GeriSeyahat Gülen insanların ülkesi TAYLAND
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi
Gülen insanların ülkesi TAYLAND

Gülen insanların ülkesi TAYLAND

Tayland'a iki kez gittim; ilki üç sene evvel, bu zamanlarda kokoş bir turist olarak. Güzel otellerde kalıp, spa'larda pohpohlanıp, oradan oraya uçup ‘‘on günde enfes gezdik’’ diye geri döndüm. Ancak döner dönmez, bir dahaki gelişimin planlarını yapmaya başladım kafamda... İki sene sonra da bir kız arkadaşımla, sırt çantalarımızı alıp Hindi Çin'i gezmek üzere Bangkok'a tekrar geldik ve bir ay kalmayı planlarken, ben dört ay o bölgede seyahat etmiş buldum kendimi.

İşin can alıcı kısmı, dört ay gibi uzun bir sürede harcadığım para, ilk gelişimdekiyle üç aşağı beş yukarı aynı oldu. Falang olarak gezmenin farkı buydu...

Tayland'a adım attığınız anda duyacağınız ilk kelimelerden biri ‘‘Falang.’’ Aslında size Farang diyorlar ama ‘‘r’’ harfine Thai insanının dili dönmediği için bütün İngilizce kelimeler gibi hafif modifiye oluyor. Koloniyel güç olarak gelen Fransızlar (Frank-farang) Thai'lerin rastladığı ilk yabancılar olunca, onlardan sonra gelen bütün yabancılar Falang olmuş. Nepalliler'in Japon'u, Türk'ü, Rus'u, herkesi Amerikalı diye çağırmalarıyla benzer bir hikaye.

Bu tip detayları farketmek, ülkenin insanlarının içine karışmayı, onlarla zaman geçirmeyi gerektiriyor. Zamanınız olsun olmasın, özellikle turist akınına uğramış ülkeleri gezerken, kalabalıklardan ve turist tuzaklarından uzaklaşmak o kadar da zor değil. Özellikle Uzakdoğu gerçekten ucuz seyahat edebileceğiniz, uçak biletinin parasını denkleştirebilirseniz, günde 10 dolara kalıp yaşayabileceğiniz yerlerle dolu. Trenler, otobüsler, sırt çantalarıyla gelen insanlar düşünülerek inanılmaz ucuz fiyatlara işletiliyor. Mesela, gece otobüsleriyle Bangkok'tan Chiang Mai'ye beş dolara 12 saat yolculuk yapabilirsiniz ya da Bangkok'tan Kamboçya Angkor Tapınakları'na sekiz saatlik yolculuk için sadece bir dolar verebilirsiniz. Daha rahat etmek isterseniz, biraz daha pahalı yataklı trenler çok keyifli.

TURİSTİK CENNET
Bangkok'ta efsanevi Khao San Caddesi, sırt çantalıların buluşma yeri. Her milletten 20-30 yaş arası gençler orada yol arkadaşı ediniyor. Biz oradayken onlarca insanla tanışmamıza rağmen bir tek gezgin Türk'e rastlamadık. Elektronik eşya satılan MBK alışveriş merkezinde ise birbirini kaybetmiş ve isimlerini anons ettiren Türkler'e rastlamak bizi hiç şaşırtmadı.

Neyse, 60 milyonluk bu tropik cennet, gülen insanların ülkesi diye tanınıyor. Ülkenin en büyük artılarından biri, inanılmaz sempatik Thai'ler. Turistten bunalmış olması gereken bu insanlar, gülmeyi ve Falang'larla dalga geçmeyi bir hayat stili edinmişler. Adını sorduğunuzda önünde durduğu tapınağın adını söyleyip kikir kikir gülen çocuklara, bir şey öğrenmek istediğinizde kesinlikle anlamamasına rağmen ‘‘yeeeees madaaaaaaam’’ diyen satıcılara sempati duymamak imkansız.

Her köşede devasa afişlerinden artist gibi gülümseyen Kral Bhumipol ve Kraliçe Sirikit, halk tarafından çok seviliyor. Ülkenin gelişiminde büyük rol oynamış kraliyet ailesinin en popüler ikilisi. Boynunda fotoğraf makinesi asılı olmayan tek pozunu göremediğimiz Bhimipol (Haliyle biz de sempatizanıyız) yıllarca sürgünde yaşadıktan sonra ülkesine dönmüş ve Tayland'ı bir turistik cennet haline getirmiş. Artık, biriktirdiği parayla adalarda dolunay rave'lerine gelen üniversite öğrencisinden butik otel meraklısı zengin turistlere kadar geniş bir yelpazeye hitap ediliyor.

Tayland büyük bir ülke ve buraya seyahatinizi planlarken, beklentilerinizi önceden saptamanızda fayda var. Deniz ve güneş tatili ise amaç, Bangkok'ta iki üç gün kaldıktan sonra kendinizi adalardan birine atmalısınız.

