Deniz İNCEOĞLU
Son Güncelleme:
Göl kenarındaki hayat kadını heykeli bir elinde Papa’yı diğerinde kralı tutuyor
Duygu Kutluay (29) farklı ülkeleri, kültürleri keşfetmeyi seviyor. Bu yüzden Boğaziçi Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü’nü bitirmesine karşın farklı bir meslek seçti. Uzun süredir kültürlerarası öğrenci, gönüllü ve öğretmen değişim programlarını yürüten AFS Türkiye’de çalışıyor. Şimdiye kadar Avrupa, Amerika ve Asya’da pek çok şehri gezdi. Yüksek lisans öğrenimini Almanya’nın göl kenarı şehirlerinden Konstanz’da tamamladı. İki yıl yaşadığı kenti anlatan Kutluay “Kışın ülkenin en ılıman iklimine sahip şehridir” diyor.
İlk yurtdışı tecrübemi yaz okulu için gittiğim İngiltere’de yaşamıştım. Yeni yerlere karşı o kadar ilgiliydim ki amcam, henüz Türkçe edisyonu yayımlanmamasına rağmen beni National Geographic’e üye yapmıştı. Sadece resimlerine bakmak bile yetiyordu. İngiltere’den sonra belirli sınavları geçen öğrencileri bir yıllığına farklı ülkelere gönderen AFS ile Amerika’ya gittim. Bir yıl boyunca farklı bir aile ve okul arkadaşlarıyla Amerikalılar gibi yaşayarak buranın kültürünü tam anlamıyla öğrenmek çok güzeldi. Hayatımda bundan sonra yaptığım en çılgın gezi AFS’li kardeşimle gittiğim interrail turu oldu. Ailem gitmeme karşı çıkmış, sadece kendi paramı kazanırsam izin vereceklerini söylemişti. Özel dersler verip para biriktirmiştim. Turun son günlerinde İtalya’dan Yunanistan’a giderken 24 saat trenin içinde beklemek zorunda kaldık. Kaza olmuştu. Vardığımızdaysa feribotların grevde olduğunu öğrendik. Ağlayarak babamı aramış, bizi kurtarmasını istemiştim. O da Roma’dan uçak bileti ayarlamıştı. Hâlâ gülerek “Bizim kız kendi parasıyla interrail yaptı” diye anlatır.
Üniversiteyi bitirdikten sonra iş hayatına atılmayı olabildiğince ertelemek, Avrupa’da birkaç yıl yaşamak, bol bol kayak ve yelken yapmak istiyordum. Bu amaçla yüksek lisans için Konstanz’daki üniversiteyi seçtim. Konstanz’ı diğer Alman şehirlerinden ayıran en önemli özelliği Bodensee Gölü kenarında, ılıman bir iklime sahip olması. Bir de İsviçre’ye bir belediye otobüsü, Avusturya’ya 40 dakikalık vapur yolculuğu ve Fransa’ya üç saatlik tren yolculuğu kadar yakınsınız. Hatta burada yaşayıp iş yeri İsviçre’de olanlar bile var. 80 bin kişilik bu küçük şehirde üniversiteliler çoğunluğu oluşturuyor. Bu nedenle şehrin halkı farklı kültürlere çok açık, misafirperver, iyi niyetli.
GÖL MANZARASI MÜKEMMEL
Şehir, ilgiyi önce göl kenarı ve doğasıyla çekiyor ama içine girdiğiniz her sokakta ayrı keyifler yaşayacaksınız. Nerede kalırsanız kalın her Alman şehrinde olduğu gibi burada da bütün otobüsler Hauptbahnhof’a (gar) uğruyor. Gara sırtınızı verip sahile indiğinizde devasa Imperia heykeli marinanın girişinde gözünüze çarpacak. Hava güzel oldu mu göl kenarı kalabalıklaşır, sahil dondurma yemeye, yürüyüş yapmaya gelenlerle dolar. Kimileri deniz bisikleti kiralayıp gölde gezintiye çıkar, kimileri göl kenarında güneşin keyfini çıkarır. Imperia’nın hemen karşısında tarihi Konzil binası var. Geç saatte tura başlanmışsa, göl kenarındaki yürüyüşten sonra ilk mola sahildeki Biergarten’da (bira bahçesi) verilebilir. Burda Hefeweissbier içilmeli, acıkılmışsa ekmek arası tavuk ya da sosis yenmeli. Yemekten sonra alışveriş için Hauptbahhof’un yanındaki çok büyük olmayan Lago alışveriş merkezi önerilir. Akşamüstü kahvenizi tepesindeki göl manzaralı kafede içebilirsiniz.
Şehri gezmek için bir diğer başlangıç noktası da Imperia’nın yukarısındaki, Konstanz’ın en önemli caddelerinden Markstatte. Trafiğe kapalı olan cadde, dükkanları ama en çok da dondurmacılarıyla ünlü. Burada kaldığım sürede caddeye her geldiğimde Osiender adlı üç katlı kitapçıya uğramadan edemezdim. Öğle yemeğini de Latin yemekleri yapan, caddenin ilk sağındaki Latinos’ta yerdim.
