Hakan GENCE
Son Güncelleme:
Meraklılarına deniz feneri turu
Kendine tematik konular seçen kültür turları, gittikçe çeşitleniyor. Bu tür turların İstanbul’daki yeni konularından biri, deniz fenerleri.
Karadeniz ile Marmara’yı birbirine bağlayan İstanbul’da, zaman içinde pek çok deniz feneri inşa edilmiş. Bugün bazıları hálá kullanılıyor, bazıları ise sadece meraklıların ilgisini çeken estetik yapılar haline gelmiş. Dizi filmlerin ve müzik kliplerinin popüler mekanları olmuş. Şimdi İstanbul’un deniz fenerlerini, yapılış hikayelerini dinleyerek, içinde yaşayan aileleri ziyaret ederek tanıma imkanı var. Sanat tarihçisi Atilla Tuna, İstanbul’daki 38 deniz fenerinden 5’ini seçerek bir gezi rotası oluşturmuş.
Bugün gelişmiş teknoloji ürünü cihazlar, deniz fenerlerine duyulan ihtiyacı büyük ölçüde ortadan kaldırmış olsa da, bir zamanlar deniz fenerleri denizcileri karaya bağlayan birer umut kaynağıydı.
Türkiye’de çeşitli tip ve özellikler taşıyan 354 fener bulunuyor. Bunlardan 53 tanesi Marmara’da, 82’si Karadeniz’de, 85’i Ege’de, 73’ü Akdeniz’de, 23’ü Çanakkale’de ve 38 tanesi İstanbul’da bulunuyor. Büyük bölümü çok eski dönemlerde inşa edilmiş. İstanbul çevresindeki fenerlerin varlığı Bizans döneminden beri biliniyor.
Sanat tarihçisi Atilla Tuna, meraklılarına İstanbul’un deniz fenerlerini gezdiriyor. Tur programına Anadolu Feneri, Fenerbahçe Feneri, Rumeli Feneri, Ahırkapı Feneri ve Yeşilköy Feneri dahil. Tuna, özellikle bu fenerleri seçmesinin nedenini şöyle açıklıyor: "En tarihi ve önemli olanları seçtim. Bu turla İstanbul’un en uç noktasındaki ve Boğaz’ın giriş çıkışındaki fenerleri tanıtmış olacağım". Taksim AKM önü çıkışlı turda ulaşım otobüsle sağlanıyor. Yol boyunca İstanbul’un genel tarihi ve denizcilik hakkında bilgiler veriliyor.
FOTOĞRAFÇILARA ANADOLU FENERİ
İlk durak, İstanbul Boğazı’nın Anadolu yakasında, Boğaz’ın Karadeniz’e açılan kuzey ucundaki Yon Burnu üzerinde bir tepecikte bulunan Anadolu Feneri. İçinde hálá bir aile yaşıyor. Evleri olan fenere konuk olup, çaylarını içiyorsunuz. Bitişiğinde tarihi Fener Camii var. Fenerin çevresi, bugün piknik alanı olarak kullanılıyor. Fotoğraf meraklıları için de manzarasıyla muhteşem kareler vaat ediyor. Özellikle de günbatımı saatlerinde.
Fenerin kulesi, deniz seviyesinden ortalama 75 metre yükseklikte, beyaz taştan, yuvarlak ve yukarıya doğru daralarak inşa edilmiş. Açık havada 20 deniz mili mesafeden bile ışığı görebilen bu fenerin lambaları, döner sistemli ve çakıcı ışıklı. Fenerden ilk defa 1755’te İstanbul’a gelen Fransız Mühendis Baron de Tott bahsetmiş. 15 Mayıs 1856’da hizmete giren fenerin işletmesi 1937’de Fransızlara tazminat verilerek Cumhuriyet İdaresi’ne geçmiş.
