Kışın sadece balık ve uzo için Midilli’ye gitmeye değer
İstanbul’da dış ticaret alanında çalışan Muhittin Tetikli (54), fotoğrafçılığa ve doğa gezilerine meraklı.
Bugüne kadar ağırlıklı olarak Avrupa’dan 20 ülke, 300’e yakın şehir gezdi. Hafta sonlarında üyesi olduğu grupla dağ yürüyüşleri yapıyor, fırsat buldukça yurtdışında 3-5 günlük gezilere çıkıyor. Yılbaşını yürüyüş grubundan arkadaşlarıyla Yunanistan’ın Midilli Adası’nda geçirdi. Tetikli “Boğaziçi restoranlarında bir akşam fiyatına, dört gün tatil yaptık. Kışın Midilli çok cazip” diyor.
Yunanistan’a ilk kez ne zaman gitmiştiniz?
- 2006’da ailemin izlerini sürmek için Kavala’ya gitmiştim. Kronohori (Kızıllı) köyünü ararken yardımcı olacak kişi bulamamıştım. Türkiye’den gelenlere defineci gözüyle bakıyorlardı. Köye vardığımda tüm evlerin temellerinin defineciler tarafından kazıldığını, binaların yıkıldığını görünce durumu anlamıştım. O gün bu gündür Yunanistan’ın anakarasında ve adalarında yolculuklar yapıyorum. Son birkaç yılda Yunanların Türkler’le diyaloğunda büyük değişiklikler yaşandığını, dostluğun öne çıktığını görüyorum. Hatta Midilli’de, haziranın ilk haftasında Türklerle dostluk günü kutlanıyor.
Midilli’ye ilk gidişiniz miydi?
- İlk kez 2012 Haziranı’nda gitmiştim. En sevdiğim uzo (Yunan rakısı) burada üretiliyordu, bu nedenle merak etmiştim. Üç arkadaşımla yazın otomobil kiralayıp köylerini gezmiştik. Midilli’nin her köşesinden su fışkırdığını, her suyun başına da bir uzo fabrikası kurulduğunu görmüştük. Tam 39 damıtımevi vardı. En kalitelisi su Plomari’de. Bu nedenle büyük fabrikalar bu kasabada. Favorim olan Barbayani Afrodit’in fabrikasına gitmiş, çok iyi karşılanmıştık. Bizi fabrikada gezdirdiler, bilgi verdiler. Kara Efe’ye çok benzeyen, yumuşak içimli fakat sert bir rakı bu. Firmanın ilk damıtım ekipmanları Türkiye’den adaya götürülmüş. Midilli dışında çok zor bulunan bu rakının üç türünün bulunduğunu, üç kez distile edilen siyah etiketli olanının yüzde 46 ile en yüksek alkol oranına sahip olduğunu öğrenmiştim. Köyleri, doğası, balık, kalamar ve ahtapot bolluğu beni çok mutlu etmişti, ilk fırsatta tekrar gelmek üzere adadan ayrılmıştım.
TÜRKLER AĞIRLIKTA
Yılbaşında Midilli fikri nasıl oluştu?
- Üyesi olduğum yürüyüş grubuyla her yılbaşında bir yere gidiyoruz. Geçen yıl Sakız Adası’ndaydık. Sakinliği, mistik havası, ucuzluğu bizi mutlu etmişti. Midilli izlenimlerimi anlattığım arkadaşlarım yılbaşını bu adada geçirmeyi önerdi. Tadına vararak balık, deniz ürünleri yiyecek, uzomuzu yudumlayacak, eğlenecektik. Mail grubumuzda fikrimizi duyurunca 40 kişilik bir grup olduk. Tanıyanların yardımıyla adadaki Mitilene Tours’un sahibi Aris Lazaris’e ulaştık. Feribot bileti, konaklama, kahvaltı, yılbaşı eğlencesi, adadaki ulaşım dahil üç gecelik gezi için 230 Euro talep etti. Üstelik Midilli’de yaşayan 13 Türkten biri olan Ozan Yahşi bize rehberlik edecekti...
PLOMARİ’NİN UZO’SU BAĞIMLILIK YAPTI
Ada kalabalık mıydı?
- Yılda 400 bin civarında turist geliyormuş. Bunların 300 bininin Türk olduğu söyleniyor. Yılbaşında da her yerde Türklere rastladık. Başkent Mitilini’de gece saat 03.00’te bile barların önünde kuyruk vardı. Ada çok geniş olduğu için kalabalık yazın bile rahatsız edici boyutlara ulaşmıyor.
Bu geziden hafızanızda neler kaldı?