Şehirde çok fazla öğrenci yaşadığından gece hayatı da aynı oranda renkli. Merkezdeki Klimperkesten, her daim dolu, şık ve rahat bir kafe/bar. Burada aynı zamanda ayda bir doğaçlama şiir geceleri duzenleniyor. Industriegebiet’te ise her zevke uygun kulüpler var, her birinin öğrenciler için uygun fiyatlı geceleri de mevcut. Bir de Konstanz’ın Babylon’u sayılabilecek, Latin ve Afrikalı grupları da ağırlayan Kulturladen görülmeli.
ÜNİVERSİTEDEN ŞEHRE TEPEDEN BAKIN
Konstanz’ın taş ve dar sokakları sanki bir masal içinde yürüyormuşsunuz hissi yaratıyor. Bu yollara eşlik eden evler de Almanya’nın güneyinin mimarisine uygun taş evler. Bunlar tahtalarla güçlendiriliyor. Şehir, sadece tarihi dokusu ve sevimliliğiyle değil her an bir yerden fırlayabilecek modern sanatıyla da meşhur. Daracık sokaklarda bir masaldaymış gibi ilerlerken birden karşınıza çıkabilecek iki dev parmak sizi şaşırtabilir.
Tüm bunlara bir de yukarıdan bakmak isterseniz ilginç mimarisiyle dikkat çeken üniversiteye çıkabilirsiniz. Ya da Zahriengerplatz’dan Bismarckturm’a yürüyebilirsiniz. Buradan üzüm bağları, şehir, göl ve Alpler keyifle izlenebiliyor.
Konstanz’ın bir diğer avantajı da çevresinde görülecek bir çok yerin olması. Kalesiyle ünlü Meersburg beş dakikalık feribot uzaklığında ayrıca İsveç’e ait olan yine dünyaca ünlü çiçek bahçeleri Mainau’ya 10 dakikada otobüsle gidilebiliyor. Kayak yapmayı sevenler de yaklaşık iki saat uzaklıktaki kayak merkezlerine gidebilir.
PAPA BURADA SEÇİLİYORDU
Konstanz, şimdiki güzelliğinin yanı sıra Almanya tarihinde de çok önemli bir yere sahipti. 1414-1418 yılları arasında Avrupa’nın dört bir tarafından din adamları Konstanz gölü kenarında, şu anda şehir merkezinde olan Konzil binasında yeni papayı seçmek için toplanırdı. Rivayete göre arabulucu olarak da hayat kadınları getirilirmiş. Hatta şehrin simgesi, limanin girişindeki 10 metre boyunda ve kendi etrafında dönen devasa Imperia heykeli. Şuh pozdaki kadın, bir hayat kadını. Bir elinde din adamlarını temsilen Papa’yı diğer elinde de kralı tutuyor.
en sevdiği 5 yer
? Konstanz ? Havana ? Bergen (Norveç) ? Ashland (Wisconsin-ABD) ? Lizbon
ne okur
Yerel yazarların kitapları, rehber kitaplar
neyle seyahat eder
Tren ya da uçak
nerede kalır
En ucuz, en merkezi ve olabildiğince güvenli otellerde
kimle seyahat eder
Yalnız ya da arkadaşla
çantasının vazgeçilmezleri
Seyahat rehberi, kitap, fotoğraf makinesi, su, harita
ne yiyor
Seçim yapmıyor
ne giyer
Rahat kıyafetler
ne alıyor
Yerel popüler müzik albümü, kitap ve yerel bir markadan giysi, aksesuvar
Üniversiteyi bitirdikten sonra iş hayatına atılmayı olabildiğince ertelemek, Avrupa’da birkaç yıl yaşamak, bol bol kayak ve yelken yapmak istiyordum. Bu amaçla yüksek lisans için Konstanz’daki üniversiteyi seçtim. Konstanz’ı diğer Alman şehirlerinden ayıran en önemli özelliği Bodensee Gölü kenarında, ılıman bir iklime sahip olması. Bir de İsviçre’ye bir belediye otobüsü, Avusturya’ya 40 dakikalık vapur yolculuğu ve Fransa’ya üç saatlik tren yolculuğu kadar yakınsınız. Hatta burada yaşayıp iş yeri İsviçre’de olanlar bile var. 80 bin kişilik bu küçük şehirde üniversiteliler çoğunluğu oluşturuyor. Bu nedenle şehrin halkı farklı kültürlere çok açık, misafirperver, iyi niyetli.
