GeriSeyahat İskender'in anısına K2'ye tırmandım
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi
İskender'in anısına K2'ye tırmandım

İskender'in anısına K2'ye tırmandım

Nasuh Mahruki, dünyanın en tehlikeli dağına nasıl tırmandığını Hürriyet'e anlattı:

K2'nin kodu var, adı yok

K2 Himalayalar’ın kuzeyinde, çok yağış alan bir bölgede. 1800'lü yıllarda Hindistan'da olan İngilizler tüm Himalayalar'daki dağların haritalandırılması çalışmasına başlıyorlar. Çalışmanın adı ‘‘Büyük Trigonometrik Araştırma’’. Bu araştırmayı gerçekleştirenlerden bir tanesi de Montgomery adındaki İngiliz bir haritacı. Montgomery, Himalayalar'da bir dağın tepesine aletini kurunca açıda, 50 km uzaklıkta iki dağ görüyor. Bulunduğu bölgenin adı Karakurum olduğu için bunlardan bir tanesine K1, diğerine K2 adını veriyor. Daha sonra bu dağların yerel adları aranıyor ancak bulunamıyor. Çünkü bu dağları civardaki herhangi bir yerleşim merkezinden görmek mümkün değil. Neticede dağlar hálá kod adlarıyla anılıyor.

Uğurlu şeylerim hep yanımda

Yanınızda şans getirsin diye taşıdığınız şeyler var mı?

- Evet ufak tefek şeyler var. Mesela bir çantam vardı, ağırdı. 8300 metrede taşımak istemedim uğurlarımı yanıma aldım. Cebime koydum. Zirveye çıktık. Dönüşte geceyi açıkta geçirdik onlar hep benimleydi.

Şans getirdiklerine inanıyor musunuz?

- İnsanın bu durumda birşeylere inanması gerekiyor. Çünkü siz yapabileceğinizin en iyisi yapsanız da sizin dışınızda objektif tehlike diye birşey var. İyi dağcı, kötü dağcı ayırımı yapmayan tehlikeler var. Mesela yukarıdan taş düşüyor. K2'de o koskoca yerde taş düşmesi sonucu ölen kaç dağcı var. Gidiyor taş onu buluyor. İşte bu yüzden birşeylere inanmak, bazı şeylerden güç almak lazım diye düşünüyorum.

‘‘K2, en büyük hayalimdi.

Bu tırmanışla en büyük hayalimi gerçekleştirdim. 17 saat sonra zirveye vardığımda önce İskender'in fotoğrafını kara bıraktım.’’

Yapmak istediğim başka şeyler var. Bu yıl bitmeden bisikletle Tibet platosunu geçmek, karadan, Güney Kutbu'na yolculuk yapmak, motosikletle ve tekneyle dünya turu gibi.’’

NASUH Mahruki dağcılığa başladığı ilk günlerden beri hayalini kurduğu, Himalayalar'daki efsane dağ K2'yi, geçtiğimiz mart ayında Ağrı'da kaybettiği yakın arkadaşı İskender Iğdır'ın anısına fethetti. Mahruki ile her üç dağcıdan birinin yaşamına malolan dünyanın en tehlikeli dağında, 8 bin metrede neler yaşadığını konuştuk.

K2'ye tırmanmak neden sizin için böylesine önemliydi?

- K2 zirvesi 8611 metre ile dünyanın ikinci büyük dağı, dolayısıyla önemi burada. Pakistan-Çin sınırında yer alıyor. Matematik olarak değerlere baktığımızda dünyanın en tehlikeli dağı, 2000 yılı mayıs ayına kadar bu dağa 164 kişi çıkmış ve 57 kişi burada hayatını kaybetmiş. Üçte bir gibi bir oran. Yani K2 zirvesine çıkan her üç dağcıdan biri orada hayatını kaybediyor.

3 ve 5'İNCİ DAĞ SIRADA

Kaç yıldan beri aklınızdaydı bu efsane dağ?

