GeriSeyahat "KENT"LERÄ°N ARASINDA KALMIÅž BÄ°R "ÅžEHÄ°R": ANKARA Ankara'nın çekirdek kısmı gerçekten küçüktür. Çekirdek kısım derken neyi kastediyorum. Son yirmi yılda
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi
"KENT"LERÄ°N ARASINDA KALMIÅž BÄ°R "ÅžEHÄ°R": ANKARA Ankara'nın çekirdek kısmı gerçekten küçüktür. Çekirdek kısım derken neyi kastediyorum. Son yirmi yılda

"KENT"LERÄ°N ARASINDA KALMIÅž BÄ°R "ÅžEHÄ°R": ANKARA Ankara'nın çekirdek kısmı gerçekten küçüktür. Çekirdek kısım derken neyi kastediyorum. Son yirmi yılda

"KENT"LERÄ°N ARASINDA KALMIÅž BÄ°R "ÅžEHÄ°R": ANKARA Ankara'nın çekirdek kısmı gerçekten küçüktür. Çekirdek kısım derken neyi kastediyorum. Son yirmi yılda ÅŸehrin periferisinde oluÅŸmuÅŸ adı kent olan konut siteleri dışında kalan asıl ÅŸehir. Yani alışveriÅŸle yerleÅŸmenin, kamu idaresi ile özel sektörün, kültür ile aylaklığın yanyana olduÄŸu bölgenin ta kendisi. Ankara'nın çevresinde ÅŸehrin kalabalığından kaçma ya da ÅŸehir içindeki yoÄŸunluktan kaynaklanan pahalılığın insanları dışarı itmesi sonucu oluÅŸmuÅŸ bir kentler kalabalığı var. Bunların en ünlüsü şüphesiz Batıkent'tir. Yeni oluÅŸan bu yerleÅŸim sitelerinin özelliÄŸi çoÄŸunun kooperatif veya banka konutları olması. Batıkent, ÅŸehrin tam batısında deÄŸil, ama batıda da bu tür bir "kent"ler kalabalığı var. Bilkent, Beysukent, Konutkent, Ãœmitkent diye sıralanan binlerce konut: onbeÅŸkatlı apartmanlardan, iki katlı villalara doÄŸru çeÅŸitlenen bir evler kümesi. Yalnız yoÄŸun olarak ÅŸehrin batısı bu tür bir yerleÅŸime açılmış olsa da, ÅŸehrin güneyi kuzeyi, doÄŸusu da bu "kent"lerle sarılmaya baÅŸladı. Güneyde, batı örneÄŸinde olduÄŸu gibi bir merkezden deÄŸil müteahhitler tarafından yürütülse de, havaalanı yolu üzerinde benzer bir yerleÅŸme oluÅŸuyor. Ancak bu bölge ile ÅŸehir arasındaki yoÄŸun gecekondu mahalleleri: Solfasol, Pursaklar gibi buranın çekiciliÄŸini azaltıyor. Aynı yapı doÄŸuda da geçerli. Çünkü ÅŸehir ile periferi arasında bir boÅŸluk deÄŸil Mamak, KayaÅŸ gibi gecekondu mahalleleri var. Buna raÄŸmen mesela Keçiören'in kuzeyinde BaÄŸlum köyünde küçük bir kent kuruluyor. Yine Periferideki yerleÅŸimlerden bir diÄŸeri Sincan bölgesinde yoÄŸunlaşıyor. Ancak Sincan eskiden beri varolduÄŸu için buraya oldukça yakın kurulan "Elvankent", kendisini çevresinden keskin sınırlarla ayırır. Bir diÄŸeri elbette ki etap etap geniÅŸleyen Eryaman. Batıkent, Kızılay'dan baÅŸlayan Ankara metrosunun son durağı, bundan dolayı buradaki kira ve ev fiyatları son zamanlarda oldukça artmış durumda. Gerçekten de küçük bir Anadolu ÅŸehri kadar büyük olan bu semtin en büyük eksikliÄŸi bir merkezinin olmayışı. Metro istasyonu ve çevresi bunun için aday görünüyor. Ancak bir ızgara üzerine oturmuÅŸ olan bu semtte bir merkezin doÄŸabilmesi oldukça zor. Ä°stasyonun bulunduÄŸu yer semtteki yüzlerce dörtyollardan bir tanesi. Åžimdilerde istasyondan, kooperatif mahallelerine servis yapan otobüslerin bulunduÄŸu alanın yanına bir