Mesude ERŞAN
Son Güncelleme:
Hemingway, İsmet İnönü’yle Savoy’un asansöründe karşılaşmıştı
Uğur Kökden (74) inşaat yüksek mühendisi. Uzun yıllar bürokrat olarak çalıştı, yanı sıra gazetecilik, yazarlık yaptı. 1970’lerden beri denemeleri çeşitli dergilerde yayımlanıyor. Uykusuz kalmayı göze alarak küçük defterlerine aldığı notları kitaplarına da taşıdı.
1985’teki ilk kitabı Tiksinti Çağı’ndan sonra 18 kitabı daha yayınlandı. "Benim için yolculuk bir araçtır" diyen Kökden, kimi zaman iş, kimi zaman sadece gezmek için Avrupa, Ortadoğu ve Afrika ülkelerine gitti. Her yolculuktan yazacak bol malzemeyle dönmüş. Kökden 2004’ten bu yana, yılın üç ayını Lozan’da geçiriyor. 29 Ekim haftasında, Cumhuriyet tarihinin dönüm noktalarından Lozan Antlaşması’nın imzalandığı kenti anlattı.
Yolculuk beni çocukluğumda yakaladı. Memur çocuğuydum. 2-3 yılda bir eşyalarımızı toplar, kamyon, tren ya da vapurla oradan oraya giderdik. Yolculuklar daima bir serüven gibidir. Nereye götüreceğini, sizi bekleyeni baştan bilemezsiniz. Gittiğim yerlerde her şeyi not alırım. Gördüklerimi, bende bıraktığı izleri sonradan paylaşmak üzere yazarım. Yaşam benim için başlı başına bir yolculuk. Belki de yolculukların en anlamlısı. Yaşam dışındaki yolculuklarsa benim için amaç değil, araç. Değişik yerlere, değişik nedenlerle yolculuk yaptım. Ama tüm yolculukların ortak nedeni aslında "görmek". Gördüğüm üzerinde düşünmek, görüleni çoğaltmak, irdelemek daha öncekiler veya daha başka yerlerdekilerle karşılaştırmak. Ben kendimi Evliya Çelebi’nin várislerinden biri sayıyorum.
İsviçre 7.5 milyon nüfusa sahip. Normalde bir kentin nüfusu 2 milyona yaklaşmışsa, metro ihtiyacı doğar. Ancak Lozan’ın nüfusu 100 binin az üstünde olduğu halde metro yapılmış.
YÜRÜMEYİ SEVENLER İÇİN
Özellikle yürümeyi seviyorsanız Aziz François Alanı’ndan yukarı doğru tırmanın. 12. yüzyılda başlayıp, inşaatı 100 yıl sürdüğü söylenen Aziz François kilisesini geride bıraktığınızda Hermitage Vakfı ve Sanat Müzesi’ni görebilirsiniz. Çok yukarılarda Souvebelin Ormanı var. Arada, La Palude alanı. Yanı başında Adalet Çeşmesi ve 17’nci yüzyıldan kalma belediye binası. Sonra Avukat Davel Anıtı önünüze çıkar. Meryem Şatosu ise altı yüzyıllık bir yapı. Bu bölge kentin seçkin ve ciddi bir görünüm taşıyan bölümü: Üniversite Caddesi, Akademi Sokağı, Okullar yolu, sonra da merdivenler...
RUMİNE SARAYI’NDA TARİH YAZILDI
85 yıl önce Lozan Antlaşması’nın imzalandığı Rumine Sarayı, Lozan Üniversitesi, kitaplık ve Güzel Sanatlar ve Doğa Bilimleri Müzesi olarak hizmet veriyor. Emperyalizmin dünya tarihindeki ilk sorgulanışı olan bu antlaşma Lozan Üniversitesi tören salonunda imzalanmıştı. Rumine Sarayı yakınlarındaki Dişi Kurt Alanı’ndaki duvar saatinde "Zaman geçer, sonsuzluk kalır" yazıyor.
