Muhteşem Brunei

1888’ de İngiliz sömürgesi olan ülke, 1 Ocak 1984’te bağımsızlığını ilan etti. Resmi adı Brunei Darüsselam olan ülke bağımsızlığı ilan edildiğinden beri Sultan Hasan Al Bolkiah tarafından yönetiliyor. Sultan dünyanın en zengin insanlarından biri olduğu için ‘Altın Sultan’ olarak tanınmaktadır.

Petrol ülkenin daha doğrusu sultanın en büyük ekonomik kaynağı... O yüzden bu petrol kuyularını adım başı görmeniz oldukça olağan. Bakmayın bu kadar yeren bir anlatımla konuya başladığıma aslında çevresi oldukça düzenli ve güzel bir ülke Brunei... Sokaklar gayet temiz ama işte insan yine de şöyle bir durup düşünüyor mesela burada gittiğim Doğu'nun Venedik'i olarak adlandırılan Kampong Ayer, halkın fakirliğini gözler önüne sererken, arkada tüm ihtişamıyla sultanın kendisi için yaptırdığı camisi arzı endam ediyor.

Brunei için farklı şeyler anlatmak istiyorum ama elim yine sultanın zenginliğini yazmaya gidiyor. Hatırlarsınız belki yakın zamanda dünya gelmiş geçmiş en zengin düğünü gördü. Tabii ki bu düğün Brunei' de gerçekleşti 5 milyon dolar gibi minik bir masrafa neden olan düğün, dünyanın Brunei'yi daha da bir tanımasına vesile oldu. Biz burada kıskançlık komalarına girelim ne fayda…

Neyse kimsenin malında mülkünde gözümüz yok elbet... Allah daha çok versin ne diyelim benim canımı sıkan sadece, halk böyle zavallı ve cahil yaşarken bazı insanların buna sessiz kalması insanına yatırım yapmaması... Dini inançlarının neyi gerektirip neyi gerektirmediğini de sorgulamak haddim değil ama insan olmanın özünde adaletli ve merhametli olmak vardır diye düşünüyorum... Biz yine konumuza dönelim ve Brunei'de nereleri görelim kısmına gelelim artık.

Royal Regalia Müzesi tamamen kraliyet mirasını sergileyen bir müze zira ülkede görebileceğiniz bir tarihi eser yok…  600 senedir nesilden nesile geçen hazineleri ve eşyaları burada görmeniz mümkün. Buradaki en ilginç parça, kralın taç giyme töreninde kullandığı, Bandar Begawan sokaklarında çekilen büyük yaldızlı kraliyet arabası.

Jame’ Asr Hassanal Bolkiah Camii  1992 yılında Sultan Hassanal Bolkiah’ın hükümdarlığının 25. yılı anısına inşa edildi, cami ülkenin en büyük camisidir. Manzarası oldukça güzeldir. Bahçesi ve çeşmeleriyle adından söz ettirmektedir.

Brunei denilince gözümüzde canlanan Yapımı 1954 ve 1958 yılları arasında tamamlanan Omar Ali Saifuddin Camii, Brunei’nin 28. sultanı adına yapılmış. Tüm çevresi yapay bir göl ile çevrili ... Yerler ve duvarlar İtalya’nın en iyi mermerlerinden yapıldı, avizeler İngiltere’den,  halılar Sudi Arabistan ve Belçika’dan getirildi…3.5 milyon mozaik parçasından oluşan bir kubbeye sahip. Asya Pasifik bölgesindeki en güzel modern İslam mimarisinin örneklerinden biridir.

Gece aydınlatmalarıyla oldukça güzel görüntüler veren caminin dışı kadar içi de muazzam güzellikte. Özellikle gölün vermiş olduğu yansıma buraya çok masalsı bir mekan görüntüsü sağlıyor...

‘İnanç Işığının Sarayı’ anlamına gelen Istana Nurul Iman sarayı ise muhteşem sultanın yaşamını sürdüğü yer… 200.000 metrekarelik alanda kurulmuş olan sarayda, 1788 oda, 257 banyo, 5000 kişilik ziyafet salonu, 1500 kişi kapasiteli bir cami, beş yüzme havuzu ve 110 arabalık bir garaj mevcut. Sarayın içini görebilmek için sultanın ailesinden biri olmam gerekiyordu. Sadece dışını görebileceğiniz sarayın önünde fotoğraf çekebilirsiniz. Yine de dışından görmüş olsam da oldukça heyecan verici bir deneyimdi.

Yazımın ilk başlarında Brunei’nin İslami bir yönetimi olduğunu söylemiştim ama turist olarak gayet rahat gezebileceğiniz bir ülke… Şort ile gezmenin pek hoş karşılanacağını sanmam normal yazlık kıyafetleriniz ile buraları dolaşmanız mümkün yani kapalı olmak zorunda değilsiniz. Sadece Cami ziyaretlerinde kapalı olmanız gerekiyor yani bizde ki gibi onun dışında halkı gayet sempatik ve turist olduğunuzu bildiklerinden oldukça misafirperver insanlar. Özellikle Kampong Ayer Brunei’de gezdiğim en hoş ve ilginç yerlerden biriydi. XVI. Yüzyıldan beri yerleşim yeri olan ve dünyanın en büyük su köyü… Burada bir evi de misafir olarak gezme şansım oldu. Suyun üstünde kurdukları yaşam hem enteresan hem de zorlu bir hayat…

Oldukça yeşil olan Brunei manzaralarıyla da güzel fotoğraflar çekebileceğiniz minicik bir ülke... Maalesef bu güzellik yakında bitebilir çünkü ticaret kaygısıyla palmiye uğruna yağmur ormanları katlediliyor, ülkenin bulunduğu Borneo Adası'nın temel problemi bu, sadece Brunei için geçerli değil.

Brunei’de konaklama oldukça konforlu,  mütevazı otelleri sultan gibi hissetmenize vesile olacaktır buna emin olabilirsiniz. Yalnız şunu belirtmeliyim yerel yemekleri pek sevemedim. Sanırım kendim ile ilgili genel bir durum Uzakdoğu mutfağına karşı alerjim var gibi… Ama illaki damak tadınıza uyacak yemekler bulmanız burada mümkün, turistlere hitap eden diğer mutfaklara sahip restoranlar oldukça fazla…

Dünyada her ülkenin görülmeye değer olduğunu düşünüyorum kimisi doğal güzellikleriyle kimisi tarihi ile kimisi her ikisi ile adından söz ettirebilir. Brunei'de böyle bir ülke işte bazı ülkelerde kendilerini sorgulamanıza neden oluyor neden niçin diye… Yine de akıllarda kalan güzel bir coğrafya görmenizi isterim belki siz daha değişik şeylerle karşılaşacaksınız burada  ama değişmeyecek tek şey var o da paranın gücü kimdeyse hayat ona güzel… Seyahatlerimiz ile mutlu olduğumuz için de dünya da bize güzel hepinize Brunei'den sevgiler...