alışveriÅŸ merkezi yapıldı, onun hemen altında semt pazarı var. Semt pazarının biraz arkasında Batıkent'in postmodern camisi duruyor. Pazar ile alışveriÅŸ merkezi arasında süren inÅŸaat ise sanırım pasajlardan oluÅŸan bir çarşı olacak. Bunların hepsi yanyana geldiÄŸinde bir kent merkezi için elimizde yeteri kadar veri var. Ulaşımın merkezi olan Ä°stasyon ve otobüs durakları, alışveriÅŸ merkezi ve cami. Ancak bütün bunlar "Batıkent" adı kent kendisi semt olan bir yerleÅŸim sitesi olmaktan kurtaramıyor. Bütün mesele semtin ileride böyle bir ihtiyacını karşılayacak merkezin düşünülmemiÅŸ olması. BahsettiÄŸim bölgenin çevresinde, semtin her yerinde olduÄŸu gibi bloklar var. Merkez -Ankara'nın bütününde olduÄŸu gibi- çevresinden fiziksel anlamda ayrılmıyor. Ä°ÅŸlevsel ayrılığı vurgulanmıyor. Orası bir durak. Ä°nsanlar iÅŸlerinden metroyla oraya geliyor, sonra otobüslere binip evlerine dağılıyorlar. Orada sadece günlük alışveriÅŸler var, aylaklığa vakit olsa bile, uygun mekan yok. Bunun sonucu olarak "Batıkent" diÄŸer bütün sözde kentler gibi asıl ÅŸehre "Ankara"ya muhtaç görünüyor. Eryaman ve Elvankent: Elvankent, Sincan'da yeni kurulmuÅŸ bir semt. Çevresinden duvarlarla ayrılmış büyük bir siteden oluÅŸuyordu. Ama duvarların çevresi de içi gibi büyük bloklarla dolaya baÅŸladı. Eryaman ise, Ä°stanbul yolu üzerinde etap etap geniÅŸleyen bir baÅŸka yerleÅŸim. Batıkent'de olduÄŸu gibi buralar da bir merkezden yoksun. Buralarda oturan binlerce insan haftasonlarını nasıl geçirecekleri konusunda büyük bir sorun yaşıyorlar. Eryaman'ın giriÅŸindeki küçük gölet yazları çevresinde yüzlerce arabayı ağırlıyor. Ancak iÅŸin ilginci buraya gelen insanlar bir aÄŸaç gölgesinden yoksun bir ÅŸekilde bu tutam suyun çekiciliÄŸine kapılmış, piknik yapıyorlar. Bilkent, Beysukent, Konutkent, Ãœmitkent ise bu üçünden sınıfsal olarak farklı bir yerleÅŸim bölgesi. DiÄŸerlerinde yaÅŸayanlardan daha yüksek bir refah seviyesine sahip buradakiler. Bunun iki nedeni var bana göre. Birincisi bu bölgelerle ÅŸehir arasında diÄŸerlerinde olduÄŸu gibi gecekondu mahalleleri yok. Ä°ki büyük boÅŸluk var ÅŸehirle burası arasında. Birinci büyük boÅŸluk, üniversite arazilerinden kaynaklanıyor. Ankara'nın üç büyük üniversitesi ve bunların kampüs alanları EskiÅŸehir yolu üzerinde sıralanıyor. Åžehirden dışarı doÄŸru sayalım. ODTÃœ, Bilkent, Hacettepe. Daha ilerde BaÅŸkent üniversitesi de var. Ä°kinci büyük boÅŸluk ise bu yolun devamındaki Kamu binaları nedeniyle oluÅŸuyor. Aslında ben, Ankara'da kamu binalarının Batı'ya, EskiÅŸehir Yolu üzerine doÄŸru geniÅŸlemesini de aynı nedene baÄŸlarım. Bu güzergahta devletin temiz imgesini bozacak gecekondu mahallelerine rastlanmaz. Balgat son yirmi yıldır, üç katlı apartmanlarla çehresini deÄŸiÅŸtirmiÅŸtir, Çukurambar'daki gecekondular ise adı üzerinde "çukurda"olduÄŸundan bulvardan görülmezler. Ne var ki Çukurambar'da da ÅŸimdilerde hummalı bir inÅŸaat çalışması var. Gecekondu yıkıntıları arasında yükselen