Avenue d’Ouchy (Uşi Caddesi) garın yanından göl kıyısına inen büyük bir atardamar. Yukarıdan aşağıya inerken, sağda İngiliz Kilisesi, sonra Hotel Royal ve aynı bütün içinde yer alan Savoy Lokantası’nı göreceksiniz. Ünlü yazar August Strindberg’in bir süre yaşadığı Le Chalet köşkü, şimdi otel. Yazar Genç Bayan Julie oyununu burada yazmış. Hemingway, Lozan görüşmelerine ilişkin anılarında bir gün İsmet Paşa’yı Savoy Oteli’nde gördüğünü ve asansörün önünde kendisiyle iki satır konuştuğunu söylemişti.
Uşi Caddesi’nden inmek yerine paralelindeki Rand Poind’den inmeyi tercih ederseniz, pembe çiçeklerle süslü beş yol ağzına ulaşırsınız. Bu beş caddenin içinde en geniş ve gösterişli olanı ise Edouard Dapples. Cadde ismini, 19’uncu yüzyıldaki Lozan Belediye Başkanı Dapples’ten alıyor. Ülkede yerel yönetim temsilcileri simgesel ve yaygın bir ağırlığa sahip. Yolsuzlukla kirlenmemiş.
Dapples Caddesi’ni kesen küçük büyük sokaklar, aralıklar var. Onlardan biri Voltaire Sokağı. Bir başkası da Leman Gölü ressamı ve izlenimcilerin öncüsü Lozanlı sanatçı Bocion’un adını taşıyan sokak. Frederic Cesar de la Harpe Caddesi de önemli. Gölgeli ve serin. Lozan’da yeni açılan minaresiz cami de bu cadde üstünde.
Ouchy Rıhtımı yüzyıldan daha eski. Aynı ismi taşıyan ve Lozan Konferansı’nın komisyon çalışmalarının yapıldığı şato çok eskiden bir adanın üstündeymiş. Şu anda sarmaşıklarla kuşatılmış şatonun önünde ağaçlardan bir koruluk var: Bir dizi çınar toplululuğu ve dört erguvan ağacı. Biraz ötede her mevsim yüzeyinde renk renk nice çiçeğin boy verdiği, akrep ve yelkovanı çalışan bir çiçek saati.
40 ODALI ŞATO, LOZAN ÇALIŞMALARININ TANIĞI
Ouchy Şatosu, giriş katıyla birlikte üç katlı, 40 odalı taş bir ortaçağ yapısı. Şatonun kara tarafına bakan iç avlusundaki duvarda, Lozan Konferansı’nı anan orta boy bir levha asılı. Kabartma harflerle katılan tüm ülkeler sıralanmış. Şatonun içinde at nalı biçiminde hazırlanmış düzeniyle büyük toplantı salonu, Lozan Konferansı’nın komisyon çalışmalarının ve konferans iç tüzüğünün konuşulduğu mekan. Şatonun Leman Gölü’nü gören cam bölmeli, taraçalı kahvesine oturup şahane manzarayı seyredebilir, soluklanabilirsiniz. Leman Gölü (Cenevre Gölü) kıyısında yürüyüş yapabilirsiniz.
Leman Gölü’nde, İstanbul Boğazı’ndakilere benzeyen, 100 yıllık vapurlar çalışıyor. Eskidikçe onarıp yeniden kullanıyorlar. Gölün karşı kıyısına, yani Fransa’ya, bu vapurlarla geçmek mümkün. Vapurların baş ve kıç bölümlerinde iki ayrı ülkenin bayrağı var: İsviçre ve Fransa. İsmet Paşa’nın birinci dönem sıralarında İzmir’deki eşine yolladığı kartpostalda, eğik bacası tüten göl vapuru, Uşi limanı ve karşı yakanın karlı dağları vardı...
Lozan Konferansı’nın açılışı yukarı Lozan’da yapılmıştı. Büyük Köprü dolayındaki Montbenon Gazinosu’nun Salonu’nda. Şimdiki Adalet Sarayı’nın hemen yakınında.
