İtalya’nın modacı güzeli Fransızlarla flört ediyor
İtalya’nın önemli moda merkezlerinden Milano’da Fransızların varlığı son birkaç yılda belirgin hale geldi. Louis Vuitton, kentte modanın nabzını tutan Montenapoleone Caddesi’nde Avrupa’daki en iddialı mağazalarından birini açtı.
Via della Spiga ve biraz daha ulaşılabilir markaların sıralandığı Galleria Victoria Emanuelle hâlâ alışverişin gözde mekanları. Golden Entertainment Tribe’ın kurucularından Serra Nayman, kentteki alışveriş ve lezzet adreslerini yazdı.
Bazı şehirler vardır, insanı anında içine alır. Bazılarıysa 10 kere gitseniz bile, kapılarını zorlamazsanız, size kendinizi hep yabancı hissettirir; kapısını aralamayı başardığınızda sizi müthiş bir dünya bekler. Milano ikinci kategoridedir. Şehre gelen kişiden kendi ruhuna, dokusuna uyum bekler. Gizemlidir, keşfedilmek ister. İlk buluşmamızdan itibaren benim için de hep özel bir şehir oldu.
Milano, kapılarını aralayamayanlar için Duomo Katedrali, moda dünyasının nabzını gerçek anlamda tutabileceğiniz Via Montenapoleone, Via della Spiga caddeleri ve biraz daha ulaşılabilir markaların yer aldığı Galleria Victoria Emanuelle’den ibarettir. Ve tabii Leonardo da Vinci’nin “Son Akşam Yemeği” tablosunu görebilme imkanını, dünyanın en önemli operalarından La Scala’yı da unutmayalım... Bunların hepsi muhteşemdir, mutlaka görülmelidir. Ama benim Milano’mda tüm bu mekanlar her an göz zevkinizi canlandıracak birer büyülü detaydır.
VUITTON’UN İLKLERİ
Öncelikle gerçek bir moda şehridir. İtalyan stili, her gördüğünüz kişide kendisini hissettirir, sokaklar her an canlı bir defiledeymişsiniz hissi yaratır. Milano’lular adeta şık olmakla yükümlüdür. Alışveriş için ilk durak tabii ki Via Montenapoleone’dir, burada dünyaca ünlü markaların en hoş mağazalarını bulabilirsiniz. Prada’dan Gucci’ye kadar tüm İtalyan markaları bütün ihtişamıyla sıralanır. Sadece onlar mı?
Fransızların da çok ciddi bir ağırlığı hissedilir bu şehirde. Louis Vuitton geçtiğimiz haftalarda bu caddede Avrupa’daki en özel mağazalarından birini açtı. Öyle ki erkek katındaki kişiye özel ayakkabı bölümünden Avrupa’nın ilk seyahat odasına ve hatta ikonik çantaların kişiye özel bir hale getirildiği kadın bölümüne kadar birçok özelliğiyle markanın dünyadaki ve Avrupa’daki pekçok ilki, tarihi Palazzo Taverna binasındaki Louis Vuitton mağazasında sunuluyor. Bu caddede mağazaların arasında gidip gelirken bir kahve molası verip, birbirinden cool İtalyanları görmek isterseniz mutlaka ama mutlaka 1817 doğumlu Cova Pastanesi’ne uğramalısınız. Via della Spiga’da Dolce&Gabanna’nın en keyifli mağazalarından birini görebilir, şansınız varsa sürekli düzenledikleri etkinliklerden birine de katılabilirsiniz. Geçen kış tesadüfen rastladığım “Girls Only,” bugüne kadar gördüğüm en eğlenceli mağaza aktivitelerindendi. Moncler ve Sermoneta gibi markaları da bu caddede bulabilirsiniz. Via della Spiga İtalyanların efsanevi lokantası Bagutta’ya ve İstanbul’da yakından tanıdığımız Paper Moon’a da ev sahipliği yapıyor. Ama Papermoon’ların kitlesi arasındaki fark sizi şaşırtmasın.
Geçen yaz Türkiye’ye gelen ve dansıyla bizi hayran bırakan Roberto Bolle gibi La Scala’nın ünlü dansçılarının tercihi Porselli babatler trendy İtalyanların da gözdesi. La Scala’nın hemen yakınındaki bu mağaza, İtalyan gustosunu anlamak için yetip artıyor.
