İtalya’da Mont Blanc’ın gölgesinde kayak yaptık
Okurumuz Başak Yücetin, 14 yaşında. Antalya’da yaşıyor. Özel İstek Koleji’nde yedinci sınıf öğrencisi. 2006’dan bu yana sömestrde babasıyla kayak tatiline çıkıyor. O snowboard yapıyor, babası kayak. Avrupa’nın önemli kayak merkezlerini keşfediyorlar. Bu yıl tatilde İtalya’nın Fransa sınırındaki kayak merkezi Courmayeur’e gittiler. Başak, dönüşte ayağının tozuyla izlenimlerini yazdı. Mektubunda “Snowboard pistlerini çok sevdim. Beni en çok şaşırtan pistte rastladığım 70-80 yaşındaki kayakçılardı” diyor.
Son altı yıldır, her yarıyıl tatilinde babamla kayak yapmak için farklı kayak merkezlerine gidiyoruz. Annem evde dinlenmeyi tercih ediyor. Babam kayak yapıyor. Ben ise üç yıl önce snowboard’a geçtim. Saraybosna’da, 1984 Kış Olimpiyatları’nın yapıldığı pistte başladım. İlk denememde çok heyecanlanmıştım. Şimdi sorun yaşamıyorum.
Bu sene İtalya’nın Aosta Vadi’sine gittik. Tarihi milattan önce dokuzuncu yüzyıla uzanan bölge aynı zamanda önemli şarap üretim merkezlerinden. İtalya’nın kuzeybatısındaki vadi İsviçre ve Fransa ile komşu. En yakın havaalanları Milano, Torino ve Cenevre.
GÜNDÜZ KAYAK GECE KAPLICA
Mont Blanc’ın eteklerindeki Courmayeur, bölgedeki en popüler kayak merkezi. Milano Malpensa Havaalanı’na karayoluyla 1,5 saat, Torino Havaalanı’na yaklaşık 1 saat mesafede. Babamın söylediğine göre, otomobil kiralamak bölgede gezmek için en uygun tercih. A5 otobanından şehir trafiğine girmeden ulaşım oldukça kolay. Milano’da alışveriş yapma niyetiniz varsa şehrin yoğun trafiğini göze almalısınız. Her gün havaalanlarından bölgeye iki servis var, ancak uçak saatlerini denk getirmek ve kayaklarla servislerde yer bulmak oldukça zor. Babam biz yola çıkmadan ulaşım konusunu ayarladığı için sorun yaşamadık.
Courmayeur bölgenin sadece kayak merkezi değil aynı zamanda restoranlarıyla da ünlü. Özellikle hafta sonlarında gidiyorsanız, bizim gibi aç kalmamak için mutlaka önceden rezervasyon yaptırın. Akşam kayaktan sonra komşu Pre-Saint Didier kaplıcaları dinlenmek için iyi bir seçenek.
PİSTLERİN TOPLAMI 100 KİLOMETRE
Courmayeur, deniz seviyesinden 1225 metre yükseklikte kurulmuş bir kasaba. Hem kayak hem de snowboard için çok güzel pistleri var. Avusturya’daki Zell Am See’den sonra snowboard yaparken en çok keyif aldığım yer burasıydı. Uludağ’daki gibi gereksiz düzlükler yoktu.
Ocak ayının son haftasında Courmayeur’da hava hep sıcaktı. Üstelik ilk gün sıcaklık terletecek kadar fazlaydı. Çevreyi incelerken heliski ve cross country meraklılarına özel pistler olduğunu gördüm. Kayak merkezine çıkan Avrupa’nın en büyük gondolu sabah saat 9.00’da açılıyordu. Her türlü hava koşulunda çalışacak şekilde planlanmıştı.
Zirve 2755 metrede. Kayak merkezinde 24 farklı liftle ulaşılabilen 4 siyah, 17 kırmızı ve 8 mavi pist var. En uzun pisti 7 kilometre ve pistlerin toplam uzunluğu 100 kilometreye ulaşıyor. Tüm pistlere ulaşmak için teleferik ve gondol var.
Yeni başlayanlar için İsviçre’deki Anzere’den sonra gördüğüm en kolay ve pratik sistem burada hazırlanmıştı. Günlük sağlık sigortası bedeli sadece 2,5 Euro. Tüm pistlerde üst düzeyde güvenlik önlemi, ilk yardım hizmeti bulunuyor. Biz oradayken dünyanın önemli kayakçılarının katıldığı Swatch Serbest Stil Kayak Yarışmaları yapıldı... Heyecanla seyrettik.
Kayak okulunda grup ya da özel ders alma imkanı mevcut. Fiyatlar oldukça uygun, eğitmenler tecrübeli veher yaşta çocuk için kayak ve snowboarddersleri var. Tek problem hocaların İtalyan aksanıyla konuştukları İngilizceyi anlamak...
