Ayşe Şule BİLGİÇ
Son Güncelleme:
Motor testine hasret kalanlara; Şehir kahramanı; Kawasaki Z750
Geçen haftaki "Her motorcu 3 çocuk yapıyor mu?" konusuna elektronik postaları ile katılan tüm çoluk çocuk sahibi motorcu dostlarıma, okuyucularıma öncelikle teşekkür etmek istiyorum.
İsimlerini tek tek yazamasam da, pamuk ellerini klavyeye süren ve çocuklu motor hikayelerini anlatan tüm motor sevdalılarına bu teşekkürÖ Önümüzdeki haftalarda yazıları toparlayıp bu köşeden paylaşmaya başlayacağım. Okuduklarımdan gördüm ki, çocuklu motorcunun hali bir başka oluyormuş. Bu haftayı ise hamilelik dolayısı ile sizi mahrum bıraktığım bir motosiklet testine ayırmak istedim. Birkaç haftadır "eee sende epey tembelleştin he rüzgarın kızı önceden ne güzel testler okurduk köşende" şeklindeki sitemlere istinaden, "abi bi doğurayım söz daha ne testler yapacağım ama bir süre idare edin beni gözünü seveyim" deyip, bu hafta Rüzgarın kızı testi olmasa da uzağa gitmeyip, zaman zaman bu köşeden ve 2Teker motosiklet dergimizden tanıdığınız sevgili abim Mustafa’nın nefis bir testini sizlerle paylaşacağım. Şehir kahramanı ilan ettiği Z750’yi, kendi kahramanı da ilan etmiş mi bir okuyun bakalım.KADINLARA ETKİSİYeni Z750 ilk bakışta abisi Z1000’e çok fazla benziyor. Egzoz ve birkaç detay haricinde birbirlerinden ayırmak zor. Geniş omuzlu, kafası aşağıda, saldırmaya hazır haliyle eski modelden çok daha diri ve dinamik görünüyor. Kadınlar üzerindeki etkisi de eskiye göre büyük oranda artmış. Yeni farlar ve ön karenaj motosikleti öyle gençleştirmiş ki eski model çok demode kalıyor. Ancak eski modelin tek ayakta kalan yeri incecik bıçak gibi görünen kuyruğuydu. Yeni modelin kuyruğu hala seksi ama eskisi kadar radikal değil. Ufak değişiklikler yapılan motorun gücü 6 beygir azalmış. Ancak tork değerleri biraz daha iyi. Kuru ağırlık Euro3 normları yüzünden 195 kg’dan 203 kg’a çıkmış. TIKNAZ KASLI ÇOCUKZ750 irice bir motosiklet. Seleye oturur oturmaz tıknaz ve kaslı hissettiriyor kendini. Özellikle deponun tasarımının bunda payı büyük. Motoru ateşleyince çıkan ses çok dolgun ve tok. Kaslı görüntüsüne çok yakışan sesi gazı çevirdikçe incelip karaktersizleşmiyor. Deponun altından gelen hava emiş homurtusu ile birlikte Z750 kulaklara bayram ettiren bir senfoni çalıyor. Vites geçişi sesli ama temiz. Düşük devirlerde Z750 bilek büken torkunu hemen hissettiriyor. Motor rahat-serbestçe-kolay devirleniyor. Fakat bir noktadan sonra kopup gitmesini bekliyorum. 78 Nm’lik tork heryere bol bol dağılmış ama 103 beygirlik güç için biraz beklemek gerekiyor. Z750’nin normal insanlar için motoru son derece canlı ve güçlü. Korkunç titreşimler veya garip hastalıkları yok. İliğine kadar performans için zorlanmış ZX9R motor bloğu bu motorda son derece stressiz ve sakin bir hayat geçirmesi için ayarlanmış. Piste çıkarmayacaksanız günlük sürüşler için motor mükemmel. Sürüş karakteri ise genel kullanım amacı göz önünde bulundurunca çok mülayim görünüyor. Oturuş pozisyonu çok doğal bir çıplak motosiklet oturuşu. Motosiklete temas eden hiçbir nokta uzun sürüşlerde ağrı oluşturacak bir zorlanmaya sebep olmuyor. Bunda yumuşak (oldukça yumuşak) arka süspansiyonun da etkisi büyük. Ön taraf zaten yere bakan tasarımı yüzünden psikolojik olarak güven veriyor. Gerçekte de ön tekerlek oldukça geri bildirime sahip. Ters çevrilmiş ön çatalların birinde (evet sadece birinde) sekme (rebound) ayarı var. Diğer amortisör ayarlı olana uyuyor. Sonuçta iki tane tüp var ama bir tane gibi çalışıyorlar. Öndeki 300 mm’lik papatya diklerin üstünde ucuzundan kayar pinli çift pistonlu sistem var. Tüm rakipleri dört piston kullanırken Z750 eski usul 2 piston tercih etmiş. Dozajlama ve güç anlamında bir eksiklik hissettirmiyor. Ancak çok yüksek hızlardayken ilk temasta frenin durdurma gücünde bir zayıflık var. ABS opsiyonuyla satın alın, freni dert etmeyin. Arkadaki alttan bağlı Uni-Trak süspansiyon biraz fazla jölemsi bir sönümlemeye sahip. Yay sert ama amortisör bir garip. Ufak dalgalanmalarda motor bununla rahatlıkla baş edebiliyor. Ama geniş ve derin dalgalanmalarda (özellikle yüksek süratte) arka taraf fazlaca oynak. Amerikan arabası gibi yaylanma bir türlü sönümlenmiyor. Biraz arka tarafın sekme ayarıyla oynamak şart. Bir de bana garip gelen bir arka lastik kavrayışı var. Arka lastik beklediğimden daha kolay bloke oldu. Dert değil. Fakat bloke olurken arka lastik enteresan şekilde yol üstünde sekiyor. Yerde benek benek lastik izleri bırakıyor. Motoru alır almaz işi bilen biriyle arka amortisörü kiloya göre ayarlamak sağlık açısından pek sıhhatli. Islak ağırlığı 200 kilonun hayli üstünde olsa da yolda sanki bu kafası yere bakan boğanın içi boşmuş gibi hafif bir his veriyor. Rüzgarlık görevi işini yapan küçük gösterge paneli koruması boyundan büyük iş başarıyor. Yatık pozisyondayken kısa süreli yüksek hız denemelerine izin veriyor en azından. Ortalama 5.6 lt/100km tüketim bizim tempomuza göre ve motorun hacmine göre iyi bir tüketim rakamı. KAWASAKI YEŞİLİNİN KADERİZ750’ye biraz uzaktan bakınca Türkiye’de fazlasıyla gereğinden az ilgi gördüğünü düşünüyorum (pek çok Kawasaki modelinin kaderi bu). Hani az önce cihazın beline beline vuruyordun şimdi ne oldu diyorsunuz. Bu sınıftaki motosikletler kolay kullanılır ve pratik olmak (dolayısıyla ucuz) zorundalar. Rakipleri şah-şahmaran değiller. Z750’nin avantajları-dezavantajları düşünüldüğünde aralarında büyük farklar yok. Fiyatları karşılaştırınca rakiplerine göre son derece makul 8.430 Euro’luk etiketi ile sokaklarda bu kadar az olmasını izah edecek gerçekçi bir sebep bulmak zor. 2009 rengi olan Kawasaki yeşili-siyah modelleri bana göre sanat eseri olmuş.