EN SEVDİĞİ BEŞ YER
á Prag á Barselona á Brüggeá Floransa á Paris
seyahatte ne okuyor
Gittiği ülkeyle ilgili kitaplar, gazeteler
ne yiyor ne içiyor
Yemek ayrımı yapmıyor
ne giyiniyor
Rahat giysiler
nerede kalıyor
Pansiyon, küçük oteller
çantasının vazgeçilmezleri
Kalem ve defter
neyle seyahat ediyor
Tren, vapur yoksa uçakla
kimle seyahat ediyor
Yalnız seyahati tercih ediyor
ne alıyor
Bol bol not alıyor!
Yolculuk beni çocukluğumda yakaladı. Memur çocuğuydum. 2-3 yılda bir eşyalarımızı toplar, kamyon, tren ya da vapurla oradan oraya giderdik. Yolculuklar daima bir serüven gibidir. Nereye götüreceğini, sizi bekleyeni baştan bilemezsiniz. Gittiğim yerlerde her şeyi not alırım. Gördüklerimi, bende bıraktığı izleri sonradan paylaşmak üzere yazarım. Yaşam benim için başlı başına bir yolculuk. Belki de yolculukların en anlamlısı. Yaşam dışındaki yolculuklarsa benim için amaç değil, araç. Değişik yerlere, değişik nedenlerle yolculuk yaptım. Ama tüm yolculukların ortak nedeni aslında "görmek". Gördüğüm üzerinde düşünmek, görüleni çoğaltmak, irdelemek daha öncekiler veya daha başka yerlerdekilerle karşılaştırmak. Ben kendimi Evliya Çelebi’nin várislerinden biri sayıyorum.
İsviçre 7.5 milyon nüfusa sahip. Normalde bir kentin nüfusu 2 milyona yaklaşmışsa, metro ihtiyacı doğar. Ancak Lozan’ın nüfusu 100 binin az üstünde olduğu halde metro yapılmış.
YÜRÜMEYİ SEVENLER İÇİN
Özellikle yürümeyi seviyorsanız Aziz François Alanı’ndan yukarı doğru tırmanın. 12. yüzyılda başlayıp, inşaatı 100 yıl sürdüğü söylenen Aziz François kilisesini geride bıraktığınızda Hermitage Vakfı ve Sanat Müzesi’ni görebilirsiniz. Çok yukarılarda Souvebelin Ormanı var. Arada, La Palude alanı. Yanı başında Adalet Çeşmesi ve 17’nci yüzyıldan kalma belediye binası. Sonra Avukat Davel Anıtı önünüze çıkar. Meryem Şatosu ise altı yüzyıllık bir yapı. Bu bölge kentin seçkin ve ciddi bir görünüm taşıyan bölümü: Üniversite Caddesi, Akademi Sokağı, Okullar yolu, sonra da merdivenler...
RUMİNE SARAYI’NDA TARİH YAZILDI
85 yıl önce Lozan Antlaşması’nın imzalandığı Rumine Sarayı, Lozan Üniversitesi, kitaplık ve Güzel Sanatlar ve Doğa Bilimleri Müzesi olarak hizmet veriyor. Emperyalizmin dünya tarihindeki ilk sorgulanışı olan bu antlaşma Lozan Üniversitesi tören salonunda imzalanmıştı. Rumine Sarayı yakınlarındaki Dişi Kurt Alanı’ndaki duvar saatinde "Zaman geçer, sonsuzluk kalır" yazıyor.
Avenue d’Ouchy (Uşi Caddesi) garın yanından göl kıyısına inen büyük bir atardamar. Yukarıdan aşağıya inerken, sağda İngiliz Kilisesi, sonra Hotel Royal ve aynı bütün içinde yer alan Savoy Lokantası’nı göreceksiniz. Ünlü yazar August Strindberg’in bir süre yaşadığı Le Chalet köşkü, şimdi otel. Yazar Genç Bayan Julie oyununu burada yazmış. Hemingway, Lozan görüşmelerine ilişkin anılarında bir gün İsmet Paşa’yı Savoy Oteli’nde gördüğünü ve asansörün önünde kendisiyle iki satır konuştuğunu söylemişti.
