GeriSeyahat İstanbul’un aşk köşeleri
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi
İstanbul’un aşk köşeleri

İstanbul’un aşk köşeleri

Şimdi bahar geldi ya, aşıklara gün doğdu. Önce bahar dalları çiçek açar, ardından erguvanlar gelir. Sıra gelinciklerdedir. Bazı aşklar baharla başlar, yazla biter. Aşkla geçen baharın sonsuza dek sürmesini isteyenler de serzenişlerini ‘Ayva çiçek açtı da yaz mı gelecek/Gönül bu sevdadan vaz mı geçecek’ dizeleriyle dile getirir.Keşke, bütün ömür baharla dolsa da aşk sonsuza dek sürse. Bunları dert etmeden düşmeli yollara ve soluğu içinden aşklar, sevdalılar geçen yerlerde almalı. Ama asla tek gitmemeli. Tabii bu arada sevdalıysak sevgiliye, sevgimize sahip çıkmalı, değilsek hemen aşık olmalı. Unutmayın baharda tepeler aşıkların yolunu gözler. Gezintiye önce, Yıldız Parkı’ndan başlamalı. Beşiktaş’tan Ortaköy’e gider gibi yapıp bir kilometre kadar yürüdükten sonra sağa girerseniz, yüksek, çok çok yüksek duvarlarla çevrili parkı bulursunuz. Duvarlar yüksektir çünkü bu park bir zamanlar defalarca canına kastedilen ve bu yüzden ölüm korkusuyla ömrünü tamamlayan bir padişahın bahçesiydi. Bir saray bahçesi olduğu için dünyanın her yanından hediye olarak gelen ağaçlar, sarmaşık ve çiçeklerle süslenmiş. Türkiye’nin başka yerinde bir eşi daha olmayan ağaçların altından tepeye doğru yumuşak bir meyille çıkan yolu yürürken yağmurun ve toprağın kokusuyla kuşatılırsınız. En güzeli bir ağacın altında sevgiliyle oturmaktır ama bu mevsimde toprak henüz ıslak olduğu için size köşkleri tavsiye ediyoruz. Yıldız Parkı’nda Malta ve Çadır Köşkleri, Osmanlı’da zarafet ve inceliğin doruğa çıktığı 18. ve 19. yüzyıllarda yapılmış. Hava yağmurluysa iç mekanda, açık ve güneşliyse bahçede oturmak mümkün. Çadır Köşkü’nde haftaiçi aperatif yiyecekler sunan bir kafeterya var. Haftasonları ise sabah saatlerinde açık büfe kahvaltı ve brunch için gelebilirsiniz. Duvar ve tavan süslemelerinde kullanılan çiçek salkımları ve hayvan figürleri usta sanatkarların eliyle yapmış. Çadır Köşkü, Boğaz’a bakan terasları, önündeki havuzuyla çok daha romantik. Malta Köşkü’nün de kendine has bir havası var. Eski kuşaklar sevgililerine evlilik teklifi yapmak istiyorlarsa Malta Köşkü’nde buluşmayı tercih ederlermiş. Ali Müfit Gürtuna, eşi Reyhan Hanım’a 1981 yılında bu köşkte evlenme teklifi yapmış.MUHTEŞEM MANZARASIYLA AŞİYANBoğaz yolundan Ortaköy-Bebek yönüne devam ederseniz önce Aşiyan’a ardından Emirgan Koruluğu’na ulaşırsınız. Şimdi sıra Aşiyan’da. Bebek’ten Rumelihisarı’na giderken sağdan çıkan dik yokuşu tırmanırsanız Aşiyan’dasınızdır. Yokuştan çıkarken sağınızda uzanan mezarlıkta Fenni Mehmet Dede, Orhan Veli, Ahmet Hamdi Tanpınar ve iki büyük kadın şair; Nigar Hanım ve İhsan Raif yatar. Ayrıca Münir Nurettin Selçuk ve Vuslat adlı şiirde ‘Bir uykuyu cananla berabet uyuyanlar/Ömrün bütün