DHA
Haydarpaşa Garı'ndaki kazılar herkesi şaşırttı! 6 bine yakın sikke bulundu...
Kadıköy'de Haydarpaşa Garı’nın istasyon bölgesinde başlatılan ve 1 yılını geride bırakan arkeolojik kazılar, tarihe ışık tutuyor. Kazılar kapsamında 5. yüzyıla ait olduğu belirtilen kilise kalıntıları, toplu mezarlar, mimari kalıntılar ile yaklaşık 6 bine yakın sikke bulundu.
“BÜYÜK BİR HEYECAN YARATTI”
İlk kazının başladığı alanda bir duvar yapısı ile karşılaştıklarını ifade eden Asal, "Bize büyük bir heyecan yarattı. Böyle büyük bir duvarın antik limanla ilişkili olacağını önce düşündük. Sonra hem yapım tarzından hem de arşiv araştırmalarından Osmanlı Dönemi’ne ait bir yapı olduğunu ve yaklaşık 1872’de yapılarak set duvarı olarak kullanıldığı anlaşıldı.
İlk kazının başladığı alanda bir duvar yapısı ile karşılaştıklarını ifade eden Asal, "Bize büyük bir heyecan yarattı. Böyle büyük bir duvarın antik limanla ilişkili olacağını önce düşündük. Sonra hem yapım tarzından hem de arşiv araştırmalarından Osmanlı Dönemi’ne ait bir yapı olduğunu ve yaklaşık 1872’de yapılarak set duvarı olarak kullanıldığı anlaşıldı.
Ama bugüne kadar söz konusu ile ilgili kalıntıya rast gelmedik. Daha sonra benim de düşünerek ulaşmaya çalıştığım bir sonuç var. Belki de ' Osmanlı Dönemi’nde o bahsedilen inşaat mühendisinin bahsettiği kalıntıya bir müdahale yapılarak Osmanlı Dönemi’nde set duvarı yapıldı' diyoruz ama ilerleyen zamanda başka bir sonuç çıkarsa onu da paylaşırız” dedi.
“HELENİSTİK DÖNEMİNE KADAR GİDEN BİR YAPI GRUBU MEVCUT”
Peron bölgesinde yapılan kazıları hakkında konuşan Asal, "1960’larda yapılan betonarme ve taş yapılardan başlayarak Helenistik Dönemi’ne kadar giden bir yapı grubu mevcut. Tabakalaşma anlamında değil, birbirlerini kesen ve bozan yapılardan bahsediyoruz. Genel olarak mimariye bakarsak buradaki yapıların birçoğu Erken Bizans Dönemi yapı gruplarıdır. Ama buradaki kazı alanında bir de ilk kazı sırasında tahmin ettiğimiz farklı bir yapı grubu ile karşılaştık. Elde ettiğimiz tespitlerde bu yapının Helenistik döneme ait olduğunu yani M.Ö 4’üncü yüzyıla ait bir platform olduğu tahmin ediliyoruz.
Peron bölgesinde yapılan kazıları hakkında konuşan Asal, "1960’larda yapılan betonarme ve taş yapılardan başlayarak Helenistik Dönemi’ne kadar giden bir yapı grubu mevcut. Tabakalaşma anlamında değil, birbirlerini kesen ve bozan yapılardan bahsediyoruz. Genel olarak mimariye bakarsak buradaki yapıların birçoğu Erken Bizans Dönemi yapı gruplarıdır. Ama buradaki kazı alanında bir de ilk kazı sırasında tahmin ettiğimiz farklı bir yapı grubu ile karşılaştık. Elde ettiğimiz tespitlerde bu yapının Helenistik döneme ait olduğunu yani M.Ö 4’üncü yüzyıla ait bir platform olduğu tahmin ediliyoruz.
Yine burada devşirme malzemeler ortaya çıkarıldı. Hemen platformun altında Erken Bizans Dönemi’ne ait olan bir sütun başlığı toprağın altında duruyor.”dedi.
5. YÜZYILA AİT KİLİSE KALINTILARINA DA RASTLANILDI
Peron 2 kazı alanında yapılan çalışmalar da önemli buluntulara rastlanıldı. Burada rastlanılan mimari kalıntıların, birçok kaynakta Khalkedon kent haritası üzerinde işaretli olan Hristiyan dünyasında önemli bir yeri olan Sainte Bassa kilise-manastırı olduğu tahmin ediliyor. 5’inci yüzyıla ait olduğu belirtilen yapı hakkında konuşan Rahmi Asal, "Maalesef günümüze ulaşan parçaları bu kadar. Bizi şaşırtan olaylardan birisi de içinde kemiklerin olduğu gömüyle karşılaşmamız. Muhtamel bunlar dinsel anlamda önemli kişiler. Düzce Üniversitesi’nden arkeolog ve antropolog Dr. Yasemin Yılmaz burada bizimle çalışıyor.
Peron 2 kazı alanında yapılan çalışmalar da önemli buluntulara rastlanıldı. Burada rastlanılan mimari kalıntıların, birçok kaynakta Khalkedon kent haritası üzerinde işaretli olan Hristiyan dünyasında önemli bir yeri olan Sainte Bassa kilise-manastırı olduğu tahmin ediliyor. 5’inci yüzyıla ait olduğu belirtilen yapı hakkında konuşan Rahmi Asal, "Maalesef günümüze ulaşan parçaları bu kadar. Bizi şaşırtan olaylardan birisi de içinde kemiklerin olduğu gömüyle karşılaşmamız. Muhtamel bunlar dinsel anlamda önemli kişiler. Düzce Üniversitesi’nden arkeolog ve antropolog Dr. Yasemin Yılmaz burada bizimle çalışıyor.
