GeriSeyahat Kanada’daki Fransız güzeli Quebec
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi
Kanada’daki Fransız güzeli Quebec

Kanada’daki Fransız güzeli Quebec

Kanada’nın en güzel şehirlerinden biri Quebec. Kent, Fransızca’nın resmi dil olduğu eyaletle aynı adı taşıyor ve başkenti. 17’inci yüzyılın ilk yıllarında kurulan ve eyalet başkenti olan Quebec, tarihi merkeziyle 1985’den beri UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde. Bu kadar etkileyici bir şehrin bu listeye girmesine şaşırmamak gerekir.

Asırlar önce bölgeye Kuzey Amerika yerlileriyle bizlerin Eskimo olarak bildiği halk gelmiş. Quebec ayrıca Kuzey Amerika tarihinde Avrupalıların da ilk yerleştikleri bölgelerden biri. 16’ncı yüzyılda Fransızlar şehirde yerleşik düzene geçmiş. Fransız gezgin Samuel de Champlain şehrin kurucusu olarak kabul ediliyor. Champlain ilk yerleşim yeri olarak St. Lawrence Nehri’nin kıyısını seçmiş. Şehir de adını ilk kuruluş yerinden alıyor, Quebec yerlilerin dilinde “Nehrin daraldığı yer” anlamına geliyor. Zorlu savaşlara sahne olan Quebec’in sınırları 1763’te çizilmiş ve eyalet olmuş. 19’uncu yüzyıl ortalarında ise Kanada Konfederasyonu’nu kurmak için bir araya gelen dört eyaletten biri konumundaymış. Uzun geçmişinin mimarideki yansımalarını Quebec’i gezerken göreceksiniz. Şehirde kaldığınız süre içinde dört bir yanda aynı yazıya rastlayacaksınız; “Je me souviens” yani hatırlıyorum. Quebec’in resmi sloganı, geçmişini ve Fransız kökenini asla unutmadığının da en kısa ifadesi.

ŞELALESİ NİAGARA’DAN YÜKSEK

Şehrin yıldızlarına gelince... Le Château Frontenac, aslında bir otel ama eski çağ şatolarını andırıyor. Bu görüntüsüyle şehrin simgelerinden biri haline gelmiş. Turizmi desteklemek amacıyla Kanada-Pasifik Demiryolu Şirketi tarafından yaptırılmış, 1893 yılında açılmış. Adını ise 17’inci yüzyılda şehri yöneten Kont Frontenac’tan almış, zaten anlamı da “Frontenac Şatosu”. Şehre tüm görkemiyle tepeden hükmediyor.
“Kraliyet Meydanı” diye Türkçe’ye çevirebileceğimiz Place Royal Şehrin merkezindeki tarihi bir alan. Geçmiş yüzyıllarda gezinirken özenle korunmuş tarihi binalara bakmak, yorgunluğu zevkinize hitap eden bir içki ile atmak ve insanları izlemek için ideal yer. Alışverişten keyif alanlara da önerilir. Tarihi mahallelerden hoşlanıyorsanız Aşağı Şehir (Basse Ville ya da Lower Town), Eski Quebec (Vieux Quebec ya da Old Quebec) ve Tarihi Küçük Champlain (Quarter du Petit Champlain ya da Historic Petit Champlain) bölgeleri de tam size göre.
Notre Dames de Victories, meydanda göreceğiniz küçük bir Katolik kilisesi. Şehrin bir diğer simgesi olan kilisenin inşaatı 17’nci yüzyıl sonunda başlamış, tamamlanması ise 1723’ü bulmuş. Zaman içinde büyük ölçüde hasar görmüş ama her seferinde aslına uygun olarak onarılmış.
Şehirde görülecek yerler listenize Montmorency Şelaleleri’ni de ekleyebilirsiniz. Merkeze sadece 10 dakika uzaklıkta. Filmlere konu olmuş Niagara Şelalesi’nden çok daha yüksek. Ziyaretçilerin gezmesini kolaylaştırmak amacıyla yürüyüş yolları ve bir de asma köprü yapılmış. Şelalenin en altından en yukarıya çıkan teleferik ise hem şelaleyi hem de etrafındaki parkı daha iyi görmenizi sağlıyor.

MUHTEŞEM BAZİLİKA

İnancınız ne olursa olsun, eğer mimari ve sanattan zevk alıyorsanız Sainte-Anne-de-Beaupré Bazilikası’nın karşısında etkilenmemeniz mümkün değil. Halk arasında hastaları iyileştirme konusunda mucizeler yaratan Azize Anne (St. Anne) efsanesinin anlatıldığını sıkça duyacaksınız. Bu bazilika Azize Anne anısına 17’inci yüzyıl ortalarında yaptırılmış. Sadece taş işçiliğinin değil çevre düzenlemesinin de mükemmel olduğunu söylemek gerek.
Parlamento Binası, turistleri görkemiyle etkiliyor. Sekiz katlı yapı 19’uncu yüzyıl sonlarında, yaklaşık 10 yılda yapılmış. Kulesi ana binanın yaklaşık üç katı yüksekliğinde. Yapıyı süsleyen heykellerin herbiri tek başına sanat eseri olarak sergilenebilecek mükemmellikte. Üstelik bu heykeller sadece ülkeyi kuranları değil aynı zamanda katkıda bulunanları da anlatıyor. Yüzyıllardır bu topraklarda yaşayan yerli kabilelerine ait sözler ise günümüz insanına bir ders niteliğinde. Parlamento Binası’nın hemen önünde bir şaheser daha var: Tourny Çeşmesi (Fontaine Tourny). 1854 senesinde bir Fransız heykeltraş tarafından yapılan çeşme görenleri büyülüyor.

YILDIZ ŞEKLİNDEKİ KALE

Quebec Kalesi (Citadelle of Quebec), ilk olarak 18’inci yüzyıl başında inşa edilmiş. Bugün gördüğünüz ve yıldız şeklinde bir plana oturtulmuş yapı ise 19’uncu yüzyıl eseri. Bir dönem Kanada Genel Valisi’nin ev olarak kullandığı kalede bir de müze var. Kanada’nın askeri tarihini anlatan Royal 22e Régiment Müzesi rehber eşliğinde gezilebiliyor.

133 YILLIK FÜNİKÜLER

Eski Quebec Füniküleri, şehrin tarihi bölgesinde, Aşağı Şehir (Basse-Ville) ile Yukarı Şehir’i (Haute-Ville) birbirine bağlıyor. Füniküler 1879 senesinden beri hizmet vermeye devam ediyor. 20’nci yüzyılın başında elektrikli sisteme geçilmiş.

PRATİK BİLGİLER

* Türkiye ile arasındaki yedi saat fark var. * Elektrik voltajı bizden farklı, yanınızda elektrikli alet götürüyorsanız adaptöre ihtiyaç duyacaksınız. * Suç oranı çok düşük. Belki de alışkın olmadıklarından bize önemsizmiş gibi görünen olaylar bile günlerce gündemi işgal edebiliyor. * Restoran ve kafelerdeki içten, aynı zamanda güleryüzlü hizmet insanın içini ısıtıyor. Bunun bir bedeli de var elbette, eğer servisten memnun kaldıysanız sizden beklenen fatura tutarının yüzde 15’i oranında bahşiş. * Kanada Türk vatandaşlarına vize uyguluyor. İşlemler için Ankara’daki Kanada Büyükelçiliği (0312 409 27 00) ya da İstanbul’daki Kanada Başkonsolosluğu’na (0212 385 97 00) başvurmanız gerekiyor.

False