GeriSeyahat Hayalinizdeki balıkçı kasabasını arıyorsanız dosdoğru Karadeniz kıyısına, Şile ve Ağva'ya...
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi
Hayalinizdeki balıkçı  kasabasını arıyorsanız dosdoğru Karadeniz kıyısına, Şile ve Ağva'ya...

Hayalinizdeki balıkçı kasabasını arıyorsanız dosdoğru Karadeniz kıyısına, Şile ve Ağva'ya...

İstanbul-Ankara yönünde Fatih Sultan Mehmet Köprüsü'nü geçtikten sonra Şile-Sarıgazi sapağından giriliyor. İstanbul'dan çıktıktan yaklaşık bir-bir buçuk saat sonra, virajlı ama çoğu orman içinde devam eden yoldan Şile'ye varılıyor. Son yıllarda bir sayfiye yeri haline gelse de özellikle yaz sezonu dışında gidildiğinde, o sakin balıkçı kasabasının hálá yerli yerinde durduğunu görüyorsunuz.

Şile dünyada eşine çok az rastlanır bir deniz fenerine sahip. Rivayete göre, fenerin Osmanlı devrinde yapılan ve tonlarca ağırlıktaki tek parça kristali, aslında Şili için imal edilmiş. İsimler karışmış. Şile'nin feneri bugün basit bir ampulün ışığıyla 12 mil ötedeki gemilere yön veriyor. Mutlaka aklınıza yer edecek görkemde. Gece, Şile Resort Otel ya da Değirmen Otel'de konaklanabilir. Sabah Şile'nin uzun sahilinde ve kumul tepelerin üzerinde gezintiye devam edilebilir. Sahilde kuşlarla beraber tek başına olmak ayrı dinlendiriyor insanı. Vira Restoran'da balıklarımızı yiyip Panorama Restoran'da kahvemizi içiyoruz. Öğle vaktini çok geçirmeden Ağva'ya doğru yola koyulmak niyetimiz.

IRMAĞIN DENİZE DÖKÜLDÜĞÜ YER

Şile çıkışında Ağva için iki ayrı yol var kullanabileceğiniz. Biri sahil yolu 30 kilometre, diğeri Teke üzerinden yaklaşık 50 kilometre. Aşağı yukarı 45 dakika sürüyor yolumuz. Mavi denize dökülen yeşil bir ırmak varsa karşınızda, artık Ağva'dasınız demektir.

Tam anlamıyla hayali kurulacak bir balıkçı kasabası burası. Kasabayı çevreleyen iki dere var. Yeşilçay daha çok balıkçı barınağı olarak kullanılırken Göksu Deresi'nin kıyılarında otel-evler karşılıyor sizi. Kalınacak yeri seçmek zor, hepsi çekici geliyor. Odalara yerleşip biraz soluklandıktan sonra deniz bisikletine ya da teknelere binmek çok keyifli, hava hálá buna olanak tanıyor. Göksu Deresi'nde denizi arkanızda bırakarak ters yönde ilerlediğinizde, solunuzda daha çok evlere rastlıyorsunuz. Kadırga Koyu'na gitmek üzere yolumuzu değiştiriyoruz ve karaya çıkıyoruz.

Yemyeşil bir yoldayız. Karadeniz'den hışımla gelen dalgalar büyük bir hızla kayalara çarparken ıslanmak isteyen biraz daha yakına gidebilir. Aslında tepeye tırmanıp şöyle çepeçevre manzaraya bakmaya da doyulmuyor.

Hava iştah açıyor, artık balıkları ısmarlamak üzere Göksu kıyısına inmek gerek. Kimene Restoran Ağva girişinde; mevsim balıkları ve hafta sonları da et yemekleri yapıyor. Liman Restoran'ın ise balık yanı sıra meze çeşitleri iyi bir alternatif.

Şile'de konaklama-yemek

Şile Resort Otel: Ağlayan Kaya, 0216-711 3627

Değirmen Otel: Plaj Yolu, 0216-711 5048 (her iki otelde de kredi kartı geçiyor.)

Vira Restoran: Liman Mevkii, 0216-711 3161

Panorama Restoran: Üsküdar Cad., 0216-711 3540

Ağva'da konaklama-yemek

Paradise: Yakuplu Mahallesi, 0216-721 8577. Göksu Deresi'nin karşı yakasında bulunan tesiste deniz bisikleti, sandal ya da motorla gezi olanakları var. Lokanta, televizyon salonu ve CINE5 yayını unutulmamış.

Riverside: Yakuplu Mahallesi, 0216-721 8293. Dağ evi tarzındaki tesis tekne turu düzenliyor. Açık büfe sabah kahvaltısı ve balık ağırlıklı bir mutfağı var. www.riverside.com.tr

Kurfal Otel: Plaj Cad., 0216-721 8493. Kano, bisiklet ve tekne turu, yürüyüş, masa tenisi aktiviteleri düzenleniyor. Kredi kartı ile ödeme yapılabiliyor.

Kimene Restoran: Ağva Girişi

Liman Restoran: İskele Cad.

