Paylaş
Sevgili Güzin Abla, sizi üniversite yıllarımdan beri takip ederim.
Size yaşadığım ve kimseye de anlatamayacağım bir sorun nedeniyle yazıyorum. Ben 10 yıllık evliyim, eşim benden 12 yaş büyük.
Olgun ve aklı başında bir insan olduğu için onunla evlenmeyi tercih ettim. Ancak şimdi doğru mu yaptım diye kendi kendime soruyorum.
O da benim gibi üniversite mezunu, iyi, mevki sahibi biridir. Yakışıklıdır da.
Bir süreden beri onda birtakım değişikler hissediyordum. Yüzüne vurmuyordum ama beni aldattığını düşünüyordum.
Sonunda bir gün karşıma alıp konuşmak istedim, inkar etmedi. “Evet haklısın bir yanlışlık yaptım ama artık hepsi bitti. Çok pişmanım. İnsan hayatında zaman zaman böyle hatalara düşebilir. Kadın affetmeyi bilmeli. Elbette ihanet olmasa çok daha iyi olurdu ve evlilik hayatı çok daha mutlu sürerdi. Ama görüyorsun, bu çok sık rastlanan bir şey, yine de sen olgun ve aklı başında bir kadınsın. Benim bu yanlışımı affedeceğini biliyorum. Bana son bir şans verebileceğini tahmin ediyorum” dedi.
Tahmin edersiniz ki beynimden vurulmuşa döndüm. Bana karşı dürüst davranıp inkar etmediği için bir anlamda onu affedebileceğimi düşünüyordum, ama “Ya sen? ben de aynı şeyi yapsaydım, böyle rahatlıkla beni affedebilecek miydin? Tekrar hiçbir şey olmamış gibi evliliğimizi sürdürebilecek miydik?” deyiverdim.
Eşimin cevabı ise beni daha çok öfkelendirdi. “Ne demek istiyorsun, erkeğin karısını aldatması elbette ki bir büyük bir hatadır. Ancak bunu kadın yaparsa bu hem büyük bir günah hem de affedilmeyecek bir utançtır” dedi.
İşte ben bu sözlerden sonra çok büyük bir tepki gösterdim.
“Eğer evlilik kurumu bir sadakat gerektiriyorsa bu karşılıklı olur, tek taraflı olamaz erkeklerin de bunu bilmesi gerekir, eğer aldatmak vahim bir suçsa, hem erkek için hem de kadın için aynı şekilde düşünülmelidir. Eğer bunu tek taraflı olarak kabul ediyorsan, dinimiz açısından da erkek kadın ayrımı yapılmadan dinimiz bunu zina olarak tanımlamıştır. Ve günahsa eğer bu her 2 taraf için de günahtır” dedim. Tabii eşim bunu kabul etmedi. Tartışmamız hâlâ devam edip gidiyor.
O benim onu affetmemi bekliyor. Bense onun bu yanlış anlayışı bir an önce terk etmesini bekliyorum.
Ancak belki o zaman ona son bir şans vermeyi düşünebilirim.
Bu düşünce yapısına sahip insanların mutlaka eğitilmesi gerekir. Erkekler bu nedenle bu kadar rahat davranabiliyorlar.
Kadınların onları nasıl olsa affedebileceklerini, evliliği bu ihanete rağmen çeşitli nedenlerden sürdüreceklerini düşünüyorlar.
Kendilerine gelince kadının ihanetini asla affedilmez bir davranış olarak kabul ediyorlar. Bu çifte standart değil de nedir? Ben şimdi eşimi affetmeli miyim?
◊ Rumuz: Yanlış nerede
YANIT
Sevgili kızım, düşüncelerine tamamen katılıyorum. Ne yazık ki bu yalnız bizde değil hemen hemen tüm dünyada bu şekilde kabul ediliyor.
Eskilerin bir lafı vardır, erkek yapınca ‘elinin kiri’ kadın yapınca ‘namus meselesi’ derler.
Bu zihniyet hiç değişmedi.
Gerçekten de gazetelerde 3. sayfalarda hemen her gün bir kadın cinayetine rastlıyoruz.
Bu çok acı ve katlanılamayacak, bir an önce önlem alınması gereken bir durum. Ama genellikle erkekler ayrılmış bile olsalar, kadının bir başkasıyla yeniden bir yaşam kurmasına, ya da evlenmesine katlanamıyorlar.
Bu meselede, erkeklerin belki de yıllardır yanlış eğitilmesi ve bir kere bile beraber olsalar, o kadını sahibi gibi görmelerinin etkisi büyük.
Senin için şunu söyleyebilirim kızım, bazen affetmek de büyüklüktür.
Bunca yıllık bir evliliği yıkmamak için gerçekten son bir şans verilebilirsin.
Paylaş