GeriSeyahat Kek, çörek, börek olayını bitirmişler
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi
Kek, çörek, börek olayını bitirmişler

Kek, çörek, börek olayını bitirmişler

Burak Akkul, en kestirme şekliyle yazarsam, mizahçı. Peki ne yapıyor derseniz, cevap uzar. Daha 20 yaşındayken Plastip Show’u hazırlayan ekipteydi, Beyaz Show ve Okan Bayülgen’in programları için metin yazarlığı yaptı, tiyatro senaryosu yazdı, Erdil Yaşaroğlu’nun Penguen dergisindeki Komikaze köşesinin isim babası...

Şimdilerde Penguen’in gündem sayfalarını hazırlıyor, Kanal D’de yayımlanan Genç Magazin’in yazar-editörü... E bir de gezgin! O kadar ki, tüm paraları seyahate harcadığı için, altı senedir evinin parkelerini yenileyemiyor. "Geziyorum, çünkü onların sokaklarını adımlamak, yemeklerini yemek, fotoğraflarını çekmek, günlük hayatlarının içine girmek istiyorum" diyor. Burak Akkul, Hürriyet Seyahat için, "Dünyanın en güzel kadınları burada" dediği Kopenhag ve Helsinki’yi anlattı. Sohbet yemeklere de geldi tabii: "İki şehirde de çok karakteristik lokal mutfaklar yok. Ama diğer ülke mutfaklarının çok iyi örnekleri var. Kahvaltı ve öğle yemeği makul bir fiyata yenebilirken, akşam yemekleri inanılmaz pahalı. Kişi başı 40-50 Euro’ya kadar çıkabiliyor. Bu şehirlerde her köşede birer Starbucks ve Gloria Jean’s kahve dükkanları yok. En güzeli, sıra numarası alarak alışveriş yaptığınız pastaneler. Hani şu meşhur Danimarka tatlıları vardır ya, onları süper yapıyorlar haliyle. Kek, çörek, börek, şekerleme olayını bitirmişler."

HELSİNKİ
/images/100/0x0/55ea969cf018fbb8f889c715

Uzun yıllar Rus etkisinde kaldığı için monoblok binalar var. Heybetliler ama çok şık değiller, biraz soğuk bence. İnsanları da öyle. Ama gündüz ve gece arasında büyük fark var bu şehirde. Gündüz ayık, gece sarhoş... Gündüz vakti sokaklarda turistler, üstü başı temiz insanlar dolanıyor. Gece oldu mu, o şirin ve güzel şehir mutasyona uğruyor. Abartmıyorum, saat 23.00’ten sonra sokaktaki insanların yüzde 80’i sarhoş. Gencecik çocuklar ölesiye votka ve bira içiyor. Normalde 18 yaş altı giremez ya kulüplere, Helsinki’de 27 yaşın üstündekilerin alınmadığı kulüpler, önlerinde yüz metreye varan kuyruklar var.

SABAH OLUNCA DEĞİŞEN RESİM

Ama sabah oldu mu, resim tamamen değişiyor. Sokaklar temizleniyor, doğru düzgün ayık insanlar çıkıyor ortaya. Şehirdeki hayatın çoğu, Senato Meydanı, Market Meydanı, deniz kenarı ve gar çevresindeki sokaklarda yoğunlaşmış. Trafiğe kapalı sokaklar ve caddeler var. Turist olarak gidiyorsanız mutlaka Senato Meydanı’ndaki Katedral, Senato binası ve Helsinki Üniversitesi’ni görün. Bu üç bina bir üçgen oluşturmuş ve çok güzel fotoğraf veriyorlar. Gökyüzü bir başka güzel. Oradan denize doğru giderken Market Meydanı’ndan geçiyorsunuz. Haftasonları çok güzel bir pazar kuruluyor burada. Somon, kalamar filan satılıyor. Ekmek arası somon yiyebilirsiniz mesela. Denize vardığınız noktada, şehri denizden görebileceğiniz turlardan birine katılabilirsiniz.

KAYA KİLİSE VE BUZDAN BAR

Mutlaka görmeniz gereken yer, kaya kilise. Şehrin merkezindeki zor isimli sokakların birinde, yekpare bir kayadan oyarak yapılmış. Modern Fin mimarisinin ikonlarından biri olarak görülüyor. Meşhur Fin hamamlarına gitmedim ama buz barına gittim. Şehrin içinde. Başka bir barın içinden geçerek giriliyor. Giriş 10 Euro. İçeridekilerin hepsi turist. Bar, tabureler, bardaklar, her şey buzdan, sıcaklık eksi 5 derece. Ödünç mont veriyorlar isteyene. Beş dakikadan fazla durmak istemiyorsunuz ama bir yandan da görmek iyi. Çünkü Finlilerin yılın dokuz ayında nasıl yaşadığını görüyorsunuz.