Bafa Gölü'nde orman, göl ve tarih iç içe

Bafa'da Konaklama ve Yemek

Club Natura Oliva.
Bafa Gölü'nün kıyısında yer alan tesis Milas Söke arasında Pınarcık Köyü'nde bulunuyor. Milas'a 40, Söke'ye ise 50 kilometre uzaklıkta. Yürüyüş, fotoğraf, kuş gözlem gezilerinin yanısıra, arkeolojik geziler de düzenleniyor. Zeytinlikler arasındaki tesis kaloriferli. Lokantası ve bir barı var. Kendi ürettikleri peynir, yoğurt, bal, tahin-pekmez ve zeytinyağı gibi doğal ürünler sunuyor. Kedi kartı geçmiyor. 0252-5191072.


Adaları çevreleyen; orman, tarih ve efsanelerle kuşatılmış bir su. Büyük Menderes Ovası'ndaki Bafa Gölü adeta Ege Denizi'nin bir minyatürü. Bafa Gölü 60 kilometre karelik alanıyla Ege Bölgesi'nin en büyük gölü. Üzerindeki altı adadan beşinde kilise ve manastır kalıntıları bulunuyor. Adalardaki eserler tekne kiralayarak görülebilir. Teknecilik civar köylerin en önemli geçim kaynaklarından.

Adı İkizada olsa da, Bafa'nın adalarından biri kumsala bağlanmış durumda. Bafa'nın belki de en güzel yeri burası. Her iki adanın da üzerinde kale kalıntıları yükseliyor. Virane durumda olsalar da gezmeden dönmek haksızlık olur. Tepesinde harabelerin olduğu kayalığa tırmanmak pek de kolay değil.

KUŞLARI UNUTMAYIN

Tekneyle, kuşların barındığı adaya doğru yol alabilirsiniz. Ufak bir dürbün varsa eğer yanınızda, burayı mesken tutmuş onlarca kuş türünü de izleme şansınız olacak. Tekneciye bunu baştan söylemekte fayda var. Aksi halde ek ücret pazarlığına girmesi kaçınılmaz.

Kumsala tekneyle gidebileceğiniz gibi yürüyebilirsiniz de. Bu seçeneği değerlendirirseniz, yol Kapıkıran'dan itibaren tempolu bir yürüyüşle yaklaşık iki saatinizi alacaktır. Ama kimin acelesi var ki? Köylülerin yayla diye adlandırdıkları koyda bulunan kule kalıntısı, kayaların arasında sekerek ilerlerken karşılaşacağınız kuşlar çok etkileyici görüntüler oluşturuyor.

Kapıkırı köyü Beşparmak Dağları'na dayanmış. Önünde Bafa Gölü, çevrelerinde tarih, evleri ise sarp kayaların tepesine, Herakleia antik kentinin tam üzerine kurulmuş. Gezinirken yolunuz káh kaya mezarlarının ortasına düşüyor, káh agoradan geçiyorsunuz.

Eğer elişine meraklıysanız köşebaşında yerleşmişbir taraftan birbirleriyle konuşan diğer taraftan tığ ören kadınların yaptığı 'fiskos'lardan alabilirsiniz.

YEDİLER MANASTIRI

Prehistorik kaya resimlerinin bulunduğu Karadere mevkii, bölgede ilginizi çekecek yerler arasında. Arabanızı Karakaya'da bırakıp iki saatlik yürüyüşün sonunda kaya resimlerine varıyorsunuz. Bu gezi için ikinci bir gün ayırmakta yarar var. Gölyaka Köyü'nün kuzeyinde bulunan Yediler Manastırı'nı ziyaret etmek yeni bir gün için iyi bir plan olacak. Gölyaka'dan zeytinliklerin arasından yürüyerek yaklaşık bir buçuk saatte manastıra varabilirsiniz. Manastırın büyük kısmı ayakta. Şatoyu andıran manastırın doğusunda ise gizli bir hazine bekliyor sizi: İçi kubbe şeklinde oyulmuş bir kayaya işlenmiş freskler. Mistik havasıyla sizi başka dünyalara götürebilirler.

Selene ve Endynion bu gölde buluşurdu

Bafa Gölü'nün doğu kıyılarında Herakleia antik kentinin kalıntıları bulunuyor. Bölgede geniş çaplı bir kazı henüz yapılmadığı için Herakleia'nın güzelliğinin ancak bir kısmı gün ışığına çıkmış durumda.

Efsaneye göre güzeller güzeli Selene, Beşparmak Dağları'nda (o zamanki Latmos) yaşayan Endymion adlı bir çobana aşık olur. Akşamları Bafa Gölü'nde buluşurlar. Fakat bir tanrıçanın ölümlü birine aşık olduğunu gören tanrılar durumu hazmedemez. Zeus, Endymion'dan bir dilekte bulunmasını ister, Endymion uzun bir uykuya dalar. Ta ki Selene onu dağda uyurken öpene kadar. Herakleia'da Endymion adına bir tapınak ve ona ait bir mezar da bulunuyor.
False