Mr. Gurme
Şikayetlerinizi yazın
Pizza Hut Taksim şubesi ile ilgili geçen hafta yaptığım eleştiriye yanıt hemen geldi.
Şirketin Pazarlama Müdürü aradı ve konu hakkında konuştuk.
Kendisi Pizza Hut'ın ilk başta müşteri mutluluğuna önem veren bir şirket olduğunu, bu nedenle bütün bölge müdürlerinin eleştirimi son derece ciddiye alıp gerekenleri yaptıklarını söylediler.
Ben de Pizza Hut'dan beklentimin bu tavır olduğunu, aksayan yönler açıkça tartışılmadıkça şirketin kendi iş kültürüne uygun ortamın da aksayacağını söyledim.
İlgilerine teşekkür ettim.
Şimdi bundan sonra başka bir şey başlatmaya karar verdim.
Sizlerden ricam, özellikle yiyecek içecek sektöründe karşı karşıya kaldığınız aksamaları, sorunları, şikayetlerinizi bana hemen bildirin.
Bunun için gazeteye telefon açmayın çünkü bana ulaşamazsınız.
En iyi yol turgut(a)superonline.com adresine e-mail atmaktır.
E mail imkanınız yoksa faks çekin.
Bu bildirdiğiniz şikayetleri inceleyeceğim, sonuç alacağım ve aldığım sonuçları da buradan açıklayacağım.
Lütfen şikayetlerinizi yazın bana.
*
Bu arada Domino Pizza'ya ne oluyor Allahaşkına?
Ben Amerika'ya her gidişimde Domino Pizza yerim.
Orada yediğim pizzaların tadını burada katiyen bulamıyorum.
Acaba Türk damak zevkini yanlış anlayıp, orijinal tadlarını mı bozdular?
Yoksa burada Domino Pizza'yı yapanlar mı beceriksiz.
Bu sorunu çözemedim ama bildiğim tek şey Domino Pizza'da özlediğim tadı bir türlü bulamadığımdır.
*
Havalar son günlerde yağışlı gidiyor.
Ama bir fırsatını bulup geçenlerde Beylerbeyi İskele'de balık yedim.
Biliyorsunuz Beylerbeyi iskelesi civarı yiyecek içecek dükkanlarıyla güzel günlerde panayır yerine dünüyor.
Üç kişiydik yemekte. Birimiz kalkan yedi, Diğer iki kişi istavrit aldı. Güzel bir salatayla birlikte beş milyon lira hesap ödedik.
Balığın porsiyonları da gayet fazlaydı, bunu da unutmayın.
Bu arada lüks restoranlarda istavrit bulmak da imkansız. çünkü bu balık çok ucuz olduğundan lüks restoranlar bunu satmaya yanaşmıyorlar.
Halbuki bende özellikle bu mevsimde istavrite bayılırım.
Siz de benim gibiyseniz lokantada ucuz bir balık yemek için koşun Beylerbeyi'ne.
Ve unutmayın ki iskele civarındaki lokantalarda içki satılmıyor. Çünkü iskele caminin bitişiğinde.
Tabii bunu yapmayıp Çengelköy İskele Restaurant'a da gidebilirsiniz. Sadece orada bir tek ekstra rakı ve iki meze daha fazlasına 35 milyon lira para ödeyeceğinizi unutmayın.
*
Şinitzel severseniz mutlaka Ayaspaşa Rus lokantasına uğrayın.
Mükemmel pişiriyorlar şinitzeli.
Hem de porsiyonlar son derece doyurucu.
Ben Ayaspaşa Rus Lokantası'nı çok seviyorum.
Son derece istikrarlı bir servisleri var.
Et yemekleri tam kıvamına göre pişiriliyor.
Böbrek gibi yanlış pişirildiğinde büyük sorunlar yaşayabilecek bir yemeği bile son derece ustalıkla yapıyorlar.
O gün böbrekten de denedim, tadı, yağ dengesi mükemmeldi.
Ayaspaşa Rus Lokantası
İnönü Caddesi 77/A
Gümüşsuyu
*
Swissotel'in girişteki gurme dükkanında pastalar saat 20.00'den sonra yüzde 50 ucuza satılıyor.
Tabii o saatte fazla çeşit bulamazsınız ancak bulduklarınızı yüzde 50 ucuza almak da pek keyifli oluyor.
Uğrama şansı olanların haberi olsun dedim de.
*
Risotto tariflerinde, hep yemeğe çok fazla sayıda tereyağı koyulması gerektiği söylenir.
Ancak buna uymayıp yemeği az miktarda zeytinyağı ile pişirirseniz de lezzetten pek fazla kaybetmeyeceğini göreceksiniz.