KOPENHAG

Kopenhag çok renkli, çok sempatik, büyük pencereli ufak binalarla dolu, biraz lüks, şen şakrak bir şehir. Stil sahibi, yaşayanları da şık. Kopenhag’ı görmek için başka şehirler de kıyasla
/images/100/0x0/55ea969cf018fbb8f889c717
biraz daha fazla para ayırmakta fayda var. Burada en turistik ve en civcivli yer, Nyhoun. Bizim Ortaköy gibi. Su kenarına dizilmiş renkli sıra evler, kafelerle dolu. Buradan binebileceğiniz gezinti tekneleriyle kanallarda dolaşabilirsiniz. Nyhoun’la şehir merkezi arasında trafiğe kapalı, güzel sokaklar var. Gençlerin eğlenebileceği mekanları bir noktaya toplamışlar. Onlar da bu sokaklarda. Gece olunca bütün kapı önleri masa-iskemle doluyor.

BİSİKLETİN VATANI

Bu şehirde Amsterdam’dan bile daha fazla bisiklet var. Bisiklet yolları, otomobil yolları kadar geniş. Trafikte en önde bisikletler duruyor. belediyenin bisiklet kiralama otomatları var. İki Euro atıyorsunuz makineye. Sonra başka bir noktadaki otomata iade ettiğinizde o 2 Euro’yu geri veriyor alet. Ne yürümek ne de bisiklet sürmek istiyorsanız, bisiklet taksilere binebilirsiniz.

Merkez tren istasyonunun etrafında Tivoli bahçeleri var. İsmini eski bir belediye başkanından almış. Küçük bir kuzey Disneyland’ı gibi bir yer. Şehri bitirdim, burada eğleneyim derseniz, bütün bir günü geçirebilirsiniz. Meşhur denizkızı heykeline de gittim. Çevresi o kadar kalabalık ki, zor görüyorsunuz. Tahminimden çok daha ufak çıktı.

KANUN OLMAYAN SEMT

Eşi başka hiçbir şehirde olmayan bir yer var Kopenhag’da. İsmi Christiana. Eski bir askeri kışla, çiçek çocuklar tarafından ele geçiriliyor. Sonra burada yaşamaya, içki ve uyuşturucu içmeye başlıyorlar. Polislerin giremediği, girdiğinde büyük tepkiyle karşılaştığı büyük bir semt olmuş şimdi. Burada kanun yok, vergi vermeyi reddediyorlar. Girdiğinizde kendinizi çok rahat hissetmiyorsunuz. Özgürlük denen şeyin de sınırı var. Çok alkol, çok uyuşturucu adamı saldırgan yapıyor. Ama turistlere zarar da veremiyorlar, çünkü tüm gelirleri turiste sattıkları incik boncuktan.

seyahatte ne okuyor

İstanbul’u, Türkiye’yi ve işi hatırlatacak hiçbir şey okumuyor. Uçakta gazete bile almıyor. Sadece referans kitaplar ve gittiği yerle ilgili dokümanları okuyor.

ne yiyor, ne içiyor

Türk mutfağından son derece uzak şeyler yiyor. Gittiği yeri keşfetmenin yollarından birinin yemek olduğunu düşünüyor ve her şeyi deniyor.

ne giyiyor

Rahat hatta fazla rahat. Şık bir yere gideceği zaman arkadaşlarından ödünç alıyor.

neyle seyahat ediyor

Uzak yere ulaşmak için uçakla, sonra trenle.

nerede kalıyor

Çok lüks olmayan, üç, en fazla dört yıldızlı otellerde. Tek başına olduğunda ise hostellerin tek kişilik odalarında.

oradan ne alıyor

Ufak tefek hatıralar ve magnet.

kimle seyahat ediyor

Tek başına seyahati çok seviyor. Bir de yurtdışında yaşayan üniversite arkadaşı Cenk’le yolculuğu çok seviyor.

çantasının olmazsa olmazları

Fotoğraf makinesi eskiden araç iken şimdi seyahatin amacı olmuş. Fotoğraf makinesiz adım atmıyor. Bir de rehber kitap.

En sevdiği 5 yer

á San Francisco á Hong Kong á Roma á Floransa

á Çeşme
False