blokların gölgesi ÅŸimdiden EskiÅŸehir Yolu'na vuruyor. Bilkent, Konutkent, Ãœmitkent gibi yerleÅŸimlerin ekonomik refah seviyesi yüksek kesimlerce tercih edilmesi de aynı nedene baÄŸlı. YerleÅŸmekte etkin olan kendini diÄŸerlerinden ayırmak güdüsü, ÅŸehre ulaşım konusunda da belirleyici hale geliyor. Bu semtlerde oturanlar, EskiÅŸehir Yolu ve devamı olan Ä°nönü Bulvarı'yla ÅŸehre baÄŸlandıklarından, kendilerini ayırdıkları öteki ile karşılaÅŸma ÅŸanslarını oldukça azaltmışlardır. En azından trafikte aksesuara boÄŸulmuÅŸ Murat 124'lerce taciz edilmezler. Åžehri yüksek bloklarıyla saran bu "kent"ler kalabalığının oluÅŸumundaki etkenler de oldukça çeÅŸitlidir. Bir kere ÅŸehir kalabalıklaşıyor, çevreye doÄŸru geniÅŸleyecek. Ancak daha önce "ÅŸehir bir karşılaÅŸmadır" isimli yazımızda da söylediÄŸimiz gibi, ÅŸehrin önemli bir iÅŸlevi olan karşılaÅŸma hemÅŸehrilerin tümü tarafından talep edilmez. Åžehir yabancılarındır. Bu yapısıyla hem özgürlük mekanıdır, çünkü ÅŸehirde cemaatın denetleyici gözleri yoktur. Öte yandan kalabalık hiç de güvenli deÄŸildir. Hırlı hırsız, huylu huysuz birbirine karışır. "Kent"lerin, kapılarında bekçi bekleyen sitelerinde sarhoÅŸların naraları, ramazan davulunun sesi duyulmaz. Bu sitelerde önünde kırk tane ayakkabının olduÄŸu sonradan görme, taÅŸradan göçme zenginlerin çelik kapıları da yoktur. Bu söylediklerimiz, ÅŸehir merkezine olan talebin buradaki ev fiyatlarını artırdığı ve insanların da kendilerine alternatif yaratarak periferiye kaçtıkları tarzı bir açıklamayla çürütülemez. Çünkü bugün periferide bahsettiÄŸimiz sitelerdeki ev kiraları ÅŸehir merkezinden bulunanların çok üzerindedir artık. Bilkent, Beysukent, Konutkent, Ãœmitkent gibi semtler için ekonomik etken geçerli deÄŸildir. Ben bu tür "kent"lerin sakinlerinin ÅŸehirle bir aidiyet bağı kurmakta oldukça zorlandıklarını düşünüyorum. Çünkü yaÅŸadıkları semtlerin tecrit edilmiÅŸliÄŸi sadece evleriyle sınırlı deÄŸildir. Bu semtlerin çevresinde hızla çoÄŸalan alışveriÅŸ merkezleri, bu yerleÅŸimlerin ÅŸehre olan ihtiyacını azaltıyor gibi. Çünkü ötekinden tecritin bir baÅŸka boyutu olan bu merkezler insanlara sadece gıda maddesi satmıyorlar. Bunların gittikçe daha büyükleri açılıyor. İçlerinde sinemalar, kütüphaneler, lokantalar barındırıyorlar. Ancak bu biraradalık, yaÅŸamımızda oluÅŸan bir ayrımla paraleldir. Åžimdilik bu paralelliÄŸi ve yazıda ortaya koyamaya çalıştığım fiziki durumun yaÅŸam üzerindeki etkisini bir baÅŸka yazıya bırakalım. Ancak ÅŸimdiden söyleyeceÄŸimiz sonuç ÅŸudur: Çevredeki "kentler" bir süre daha ÅŸehre muhtaç olacaklar, ancak komple ayrıştırma sonuçlandığında kendisini "bir yerli" olarak tanımlama ÅŸansından yoksun olacağız. Ankara bu ayrıştırmanın hızla gerçekleÅŸtiÄŸi bir ÅŸehir olarak aynı zamanda sakinine aidiyet saÄŸlama konusunda da kısırdır. BahsettiÄŸimiz manzaranın uzun zamanlı sonucu da "Ankaralı" kimdir sorusunun cevapsız kalacak olmasıdır. Hakan KAYNAR - 1 Aralık 2000, Cuma Â
False