ikbalini vuslatta duyanlar’ diyen Yahya Kemal de burada yatıyor. Aşiyan, Farsça yuva anlamına geliyor. Tevfik Fikret, bu tepede kendi elleriyle çizdiği evini inşa etmiş ve hayatının belli dönemlerinde burada inzivaya çekilmiş. Tepeye ulaştığınızda solda Fikret’in evi, sağ tarafta ise Rumelihisarı’nın burçları yükselir. Manzara muhteşemdir. Erguvanlar açtığında giderseniz, liladan eflatuna uzanan renk denizinin altında Boğaziçi’ni seyredersiniz.BÜLBÜLLERİN TERK ETMEDİĞİ EMİRGANEmirgan Korusu, bu mevsimde doyumsuz güzellikleri ve renkleriyle sizi karşılar. Emirgan, Yıldız Parkı’na nazaran daha düzenli ve bakımlı taraçalar ve peysajlara sahip. Ağaçlar daha uzun boylu ve geniş gölgelere sahip. Her ağacın kuytusuna yerleşmiş sevgililere rastlarsınız. Biraz sessiz olup da doğaya kulak verdiğinizde bülbüllerin sesini de duyabilirsiniz. İstanbul’un en büyük gül bahçelerinden biri olduğu için bülbüller burayı hiç terk etmedi. Sarı ve Pembe Köşk’lerde karanfil kokulu, kıvamında demlenmiş çayları yudumlayıp birşeyler atıştırabilirsiniz.Biraz da Anadolu yakasına geçelim. Burunbahçe’deki Aşk Tepesi, Çubuklu’nun sırtlarında. Hani Ediz Hun’la Hülya Köçyiğit’in, Filiz Akın’la Ayhan Işık’ın buluştuğu ‘o ağacın altı’ bu tepede yer alıyor. Fonda üstünden allı yeşilli takaların geçtiği Boğaziçi vardır. İki sevgili, bir çakı marifetiyle bir ağacın geniş gövdesine, içinde isimlerinin baş harfleri bulunan bir kalp çizerler. Ortası oklarla ikiye bölünen bu kalplerden dolayı ağaçların gövdesinde pek yer kalmamış. Siz insaflı davranıp bu örselenmiş ağaçları daha fazla yaralamayın. Eğer tepe fazla rüzgarlıysa sahile doğru inip buradaki kafe ve lokantalarda güne devam edebilirsiniz.Çamlıca Tepesi, İstanbul’un en güzel seyir teraslarına sahip mekanı. Çelik Gülersoy’un İstanbullulara kazandırdığı bu tepeden Adalar, Sultanahmet, Süleymaniye ve Ortaköy’e uzanan geniş bir panaromayla karşı karşıyasınız. İsterseniz binbir çeşit çiçeğin içinden geçerek güzel bir yürüyüş yapar, dilerseniz faytona binip tepeyi turlayabilirsiniz. ADALAR AŞIKLARI BEKLERBir vapura atlayıp Adalar’a geçmeye ne dersiniz? Önce Büyükada’ya varıp iskele meydanındaki faytonlardan birine atlarsanız soluğu Aşıklar Yolu’nda alırsınız. Aslında Aşıklar Yolu adada yapılan iki turdan birinin adı. Adada iki tur yolu vardır. Birine ‘Büyük Tur’, diğerine ‘Küçük Tur’ denir. Küçük Tur’a aynı zamanda ‘Aşıklar Yolu’ da denir. Aşıklar Tepesi, Heybeliada’da bulunan dört tepeden biri ve adanın en yüksek tepesi. Üzerinde harap halde bir yel değirmeni bulunduğu için halk arasında Değirmen Tepesi olarak da anılır. Heybeliada’daki Aşıklar Tepesi’ne giderseniz, ayaklarınızın altından kuzeyde İstanbul’a, güneybatıda ufuklara doğru uzanan eşsiz bir manzarada kendinizi kaybedersiniz. Ama dünyanın en güzel manzarasının sevgilinin gözlerinde saklı olduğunu unutmamalısınız.
False