlığı, enerjisi ve sanat aşkı Azerbaycanlı kardeşlerimizin de dikkatinden kaçmamış olacak ki, sergi açması için yakın zamanda Bakü’ye davet edildi. Yani sihirli küre size gelecek ay için bir Bakü gezisi gösterirse aklınızda bulunsun; Kato’nun “Cennet”sergisi Bakü’nün İçeri Şehir’indeki Küçük KervansarayArt Garden’da Haziran ortasına kadar sürüyor. Bu arada İçeri Şehir deyip geçmemek gerek. Burası UNESCO tarafından Dünya Mirası listesine alınan ve Bakü’nün gözbebeği gibi koruduğu kıymetli bir bölümü, hatta kalbi. Bakü’nün simgesi “Kızkalası” da burada yer alıyor.
Bu kadim şehir Zerdüşt, Sasani, Arap, Farsi, Şirvani, Osmanlı ve Rus kültürlerinin izlerini taşıyor, taş işçiliğinin sade güzelliği de insanı kendinden geçiriyor. Burası o kadar mühimseniyor ki, İngiltere’de eğitim görmüş genç ve kibar valisi Mikael Jabbarov bile doğrudan devlet başkanı İlham Aliyev’e bağlı.
SANAT ESERİ BİR BEDEN
İçeri Şehir valisinin resmi davetlisi Günseli Kato, Bakü’de bol bol televizyon programı ve söyleşiye katıldı. Sergi açılışından bir gece önce de Bakü’nün meşhur “Siyah-Beyaz” balosunun onur konuğuydu. Çok sayıda yabancı davetlinin de katıldığı baloda minik bir müzayede gerçekleşti ve Kato’nun sergideki bir resmi açık artırmayla 4 bin liraya satıldı. Ertesi gün sergisinin açılışında sergilediği enteresan performans ise Kato’nun balodaki süksesini fersah fersah solladı.
Yakın arkadaşı ünlü Japon modacı Issey Miyake’nin vazgeçemediği tasarımlarından birini giymişti Kato. Origamiyi hatırlatır bir şekilde bağladığı beyaz elbisesi ve altın sarısına boyadığı saçlarıyla Küçük Kervansaray’ın avlusunda belirdiğinde izleyicilerin gözleri faltaşı gibi açıldı. Muhtemelen daha önce bedenini sanat eseri gibi korkusuzca sergileyen bir kadın görmemişlerdi hiç.
Günseli Kato elinde bendiriyle ruhani bir müzik eşliğinde dans eder gibi yürürken, fazlasıyla kendine özgü minik bir tören sergiledi. Böylece hepimizi Cennet adlı sergisindeki altın saçlı melekleri görmeye hazır bir ruh haline sürükledi. Çivit mavisi bir ışığın içinde yaşayan bu meleklerden hangisinin Cennet’e yükseldiğini en iyi o biliyordu ama o gün o avluda adına insan denilen mahlukatın kafasın ziyadesiyle karıştırmayı da başardı...
KATO’DAN CENNET YORUMU
Koruyucu güçlerin her yerde varlığını hissettirdiği en eski şehirde, sanki simgelerle gerçekler iç içe geçmişti. Bir an içi ürperdi. Kuleler, surlar, saraylar, kubbeler, dehlizlerle dolu bu sırlar şehrinde sonsuza kadar kalmak istedi. O kapıdan geçmek binlerce yılın, insanın izini, sesini ve kültürünü duymak demekti. Büyülenmiş gibi bakarak sokaklarda dolaştı, meydanlardan geçti. Gördüğü her şey onu daha da şaşırtıyor, kendine hayran bırakıyordu. İşte tam o sırada bir rüzgâr çıktı. Yerle göğü birbirine bağlayan Dilek Ağacı’na asılmış dilekler bir o yana bir bu yana sallandı. İnsanlarla meleklerin duaları yerine ulaşmış, kapı aralanmış ve buradan süzülen ışık her yeri aydınlatmıştı.