Derleyen: Özlem Köseoğlu / Fotoğraflar: Alamy
Koca kent yok oldu! Siyanür dolu sular vadiyi bastı...
Romanya'nın Geamana kenti görenleri şaşırtıyor. Zamanında güzel ve resmedilmeye değer bir kent olan Geamana’da Roşia Poieni madeninden taşan siyanür dolu sular, köyün bulunduğu vadiyi bastı ve ekosistemi yok etti. İşte kentin ilginç hikâyesi…
Romanya’da terk edilmiş bir köy olan Geamana, aslında 1978 senesine kadar çok mutlu olan insanların yaşadığı çok sevimli bir yerdi. Her şey 1977 yılında Nikolay Çavuşesku'nun devasa bir yeraltı madeninden, bakır çıkarıp ekonomik çıkar elde etmeye karar vermesiyle başladı.
Nikolay Çavuşesku tarafından gönderilen araştırmacılar tarafından Geamana’da yaşayanlara, kendilerine başka bir yerde başka bir hayat kurmaları için 2 bin dolar teklif etti. Böylece bu güzel köyde yaşayan yaklaşık 400’e yakın aile, köyü terk ederek bir yıl içerisinde Romanya’nın çeşitli bölgelerine taşınmak zorunda kaldı.
Köyü terk eden ailelerden çoğu, devletin söz verdiği şekliyle zengin olacaklarını düşünmüşlerdi ve köyün 7 kilometre ötesindeki yeni bir köye taşınacaklarını sanıyorlardı. Fakat durum, hiçte düşündükleri gibi olmadı ve devlet oturanlara az para vererek onları 100 kilometre uzaklıktaki bölgelere taşıdı.
Bölgede bir zamanlar yaşayan 1000 kişiden 20’si hâlâ zehirli atığın etrafında yaşamaya devam ediyor. Burada yaşayanların evleri, hemen tepeden biraz yüksekte yer alıyor ve Geamana’nın yerlileri kilisenin etrafında bulunan köyün mezarlarının taşınma sözünün, yetkililer tarafından yerine getirilmemesinden dolayı son derece üzgün olduklarını dile getiriyorlar.
Apuseni Dağları’ndaki Rosia Poieni bölgesi yakınındaki maden, hâlâ Romanya’nın en büyük ve Avrupa’nın en büyük ikinci bakır madeni olma özelliğini taşıyor. Bu bölgedeki ticari sömürü şimdilik durmuş olsa da yaklaşık 500 kişinin çalıştığı maden senede yaklaşık 11 bin ton gibi ciddi bir miktarda bakır ve her nasılsa aynı zamanda depolanması gereken pek çok zehirli atık üretmiş.
Ticari sömürü devam ettikçe, göl git gide büyüdü ve eskiden köy olan bölgeyi adeta yuttu. Böylece bugün gördüğümüz acayip manzara ortaya çıktı. Bölgedeki kilise ve birkaç ev, bugün köyden geri kalan kalıntılardan. Bu devasa asidik göl, içerisinde kimyasal madde çıkarımda kullanılan sinayür barındırıyor.
Romanyalı toplum, bu projeye karşı olduğunu söylüyor çünkü Romen hükümeti defalarca yüksek bir çevre standardını sürdüremediğini kanıtladığından dolayı başka bir çevresel ve sosyal felaketten korktuklarını dile getiriyor.
Time Dergisi yazarlarından David Plot, Geamana'dan yola çıkarak dünyadaki kayıp şehirleri araştırdı. Listeye Türkiye'den de iki yer ekledi. İşte o yerler...
Nan Madol Kalıntıları / Mikronezya Federal Devletleri
Okyanusya’da bulunan Mikronezya adalarındaki yerleşim birimi. Yüzyıllar önce terk edilen bu yerleşim birimi ünlü İngiliz yazar HP Lovecraft’ı da etkilemiştir. Pasifik Okyanusu’ndaki Caroline Adaları’ndan birinde kurulmuş Nan-Madol, 1000 inşa edilen şehir olarak biliniyor. Yüzlerce küçük yapay adalardan oluşan Nan Madol birbiriyle kanallarla bağlı olduğundan buraya ‘Pasifik’in Venedik’i’ deniyor.
Yapımına, volkanik Pohnpei (Ponape) Adası üzerinde MS 1 ya da 2. yüzyılda; yapay adacıkların inşasına ise 8 ya da 9. yüzyıllarda başlanmış. Bu adacıklar ancak 12 ya da 13. yüzyılda tamamlanabilmiş.
Ana adadan başka 92 yapay adacıktan oluşan Nan Madol’da ev yaşamına ait kalıntılar bulunuyor. Bulunan yapıların tümünün dini, törensel ya da yönetsel yapılar olduğu düşünülüyor. Kentin yapımında boyları 4,5 metreden, ağırlıkları ise beş tondan başlayan, doğal olarak altıgen şekilli bazalt sütunlar kullanılmış.
Bu sütunların toplam ağırlıklarının 250 milyon ton olduğu sanılıyor. Ağır bazalt sütunlar Pohnpei’deki bir ocaktan, sahilin güneydoğu kıyısındaki bölgeye taşınmış. Adada ve yakınlarında metal kaynağı bulunmuyor. Yani kenti yaptığı düşünülen yerliler, taş aletlerle kurmuşlar bu şehri. Konuyla ilgili bilimsel bir açıklama yapmaya çalışan uzmanlar, siyah bazalt blokların sallarla taşındığını, halat ve eğik rampalar yardımıyla yerlerine konduğunu söylüyorlar.
Pripyat / Ukrayna
Çernobil’in 10 kilometrelik tehlike çemberine içerisinde yer alan 49 bin nüfuslu, bir gecede binlerce hayatın bir anda taşınmak zorunda kaldığı hayalet şehir Pripyat… Ukrayna’nın kuzeyinde Kiev’de yer alıyor ve ‘insanlıktan sonraki yaşam’ olarak adlandırılıyor. Radyasyon ölçen dedektörle gezilebilen hayalet şehirde birçok da yasak bulunuyor.
Yapılan araştırmalara göre, doğanın kendini onarması ve radyasyon seviyesinin zararsız hale gelmesi için 300 ila 1000 yıl arasında bir zaman geçmesi gerekiyor. Uzmanlar, Pripyat’taki radyoaktif etkinin yaklaşık 50 sene sonra tamamen ortadan kalkacağını öngörüyorlar.
Ani / Türkiye
Ani’nin kent çevresi, anıtsallığı, tasarımı ve kalitesiyle, askeri tarihin, mimarlık ve teknoloji tarihinin önemli aşamalarını gösteren mimari ahengin göze çarpan bir örneğini temsil eder.
Taş duvarları, yarı silindirik kulelerle güçlendirilmiş çifte tahkimat ve masif taş yüzeyleriyle birlikte Ani, etkileyici bir kent görünümü sunar. Kentin kıyısında Aras Nehri’nin Arpa Çay kolu, Türkiye ile Ermenistan sınırını oluşturuyor. Ermeniler, Araplar, Urartular ve Türkler gibi 24 farklı uygarlık burada hüküm sürmüş. Burada iki farklı dine ait eserleri görmek mümkün.
Gedi Ruins / Kenya
Afrika arkeolojisindeki en muhteşem gizemlerden biri. Burası Kenya kıyılarındaki en gelişmiş kentlerdendi… 600 yıldan fazla bir zaman önce alafranga tuvaletler bile vardı!
Termessos / Antalya / Türkiye
Burası tıpkı Game of Thrones’un gerçek yaşamdaki kaleleri gibi. 1000 metre dağın üzerine kurulmuş bir şehir.