Siyam Medeniyeti'nin dini ve kültürel mirasını tanımak istiyorsanız, eski başkentler Sukhotai ve Ayyuttaya'yı ziyaret etmelisiniz.

Burma, Laos ve Tibet kökenli dağ kabilelerini görmek, yağmur ormanlarında trekking yapmak istiyorsanız, Kuzey Tayland'a Chiang Mai'ye uzanmalısınız.

Tarihi olaylara meraklıysanız, ‘‘The Bridge over the River Kwai’’ filminin geçtiği Kanchana Buri'ye zaman ayırmalısınız.

Denizin, güneşin yanında alışveriş de önemliyse, zaten doğru yerdesiniz. Etnik alışverişe en az meraklı insanı bile yoldan çıkaracak çeşide ve ucuzluğa Bangkok sokaklarında kurulan akşam pazarlarında hemen ulaşacaksınız.

MEMNUN EDİLEN RUHLAR
Nüfusun yüzde 90'ının Budist olduğu Tayland'da din hálá çok önemli bir rol oynuyor. Her köşede küçük tapınak maketi havasında ‘‘ruh evleri’’ (chao thai'ler) göze çarpıyor. İnanca göre ruhlar bunların içinde yaşıyor ve modern bir Thai'nin bile en koşuşturmacalı anında dahi önüne çıkan chao thai'leri selamlamadan geçmediğini ve genelde ruhları memnun etmek için günlük küçük adaklar bıraktıklarını görüyorsunuz.

Gelir düzeyindeki muazzam uçuruma rağmen, insanların genelde çok güleryüzlü ve hoşgörülü olduğu Tayland'da bu artılar, olağanüstü doğa ve gözalıcı bir kültürel ve tarihi birikimle bütünleşince, ülke gerçekten herkesi tatmin edecek bir tatil seçeneği haline gelmiş. Beklentileriniz ne olursa olsun, Tayland'da hayatınızın en keyifli tatillerinden birini geçireceğinizden emin olabilirsiniz.

ADALARI KEŞFEDİN
Havaalanı olan adalar Phuket ve Koh Samui, çok çok gelişmiş yerler. Özellikle ocak-şubat aylarında oralardaysanız, kalabalıktan bunalabilir ve seks turizmi için gelmiş Batılı turistlerin arasında ne yaptığınızı kendinize sorabilirsiniz. Tabii doğru dürüst yolu dahi olmayan ve haliyle koylar arası ulaşımın ‘‘uzun kuyruklu’’ denen teknelerle sağlandığı diğer küçük adaları görmeden dönerseniz, buraları da beğenebilirsiniz. Benim tavsiyem, bir tekne ayarlayıp daha az gelişmiş adaları keşfetmeniz...

BUNLARI YAPMADAN DÖNMEYİN
-Masaj yaptırın Masaj bölümünü okuduysanız, zaten gazete önünüzde, kendi kendinize masaj yapmayı denediniz bile.

-Sokakta yemek yiyin Bir şey olmuyor. Dünyanın en nanemolla midesine sahip ben, bakın döndüm ve yazı yazıyorum.

-Tropik meyveleri deneyin ‘‘Mangoteen!’’ Lütfen bir kenara yazın ve deneyin. Döndüğünüzde kendinize Türkiye'de böyle bir lezzet cümbüşünün neden bulunmadığını açıklamaya çalışın. Rambutan, Pamelo, Star Fruit, Dragon Fruit, hepsi bir yana, Mangosteen (Thai'cesi Manghut) bir yana!

-Köpekbalığı dalışı yapın Bir renk cümbüşü de denizin altında. Bence denize gözlüksüz girmeyin, çünkü haybeye gezerken aşağıdaki alemi kaçırmanız çok yazık. Her iki gidişimde de köpekbalığı dalışı yaptım. Saat sabah altıda gidiliyor ve şnorkelle yapılabiliyor. Kesinlikle tavsiye ederim. Koh Tao ve Koh Phi Phi civarı ve Burma Banks, özellikle dalışa çok uygun.

-Fillerle haşır neşir olun Beyaz bir fil görürseniz bu büyük bir uğur. Zaten albine doğan bütün filler hemen Bhumipol'ün zimmetine geçiyor. Kesinlikle dünyanın en sempatik hayvanı. O muazzam cüssesiyle inanılmaz mağrur. Enfes tropik ormanların içinde fil sırtında gezme imkanını Kuzey Tayland'da ve adalarda bulabilirsiniz.

-Thai'ler gibi konuşmayı deneyin Bütün kelimeleri uzataaaa uzataaaaa inanılmaz sempatik konuşuyorlar: Sawatdiiiiiiiiii kaaaaaa (Merhaba). Kavpkuuun kaaaaaaaa (Teşekkürler). Chuay Duaaaaay!!! (İmdat - bunu ezberledik, ‘‘madaaaaam masaaaaj’’ diye üstümüze gelen plaj masajcılarından kaçarken kullanmak için...)

TAYLAND GUIDE: Nasıl gidilir? Nerede kalınır?

False