Üç günlük skipass alırsanız, La-Thuille ve Pila’daki kayak merkezlerine ücretsiz ulaşım ve bir günlük kayak imkanı sağlanıyor. Benim önerim, skipass alırken Fransa’daki Chamonix’i de unutmamak.
SOLA SAP İTALYA SAĞA SAP FRANSA
Courmayeur’ün önemli özelliği kendi pistleriyle bile günlerce sıkılmadan kayma imkanı sunarken, aynı zamanda diğer kayak merkezlerine yakın olması. La-Thuille yaklaşık 30 dakika mesafede, siyah pist ve orman içinde kayak yapmak için ideal. Zirveden inerken eskiden olsa yanınıza pasaport almak gerekirdi: Çünkü sola saparsanız İtalya, sağa saparsanız La-Rosiere (Fransa). La-Thuile ve La Rosiere’de toplam uzunluğu 160 kilometre olan 20 siyah ve 43 kırmızı pist var. Pistlerin uzunluğu, sayısı ne kadar cazip olsa da konaklama, yemek ve diğer aktiviteler açısından tavsiyem Courmayeur. Chamonix yaklaşık 45 dakika ve Fransa’nın en önemli kayak merkezlerinden biri.
Bence Courmayeur çok canlı. Kayaktan sonra da vakit geçirmek için pek çok aktivite var. Alışveriş sevenler için mağazalar, yeni tatlardan hoşlananlar için bir çok kafe ve restoran... Mağazaların çalışma saatleri alıştığımızın oldukça dışında. Genelde saat 10-12.30 ve 16-19.30 arası açıklar. Diğer saatlerde mağaza çalışanlarıyla pistte kayarken karşılaşırsanız şaşırmayın...
Dönüşte uğradığımız Milano’da ise inanılmaz bir şıklık vardı.Mağazalar rengarenk, insanlar cıvıl cıvıldı. Ancak fiyatlar çok yüksekti. Kedim için bir şeyler bakmaya girdiğim mağazada bir tasma 260 Euro’ydu! Mağazada köpekler için SPA bile vardı... Eğer yolunuz Courmayeur’e düşerse, size de dönüşte hem La Scala opera binasını görmek ve şanslıysanız bir opera izlemek hem de moda merkezinde alışveriş için Milano’da bir gün geçirmenizi tavsiye ederim.
Altı senedir sürdürdüğüm bu keyfi seneye yaşayabilecek miyim bilmiyorum. Çünkü seneye 8’inci sınıfta olacağım. Malum, SBS sınavı beni bekliyor...
BU KEZ AÇ KALMADIM
Courmayeur’de her bütçeye uygun otel ve apartlar var. Oteller genelde oda kahvaltı şeklinde hizmet sunuyor. Alışveriş için bol miktarda market seçeneği olduğu için apartlar son derece cazip. Biz de bu kez ilk kez otel yerine apartta kaldık. Marketten alışveriş yaptık. Restoranda yemediğimiz akşamlar, apartta yemeklerimizi babamla hazırladık. Daha önceki tatillerimizde, çoğu yerde yemekleri sevmediğim için aç kalmıştım. Örneğin İsviçre’de babamın iştahla içtiği brokoli çorbasına hiçbir zaman elimi sürmeyeceğime eminim. Bu tatilde aynı olayı yaşamadım. İlk kez doydum...
80’LİK KAYAK ARKADAŞIM RENGARENK GİYİNMİŞTİ
Alpler çok farklı bir kültüre sahip. Bana en ilginç gelen pistlerde üç yaşından 80 yaşına kadar kayakçılara rastlamaktı.Snowboard dersi alanların arasında bir çocuk gördüm. Altı yaşındaydı. Burada küçük çocuklara göre bile ekipman kiralanıyordu. Oysa ben 14 yaşındayım ve Türkiye’deki birçok merkezde ayağıma göre snowboard ayakkabısı bulamadığım için kayak yapmak zorunda kalıyorum. Ülkemdeki ileri yaşlılar bu soğuklarda dışarı bile çıkmaya korkarken, hatta rüzgar geliyor diye kapıyı kapattırırken, İtalya’da yolda titreyerek yürüyen 70- 80’li yaşlardaki kişiler kayak yapıyor. Teleski sırasında 80 yaşlarında, elinde kayakla bekleyen bir dedeyle karşılaştım. Giysi renkleri müthişti: Yeşil, mavi, mor, pembe... Bu kıyafetle Türkiye’de ortaya çıksa herkes ona gülerdi. Kayak kıyafetlerini, ekipmanlarını giyip hazırlanması abartısız 45 dakika sürdü. Bu zorluklardan hiçbiri onu kayak yapmaktan alıkoyamıyordu.