İstanbul'da geçmişe yolculuk: Feriköy Antika Pazarı

Yağmurlu bir İstanbul sabahında Feriköy Antika Pazarı’na gitmek için yola koyuldum. Yenikapı’dan Yenikapı-Hacıosman Metrosu’na aktarma yaparak yaklaşık yarım saatte Feriköy’e ulaştım. Feriköy’e Taksim’den de otobüsler kalkıyor ama Osmanbey metro durağından inince pazara yaklaşık 15 dakika bir yürüme mesafesi kalıyor. Ben de trafiği çekmektense yürümeyi daha uygun gördüm. Ayrıca antika pazarına kendi arabanızla gelmişseniz park sorununu dert etmenize hiç gerek yok çünkü bölgede kapalı otopark sayısı bir hayli fazla. Otoparklardan birisine arabanızı park etmek isterseniz saati 10 TL’den ücretlendiriliyor.

Şunu da belirtmekte fayda var. Pazar yerinde pazartesi ve perşembe günleri sebze ve meyve pazarı, cumartesi günü ise organik pazar var. Antika pazarı ise sadece pazar günleri kuruluyor. Antika tutkunlarının yoğun ilgisi ve tatil olması sebebiyle pazar günleri bir hayli ziyaretçisi oluyor buranın. Pazarın girişinde dahi burasının diğer pazarlardan farklı olduğu hissi bütün bedeninize yayılıyor. İlk olarak pazar o kadar sakin ki, çoğu zaman eşyalara bakarken nerede olduğunuzu unutabilirsiniz. Pazarcılar hiç bağırmıyorlar ve gürültüden doğan bir kargaşa yaşanmıyor. Bu da pazarı doyasıya, saatlerce gezme imkanı sağlıyor. Yani bir süre sonra başınızın ağrısından kendinizi apar topar dışarı atmanıza gerek yok. 

Tezgahlarda o kadar çok eşya var ki, bir zaman sonra hangi birine bakacağına şaşırıyor insan. Gerçekten ne istiyorsanız burada bulabilirsiniz. Hem de her fiyata eşya bulmak mümkün. 3 liraya kitaplar da var, 150 liraya plaklar da… Tabii ki her tezgahın ayrı ayrı bir çok göz kamaştırıcı yanı var fakat en göz alıcısı lamba tezgahları.

Eski model ve değişik türlerde birçok avize ve lamba bulunuyor ve bunların aynı anda yanması uzaktan dahi hemen kendini belli ediyor. Eski silahların olduğu tezgahlar evinde dekor arayanlar için birebir. Hatta o tezgaha bakarken biri 50 liraya temiz bir silahı zamanında almadığı için yakınıyordu. Benim ise en çok ilgimi çeken eski bir teleskop oldu. Netleme özelliği gibi birçok özelliği bulunuyor. Fiyatının 450 TL olduğunu öğrendiğimde biraz hayal kırıklığına uğradım doğrusu ama sanırım o fiyat o teleskopa değerdi…

Eski para koleksiyonerlerinin en sevineceği yer olabilir burası. Çoğu tezgahta eski paralar bulunuyor. Bazen bu paralardan albüm yapmış satıcılara da rastlayabilirsiniz. Yine fiyatlar farklılık gösteriyor ama çoğu parayı 5 ya da 10 TL fiyat aralığında bulabilirsiniz. Tabii ki madeni ya da kağıt para olmasına göre fiyatlar da değişiyor. Pazarda gezinirken antika sayılmayacak birçok eşyaya da rastladık ama bu da pazarın ziyaretçi sayısını arttırıyor.

Pazar gez gez bitmeyen bir özelliğe sahip. Aynı yeri ikinci hatta üçüncü defa dolaştığım oldu fakat hiç yadırgamadım. Çünkü illa gözden kaçırdığınız bir şeyler görüyorsunuz. Zamanın nasıl akıp gittiğini hissetmediğiniz bu yerde bir zaman sonra ayaklarım artık isyan etti ve buna midemiz de destek verdi. Tam o sırada tesadüf müdür bilinmez gözleme kokuları beni kendine çekmeye başladı. Pazarın içinde gözleme yiyebileceğiniz ve taze meyve suyu içebileceğiniz ufak bir yer var. Gözleme fiyatı meyve suyu ise 5 TL. Zaten çevrede de birkaç kafe dışında pek bir yer yok. Biz de uygun fiyata karnımızı doyurup gezmeye kaldığımız yerden devam ettik.