- Dağcılığa başladığım günlerde K2'nin varlığından haberdar oldum. Ama o günlerde benim için çok uzaklardaydı. Daha sonraları K2'ye tırmanma fikri hep gelişti. Çünkü o bir dağcının ulaşabileceği en üst noktaydı. Son iki yılda elde ettiğim başarılarla ‘‘Bu işi becerebilirim’’ diye düşündüm. Nitekim 1998 yılında, 8516 metrelik Lhotse Dağı'nı tırmanırken 6 dağcıydık. Beşi oksijen kullandı. Sadece ben kullanmadım. Zorlu bir tırmanıştı. Oksijensiz bunu başardım ve bu güvenimi müthiş arttırdı. Derken yine 1998 yılında, dünyanın 8'inci yüksek dağı 8163 metrelik Manaslu'da tüm aksiliklere karşın iyi performans gösterince ‘‘Artık K2'yi deneyebilirim’’ diye düşündüm. 1999 yılında biliyorsunuz tüm projeleri askıya aldım.

- Bundan sonraki hedef hangi dağ?

- Tırmanmak isteğim dağlar var hálá. Dünyanın birinci, ikinci, dördüncü ve altıncı en yüksek dağına tırmandım. Koşullar uygun olursa üçüncü ve beşinciye de tırmanmak istiyorum.

8 bin metrenin üzerinde 14 dağ var, hepsini deneyecek misiniz?

- Hayır öyle bir hedef koymadım önüme. Biliyorsunuz şu anda 8 kişi var 14 dağa tırmanmış olan. Yapmak istediğim başka şeyler var. Bu yıl bitmeden bisikletle Tibet platosunu geçmek. Karadan, Güney Kutbu'na yolculuk yapmak. Motosikletle ve tekneyle dünya turu gibi. Ancak tekneyi daha yeni öğreniyorum. Belki beş yıl sonra denizlere açılırım.

PARMAKLARI KESİLDİ

K2'ye dönersek donme tehlikesi atlatmışsınız? Nasıl oldu? Sanıyorum bu ilk kez başınıza gelmiyor?

- Hayır ama bu seferki en kötüsüydü. Sol ayağımın baş parmağını kaybedebilirdim. Şükür, doku fazla zedelenmemişti. Antibiyotik tedavisiyle kurtardık. Yanımdaki İtalyanlardan bir tanesinin altı parmağı dondu ve kesildi. Brezilyalı'nın ise iki parmağı dondu. Donan parmaklar simsiyah oluyor.

Parmakları kesilen dağcılar tırmanmaya devam edebiliyorlar mı?

- Yetenekleri darbe yiyor ama sonuçta bu adamlar bu işi öylesine severek yapıyorlar ki idare ediyorlar. Benim çok arkadaşım var el ve ayak parmaklarını kaybetmiş ama hálá en zorlu zirvelere tırmanan.

Eşyalarınızı nasıl kaybettiniz?

- Bu sene K2'ye iki rotadan çıkıldı. Biz güneydoğu yani bir İtalyan'ın adıyla anılan Abuzzi rotasından çıktık. İlk 7450 metreye kadar rotayı 8 ekip birada çalışarak ayarladık. 7450 metreye kadar 96 tane sabit hat kurduk, binlerce metre ip döşedik. 7400 metrede 3. kampı ilk biz kurduk. Sonra hava bozdu kimse çıkamadı üç hafta. İki kere zirveye çıkmayı denedik ikisine de başaramadık. Üçüncü denememizde tekrar çıktık baktık kamp yok. Tüm malzemeler çadır, kask, kuş tüyü elbise, Türk bayrağı gitmiş. Tabii bu berbat bir durum. Çünkü K2'ye malzemesiz tırmanmak mümkün değil. Tekrar ana kampa inelim malzeme bulalım diyemedik, çünkü hava bir daha açmayabilir. Nitekim açmadı, sonuçta ben kask ve kuştüyü elbisesim olmadan çıkmaya karar verdim. Şans eseri bir Koreli ekip aynı gün oraya ulaşmış, çadır kurup malzemeler bırakmıştı. Bizim ekibe haber vererek onlardan bir kask aldım.

