Hasan Dağı nerede? Hasan Dağı yüksekliği (rakım) kaç metre? Hasan Dağı efsanesi hakkında bilgi

Toros Dağlarının bir uzantısı olarak devam eden Hasan Dağları, Aksaray ilinde bulunmakla beraber, deniz seviyesinden yüksekliği, tam olarak 3268 metredir.

 Hasan Dağı Nerede?

 Büyük Hasan Dağı ve Küçük Hasan Dağı şeklinde iki büyük krateri olan Hasan Dağları, tam olarak Aksaray ve Niğde arasında yer almaktadır. Tahminen M.Ö 7000 yıllarında son patlamasını gerçekleştirmiş olan Hasan Dağı, artık etkisini yitirmiş bir volkanik dağdır. 1750. metreye çıkana kadar meşe ormanlarıyla örülü olan bu dağın etrafında, uzun yıllardır Yörükler ve farklı Türk boyları yaşamakta. İç Anadolu bölgesi dağları içerisinde, yükseklik bakımından, 2. sırada bulunmaktadır. (İlki Erciyes dağıdır.) Hasan Dağı eteklerinde, Nora Antik Kenti bulunur. Antik bir Roma şehridir.

 Hasan Dağı Yüksekliği (rakım) Kaç Metre?

 Özellikle, dağcıların ilgisini çekmekte olan Hasan Dağı, 3268 metrelik yüksekliği ile İç Anadolu dağlarının zirvesi en yüksek 2. dağı olma özelliği taşır. Dağa tırmanış için gelen misafirler öncelikle Helvadere kasabasına ulaşıp, sonrasında farklı noktalarda kamp kurarak değişik parkurlardan zirve tırmanışı yapabilirler. Tırmanış yaparken karşılaşılacak olan Süt Kilisesi, oldukça ilgi çekicidir. Dağın zirvelerine yaklaştıkça, göreceğiniz Erciyes, Ekecik dağları ve Tuz gölü, macera severleri muhteşem bir görsel şölene davet eder.

 Hasan Dağı Efsanesi

 Uzun yıllar evvel, Hasan Dağına ismini veren Hasan Dede adında bir kişi varmış. Hasan Dede, bu dağ üzerinde yaşarmış. Herkes tarafından çok sevilip, saygı görmekte olan bir insanmış. Bazı kaynaklara göre Hasan Dede, Danişmentoğullarının bir komutanı, ayrıca 2. Haçlı seferlerinde de 2. Kılıçarslan ile birçok savaşa katılmış olduğuna inanılmakta. Bazı kişilere göre de, Hasan Dede bir evliya.

 Efsaneye göre, Hasan Dede, dağın zirvesinde tek başına yaşayan bir kişi. Aksaray'dan Ali Baba olarak bilinen bir derviş ile yakın dost. Ali Baba Aksaray'ın hamamlarından birinde çalışmakta. Bir gün Hasan Dedeye yolu düşer, avucunda bir adet mendil ve o mendilin içerisinde de bir avuç kor vardır. Görüşmeleri süresinde avucundaki mendilin içerisindeki kor yanmaya devam eder ancak mendilde hiçbir tutuşma, alev alma yoktur. Aradan uzun bir süre geçtikten sonra, bu defa Hasan Dede , Ali babayı ziyarete Aksaray'a gider. Avucundaki mendilin içerisinde Hasan Dağı'ndan getirdiği bir avuç kar vardır. Hamamda, Ali Baba ile uzun uzun sohbet ederler ancak kar hiç erimeden mendilin içinde kalır, mendil de ıslanmaz. Konuşma sırasında, Hasan Dedenin gözü hamamdan çıkan kadınlara takılı kalır. O sırada, avucundaki mendildeki karlar yavaş yavaş erimeye başlar. Bunun üzerine Ali Baba, Hasan Dedeye dönüp, 'asıl ermişlik dağ başında olan değil, dağ başında ermişlik hüner değildir' demiş. 'Asıl hüner, bu güzel kadınların içerisinde ermiş kalmayı sürdürebilmektir.' Bu konuşmadan sonra yıllarca, bu sözler çevre halkı tarafından, benzer durumlarda bir atasözü gibi kullanılır. Hasan Dede'nin ölmeden önce tek isteği, mezarının bu dağın doruklarına yapılmasıdır ve öyle de olmuştur. O günden sonra bu dağın adı, Hasan Dağı olarak kalır.

 Hasan Dağının doruklarına tırmananlar, dağın doruklarındaki krater çukurunun Batı sırtlarında, Hasan Dede'nin taşlarla örülü mezarını görüp, ziyaret veya dua edebilirler. Bu mezarın yanında, birkaç mezar daha bulunur ancak, bu mezarların kimlere ait olduğu yönünde bir bilgi bulunmamaktadır.