Pazar her yaştan kesime hitap ediyor. Atarileri görünce aklım ilk atari alışıma gitti. Böyle bir etkisi de var Feriköy Antika Pazarı’nın… İnsanı alıp eski anılara götürebiliyor. Burada dikkatimi çeken bir diğer şey de insanların çok cana yakın ve birbirini tanıyor olmasıydı. Aynı tezgaha bakarken yeni arkadaşlar edinmek çok doğal... İnsanlar artık tezgahtaki satıcılar değiştiğinde bile fark edip bunu sorgular hale gelmişler. Zaten çoğu müşteri ve satıcı bir süre sonra alışverişi bırakıp sohbet etmeye başlıyor. Bu ortam da yağmurlu ve soğuk o günde dahi içimizi ısıtmaya yetti. Ayrıca pazarda pek çok farklı ülkeden turistler de bulunuyor. Antika eşyalara bakarak ve satın alarak zamanlarını geçirmeyi tercih ediyorlar.

‘’Antika satmak tecrübe işi’’

Pazarda o kadar çok eşya var ki, bunların nasıl temin edildiğini merak ettim. Eşyalar asıl sahiplerinin pazarcılara satması ile temin ediliyor. Yani elinizde iyi bir antika eşya varsa satmayı düşünebilirsiniz çünkü gerçekten yüksek fiyatlar teklif edilebiliyor. Ayrıca siz de antika işine girişmek isterseniz tezgah başına günlük 5 TL kira vermeniz gerekiyor. Fakat bir de yıllık olarak belediyeye ödenen bir para var. Bu da tezgah başına yaklaşık 400 TL’ye denk geliyor. Yani Feriköy Antika Pazarı’nda eşyalarınızı satmak isterseniz bunları göz önünde bulundurmanız gerekiyor.

Feriköy Antika Pazarı’ndaki satıcılardan biri için bu iş baba yadigarı. Aynı zamanda pazardan bağımsız bir antika dükkanı da işletiyor. El işleri ile de ilgilenen pazarcı TRT’de yayınlanan ‘Payitaht Abdülhamit’ dizisindeki birçok antika eşyayı kendi elleri ile oymuş. Ona göre antika işinde başarılı olmak tecrübe işi. Bu işle ne kadar iç içe olur ve zamanını bu işe ne kadar verirsen o kadar başarılı olursun diyor. Yoksa gerçekten bu eşyaları satmak çok zor.

Antika eşyalar dışında pazarda giysi ve elbiseler de bulmanız mümkün. Tabii bu giysiler de antika değeri görüyorlar çünkü çoğu eski moda diye tabir edebileceğimiz cinsten. Her eski moda giysi de tabii ki antika olmuyor fakat bu giysiler gerçekten eski zamanlara aitler.

Rahmi Koç sık sık burada…
Feriköy Antika Pazarı’nın çok değerli bir de misafiri varmış. Türkiye’nin en zenginlerinden olan Rahmi Koç aynı zamanda çok sıkı bir koleksiyonist. Rahmi Koç, burayı neredeyse her pazar sabahı ziyaret ediyormuş fakat ben oradayken gelmemişti ya da ben rast gelmedim. Geldiğinde de eli boş döndüğü az görülür deniyor. İlla bir şeyler ekliyormuş koleksiyonlarına. Koleksiyonlarını sergilediği Haliç, Ayvalık ve Ankara’da olmak üzere üç müzesi de bulunuyor.

Hafta sonu ne yapacağınızı bilmiyorsanız ve biraz da kente yakın kaçamaklar yapmak istiyorsanız Feriköy Antika Pazarı tam size göre. Sürüsüyle eşya arasında kaybolup gidecek ve zamanın nasıl geçtiğini anlamayacaksınız. “Koleksiyonla ilgim yok burada ne işim var?” diye düşünmeyin çünkü burası sadece ilgililere değil herkese hitap eden bir pazar. Zaman içinde tezgahlar arasında kaybolup gidiyorsunuz. Aklınızda bulunsun Feriköy Antika Pazarı sabah 9’da açılıyor ve akşam 7’de kapanıyor. Yani antikalar arasında kaybolup giderken bol bol zamanınız var...

Buraları görmeden "Türkiye'de yaşıyorum" demeyin!