ADALAR’DAN SARAYBURNU’NA
Gezi, yine Anadolu yakasında, Fenerbahçe burnunda yer alan Fenerbahçe Feneri’yle devam ediyor. Fenerden bakıldığında Sarayburnu, Adalar ve Moda görülüyor. Önünden deniz otobüsleri ve Ada vapurları geçiyor. İstanbul’da güneşin batışını seyretmek isteyenler için de iyi bir tercih. Fenerin zeminden 21 metre yükseklikteki yuvarlak kulesinin üzerinde, iki ayrı kat halinde etrafı parmaklıklarla çevrili gezinti yeri bulunuyor. Kulenin dibindeki tek katlı yapı, depo ve lojman olarak kullanılıyor. 1562 tarihli bir fermandan, fenerin Kanuni Sultan Süleyman tarafından yaptırıldığı anlaşılıyor. Bugünkü fener binası, 1837’de II. Mahmut zamanında yenilenmiş ve zaman zaman tamir edilmiş.
İÇİNDE TÜRBE OLAN RUMELİ FENERİ
Avrupa yakasında, Boğaz’ın Karadeniz’e açılan kuzey ucunda bulunan Rumeli Feneri’nin içinde Saltuk Baba Türbesi var. Hálá birçok kişi burayı türbe olarak ziyaret ediyor. Fenerin yanında bir gözetleme istasyonu, bulunduğu tepeliğin altındaysa balıkçı barınağı var. Deniz seviyesinden 58 metre yükseklikteki fenerin kulesi, yukarı doğru daralan üç kademe şeklinde ve 30 metre yükseklikte.
Günümüzdeki fener 1855’teki Kırım Savaşı sırasında, Fransız ve İngiliz savaş gemilerinin İstanbul Boğazı’ndan Karadeniz’e çıkmalarını kolaylaştırmak amaçlı yapılmış. Yapım sırasında kulenin birkaç kez yıkılması üzerine, köylüler fener yerinde bir türbe bulunduğunu bu nedenle kulenin sürekli yıkıldığını yapımcı Fransızlara söyleyince ustalar önce türbeyi yapmışlar, sonra da bugünkü kuleyi inşa etmişler.
OSMANLI’NIN İLK FENERİ AHIRKAPI
Gezinin dördüncü durağı, İstanbul’da Osmanlı döneminde yapılan ilk fener olan Sarayburnu’ndaki Ahırkapı Feneri. Denizle arasından bugün sahil yolu geçiyor. Arkasında Topkapı Sarayı’nın şehir surları uzanıyor. Önünde bulunan sahil yolunda balık tutulup, yürüyüş yapılabiliyor. Kulesinin denizden yüksekliği 36, zeminden yüksekliği 26 metre. Işığı 16 deniz mili uzaklıktan görülebiliyor. Kare tabanlı bir kaide üzerinde silindirik bir gövde yükseliyor. Bir minare şerefesini andıran balkonlu kısımda çepeçevre balkon dolaşıyor. III. Osman tarafından ahşap olarak yaptırılan fener, bölgede çıkan yangınlar yüzünden 1857’de Sultan Abdülmecid tarafından taştan yeniden inşa ettirilmiş. Şu anda içinde Arnavut kökenli, Sultan Abdülaziz döneminden beri burada yaşayan bir aile var.
YEŞİLKÖY’ÜN SEMBOLÜ
Gezinin son noktası Yeşilyurt Sahili’ndeki Yeşilköy Feneri. Yeşilköy’ün sembolü haline gelen fener, özellikle binaların içindeki görüntüsüyle dikkat çekiyor. Önünde yürüyüş alanı ve iki yanında da sahile uzanan sokaklar var. Bahçesinde fenerci koğuşu bulunuyor. Yığma taşla yükseltilmiş bir platformun üzerinde iki katlı lojman ve idare binasının ortasından 23 metre boyunda, altıgen bir kule şeklinde yükseliyor. Camlı fener odasının üzeri basık bir kubbeyle örtülü. 15 deniz mili mesafeden görülüyor. Fener, 856 yılında Marmara Denizi’nden İstanbul Boğazı’na girecek gemilere yol göstermesi, emniyeti sağlaması için inşa edilmiş.
