Elvin LEVİNLER
Köprüler yaptırdım gelip gezmeye
Takvimlerde yaz için ayrılan zamanın sonuna geldik ama hâlâ yapraklar yeşil. Yaz tatilini yapmayanlar varsa, benim de çok iyi bir önerim var: Üstelik yaz tarifesinin daha ekonomik, doğanın ve oksijenin daha cömert olduğu, sadece yatarak değil yorularak dinleneceğiniz bir rota: Alpler...
Takvimlerde yaz için ayrılan zamanın sonuna geldik ama hâlâ yapraklar yeşil. Yaz tatilini yapmayanlar varsa, benim de çok iyi bir önerim var: Üstelik yaz tarifesinin daha ekonomik, doğanın ve oksijenin daha cömert olduğu, sadece yatarak değil yorularak dinleneceğiniz bir rota: Alpler...
Fotoğraflar: Elvin Levinler, Bülent Hacıömeroğlu
Fotoğraflar: Elvin Levinler, Bülent Hacıömeroğlu
Ya da görülecekler listesindeki yerlerden birine tik atmak gerek. Peki Avrupa’nın en turistik yerlerinden birine değil de doğanın kalbine gitmek, büyüleyici manzaralarda dolaşıp, yürümek, tırmanmak, dağların zirvesine çıkıp, farklı kültürleri bir arada görmek, çok lezzetli yemekler yemek ve tertemiz yerlerde kalmak kulağa nasıl geliyor?
Karşılaştırmalı biletler sonucunda ‘Heidi’nin memleketi İsviçre’den başladığımız seyahatimize, o akşam nerede uyuyacağımızı bilmeden, gündüz tırmandığımız dağların eteklerinde akşam kilometrelerce giderek bu bir haftada İsviçre, İtalya, Almanya ve Avusturya’yı ziyaret edip, bazen otelde, bazen bir restoranın odasında, bazen de çadırda kalarak farklı lezzetleri ve güzellikleri bir arada yaşadık.
Otel fiyatlarının kışa göre çok daha uygun olmasının yanı sıra dağın zirvesine çıkmak için alınan biletler bile daha ucuz hatta bir çoğu turizm ofisleri tarafından sağlanıyor veya destekleniyor.
“Yaz tatili denizsiz olmaz” diyenler için Alpler’in eteklerindeki göller insanı kendine getiren çok iyi bir alternatif! Hele uykunuzdan fedakârlık eder de gün doğarken bir göl kenarında bulunur - veya da göl kenarına çadırınızı kurup gözünü orada açarsanız- doğanın mucizelerinden birine şahitlik edeceksiniz.
Suyun kristal yüzeyi, temizliği ve ciğerlerinize dolan oksijenden dolayı durdurulamayan bir sırıtma garantili. Uykum kıymetli diyenler için de günün herhangi bir saati suya atlayıp çıkmak uyandırma garantili. Bizim rotamızda olan, en sevdiğimiz ve tekrar gitmek istediğimiz göller:
Nerede kalacağımıza önceden karar vermedik
Tüm yılın yorgunluğunu atmak için dinlenmek gerek, ama çoğu zaman bedeni yormadan kaliteli bir dinlenme olmuyor. Ne zamanki zihin boşken beden bol oksijenle yoğrulur işte o zaman ruh dinlenir. Doğanın kucağında yatıp kuş seslerini dinlemekten başka hiçbir şey yapmamanın dinginliğini ise hiçbir beş yıldızlı otelde bulamazdık.
Tüm yılın yorgunluğunu atmak için dinlenmek gerek, ama çoğu zaman bedeni yormadan kaliteli bir dinlenme olmuyor. Ne zamanki zihin boşken beden bol oksijenle yoğrulur işte o zaman ruh dinlenir. Doğanın kucağında yatıp kuş seslerini dinlemekten başka hiçbir şey yapmamanın dinginliğini ise hiçbir beş yıldızlı otelde bulamazdık.
Tırmanış ekipmanı gerektirmeyen, maksimum 4-5 saat süren ve bizi çok etkileyen rotalar: Pizol, İsviçre; Zillertal, Avusturya; Valluga, Sankt Anton.
Fiyat aralığına göre, bir aile işletmesini veya balkonunda jakuzisi, bahçesinde üzerinde buharlar tüten havuzu olan ‘Spa otelleri’ni tercih edebilirsiniz.
İkisinde de ortak olan (henüz aksine rastlamadığım) temizliği ve kahvaltıdaki Alp peyniri, sütü ve taze ekmeğinin lezzeti. Çok uzaklara gitmeden kasabanın içinde dolaşabilir, İsviçre’de mutlaka çikolata ve fondü, Avusturya’da gulaş ve şnitzel, İtalya’da hamur işlerini yemelisiniz. Araştırdığımız ama hepsinde kalmadığımız alternatifli otel önerilerimiz: Focus Mattehorn, İsviçre; M3, Avusturya; Ernst Falsch, Avusturya; San Luis lodges, İtalya.
Yola çıkmadan önce pek çok tereddütüm olduğunu itiraf etmeliyim. Sakinlik istedik ama “Dağların ortasında bir başımıza mı olacağız, in cin top oynarken nerede uyuyacağız, ayakkabılarımız yeterli mi, üstümüz ince mi?” derken bügün hepsi için “Boşuna endişelenmişim!” diyorum. Yanımıza aldığımız bir kazak, bir rüzgârlık yeterli ve bizim gibi doğa sever, güler yüzlü ve saygılı insanlarla hem bir arada hem de bir başımıza bedenimizi, zihnimizi ve ruhumuzu dinlediğimiz bir seyahat oldu.