Kadınlar sıkan ayakkabıyı genişleyecek kötü huylu adamı değişecek diye alır
Ümit Zaim Türkiye’de deri sektöründe markalaşmayı başlatan isim. Dış görünüşünden ofisine, sofra düzeninden elindeki kaleme kadar hayatın her alanında estetiğe çok önem veriyor. Gözlemleyen, sürekli notlar alan, dersine hep iyi çalışan bir işadamı. Bilgilenmek konusunda kompleksi yok; en alakasız insanları bile can kulağıyla dinliyor
Türkiye’de Avrupa’ya oranla daha fazla mı deri ceket giyiliyor?
- Aynen öyle! Avrupa’da bir deri ceket resmen bir servet değerinde. Türkiye’deyse ulaşılabilir fiyatlarda. Ayrıca Türk halkı Türk derilerinin çok iyi olduğunu biliyor. Yıllarca gizlediler ama Armani, Gucci, Prada gibi lüks devleri ceketlerini, çantalarını Türkiye’de ürettiriyor. Türkiye’de kışın beş kişiden biri deri ceket giyer. Rusya’da beş kişiden üçü... Avrupa’da bu oran onda bir. Türkiye’de deri ceketi 1970’lerin ortasına kadar taksi şoförleri, kamyon şoförleri, bekçiler, polisler soğuktan korunmak için giyerdi. Derimod, deriye modayı getirdi. Deri mont demiyor insanlar, Derimod diyor. Jenerik marka oldu.
Bir kadının ceketini uçakta satın aldığınız yönünde rivayetler var.
- İnsanların üzerindeki deri ceketlere yıllardır bakarım, incelerim. Birkaç kişinin üzerindeki ceketi satın aldım; doğru. 15 yıl önce ABD’de uçakta bir kadının üzerinde çok güzel, nefti yeşili bir ceket gördüm. Nereden aldığını ve fiyatını öğrendim. 500 dolara almış. “1000 dolara bana satar mısınız” dedim. Sattı. O model o kadar çok tuttu ki...
Ceketle bu kadar özdeşleşmiş bir marka şu anda cirosunun yarısını ayakkabıdan elde ediyor. Ayakkabıya girmek büyük risk değil miydi?
- Dünyada yalnız deri satan bir marka yok. Bizde 20 yıldır ayakkabı var. Fakat beş yıldır ayakkabıya çok yatırım yaptık. Ayakkabıda, iki yıldır her hafta yeni modelleri mağazaya sokarak hızlı modayı başlattık. Kadınların ayakkabıyla ilişkisi, erkeklerle ilişkisine çok benziyor.
Nasıl bir benzerlik bu?
- Kadın çok beğendiği ayakkabıyı sıksa da alır; genişleyeceğine inanır. Kendine eş seçerken de bir erkeğin kötü huylarının değişeceğini düşünür. Ama ne sıkan ayakkabı vurmayı bırakır ne de erkeğin huyu değişir. Kadın bir süre sonra vuran ayakkabıyı atar, erkeğe de ne kadar tahammül gösterirse artık...
KARİYER
Deri kokusuna alıştık bırakamadık
* Dayımın deri fabrikaları (tabakhane) vardı. Lisede okurken yazları orada çalışırdım. Deri kokusuna bir defa alıştık, bir daha bırakamadık.
* İstanbul Erkek Lisesi ve İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi’ni bitirdim. Lisede yatılı okudum. Lisede öğrendiğim Almancanın bana inanılmaz faydası oldu.
* Üniversiteden sonra beş yıl Türkiye’nin en büyük deri firması Kazlı Deri’de çalıştım. En alt kademeden başladım, konfeksiyon ve pazarlama müdürü oldum.
* Beş makineyle Derimod’u kurdum. Sonra kız kardeşim Zerrin Zaim de bana katıldı.
TOPLANTI
Uzarsa kazandibi veya su muhallebisi
* Şirketin CEO’su olarak her şeyin içindeyim, masadan ziyade, sahada olmayı severim.
* Odamın kapısı hep açıktır. Arkadaşlar istediği zaman girebilir.
* Toplantılarımızın belli zamanı yok.
* Biz patronlar hep dinleriz deriz ama konuşmayı da severiz, her toplantıda anlatacak kısa bir hikayem vardır.
* Toplantı uzarsa mutlaka su muhallebisi veya kazandibi getirtiriz.
SPOR
Babam antrenmanı basıp beni haşladı
* Lisede okul takımında futbol oynadım. İstanbulspor’a çağırıldım. Antrenmanlara başladım. Babam duyunca antrenmanı bastı. “Okuyacak mısın, futbolcu mu olacaksın” diye beni bir güzel haşladı.
* Biz Bayram Aslan’ın Florya’daki çim sahasında bir grup işadamı toplanıp, uzun yıllar her hafta maç yaptık.
* Haftada üç gün Belgrad Ormanı’nda veya Boğaz’da yedi kilometre yürüyorum, haftada bir de hoca eşliğinde pilates yapıyorum.
* Yazın haftada üç gün, bir buçuk kilometre yüzmeye çalışıyorum.
* Galatasaray’ın maçlarını takip ederim.
BESLENME
Sefertasında sebze taşırım
* 20 yıldır her gün evden işe sefertasıyla sebze yemeği taşırım.
* Eti az yerim, daha çok balığı tercih ederim. Evde pişmiş tencere yemeğinden asla vazgeçmem.
* Meyve bağımlısıydım, onun da fazlasının zarar olduğunu öğrettiler.
MEKAN
Lokal yemeklerin peşinde
* Türkiye ve dünyayı gezdiğim için pek çok mutfağı iyi bilirim. Edirne’de ciğer, Eskişehir’de çiğbörek, Trabzon’da mezgit tava, Samsun’da pide, Kayseri’de mantı, Gaziantep’te kebap, Mersin’de tantuni, Hatay’da künefe...
* İstanbul’da balıkta Kıyı, kebapta Etiler Günaydın, ette ise Beyti... Marmaris Büfe’de dilli kaşarlı tosta bayılırım.
TATİL
Hiç 15 günlük tatile çıkmadım
* Genelde yazları perşembe-pazartesi Bodrum’a gidiyorum. Hiç 15 gün tatil yapmadım.
* Dünyada koyları ve iklimi Bodrum’dan daha güzel bir yer yok. Deniz tatilinde başka bir yere gitmem.
* Mütevazı bir teknem var. Yazlık bir ev ya da otel yerine denizde olmayı tercih ediyorum. Gelen arkadaşları ağırlarım.
* Yılda bir hafta da kayağa gidiyorum, Uludağ veya Kartalkaya.
OTOMOBİL
4-5 yıl değiştirmem
* Otomobili gündüz şoför kullanıyor, akşamları ben.
* Pek otomobil düşkünü değilim. Aynı otomobili 4-5 yıl kullanırım.
* İlk otomobilim lacivert Renault 12 idi. Param ancak ona yetmişti.
* 20 yıldır hep 4x4 araç kullanıyorum.
* Son otomobilim Range Rover.
HOBİ
Lezzet avcısı derler bana
* Spor, özellikle futbol ve okumak en büyük hobim. Felsefe ve deneme okumayı severim.
* Her yıl eylülde New York’a giderim. Caddeleri, mağazaları dolaşıp etrafı çok sıkı incelerim. Yeniliklere, fikirlere bakarım.
* Lezzet avcısı, derler bana. Gittiğim restoranın mutfağını incelerim.
* Türkü de, klasik müzik de dinlerim.
* Bilim kurgu filmleri sevmem, izlediğimden bir şey almak isterim.