Kuzeyin masal dünyası Britanya adaları
Avrupa’nın kuzeybatısında uzanan Britanya adaları yemyeşil doğası ve kadim kültürleriyle dikkat çekiyor. İrlanda ve Birleşik Krallık’a ev sahipliği yapan bu adalarda güzel şehirler, ortaçağdan kalma masalsı şatolar, dünyada ilgiyle izlenen sinema filmlerinin çekildiği stüdyolar bulunuyor.
Kuzeye uçuyoruz. Çocukluğumun mutlu çizgi filmlerinden kalma belli belirsiz bir gayda sesi, neşeli notalarıyla kulağıma büyülü bir masal ülkesine gittiğimizi usulca fısıldıyor. Benimse hatırladığım en son masal Harry Potter ve muhteşem şatoları... Sonbaharın yavaş yavaş kendini hissettirdiği İstanbul’dan kuzeyin muhtemel serinliğine doğru bu renkli düşüncelerle yola çıkıyoruz ve THY ile yaklaşık 4 saatlik konforlu bir uçuşun ardından Edinburgh’dayız. Üstelik bu kez Türkiye Seyahat Acenteleri Birliği’ne (TÜRSAB) bağlı yurt dışı tur operatörleriyle birlikte aynı uçaktayız. Kuzeydeki İskoçya’dan başlayıp İrlanda’ya kadar yepyeni yollar ve ufuklar keşfedeceğiz.
ORTAÇAĞIN MASALSI KENTİ EDİNBURGH
Birleşik Krallık’ı oluşturan 4 ülkeden biri olan İskoçya’nın başkenti Edinburgh’da ortaçağdan kalma masalsı kaleleri ve yeşilin her tonunu görmeye hazırız. İlk durağımız Calton Hill. Kuşbakışı yemyeşil şehre bakıp gizemli geçmişine doğru bir zaman yolculuğuna çıkıyoruz.
İskoçlar kendi kültürlerine ve geleneklerine oldukça bağlılar. Hemen her sokakta ‘kilt’ adı verilen resmi kıyafetli ekose etekli İskoçyalılara rastlamak mümkün. Rehberimiz bize yaldızlı minik gofretler ikram ediyor. Bunlar sıradan gofretler değil. 5 milyon nüfusu olan bu ülkede haftada 5 milyondan fazla satılıyor. İskoçya’nın en eski karamelli gofretini tattığımızı öğreniyoruz. Her yıl yapılan Edinburgh Festivali için dünyaca ünlü birçok sanatçı şehre akın ediyor. Şehirde 300’den fazla müze ve galeri var. Bilim dünyasına birçok katkısı olan İskoçya’nın tarihinde telefonu icat eden Alexander Graham Bell’den penisilini keşfeden Alexander Fleming’e kadar olan gururlu geçmişine dalarak birçok sinema filmine doğal bir tarihi plato olan Edinburgh Kalesi’ne doğru tırmanıyoruz.
Eski taşlı dar yollarda kaleye doğru bir ortaçağ yolculuğu yaparken sağımızda bu tarihi atmosferin içinde bizi şaşırtan farklı bir müze görüyoruz. Biraz yaklaşınca bu ince, uzun, dar binanın aslında bir illüzyon müzesi olduğunu öğreniyoruz. Outlook Tower’da binlerce ayna ve ışık oyunlarının içinde kayboluyoruz.
Kaleden sonra The Scotch Whisky Experince’a meşhur İskoç viskisinin nasıl hazırlandığını öğrenmeye gidiyoruz. Edinburgh sadece kaleleri ve şatolarıyla ünlü bir açıkhava müzesi değil. Şehir merkezine yaklaşık bir saatlik mesafede bulunan dev hangarların içinde birçok tarihi uçağın sergilendiği Ulusal Uçak Müzesi de görülmeye değer. Gerek savaş gerekse sivil havacılığa ait geniş bir koleksiyonu bulunan dev müzede artık üretimi durdurulan, yakın geçmişin en modern silueti Concorde da sergileniyor. Muhteşem uçağın içini kokpite kadar adım adım gezebiliyorsunuz. Harry Potter’ın İngiliz yazarı Joanne Kathleen Rowling’in Edinburgh’daki ilk kitabını yazdığı şimdiyse bir lokanta olarak da işletilen Nicolson’s Cafe meraklısı için görülebilecek yerler arasında. Ayrıca Ocean Terminal’de Britanya Kraliyet Yatı’nda kraliçenin sevdiği çayları tadıp, gemide yaşadığı lüks kamaraları gezmeden asla dönmeyin. 10 dalda Oscar’a aday olan Cesur Yürek filminin birçok sahnesi İskoçya’da çekildiğinden filmi izleyenler şehrin ıssız yeşil tepelerine doğru dar patika yollarda yürürken kendilerini zaman zaman bu filmin tarihi atmosferi içinde hissedecekler.
