GeriSeyahat Keşfedildikçe güzelleşen kent
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi
Keşfedildikçe güzelleşen kent

Keşfedildikçe güzelleşen kent

Kime “Uşak’a gidiyorum, gezmeye” desem “Uşak mı” sorusuyla karşılaştım. Oysa Uşak bir gezgin için birçok güzellikle dolu. Kanyonlar, vadiler, antik şehirler... Defalarca gittiğim, her seferinde başka bir yönünü keşfettiğim, gez gez bitmeyecek bir kentten bahsedeceğim bu hafta size.

Uşak’la ilk tanışmam, Mısır’a dalış için gittiğimde karşılaştığım bu kentte yaşayan göz doktoru Erol Hocam (Uysal) sayesinde oldu. Uşak’ı kışın, yazın ve sonbaharda gezme fırsatı buldum böylece. Her Ege’ye gittiğimde artık yolumu Uşak’tan geçirmeye çalışıyorum. Uşak’ta gezilecek yerleri ikiye ayırmam gerekebilir. Bir kısmı İzmir yolunda, bir kısmı da Uşak merkezinin güneyinde kalıyor. İlk durağımız İzmir yolundaki Taşyaran Vadisi. Burayı görmeyen çok şey kaybetmiş demektir bana göre. Vadi, Uşak merkeze 48 kilometre uzaklıkta. İlk ziyaretim 5 yıl önceydi. Karlı bir Uşak gününde dağ bayır tırmanıp yürümek zorunda kalmış, müthiş de keyif almıştık. Günümüzde artık çok yakınına kadar arabanızla gidip yapılan merdivenleri kullanarak, hatta banklarda dinlenerek vadiye rahatlıkla ulaşabilirsiniz.

Doğanın cömertliği

Taşyaran Vadisi, depremde oluşan bir kırığın su ve rüzgâr tarafından şekillendirilmesiyle meydana gelmiş. Bu tarz oluşumlara gnays (granitin bir formu) deniyor. Bugüne kadar gördüğüm en güzel vadilerden biri. Baharda suları coşkun oluyor, yazın kuruyor. En güzel haliyse kış aylarında suların donduğu zaman. Üstü buz tutunca alttan şırıl şırıl akan su izlenebiliyor. Önümüz kış olduğuna göre pek çok kişi bu fırsatı yakalayabilir. Taşyaran Vadisi’ne kadar gitmişken çok yakınlarındaki Kuladokya (Kula) Volkanik Jeopark da mutlaka gezilmeli.

Kuladokya harita üzerinde Manisa’ya ait olabilir ama Taşyaran Vadisi’ne çok yakın. Clandras Köprüsü kentteki ikinci durağımız. Daha önce gittiğimde donmuştum. Uşak’ın soğuğu meşhur neticede. Bu köprüde Türkiye’nin ilk hidroelektrik santrallarından biri var ve hâlâ çalışıyor. Santraldan atılan sular bir kanalla köprünün arkasından Banaz Çayı’na şelale gibi dökülüyor. Frigyalılar zamanında yapılmış köprü çok güzel ama içinde bulunduğu doğa çok daha güzel. Doğa ana buraya çok cömert davranmış. Bölge yürüyüş için şahane bir yer. Köprüden karşıya geçip, sağ tarafındaki kayalıklardan aşağıya inip köprünün altından geçerek yürüyüşe başlayabilirsiniz. Bu yürüyüşün sonunda Pepouza Antik Kenti var ve çok kısa bir mesafe olmadığı gibi ulaşımı da kolay değil. Biz yine de şansımızı denedik. Kâh Banaz Çayı’nın kenarından, kâh Frigyalıların açtığı su kanallarının içinden yürüyüp rotanın güzelliğine hayran kaldık. Ancak ne var ki yürüyüş uygulamasından seçtiğimiz rotadaki yol kapanmıştı.