Hele bir de elinizde şişesi 250 dolardan satılan Trüf yağı varsa ve hele risotto piştikten sonra bundan bir kaşık pilavın üstüne dikerseniz yemeği yerken kendinizden geçebilirsiniz.
*
BİCE Restaurant'ın yönetimine dostça bir tavsiyem olacak. Restoranın önemli bir sorunu olduğu ortada.
En dikkat edilmesi gereken, en önem verilmesi gereken bir yemek davetinde bile bu kadar yanlış yapan bir mutfak, bir servis baştan aşağıya ele alınmalı.
Ben yaptım, yanlış olsa da herkes gelir mantığı bir restoran için intihar demektir.
Eğer BİCE bir an önce gereken tedbirleri almazsa hem müşteri sayısı daha da azalacak hem de elde olan büyük potansiyelin ziyan edilmesi ayıbı yaşanacak.
Benden söylemesi.
Bu arada restoranın sahibi Cüneyt bey New York'ta Manhattan'ın en önemli yemek bölgelerinden biri olan Tri-Be-Ca'da Robert De Niro'nun da ortağı olduğu Tribeca Gril'in hemen yanında bir Fransız restoranı açmaya hazırlanıyormuş.
Kendisine başarılar dilerim ama evdeki dükkanı da ihmal etmesin.
Ben Ayaspaşa Rus Lokantası'nı çok seviyorum. Son derece istikrarlı bir servisleri var. Et yemekleri tam kıvamına göre pişiriliyor. Böbrek gibi yanlış pişirildiğinde büyük sorunlar yaşayabilecek bir yemeği bile son derece ustalıkla yapıyorlar.
Leziz yemekler usta şeflerden
Divan Lokantası, Türk Mutfak Kültürü'nü yaşatmak amacıyla düzenlediği haftalara devam ediyor. Geçtiğimiz günlerde de Ege Yöresi yemeklerinin yer aldığı ‘‘Ege'den Bahar Sofraları’’ haftası yapıldı.
Ege mutfağının temel malzemesi olan birbirinden değişik lezzette yabani otlar, sebzeler ve deniz ürünlerinden oluşan Ege mutfağının seçkin örneklerinin yer aldığı mönüde Sarmaşık Kavurması, Deniz Börülcesi Salatası, Keme Dikeni Kavurması, Dalgan Böreği, Mizopropides ile Karidesli ve Ahtapotlu Bulgur Pilavı ılık başlangıçlar arasında dikkati çekti.
Kuzu Etli Enginar, hindi göğü eti ile hazırlanan Ege'nin hamur işi yemeklerinden Çullama, Girit Köftesi, Deniz Mahsullü Pabucaki, Deniz Pazısına Sarılı Çipura Filetosu, ‘‘Ege'den Bahar Sofraları’’ haftasında sunulan ana yemekler arasında yer aldı.
Tatılılardan, taze incir, kiraz şekerlemesi ve kuru kayısı parçalarıyla lezzetlendirilmiş
Cümbüş Tatlısı, Kalburabasma, Gerdan Tatlısı ve Lor Dolması şeflerin önerileri arasında.
Bütün bu yemekler usta şeflerin elinden çıktığı için bir başkaydı.
Şeflerden Erol Çelik, hemen hemen bütün aşçıların olduğu gibi (!) Bolu-Mengen doğumlu. Hilton, Çırağan gibi büyük otellerde çalıştıktan sonra 1991 yılında İstanbul Divan Oteli'nde Sous Şef olarak göreve başladı.
1995'ten beri Executive Şef olarak görevini sürdürüyor. Ali Tonbul da Bolu-Mengen doğumlu. Mesleğe 1960 yılında başladı. 1995 yılında İstanbul Divan Oteli'nde Sous Şef olarak başladığı görevine hala devam ediyor.
Şimdi dondurma zamanı
Dilerseniz evde yapabilirsiniz. İşte kolay bir tarif:
İçindekiler:
1/2 Kg. çilek, 400 gr şeker, 2 adet limon, 1 bardak vişne likörü, 125 ml yoğurt.
Hazırlanışı:
Bir tencereye yarım litre su doldurduktan sonra şekeri ilave edin ve kaynamasını bekleyin. Şekerli su iyice kaynadıktan sonra tencereyi ateşten alıp soğumaya bırakın. Dondurmayı süslemek için çileklerden bir miktar ayırın ve geri kalanını mikserle çırpın. Çırparken kaynattığınız şekerli suyu, yoğurdu ve limon suyunu yavaş yavaş ekleyin. İstediğiniz kıvamı elde ettikten sonra dondurma kaplarına boşaltın ve ayırdığınız çileklerle vişne likörünü ekleyin. Servis yapmadan önce en az bir saat buzlukta bekletin.