NASIL KATILACAKSINIZ
Atilla Tuna, 26 Kasım’da bir tur düzenleyecek. Katılmak için Antonina Turizm veya Geziciyak’la irtibata geçmeniz gerekiyor. Bunun için www.geziciyak.com adresini ziyaret edebilir, Antonina Turizm’i (212) 292 28 75 numaralı telefondan arayabilirsiniz. Turun ücreti 45 YTL. Bu fiyata otobüsle ulaşım, rehberlik, öğle yemeği ve fenerlerin giriş ücretleri dahil. İstanbul’un deniz fenerleri gezisine katılırken yanınıza kalın kıyafetler almanız gerekiyor. Ayrıca fotoğraf makinesi de unutulmamalı.
Bugün gelişmiş teknoloji ürünü cihazlar, deniz fenerlerine duyulan ihtiyacı büyük ölçüde ortadan kaldırmış olsa da, bir zamanlar deniz fenerleri denizcileri karaya bağlayan birer umut kaynağıydı.
Türkiye’de çeşitli tip ve özellikler taşıyan 354 fener bulunuyor. Bunlardan 53 tanesi Marmara’da, 82’si Karadeniz’de, 85’i Ege’de, 73’ü Akdeniz’de, 23’ü Çanakkale’de ve 38 tanesi İstanbul’da bulunuyor. Büyük bölümü çok eski dönemlerde inşa edilmiş. İstanbul çevresindeki fenerlerin varlığı Bizans döneminden beri biliniyor.
Sanat tarihçisi Atilla Tuna, meraklılarına İstanbul’un deniz fenerlerini gezdiriyor. Tur programına Anadolu Feneri, Fenerbahçe Feneri, Rumeli Feneri, Ahırkapı Feneri ve Yeşilköy Feneri dahil. Tuna, özellikle bu fenerleri seçmesinin nedenini şöyle açıklıyor: "En tarihi ve önemli olanları seçtim. Bu turla İstanbul’un en uç noktasındaki ve Boğaz’ın giriş çıkışındaki fenerleri tanıtmış olacağım". Taksim AKM önü çıkışlı turda ulaşım otobüsle sağlanıyor. Yol boyunca İstanbul’un genel tarihi ve denizcilik hakkında bilgiler veriliyor.
FOTOĞRAFÇILARA ANADOLU FENERİ
İlk durak, İstanbul Boğazı’nın Anadolu yakasında, Boğaz’ın Karadeniz’e açılan kuzey ucundaki Yon Burnu üzerinde bir tepecikte bulunan Anadolu Feneri. İçinde hálá bir aile yaşıyor. Evleri olan fenere konuk olup, çaylarını içiyorsunuz. Bitişiğinde tarihi Fener Camii var. Fenerin çevresi, bugün piknik alanı olarak kullanılıyor. Fotoğraf meraklıları için de manzarasıyla muhteşem kareler vaat ediyor. Özellikle de günbatımı saatlerinde.
Fenerin kulesi, deniz seviyesinden ortalama 75 metre yükseklikte, beyaz taştan, yuvarlak ve yukarıya doğru daralarak inşa edilmiş. Açık havada 20 deniz mili mesafeden bile ışığı görebilen bu fenerin lambaları, döner sistemli ve çakıcı ışıklı. Fenerden ilk defa 1755’te İstanbul’a gelen Fransız Mühendis Baron de Tott bahsetmiş. 15 Mayıs 1856’da hizmete giren fenerin işletmesi 1937’de Fransızlara tazminat verilerek Cumhuriyet İdaresi’ne geçmiş.
ADALAR’DAN SARAYBURNU’NA
Gezi, yine Anadolu yakasında, Fenerbahçe burnunda yer alan Fenerbahçe Feneri’yle devam ediyor. Fenerden bakıldığında Sarayburnu, Adalar ve Moda görülüyor. Önünden deniz otobüsleri ve Ada vapurları geçiyor. İstanbul’da güneşin batışını seyretmek isteyenler için de iyi bir tercih. Fenerin zeminden 21 metre yükseklikteki yuvarlak kulesinin üzerinde, iki ayrı kat halinde etrafı parmaklıklarla çevrili gezinti yeri bulunuyor. Kulenin dibindeki tek katlı yapı, depo ve lojman olarak kullanılıyor. 1562 tarihli bir fermandan, fenerin Kanuni Sultan Süleyman tarafından yaptırıldığı anlaşılıyor. Bugünkü fener binası, 1837’de II. Mahmut zamanında yenilenmiş ve zaman zaman tamir edilmiş.