GÖL MANZARASI MÜKEMMEL
Şehir, ilgiyi önce göl kenarı ve doğasıyla çekiyor ama içine girdiğiniz her sokakta ayrı keyifler yaşayacaksınız. Nerede kalırsanız kalın her Alman şehrinde olduğu gibi burada da bütün otobüsler Hauptbahnhof’a (gar) uğruyor. Gara sırtınızı verip sahile indiğinizde devasa Imperia heykeli marinanın girişinde gözünüze çarpacak. Hava güzel oldu mu göl kenarı kalabalıklaşır, sahil dondurma yemeye, yürüyüş yapmaya gelenlerle dolar. Kimileri deniz bisikleti kiralayıp gölde gezintiye çıkar, kimileri göl kenarında güneşin keyfini çıkarır. Imperia’nın hemen karşısında tarihi Konzil binası var. Geç saatte tura başlanmışsa, göl kenarındaki yürüyüşten sonra ilk mola sahildeki Biergarten’da (bira bahçesi) verilebilir. Burda Hefeweissbier içilmeli, acıkılmışsa ekmek arası tavuk ya da sosis yenmeli. Yemekten sonra alışveriş için Hauptbahhof’un yanındaki çok büyük olmayan Lago alışveriş merkezi önerilir. Akşamüstü kahvenizi tepesindeki göl manzaralı kafede içebilirsiniz.
Şehri gezmek için bir diğer başlangıç noktası da Imperia’nın yukarısındaki, Konstanz’ın en önemli caddelerinden Markstatte. Trafiğe kapalı olan cadde, dükkanları ama en çok da dondurmacılarıyla ünlü. Burada kaldığım sürede caddeye her geldiğimde Osiender adlı üç katlı kitapçıya uğramadan edemezdim. Öğle yemeğini de Latin yemekleri yapan, caddenin ilk sağındaki Latinos’ta yerdim.
Şehirde çok fazla öğrenci yaşadığından gece hayatı da aynı oranda renkli. Merkezdeki Klimperkesten, her daim dolu, şık ve rahat bir kafe/bar. Burada aynı zamanda ayda bir doğaçlama şiir geceleri duzenleniyor. Industriegebiet’te ise her zevke uygun kulüpler var, her birinin öğrenciler için uygun fiyatlı geceleri de mevcut. Bir de Konstanz’ın Babylon’u sayılabilecek, Latin ve Afrikalı grupları da ağırlayan Kulturladen görülmeli.
ÜNİVERSİTEDEN ŞEHRE TEPEDEN BAKIN
Konstanz’ın taş ve dar sokakları sanki bir masal içinde yürüyormuşsunuz hissi yaratıyor. Bu yollara eşlik eden evler de Almanya’nın güneyinin mimarisine uygun taş evler. Bunlar tahtalarla güçlendiriliyor. Şehir, sadece tarihi dokusu ve sevimliliğiyle değil her an bir yerden fırlayabilecek modern sanatıyla da meşhur. Daracık sokaklarda bir masaldaymış gibi ilerlerken birden karşınıza çıkabilecek iki dev parmak sizi şaşırtabilir.
Tüm bunlara bir de yukarıdan bakmak isterseniz ilginç mimarisiyle dikkat çeken üniversiteye çıkabilirsiniz. Ya da Zahriengerplatz’dan Bismarckturm’a yürüyebilirsiniz. Buradan üzüm bağları, şehir, göl ve Alpler keyifle izlenebiliyor.
Konstanz’ın bir diğer avantajı da çevresinde görülecek bir çok yerin olması. Kalesiyle ünlü Meersburg beş dakikalık feribot uzaklığında ayrıca İsveç’e ait olan yine dünyaca ünlü çiçek bahçeleri Mainau’ya 10 dakikada otobüsle gidilebiliyor. Kayak yapmayı sevenler de yaklaşık iki saat uzaklıktaki kayak merkezlerine gidebilir.
PAPA BURADA SEÇİLİYORDU
Konstanz, şimdiki güzelliğinin yanı sıra Almanya tarihinde de çok önemli bir yere sahipti. 1414-1418 yılları arasında Avrupa’nın dört bir tarafından din adamları Konstanz gölü kenarında, şu anda şehir merkezinde olan Konzil binasında yeni papayı seçmek için toplanırdı. Rivayete göre arabulucu olarak da hayat kadınları getirilirmiş. Hatta şehrin simgesi, limanin girişindeki 10 metre boyunda ve kendi etrafında dönen devasa Imperia heykeli. Şuh pozdaki kadın, bir hayat kadını. Bir elinde din adamlarını temsilen Papa’yı diğer elinde de kralı tutuyor.
en sevdiği 5 yer
? Konstanz ? Havana ? Bergen (Norveç) ? Ashland (Wisconsin-ABD) ? Lizbon
ne okur
Yerel yazarların kitapları, rehber kitaplar
neyle seyahat eder
Tren ya da uçak
nerede kalır
En ucuz, en merkezi ve olabildiğince güvenli otellerde
kimle seyahat eder
Yalnız ya da arkadaşla
çantasının vazgeçilmezleri
Seyahat rehberi, kitap, fotoğraf makinesi, su, harita
ne yiyor
Seçim yapmıyor
ne giyer
Rahat kıyafetler
ne alıyor
Yerel popüler müzik albümü, kitap ve yerel bir markadan giysi, aksesuvar