BAŞKENTİ BELFAST
TÜRSAB’a bağlı tur operatörleri Britanya adalarını ziyaret etti.
Edinburgh’un en önemli yerlerini görüp başdöndürücü bir hızla bu gotik masalsı şehri geride bırakıyoruz ve yaklaşık 2.5 saatlik bir yolculukla Stena Line’ın olduğu limana varıyoruz. İstikamet Belfast. Yaklaşık üç saatlik konforlu bir gemi yolculuğuyla Kuzey İrlanda’nın başkenti Belfast’a varıyoruz. Gemi ticaretiyle ünlü ve Birleşik Krallık’a bağlı bu şehirde görülecek ilk yer Titanic Museum. Batışının 100’üncü yılında 2012’de açılmış bu müze Titanik’in baştan sona bütün hikâyesini içinde yaşatıyor. Bunun yanı sıra Belfast kentinin de tarihine ışık tutuyor.
Katolik ve Protestan gruplar arasındaki en sert mezhep çatışmalarının yaşandığı yerde, şehri ikiye ayıran Barış Duvarı’nın geceleri kapanan 19 kapısından birinden geçiyoruz. Tel örgülerle çevrili duvarlardaki graffitilerden gözümüzü alamıyoruz.
PUB’LAR ŞEHRİ DUBLIN
Yavaş yavaş Dublin’e doğru ilerliyoruz ve Kuzey İrlanda’yla İrlanda’yı ayıran belli belirsiz sınırdan geçip hiç fark etmeden Dublin’e varıyoruz.
Pound’ların yerini Euro’lar alıyor. Çünkü artık Euro bölgesindeyiz. İster kuzeyde ister güneyde İrlanda’da adım başı bir pub’a rastlamanız mümkün. Hatta İrlanda’da 11.000’e yakın pub olduğu söyleniyor. Pub’a gitmek aslında bir yaşam tarzı onlar için. Sabahın erken saatlerinden gece geç saatlere kadar Irish pubları hep dolu görebilirsiniz. Ünlü İrlanda birası Guinness’i bu pubların birinde deneyebilirsiniz. Biranın bildik lezzetinden oldukça farklı. Guiness Storehouse’ı da mutlaka ziyaret edin. İrlanda’ya özgü bu siyah biranın özelliği kaymak kıvamında yoğun köpüğünün bitene kadar bardaktaki formunu muhafaza etmesi.
Guinness Ailesi İrlanda’nınen köklü ve en zengin ailelerinden. Sadece içki sektöründe değil daha birçok ticari faaliyetleri olan ailenin adı dünyaya malolmuş. Guinness Rekorlar Kitabı’nın da aynı zamanda sponsoru bu aile. Önceleri publarda çıkan kavgaların önüne geçmek için sarhoşlara başvuru kitabı olarak yayınlanmaya başlamış. Herkes kendi ‘doğru’sunda ısrarcı olunca pub’larda çıkan kavgaları önlemek için Guinness firması, pub’larda en çok tartışılan konuların ve doğru yanıtlarının bulunduğu bir kitapçık yayınlamaya karar vermiş. Önceleri sarhoşlara bilgi kaynağı olan bu kitap şimdi rekorların arşivini tutuyor.
VE OLD LIBRARY...
Harry Potter filminin çekildiği kütüphane Trinity College
Harry Potter filmlerinin unutulmaz sahneleri Trinity College’ın içinde olan bu kütüphanede çekildi. İngiltere Kraliçesi Elizabeth tarafından 1592’de kurulan kütüphanede dünya edebiyatının önde gelenlerinin heykelleri arasında yürürken milyonlarca kitabı bir arada görebilirsiniz.
Ortaçağ şatolarından dünyaca ünlü Games Of Thrones’in çekimlerinin yapıldığı stüdyolara kadar dünyanın öyküsünü içinde barındırıyor İrlanda... Yemeklerine de değinelim: Hemen her öğün patates ve somon yemek mümkün. Hatta patates ekmek yerine tüketiliyor bile denilebilir. Likör, viski ve meşhur buttler çikolataları denemeye değer.
Barda oturan neşeli bir İrlandalı bu güzel şehirde turist olduğumuzu anlayıp elindeki büyük bira bardağı ve gür sesiyle bizi bir İrlanda atasözüyle selamlıyor: “Bir İrlandalı olacak kadar şanslıysanız, yeterince şanslısınızdır.” Bu içtenliğe biz de gülümsüyor ve kendisini selamlıyoruz.