İÇİNDE TÜRBE OLAN RUMELİ FENERİ
Avrupa yakasında, Boğaz’ın Karadeniz’e açılan kuzey ucunda bulunan Rumeli Feneri’nin içinde Saltuk Baba Türbesi var. Hálá birçok kişi burayı türbe olarak ziyaret ediyor. Fenerin yanında bir gözetleme istasyonu, bulunduğu tepeliğin altındaysa balıkçı barınağı var. Deniz seviyesinden 58 metre yükseklikteki fenerin kulesi, yukarı doğru daralan üç kademe şeklinde ve 30 metre yükseklikte.
Günümüzdeki fener 1855’teki Kırım Savaşı sırasında, Fransız ve İngiliz savaş gemilerinin İstanbul Boğazı’ndan Karadeniz’e çıkmalarını kolaylaştırmak amaçlı yapılmış. Yapım sırasında kulenin birkaç kez yıkılması üzerine, köylüler fener yerinde bir türbe bulunduğunu bu nedenle kulenin sürekli yıkıldığını yapımcı Fransızlara söyleyince ustalar önce türbeyi yapmışlar, sonra da bugünkü kuleyi inşa etmişler.
OSMANLI’NIN İLK FENERİ AHIRKAPI
Gezinin dördüncü durağı, İstanbul’da Osmanlı döneminde yapılan ilk fener olan Sarayburnu’ndaki Ahırkapı Feneri. Denizle arasından bugün sahil yolu geçiyor. Arkasında Topkapı Sarayı’nın şehir surları uzanıyor. Önünde bulunan sahil yolunda balık tutulup, yürüyüş yapılabiliyor. Kulesinin denizden yüksekliği 36, zeminden yüksekliği 26 metre. Işığı 16 deniz mili uzaklıktan görülebiliyor. Kare tabanlı bir kaide üzerinde silindirik bir gövde yükseliyor. Bir minare şerefesini andıran balkonlu kısımda çepeçevre balkon dolaşıyor. III. Osman tarafından ahşap olarak yaptırılan fener, bölgede çıkan yangınlar yüzünden 1857’de Sultan Abdülmecid tarafından taştan yeniden inşa ettirilmiş. Şu anda içinde Arnavut kökenli, Sultan Abdülaziz döneminden beri burada yaşayan bir aile var.
YEŞİLKÖY’ÜN SEMBOLÜ
Gezinin son noktası Yeşilyurt Sahili’ndeki Yeşilköy Feneri. Yeşilköy’ün sembolü haline gelen fener, özellikle binaların içindeki görüntüsüyle dikkat çekiyor. Önünde yürüyüş alanı ve iki yanında da sahile uzanan sokaklar var. Bahçesinde fenerci koğuşu bulunuyor. Yığma taşla yükseltilmiş bir platformun üzerinde iki katlı lojman ve idare binasının ortasından 23 metre boyunda, altıgen bir kule şeklinde yükseliyor. Camlı fener odasının üzeri basık bir kubbeyle örtülü. 15 deniz mili mesafeden görülüyor. Fener, 856 yılında Marmara Denizi’nden İstanbul Boğazı’na girecek gemilere yol göstermesi, emniyeti sağlaması için inşa edilmiş.
NASIL KATILACAKSINIZ
Atilla Tuna, 26 Kasım’da bir tur düzenleyecek. Katılmak için Antonina Turizm veya Geziciyak’la irtibata geçmeniz gerekiyor. Bunun için www.geziciyak.com adresini ziyaret edebilir, Antonina Turizm’i (212) 292 28 75 numaralı telefondan arayabilirsiniz. Turun ücreti 45 YTL. Bu fiyata otobüsle ulaşım, rehberlik, öğle yemeği ve fenerlerin giriş ücretleri dahil. İstanbul’un deniz fenerleri gezisine katılırken yanınıza kalın kıyafetler almanız gerekiyor. Ayrıca fotoğraf makinesi de unutulmamalı.