Uşi Caddesi’nden inmek yerine paralelindeki Rand Poind’den inmeyi tercih ederseniz, pembe çiçeklerle süslü beş yol ağzına ulaşırsınız. Bu beş caddenin içinde en geniş ve gösterişli olanı ise Edouard Dapples. Cadde ismini, 19’uncu yüzyıldaki Lozan Belediye Başkanı Dapples’ten alıyor. Ülkede yerel yönetim temsilcileri simgesel ve yaygın bir ağırlığa sahip. Yolsuzlukla kirlenmemiş.
Dapples Caddesi’ni kesen küçük büyük sokaklar, aralıklar var. Onlardan biri Voltaire Sokağı. Bir başkası da Leman Gölü ressamı ve izlenimcilerin öncüsü Lozanlı sanatçı Bocion’un adını taşıyan sokak. Frederic Cesar de la Harpe Caddesi de önemli. Gölgeli ve serin. Lozan’da yeni açılan minaresiz cami de bu cadde üstünde.
Ouchy Rıhtımı yüzyıldan daha eski. Aynı ismi taşıyan ve Lozan Konferansı’nın komisyon çalışmalarının yapıldığı şato çok eskiden bir adanın üstündeymiş. Şu anda sarmaşıklarla kuşatılmış şatonun önünde ağaçlardan bir koruluk var: Bir dizi çınar toplululuğu ve dört erguvan ağacı. Biraz ötede her mevsim yüzeyinde renk renk nice çiçeğin boy verdiği, akrep ve yelkovanı çalışan bir çiçek saati.
40 ODALI ŞATO, LOZAN ÇALIŞMALARININ TANIĞI
Ouchy Şatosu, giriş katıyla birlikte üç katlı, 40 odalı taş bir ortaçağ yapısı. Şatonun kara tarafına bakan iç avlusundaki duvarda, Lozan Konferansı’nı anan orta boy bir levha asılı. Kabartma harflerle katılan tüm ülkeler sıralanmış. Şatonun içinde at nalı biçiminde hazırlanmış düzeniyle büyük toplantı salonu, Lozan Konferansı’nın komisyon çalışmalarının ve konferans iç tüzüğünün konuşulduğu mekan. Şatonun Leman Gölü’nü gören cam bölmeli, taraçalı kahvesine oturup şahane manzarayı seyredebilir, soluklanabilirsiniz. Leman Gölü (Cenevre Gölü) kıyısında yürüyüş yapabilirsiniz.
Leman Gölü’nde, İstanbul Boğazı’ndakilere benzeyen, 100 yıllık vapurlar çalışıyor. Eskidikçe onarıp yeniden kullanıyorlar. Gölün karşı kıyısına, yani Fransa’ya, bu vapurlarla geçmek mümkün. Vapurların baş ve kıç bölümlerinde iki ayrı ülkenin bayrağı var: İsviçre ve Fransa. İsmet Paşa’nın birinci dönem sıralarında İzmir’deki eşine yolladığı kartpostalda, eğik bacası tüten göl vapuru, Uşi limanı ve karşı yakanın karlı dağları vardı...
Lozan Konferansı’nın açılışı yukarı Lozan’da yapılmıştı. Büyük Köprü dolayındaki Montbenon Gazinosu’nun Salonu’nda. Şimdiki Adalet Sarayı’nın hemen yakınında.
EN SEVDİĞİ BEŞ YER
á Prag á Barselona á Brüggeá Floransa á Paris
seyahatte ne okuyor
Gittiği ülkeyle ilgili kitaplar, gazeteler
ne yiyor ne içiyor
Yemek ayrımı yapmıyor
ne giyiniyor
Rahat giysiler
nerede kalıyor
Pansiyon, küçük oteller
çantasının vazgeçilmezleri
Kalem ve defter
neyle seyahat ediyor
Tren, vapur yoksa uçakla
kimle seyahat ediyor
Yalnız seyahati tercih ediyor
ne alıyor
Bol bol not alıyor!