İlçelerinin Tümünde Turizm Yapılan Kent
Banu Şen
Binlerce yıl önce B.Menderes Irmağının suladığı bereketli ovalar üzerine kurulmuş Aydın…
Bu bereketli topraklarda nice medeniyetler doğmuş… Ağacı, florası, denizi, havası, gökyüzü söylencelere konu olmuş. Hal böyle olunca ticaret, denizcilik, tarım kadar turizm de kuşkusuz bu bereketten nasibini almış. Binlerce yılda sayısız ziyaretçiye ev sahibi olmuş taa Antik Çağ’dan bu yana…
Antik Çağın Afrodisias, Milet, Alinda, Didyma, Nysa, Priene, Magnesia gibi önde gelen kentlerinde doğan filozofları Thales, Anaksimender ve Anaksimenes, Heredot, tarihçi ve coğrafyacı Hekatais, şehir plancısı ve mimar Hippodamos ile İsidoros bu topraklardan geçmiş. Geride bıraktıkları izlerse Aydın turizminin temeli olmuş. Denize kıyıları, bereketli toprakları, şifalı suları ve tarihi günümüze kadar turizmi canlı tutmuş.
Turizm deyince Aydın’da ilk akla gelen bu sektörün Türkiye’de ilk başladığı yer kabul edilen Kuşadası…
Adını önündeki Güvercin Adası’ndan alan Kuşadası’nın turizm hikayesi ise 1896’da ilk verileriyle karşımıza çıkıyor. 1896 Aydın il yıllığında, “Kuşadası’nın Ab-u havası (havası ve suyu) gayet latiftir, bir buçuk saat mesafede bulunan ve Bahçecik tabir olunan su hafif ve hazım ve müderer bir sudur. Yine bir saat mesafede içme suyu tabir olunur leb-i derya da bir su daha olup bu su müshil ve vücud-u insana menfat-ı külliyesi bittecrübe meşhut olduğu cihedle beher sene mayıs ve ağustos da Aydın ve Nazilli ve Söke ve Tire vesair civar mahallerden ahali gelüp istimal ederler” cümleleriyle tasvir ediliyor. Yine bu yıllığa göre Kuşadası’nda bu dönemde 3 otel, 7 han, 19 meyhane, 4 gazino, 4 lokanta faaliyet gösteriyordu. Bu otel ve hanlarda, Kuşadası’na mal almaya gelen tüccarlar yanında, özellikle yaz aylarında havasından ve şifalı sulardan faydalanmak için çevreden gelenler konaklıyorlardı.
Bu ilk turistlere çoğunluğunu Rumların işlettiği meyhane, gazino ve lokantalarda Türk ve Rum müziği eşliğinde Kuşadası Körfezi’nde tutulan taze balık ve deniz mahsulleri sunuluyordu.
Kuşadası’nın gerçek anlamda yerli ve yabancı turizme açılması ise 1950’lerin sonu 1960’ların başına geliyor. O yıllarda küçük otel, motel ve pansiyonlar özellikle kendi özel araçları ile gelen yerli yabancı misafirlere hizmet veriyordu. Bu yıllarda Kuşadası’na ilk yolcu gemisiyle gelen yolcular iskele olmadığı için motor ve küçük teknelerle sahile taşınıyorlardı. İskele yapılana kadar da böyle oldu. Sahile taşınan çoğunlukla İngiliz turistler buradan otobüslere bindirilerek rehberler eşliğinde Efes harabelerini ziyaret etti. Bugüne baktığımızda Kuşadası yine limana yanaşan kruvaziyer gemileri ve 45 bine ulaşan yatak kapasitesiyle binlerce turisti ağırlıyor. Kuşadası yazlık turizminde de Türkiye’nin en yoğun olduğu tatil beldelerinden biri konumunda.
Aydın turizmi sadece Kuşadası sınırlarıyla da çevrili değil. Didim de önemli turistik ilçelerden biri. Dünyanın en büyük tapınaklarından biri olarak bilinen Apollon Tapınağı burada. Tapınak antik dünyanın en ünlü kehanet merkeziydi. O dönemlerde dört bir yandan kahinleri dinlemek için belki de tarihinin ilk turistleri Didyma’ya gelirdi. Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu’nun da dediği gibi 17 ilçesinin tamamında turizm yapılan bir kent Aydın. Deniz Turizmi, Yat Turizmi, Termal Turizm, Kongre Turizmi, Gastronomi Turizmi, Yayla Turizmi, Dağ ve Doğa Yürüyüşü, Kaya Tırmanışı, Bisiklet Turizmi, Mağara Turizmi, Kamp ve Karavan Turizmi, Kuş Gözlemi, Yaban Hayatı, Milli Parklar Ve Tabiat Parkları gibi korumalı alanlar Aydın turizmini bir sezondan çıkarıp 12 aya yayabiliyor. Kuşadası Marina, Kuşadası Limanı, Didim Limanı, Kuşadası’nda bulunan Efes Kongre Merkezi en önemli turizm yatırımları arasında.