- İlk gidişimde internetten topladığım bilgiler, rehber kitapla gezmiştik. Adayı rehberli gezmek, az bilinen yerleri görmemizi, herkese açılmayan yerlere girmemizi sağladı. Namık Kemal’den Sappho’ya bu adayla ilgili ünlüler, tarihi yapılar hakkında çok etkileyici öyküler dinledik. Adanın ulaşım merkezi, başkenti Mitilini yılın her ayında cıvıl cıvıl. Mağazalar, adanın sembolü Terepontas Kilisesi, taş kahve, sergi sarayına dönüştürülen Osmanlı hamamı Ermu Caddesi’nde. Restoranları, tavernaları kadar barları da güzel. Adanın zeytinyağı, uzo merkezi Plomari yazın sahildeki tavernalarıyla görülmeye değer, kışın sadece yağhaneler, damıtımevleri açık. Buradaki Uzo Müzesi’nde Türkiye’den gelmiş imbikler sergileniyor. Barbayani’nin üç kez distile edilen Afrodit’i bende öylesine bağımlılık yaptı ki, sanırım bu kasabaya tekrar gideceğim. Ayasos, adanın en yüksek noktası olan Olimpos Dağı’nın eteklerinde kurulmuş. Zenginliği, eğitim seviyesiyle ünlü kasabada büyük bir kütüphane ve tiyatro bulunuyor. El sanatları ise müthiş. Beni en çok şaşırtan ise meşhur Taksiyarhis (Baş Melek Cebrail) Kilisesi’ydi. Üç kez gelenin hacı kabul edildiği kilisede dilekte bulunanlar, gerçekleştiğinde inanılmaz adaklar getirmişler. Rehberimizin ricasıyla adakların saklandığı bölümü gezdik. Şükran sunmak için çok ilginç objeler getirilmiş. İki bütün fildişi, dağ köylerinden bir kadının getirdiği özel taş gibi... Zengin bir adalı, üstüne altın kakmayla Leonardo da Vinci’nin tablolarının işlendiği büyük bir kütüphane yaptırmış. Kilisenin bulunduğu kasaba seramikleri ve saganaki peyniriyle de ünlü. Sigri’deki fosil ormanında, 28 milyon yıl önce lavlarla örtülüp taşlaşmış ağaçlar yer alıyor. Adanın en popüler köylerinden biri, antik çağın ünlü kadın şairi Sappho’nun doğduğu Eressos. Kadınlara yönelik şiirleri nedeniyle lezbiyen kabul edilen şairin köyü bugün lezbiyenlerin uluslararası tatil merkezi. Midilli halkı şairin lezbiyen olmadığını savunuyor. Hatta adanın Lesvos olan isminden de rahatsızlar, Mitilini’yi tercih ediyorlar. Bu arada adadaki eğitim seviyesinin yüksek olduğunu, iki Nobelli yazarın bu adada doğduğunu belirtmekte yarar var. Geniş bir tuzlaya sahip Kalloni ise kışın flamingoları ağırlıyor. Fotoğraf çekmek için bölgeye izinle giriliyor. Bu kez fotoğraf çekemeden ayrıldım, gözüm arkada kaldı.
KIŞIN SAKİN VE EKONOMİK
Türkiye kıyılarına bakan Molivos kışın da hareketli mi?
- Ceneviz Kalesi ve restoranlarıyla kışın da görülmeye değer...
Türkiye kıyılarına bakan diğer kasabaları da gördünüz mü?
- Assos’tan Akçay’a Türkiye kıyılarının görüldüğü Skamnia, geçmişte ipekçilik merkeziymiş. Bursa’yla çok sıkı bağları varmış. Dut ağaçları yangında telef olunca balıkçılığa dönmüşler. Panagiouda, TV dizisi İki Yaka Bir İsmail’den sonra çok sayıda Türk turist çekmeye başlamış, dostluğun da simgesi olmuş.
Kışın Midilli’ye gitmeye değer mi?
- Bence özellikle kışın gitmekte yarar var. Hem daha sakin, hem çok ekonomik, hem de çok daha fazla ilgi görüyorsunuz. Hizmet kalitesi bir o kadar yüksek. Sadece uzo, kalamar ve ahtapot için bile bu adaya gidilir. İstanbul’da Boğaziçi’ndeki restoranlarda bir akşamda harcayacağınız parayla Midilli’de ulaşım, konaklama dahil tatil yapabilirsiniz. Tek sorun, kışın kasabalarda hayatın durması. Merkezdeki otellerde kalırsanız sorun ortadan kalkıyor.
Fotoğraf: Muhittin Tetikli