Kenya’ya Afrika’nın çatısından baktım

Tunç Fındık (41) profesyonel dağcı, dağ rehberi ve yazar. İstanbul’da yaşıyor. 22 yıldır ana uğraşı dağcılık. Zirve Dağcılık Kulübü, uluslararası dağcılar birliği GHM üyesi. Türkiye’de 300’den çok ilk çıkışı var. 2006’dan beri,The North Face sponsorluğunda yeryüzünün 8 bin metreden yüksek tüm doruklarına tırmanıyor. 14’ünden 8’ini tamamlayıp dünyanın önde gelen 44 dağcısı arasına girdi. Bu konuda yedi kitap yazdı.
Fındık, seyahati seviyor. “Hayatım dağcılık, tırmanış ve rehberlik amaçlı seyahatlerle geçiyor. Bazen yılın dörtte üçünü dağlarda, 5 bin metre üzerinde, bazen de yılın 5-6 ayını Nepal veya Pakistan’da, Himalayalar’da tırmanışta geçiriyorum. Kısacası evimi özleyecek kadar uzaklara gidiyorum” diyor.
Bugüne kadar Arjantin’den Nepal’e dört kıtada 20’yi aşkın ülke gezdi. Nanyuki’yi ilk kez Kenya’daki 5190 metrelik Kenya Dağı’na tırmanış amaçlı gittiğinde gördü. “Tepesinde görkemli Kenya Dağı’yla Nanyuki gezilmeye değer, güzel bir yer. Bunun haricinde kahvesi ile ünlü Kenya’da, Nanyuki’nin kahvecilerinde kahve içmek gibisi yok, özellikle bizim gibi kahveseverlerdenseniz” diyor. Afrika’da gezmenin kendine has güzelliği olduğunu, insanların neşesi ve rahatlığını takdir ettiğini belirtiyor. “Bir dağcı olarak Himalayalar’ın benim için değeri bambaşkadır ama Afrika’da gezmenin de yeri tamamen farklı” diyor.

AFRİKA’DA BUZUL!

Kenya Dağı’dan bahsederken şunları söylüyor: “Tam ekvator çizgisindeki dağın zirvesi hep karlı, buzullu. 3500 metreye kadar yağmur ormanlarıyla çevrili. Müthiş bir doğası var. Fil dahil pek çok yaban hayvanı yaşıyor. Güneş ışığı dik düştüğü için Kenya’da renkler yeryüzünde az rastlanır türden. Kenya Dağı’na kahve, mango ve ananas tarlaları arasından otomobille seyahat ederken ise yollarda mango, papaya gibi her tür harika tropik meyveden satın alıp bolca yiyebilirsiniz.”
Nanyuki’den yaptığı Kenya Dağı çıkışını şöyle anlatıyor: “Dağ, milli park ve doğa koruma bölgesi olduğu için izinle
giriliyor. Önce ormandan, sonra
otlaklardan 3 günde, 50 kilometre yürüyerek 4200 metreye, dağın tabanına ulaşıyorsunuz. Buradan yürüyerek 4895 metrelik Point Lenana’ya ya da kaya tırmanışıyla 5190 metrelik Point Batian’a çıkılıyor. İkincisi dağcılık ve kaya tırmanışı bilgisi gerektiriyor. Belirtmek gerekir ki Kenya Dağı’nın endemik bitki örtüsü, özel hayvanları Afrika’da ve dünyada başka yerde bulunmaz. Yol boyunca dev ‘senecia’ denen kaktüs benzeri ağaç ormanları arasından gitmek adeta Mars’taymışsınız hissi veriyor. Bu dağa ocak-mart arası veya sonbaharda gitmek gerek, çünkü ekvator çizgisinde yağmursuz mevsim bu. Diğer zamanlarda hava koşulları olumsuz olabiliyor.” �
Kenya Dağı ile Kilimanjaro’nun farkını ise şöyle anlatıyor: “Kilimanjaro kıtanın en yüksek dağı olduğu için çok popüler, her şey kurallara bağlı. Son zirve yürüyüşü tek parkurdan yapılıyor ve kolay. Kenya Dağı ise daha tenha, özel fauna ve floraya sahip, zirvesine ulaşmak zor, Kilimanjaro’ya göre ucuz. Doğası da daha güzel.”

Vahşi hayatla iç içe

Kenya’nın başkenti Nairobi pahalı, çok lüks otelleri, gece hayatıyla ünlü. Nanyuki’deki oteller pansiyon tarzında, sade ve ucuz. Kenya’daki safari turlarında, araziye kurulmuş son derece konforlu otellerde kalınıyor. Dağ yürüyüşünde basit kulübelerde veya kendi çadırınızda konaklıyorsunuz. En önemli detay vahşi hayvanlar. Dikkatli olmak gerekiyor.

Yemekler Batı standartlarında

Kenya’da yemekler genelde leziz ve hijyenik. Turizm, standartları yükseltmiş. Dağ yürüyüşü sırasında ekibinizin pişirdiği besleyici, lezzetli, taze ve bol çeşitli yemekleri yiyorsunuz. Bunun haricinde Nairobi’de gidilmesi gereken yerlerden biri İtalyan restoranı La Trattoire, diğeri ise dünyadaki en ünlü et restoranlarından Carnivore. Burada timsah gibi bazı yaban hayvanlarının eti yeniyor.