TIRMANIŞ 17 SAAT SÜRDÜ

Tek başınıza mı tırmanmaya karar verdiniz?

- Hayır başka bir ekip vardı yanımda. 2 İtalyan ve bir Brezilyalı. Dördümüz zirveye çıkmaya karar verdik. Onların çadırında yer varmış ama yiyecekleri yeterli değildi. Allahtan yanıma bir öğünlük yiyecek almıştım. Yemek yemeden olmaz bu iş. 7450 metredeyiz. İtalyanlardan biri 8 binin üzerinde 10 dağa tırmanmış. Brezilyalı dört taneye, diğer İtalyan ise iki taneye. Sonuçta 7450 metreden tırmanışa başladık. Kuştüyü elbisemi bile yok. Sadece rüzgara karşı koruyan bir pantalonum var.

Kaç saat sürdü tırmanış?

- 17 saat. 7950 metreye kadar çıktık ama hiç emniyet noktası kullanmadan. Herşeye çok dikkat ederek tırmanıyoruz. Ciddi bir konsantrasyon gerek. 7950 metrede ‘‘omuz’’ diye bir yere ulaştık, 4. kampı kurduk. Ondan sonra ertesi gün zirveyi deneyeceğiz. Hava güzeldi şansımıza. Fakat rota ilk defa biz geçtiğimiz için inanılmaz derin bir karla örtülüydü. Sadece 40 metre ipimiz vardı onu da İtalyanlar kullanıyordu. Tırmanış o şekilde sürdü. 17 saat sonra zirveye ulaştığımızda ölesiye yorgunduk. Geceye kaldık ve karanlıkta kampa inemedik. Aşağıya inerken arada bir yerlerde kaldık. Ben ‘‘şişe boynu’’ denen, rotanın en tehlikeli yerlerinden bir tanesine indim. 8150 metrede kaldım. Kamp 200 metre aşağıda ama gücüm yok. Gece bir düşsem herşey biter. Bu yüzden inmemeye karar verdim.

Neticede açıkta uyudunuz donma tehlikesine rağmen?

VE İSKENDER'İN FOTOĞRAFI

- O yorgunlukta aşağıya insem, karanlıkta kesinlikle düşeceğim. İş birşey feda etmeye geldiği zaman, bir tarafta parmaklarınız, diğer tarafta da hayatınız var ise elbet parmakları feda ediyorsunuz. Çok tehlikeli, üzerimde kaz tüyü elbise yok ama mecburum. 55 derecelik eğimde yattım. Bu eğimde vücut aşağıya kayar ama kazmamı saplayıp üzerine tutunup bir şekilde uyudum. Nitekim sırt çantam uçtu gitti. Hata yapıp hayatımı kaybetmektense geceyi dışarıda geçirim, parmaklarımı kaybetme riskini göze alırım gibi bir muhasebe yapıyor insan. Bir de şu var hava bozmazsa çok az zararla atlatabiliriz. Hava bozarsa bırakın parmakları, sağ kalmanız mümkün değil.

Zirveye çıktığınızda ne hissettiniz? Böyle bir zafer elde ettiğinizde ne düşünüyorsunuz?

- Elbet tek düşünce sağ salim inmek. K2'ye çıkmak benim için ayrıca anlamlıydı. İskender yüzünden. Onu kaybettiğimiz Ağrı Dağı tırmanışına ben K2'ye antrenman olsun diye gitmiştim. Kazadan sonra K2'yi İskender'in anısına bir tırmanış diye düşündüm. Fotoğrafını yanıma aldım. Allahtan cebimdeydi. Kaybolmadı. Zirveye vardığımda önce onu karlara bıraktım. Sembolik bir şeydi.

False