İstanbul’a en yakın kaçış noktası: Çınarcık

Sırt çantalarımızı ve yoga matlarımızı yanımıza aldık düştük yollara… Eğer arabayla gidiyorsanız, Eskihisar’dan her 15 dakikada bir arabalı vapurlar kalkıyor. Normal binek araç için gidiş-dönüş fiyatı:  100 TL. Yaklaşık 45 dakika sonra Yalova’dasınız. Yalova’ya indikten sonra tabelalar sizi Çınarcık’a kadar götürüyor. O da ortalama şehir içi trafiği, ışıklarda bekleme falan derken 40 dakikayı buluyor.  Kent merkezini geçtikten sonra muhteşem bir yola giriyorsunuz. Sağınız solunuz yemyeşil alan. İşte orda son ses bir şarkı açın ve yolun keyfini çıkartın. 15 dakikalık keyifli yoldan sonra ‘Marmara’nın incisine hoş geldiniz’ tabelası sizi karşılıyor. Yine tabelaları takip ederek merkeze ulaşabilirsiniz.

Her yer sessiz sakin

Evde yiyeceğimiz olmadığı için arabayı park edip markete giriyoruz. Tüm sahil yolu boyunca, solunuzda birçok market ve manav göreceksiniz. Kahvaltılık bir şeyler almak için tercihim 40 yıldır orada olan ‘Turnalar Çiftliği’ oluyor. Mutlaka peynir ve tereyağlarından almalısınız, tatları harika… Alışverişimizi yaptıktan sonra eve varıyoruz.

Eskiden daha kalabalık olan Çınarcık bu kez sakin karşılıyor bizi. Evin sokağına girdiğimde balkonda oturan komşularımızı göremiyorum. O an bir hüzün kaplıyor içimi. Çocukluğum aklıma geliyor. Anılar hatırlatıyor kendini... Neyse, eve doğru çıkıyoruz. Eşyalarımızı koyduktan sonra havluları alıp tekrar dışarı atıyoruz kendimizi. Çınarcık’ın en güzel yanı tüm sahil boyunca denize girilebiliyor olması.

Beach bölgeleri hariç istediğiniz her yerde ücret ödemeden özgürce denize girebilirsiniz. Bizde öyle yapıyoruz. Boş bulduğumuz yere havluları serip,  kendimizi atılıyoruz denize. Ama sabahın erken saatinde girmenizi öneririm. Tertemiz ve buz gibi…

Nerede kalınır?

Eğer burada kalacak yer bakıyorsanız kesinlikle sahil caddesinde Huzur Motel ve Eylül Pansiyonu öneririm. İkisi de size ait bahçesi olan sımsıcak, huzur dolu yerler. Denize mesafeleri 200 metre. Ayrıca Huzur Motel’de evcil hayvanınızla beraber kalabilirsiniz. İki kişi konaklama fiyatı 130 ile 150 TL arasında değişiyor. Yine yol boyunca alternatifler mevcut.

Hangi lezzetleri tatmalı?

Sabahın erken saatlerine uyanırsanız eğer, Çınarcık iskelesinin öbür tarafında, taş limana doğru gittiğinizde, tarlasından getirdiği ürünleri satan teyzeleri, amcaları sokak başlarında bulabilirsiniz. Özellikle nane ve dağ kekiğini birkaç poşet almanızı tavsiye ederim. Bardağı 2 TL.

Ayrıca bamya, yeşil biber ve yeşil elmasını da çok meşhur. Çınarcık’ın en eskilerinden Sabri Balkan’a da uğramadan olmaz tabi… 45 yıldır burada Roma dondurmacısı. En güzel dondurmaların yapıldığı bu yer İskelenin karşısında. En meşhuru kaymaklı olan. Topu, 2.5 TL.

Doğa yürüyüşü ve Çifte Erikli Şelalesi

Sabahın ilk saatlerinde uyanıp, meditasyonumuzu yaptıktan sonra doğa ihtiyacımızı karşılamak için düştük şelale yollarına. Yola çıkmadan Çınarcık’ın meşhur yoğurtlu kurabiyesini almadan olmaz tabi. Çınarcık ortaokulunun yanında 40 yıllık Özlem Pastanesi’nde en lezzetlisini bulabilirsiniz.

Çınarcık’ın merkezinden Vali Akı Caddesi boyunca ilerlediğinizde önünüze vazo heykeli gelecek. Oradan Teşvikiye tabelasını takip ettiğinizde yol sizi yine şelaleye götürüyor. Arabayla gitmiyorsanız Çınarcık merkezden kalkan dolmuşlarla şelaleye ulaşabilirsiniz. Arabayla dura dura gidiyoruz, doğayı sindire sindire…

Şelale yoluna girmeden zeytinyağlarını özenle dizmiş bir teyze çekiyor dikkatimizi. Hep buradaymış… “Hoş geldiniz yavrularım” diye karşılıyor bizi,  nasıl da özlemişiz böyle gülen yüzleri. Zeytinyağlılarını kendileri yapıyor. Küçük ağaçlar, bitki çayları, zeytin ne ararsınız var. Hem de en doğalından… Biz iki tane bir litrelik zeytinyağımızı alıyoruz, fiyatı: 25 TL.  Devam ediyoruz yolumuza… Şelaleye doğru çıkarken durulacak her bölgede duruyoruz. Sağımız, solumuz, önümüz, arkamız yeşilin bin bir tonu, kuşların muhteşem ezgileriyle cıvıl cıvıl…

Bu esnada fotoğraf çekmeyi de es geçmiyoruz. Instagram’ı da unutmamak gerek haliyle.  Yaklaşık 20-30 dakikalık yolculuğumuzdan sonra şelaleye varıyoruz. İçeri giriş 7 TL.

Etrafta piknik alanları, kafeler oldukça fazla. Şelale’ye gidebilmek için inişli çıkışlı yollardan 20 dakika kadar bir yürüyüş yapıyoruz. Biraz yoruyor tabi ama gördüğümüz manzaraya değiyor. Muhteşem, buz gibi bir su…  Bir taşın üzerine oturuyoruz, başlıyoruz izlemeye. Giderseniz eğer mutlaka yapmanız gereken şeylerin başında geliyor, kafanızdaki tüm düşünceleri bir kenara bırakarak suyu izlemek…  Doğanın vermiş olduğu enerjiyle bütünleşerek oradan ayrılıyoruz…