BRERA’NIN ANTİKACILARI ARTİZAN PARFÜMERİLERİ
Brera bölgesi galerileri, küçük butikleri, artizan parfümerileri, antikacıları ve zevkli lokantalarıyla şehrin en keyifli noktalarından. Peri masallarını anımsatan koleksiyonlarıyla tanınan Luisa Beccaria, inanılmaz güzellikteki gelinlikler, gece elbiseleri ve çocuk kıyafetleriyle modanın bambaşka hikayelerini anlatır. İçinde kafesi de bulunan Marc by Marc Jacobs, yan yana kadın-erkek mağazaları bulunan ve seçilmiş ürünleri sunan Antonia’da alışveriş çılgınlığınız büyük ihtimalle son noktaya gelecektir. Fioraio Bianchi Caffè, çiçekçi ve kafe olarak sizi anında büyüleyecektir.
Brera’dan sonraki durağınız mutlaka yürüme mesafesindeki 10 Corso Como olmalı. Eski bir garajdan bozma avlulu binada moda, tasarım, müzik, lifestyle, sanat ve fotoğraf konularında birçok farklı ürün bulabilirsiniz. Kitaptan çok özel parfümlere kadar uzanan çeşitliliğiyle adeta bir vaha olan 10 Corso Como, dünyaca ünlü markaları çok özel bir şekilde mix etmesiyle de ünlü. Üst katında düzenli olarak yapılan sergiler, restoran, mağazayı bir buluşma noktasının çok ötesine taşıyor. Ayrıca, beş dakikalık yürüme mesafesinde Alaia, Comme des Garçons, Celine, Maison Martin Margiela gibi markaları bulabileceğiniz bir outlet’i bulunuyor.
Tüm bu alışveriş ve koşturmanın sonundaysa geceyi mutlaka İtalyanlara yakışır bir yemek şöleniyle bitirmek gerekir. Bunun için de hiç kuşkusuz en doğru adres şehirde farklı şubeleri bulunan Da Giacommo’dur.
DÜNYANIN EN LEZİZ GELATO’LARI GROM’DA
Biraz giyim alışverişinden uzaklaşmak isterseniz Cesare Cantu Caddesi’nde, gastronomik alışverişin mabedi Peck’e uğrayın. 1883’te kurulan mağazada en güzel İtalyan peynirleri, şarapları, makarnaları, şarküteri ürünlerini, trüfleri, zeytinyağlarını ve diğer onlarca yiyeceği bulabilirsiniz. (www.peck.it) Çıkışta büyük ihtimalle elinizdeki paketleri taşımakta zorlanacaksınız. Peck’den çok uzak olmayan bir başka vaha ise Frida’s. Minicik bir mağaza olmasına rağmen görkemli ve çok özel zevki yansıtan buketleriyle meşhur. Brera semtinde, Luisa Beccaria’nın tam karşındaki Di Viole di Liquirizia’yı bir anne kız işletiyor. Buradan çay, bonbon, çikolata gibi hediyelikler alabilirsiniz. İki masalık dükkandan alışveriş yaparken bir cupcake tadacağınıza eminim. Porta Ticineze’deki Grom, slow food akımının temsilcisi. Çok iddalı olacak ama, bence dünyanın en güzel gelato’larını burada tadabilirsiniz. Mevsimine denk gelirseniz incirli dondurmasını mutlaka denemelisiniz. Sadece bu tat bile sizi Milano’ya birkaç kez daha getirebilir.
BOHEMLERİN MEKANI
Porta Ticineze bölgesi bohem İtalyanların ve gençlerin vazgeçilmez adresi. Milano’nun en cool mağazalarından Antonioli’de burada. Mağazada Rick Owens, Ann Demeulmeester, Haider Ackermann gibi tasarımcıların her yerde bulunmayan ürünleri yer alıyor. İtalyan Salvatore ile İrlandalı Marie’nin mağazası Salvatore+Marie, deneysel tasarım ürünleriyle öne çıkıyor. Naviglio Grande’de ise her ayın en son pazar günü kurulan antika pazarında ev akseuvarlarından mobilyalara, vintage mücevherlerden giysilere kadar birçok farklı ürün bulunuyor. Eğer şanslıysanız antika pazarında müşterileriyle buluşan ve Grease müzikalinden fırlamış bir karakter hissi yaratan kuaför kadın sizi de saçınız ve makyajınızla o döneme götürebilir.