Başka Türlü Bir Şey / Instagram: @baska_turlu / www.baskaturlubirsey.com
Tac Mahal'in bilinmeyen gerçekleri
Geçtiğimiz hafta Hindistan'da ziyaret ettiğimiz ve 20.000 fareye ev sahipliği yapan Karni Mata tapınağından bahsetmiştik. Ancak ülke sadece ilginç tapınaklara değil, rengârenk bir kültüre ve ışıltılı festivallere de ev sahipliği yapıyor. Bu hafta konumuz bu festivallerin en önemlilerinden biri olan Divali. Başka Türlü Macera ekibiyle yönümüzü başkent Yeni Delhi'ye çevirdiğimizde festivalin başlamasına sadece bir kaç gün kalmıştı ve sokaklar çoktan festivalin heyecanıyla dolup taşmaya başlamıştı.
Delhi'deki ikinci durağımız İslâmiyet’in Hindistan’da kazandığı zaferin sembolü olarak yaptırılan Kutub Minar'dı. Hint-İslam mimarisinin en önemli eserlerinden biri olarak kabul edilen 72,5 metre yüksekliğindeki minarenin çevresinde bulunan ve geçmişi 4.yüzyıla kadar bir Hindu tapınağının kalıntıları da Hindistan'da farklı dinlerin uzun zamandır bir arada yaşadığının bir simgesiydi aslında.
Delhi'de geçmişin izleri arasında dolaşmaya seyahatimizin son gününde devam edeceğimiz için heyecanla beklediğimiz sıradaki durağımıza, Agra'ya hareket ettik. Agra şehri Babür İmparatorluğu'nun eski başkenti olarak biliniyor ve dünyanın yeni yedi harikasından biri olan Tac Mahal'e ev sahipliği yapıyor.
Yeryüzündeki ölümsüz aşkın simgesi olarak bilinen Tac Mahal'in karşısında yerimizi aldık. Tac Mahal'in oldukça ilginç ve hüzünlü bir hikâyesi var. 5.Babür İmparatoru Şah Cihan ilk iki eşinden çocuk sahibi olamayınca üçüncü eşi Mümtaz Mahal'le evlenmiş ancak Mümtaz Mahal'ı 14. çocuklarının doğumu sırasında hayatını kaybetmiş.
Ölümünden hemen önce Şah Cihan'dan aşklarının bir simgesini yaptırmasını isteyen Mümtaz Mahal'in anısına, imparatorluğun tüm imkânlarını kullanılarak bir anıt mezar tasarlanmış ve tamamen beyaz mermerden oluşan bu mezarın yapımında dünyanın en iyi mimarları ve ustaları yer almış. İnşaatın tamamlanası tam 22 yılda sürse de ortaya çıkan eserin müthiş olduğunu söylemek mümkün. Gerçekten de Tac Mahal'i görüp de etkilenmemek imkânsız. Hakkında birçok efsane bulunan yapının bitiminden sonra söylentilere göre türbe işçilerinin kolları aynı yapıttan bir tane daha yapılmaması için kesilmiştir.
Tac Mahal ziyaretimiz sonrası direksiyonu bir diğer Babür başkenti Fatehpur Sikri'ye kırdık. Hindistan'ın en büyük mimari yapılarından birine ev sahipliği yapan şehir her ne kadar Tac Mahal'in gölgesinde kalsa da özellikle Zafer Kapısı ve Cuma Camisi ile ilgi çekici.
Hindistan'ın batısına doğru yolculuğumuzda sıradaki durağımız Jaipur şehriydi ve 5 gün boyunca kutlanan Divali festivalinin en renkli gününe gelmişti sıra. Divali Festivali, Hindu inanışına göre iyinin kötüye galip gelmesini temsil ediyor ve festival boyunca iyiliğin kazanmasını temsil eden ışıklı ve bol gürültülü gösteriler yapılıyor.
Nitekim biz de şehre girer girmez ilk gözümüze çarpan ışıl ışıl süslerle bezenmiş evler oldu. Ertesi güne ise sabah çok erken saatlerde muhteşem bir şölenle başladık. Jaipur'un en büyük Hindu tapınağı olan Govind Dev Ji'de yüzlerce kişinin katıldığı ve bir ağızdan ilahiler söylediği ayinin etkisini uzun süre hissedeceğimiz kesin.
Ayin sonrasında akşama hazırlanan Çiçek Çarşısı'nı dolaştık. Hindu kültüründe özel bir yere sahip rengârenk çiçeklerin daracık sokaklarda satıldığı çarşıyı ağır adımlarla arkamızda bırakıp akşam ki kutlamalar öncesi soluğu Hindistan'ın en güzel çöl kalelerinden biri olan Amber'de aldık.
Şehrin dışındaki bir gölün sırtlarına kurulmuş olan Amber Kalesi'ne ulaşmanın bir yolu da filler ancak Başka Türlü Macera olarak hayvanlara eziyet edildiğini düşündüğümüz her aktivitenin karşısında yer aldığımızdan biz kendi yolumuzu, yani yürümeyi tercih ettik. Geniş bir avlunun üst tarafında görkemli bir saraya da ev sahipliği yapan kalenin en ilginç tarafı ise zamanının mihracelerinin lüksü ve gösterişi ne kadar sevdiğini belli eden süslemeler.
Geniş bir alana kurulmuş kaleyi gezmeyi bitirdiğimizde artık gün akşama doğru dönmeye hazırlanıyordu, biz de otelimize döndük ve akşam için son hazırlıklarımızı yaptık. Zira akşam yerel bir ailenin kutlamalarına konuk olacaktık. Bizi oldukça misafirperver şekilde karşılayan aile bireyleriyle beraber, evlerinin 2. katındaki balkona mumları ve diğer süslemeleri yerleştirdik, ardından da gökyüzündeki havai fişek gösterilerini izlemeye koyulduk.
Festival sonrası Jaipur'dan ayrılarak batıya doğru yolculuğumuzu sürdürdük ancak ve mavi şehir Jodhpur ve altın şehir Jaisalmer'de geçirdiğimiz günlerin ardından Thar çölüne, bir diğer deyişle büyük Hint çölüne ulaştık.
Hindistan ve Pakistan arasında bir nevi sınır olan çölde kum tepeleri üzerinde çıplak ayak koşturmanın keyfini doya doya yaşadıktan sonra geceyi çadırlarımızda geçirdik ve ertesi gün Mandawa üzerinden Yeni Delhi'nin kaotik ortamına döndük. Eve dönüş yolculuğuna için uçakta yerimizi aldığımızda aklımız hala Govind Dev Ji'deki ayinde, ışıl ışıl Divali gecesinde ve çölde özgürce koşturduğumuz anlardaydı. Hindistan bizi yine bolca mutlu etmişti.