Kenya'nın yerel dansları aslında kız tavlamak için!

Kenya’nın güneybatısında Serengeti Düzlüğü’ne vardığınızda, hiç dolanmadan kuzeye doğru yönelin. İşte karşınızda tüm ihtişamıyla Masai Mara bölgesi. Burası 1.510 kilometrekarelik bir alana yayılmış; gerek uçsuz bucaksız doğası gerek her türlü hayvan çeşidiyle gerekse kendine has bir yaşama sahip kabileleriyle insanı kendinden alıp bambaşka bir dünyaya götüren bir yer.

Masai Mara’da ekim ve kasım aylarında tersine göçe sahne oluyor. Zebra ve yabanöküzlerinin başını çektiği 2 milyon hayvanın, Mara düzlüğünden Serengeti’ye geçişi, ölmeden önce mutlaka izlemeniz gereken manzaralardan biri. Kenya’da safari denince ilk akla gelen bölgede, hayvanlar ve doğayla içiçe, sabah gün doğumuna, akşam günbatımına şahit olmaksa bir insanın yaşayabileceği en müthiş duygulardan... Filden zürafaya, leopardan çıtaya, bufalodan gergedana aslana kadar pek çok hayvanı yakından görmek, vahşi doğayla baş başa kalmak nasıldır, bir düşünün… Biz mesela burada bir aslanın çiftleşme sahnesine yakından tanık olduk, gözümüzün önünde bir leoparın impalayı avlayıp afiyetle yemesini belgesel izler gibi izledik. Ayrıca elimizde sandviçlerimizle maymun saldırısına uğradığımızda birbirlerinin bitlerini ayıklayan babunlara gülebildik.

20 DOLARI BAS, GEÇ!

Çok ilkel bir ortamla karşılaşacağımızı bekliyorduk ama bu kadarını hiçbirimiz tahmin edemezdik. Kökleri Somali olarak bilinen Masailerin Kenya’daki nüfusu yaklaşık 700 bin ve yavaş yavaş şehirlere göç edip yerleşik hayata geçmeye başlamış. Bu da gösteriyor ki yakın bir tarihe kadar Masailer tarih olabilir. Maaca konuşuyorlar ama bizi köyde karşılayan şef Nanio ve gençlerin İngilizce konuşmasından artık sosyalleştiklerini, şehir hayatına geçmeye çalıştıklarını görebiliyoruz.

Masai köyüne öyle elinizi kolunuzu sallayıp giremiyorsunuz. Rehberiniz eşliğinde sizi önce köyün şefi karşılıyor; köydeki hayat, yaşam şekilleri ve nüfusu hakkında kısa bilgiler veriyor. Köye giriş de paralı. Yetişkinler için 20, çocuklar için 10 dolar ödeme yapmak gerekiyor. Fotoğraf çekmek, kulübeleri gezmek, tüm rehberlik hizmeti de bu ücrete dahil. Masai Komisyonları diye bir oluşumları var. Bu paralar da o kasalarda toplanıyor. Dediklerine göre bu paranın bir kısmı çocuklar için harcanıyormuş. Ben çocuklara harcanmış bir paranın sonucunu göremedim, o ayrı.

Giriş parasını ödedikten sonra ise köyün delikanlıları sizi yerel danslarıyla karşılıyor ve köy meydanında gösteriye devam ediyor. Tek tek ortaya geçip yukarı doğru zıpladıkları hareketin, kız almak için yaptıkları bir şov olduğunu öğrendik şeften. Kural şu: En yükseğe
atlayan, kızı alıyor!

EN AZ DÖRT ÇOCUK

Köy dediğim de 10 haneden oluşan daire şeklinde bir alan. Her hanede şefin bir karısı oturuyor. Masailer poligamiye inanıyor, yani çok eşliler. Her şefin 10 civarı karısı var. Daire şeklinde dizilmiş bu hanelerde yaşıyorlar. Bu haneler için aslında tek odalı kulübe demek daha doğru olur. Bildiğiniz hayvan dışkısından yapılmış karanlık tek odalı kulübeler. Her birinde altı kişi yaşıyor ve onları görünce kendi yaşamınızı sorguluyorsunuz. Ayrıca her kadından en az dört çocuk doğurması bekleniyor.

Bu sizi şaşırtmamış olabilir. O halde şunu dinleyin: Masailer, sabahları süt ve hayvan kanı içiyor. Sütü sırayla ineklerin altına geçip damla damla, kanı da hayvanların şah damarını keserek içtiklerini anlatıyor bir Mara köylüsü. Sebze-meyve yemiyorlar. Çünkü onların, insanların değil hayvanların yiyeceği olduğuna inanıyorlar. Hayvanları onlar için çok değerli. Onlara yeni yiyecek alanları sağlamak için de altı ayda bir göç ediyorlar.

ÇOCUKLAR HASTA VE ÇIPLAK!

Kızlar eğer okumuyorsa evlilik yaşı 15. Bir kız almak için 10 inek ve 10 battaniye ödemeniz yeterli. Çocukların hali gerçekten içler acısı. Hepsi hasta, öksürüyor, hepsinin burnu akıyor. Üstelik çoğu çıplak ve sizden gelecek bir bisküviye gözlerinin içi gülüyor. Oraya gidecek olanlara bebek ve çocuk kıyafeti götürmelerini öneririm. Yanımızda getirdiğimiz şekerleme ve çikolataları dağıtırken gözlerindeki mutluluğu tarif etmem ise imkânsız.

Masai Mara’da sabahın çok erken saatinde (mesela 05.00) kalkmayı ve ciddi bir para vermeyi göze alıyorsanız balonla safariyi de önerebilirim. Biz Kapadokya’da bu zevki çok daha uygun fiyata yaşamış insanlar olarak bu zevki tadamadık ve Hakuna Matata (Svahili dilinde ‘Sorun Yok’) diyerek Masai Mara safarimizi tamamladık.