Keşfedildikçe güzelleşen kent

Blaundus Antik Kenti

Dikenlerden geçemeyince geri dönmek zorunda kaldık. Bu nedenle antik kente ulaşamadık. Eğer bu yolu yürümek niyetinde olursanız Kırlangıç Mağarası’na kadar yürüyüp geri dönün. Bize de bu tavsiye edilmişti. Şansımızı denememiz çok iyi oldu. Hayatımda yediğim en sulu ve lezzetli ayvaları bu yolda yemiş olabilirim. Rota, elma ve armut doluydu ayrıca. Tarihi su kanallarında yürümek de müthişti. Haritaya baktığınızda aslında Clandras Köprüsü’nden sonra Pepouza Antik Kenti’ne gitmeniz gerektiğini görebilirsiniz ama günü kaçırmamak adına önceliği Ulubey Kanyonu’na ve Blaundus Antik Kenti’ne verdik.
Keşfedildikçe güzelleşen kent

Clandras Köprüsü

Ulubey Kanyonu, Ulubey Çayı ve Banaz Çayı boyunca devam eden bir büyük kanyon ve bu kanyona bağlı daha küçük pek çok kanyondan oluşuyor. 45 kilometre uzunluğu ve 170 metreye varan derinliğiyle dünyanın sayılı kanyonlarından. 2015’te turizme açıldı. Ben de ilk 2016’nın kışında görmüştüm. Ulubey Kanyonu cam seyir terasına giriş, kişi başı 10 lira. Ayağınıza galoş giyerek gezebiliyorsunuz. İlk gittiğimde kış olduğu için o kadar rüzgârlı olduğunu düşünmüştüm ama o günden bugüne 5 yıl içinde rüzgârından hiçbir şey kaybetmemiş. Oradan uçmadan ve de donmadan çıkabilmemiz bizim için başarıydı. Çevre düzenlemesi de oldukça değişmiş. Piknik alanları eklenmiş. Restoranlar çoğalmış.
Keşfedildikçe güzelleşen kent

Ulubey Kanyonu

Antik kentler cenneti

Etkileyici kanyondan sonraki durağımız Uşak’ta daha önce görmediğim Blaundus Antik Kenti oldu. Uzaktan gördüğümde, rüzgârın da etkisiyle uçarak gittim. Çok etkileyici bir yer. Kentin adı alanda bulunan bir yazıtta ‘Blaundeon Makedonon’ (Makedonyalı Blaunduslar) yazmasından geliyor. Makedonyalılar tarafından yapılmış. Üst üste konulmuş taşlarından dolayı “Türkiye’nin Stonehenge’i” olarak adlandırılıyor. Antik şehir oldukça geniş bir alana yayılmış ve kazılar devam ediyor. En meşhur kısmı olan taşlı bölüm, küçük bir bölgede kalıyor. Giriş ücretsiz.

Blaundus Antik Kenti’nden sonra muradıma ermiş bir şekilde Pepouza Antik Kenti’ne koşturdum. Amacım günbatımına yetişmekti. İki antik kent arası 45 dakika sürüyor. Bir yerden sonra yol toprak oluyor ve tarlaların arasından kıvrıla kıvrıla bir vadinin içine giriyor. Vadide kayalar tüm heybetiyle karşımızda belirdiğinde derme çatma köprünün de başındaydık ve köprüyü yüreğim ağzımda geçtim. Navigasyonun ‘geldiniz’ dediği noktadan sonra yürümek gerekiyordu ancak hava kararmaya başlamıştı. Bu nedenle geceyi kamp yaparak geçirmek istedik, o köprüden geri dönerek tarlaların arasında boş bir bağ evinin bahçesine çadır kurduk. Sorunsuz geçen gecenin sabahında otomobilin üstü iki parmak buz tutmuştu. Köprüden sonra yolu bırakmadan devam ettiğinizde Pepouza Antik Kenti’ne varıyorsunuz. Hıristiyanlıktaki ilk kadın hareketi diyebileceğimiz ‘montanizm’in ortaya çıktığı merkez olarak kabul edilen antik kenti tarlaların arasından göreceksiniz. Zaten karşıdan görmek daha güzel. Antik kent, bir dağın içine oyulan evler ve kiliselerden oluşuyor.
Keşfedildikçe güzelleşen kent

TARİHİ KONAKLARDAKİ RESTORANLARA UĞRAYIN

Uşak merkezdeki tarihi evleri görmeyi, o konaklarda açılmış restoranlarda yöresel yemekler yemeyi atlamayın. Benim favorim meşhur Tarhana Baba’da tarhana içip kurusunu satın almak. Bir diğer favori restoranım Etibol. Restoranın, kentin yürüyüş rotaları hakkında pek çok ipucu veren sahibiyle de mutlaka tanışın. Clandras Köprüsü’nden dönerken Kırkyaren Köyü’nün kahvesinde bir çay içip bizden selam söyleyin.

False