Titiz bir çalışma ile uzun zamandır bu kemiklerle ilgileniliyor burada. 26 kafatasından 26 net gömünün olduğunu söyleyebiliriz. Ancak kemik sayısına baktığımızda daha fazla gömünün olduğu tahmin edilmekte” dedi.
OSMANLI ORDUGAHI
Bir diğer önemli kazı alanı ise ‘Menfez’ diye adlandırılan bölgede sürdürülüyor. Uzmanlar, bu bölgede tespit edilen açık arazide toprak üstünde ocakların bulunması alanın 3.Murat döneminde gerçekleştirilen ve 12 yıl süren İran seferi öncesinde askerlerin konakladığı ‘Ordugah Alanı’ olduğunu düşünüyor. Alandaki çalışmaların büyük bir özen ve titizlikle sürdüğüne dikkat çeken İstanbul Arkeoloji Müzesi Müdürü Asal, “Kazı çalışmalarımızı ilerlettiğimizde, titiz çalışmalarımız sırasında bir ocak kalıntısı ortaya çıktı.
Bir diğer önemli kazı alanı ise ‘Menfez’ diye adlandırılan bölgede sürdürülüyor. Uzmanlar, bu bölgede tespit edilen açık arazide toprak üstünde ocakların bulunması alanın 3.Murat döneminde gerçekleştirilen ve 12 yıl süren İran seferi öncesinde askerlerin konakladığı ‘Ordugah Alanı’ olduğunu düşünüyor. Alandaki çalışmaların büyük bir özen ve titizlikle sürdüğüne dikkat çeken İstanbul Arkeoloji Müzesi Müdürü Asal, “Kazı çalışmalarımızı ilerlettiğimizde, titiz çalışmalarımız sırasında bir ocak kalıntısı ortaya çıktı.
Bununla birlikte bir takım buluntular da elde edildi. Bir tabak, bir sikke bulduk. Sikke de 3. Murat dönemine 1590’a tarihlenen bir sikke. Önemli bir gelişmeydi bizim için” ifadelerini kullandı.
T’ PLANLI ANIT MEZAR BULUNTULARI
Kazı alanının en eski yapılarından biri de ‘İbrahim Ağa’ bölgesinde yer alıyor. Burada ‘T’ planlı olduğu belirtilen yapının henüz temeline ulaşılamadığını kaydeden Asal, "Alan açıldıkça, kalıntılar ortaya çıktıkça farklı bir yapı tipi ile karşı karşıya olduğumuzu görüyoruz. ‘T’ şeklinde almaşık taş ve tuğla örgülü bir yapı karşımıza çıktı.
Kazı alanının en eski yapılarından biri de ‘İbrahim Ağa’ bölgesinde yer alıyor. Burada ‘T’ planlı olduğu belirtilen yapının henüz temeline ulaşılamadığını kaydeden Asal, "Alan açıldıkça, kalıntılar ortaya çıktıkça farklı bir yapı tipi ile karşı karşıya olduğumuzu görüyoruz. ‘T’ şeklinde almaşık taş ve tuğla örgülü bir yapı karşımıza çıktı.
Bu bölgedeki istasyon bölgedeki platformdan sonra kazı alanındaki en erken yapı olduğunu düşünüyoruz. Tahminen 4 – 5. Yüzyıla ait bir yapı. Tek bir yapı olması ve biraz daha nispeten uzak bir yerde bu yapının olması bir mezar anıtı olma ihtimali üzerinde duruyoruz.
“İNANILMAZ SAYIDA SİKKE GELİYOR”
‘İbrahim Ağa’ bölgesinde kazı bölgesinin sonundaki çalışmalar hakkında konuşan Asal, “Buradan inanılmaz sayıda bir sikke geliyor. Bugüne kadar bütün alanda 6 bine yakın sikke tespit edildi. En büyük grubu da buradan geldi. İlk etapta biz buranın sikke üretim alanı olabilir mi diye bir tereddüt yaşadık. Ancak ona yönelik herhangi mimari kalıntı ve bu düşüncemizi destekleyecek bir bulgu çıkmayınca bu fikrimizden vazgeçtik.
‘İbrahim Ağa’ bölgesinde kazı bölgesinin sonundaki çalışmalar hakkında konuşan Asal, “Buradan inanılmaz sayıda bir sikke geliyor. Bugüne kadar bütün alanda 6 bine yakın sikke tespit edildi. En büyük grubu da buradan geldi. İlk etapta biz buranın sikke üretim alanı olabilir mi diye bir tereddüt yaşadık. Ancak ona yönelik herhangi mimari kalıntı ve bu düşüncemizi destekleyecek bir bulgu çıkmayınca bu fikrimizden vazgeçtik.
“KADIKÖY GERÇEKTEN ARKEOLOJİSİ VE TARİHİ İLE YENİDEN GÜNDEMEOTURDU VE GÜN IŞIĞINA ÇIKTI”
Asal, kazı çalışmalarının geneli hakkında da “Burada şunları görebiliyoruz. Geç Osmanlı, Osmanlı, Bizans, Helenistik ve Klasik Döneme dair Kadıköy’ün güzel bir tabakalaşmasını burada tespit ettik.
Asal, kazı çalışmalarının geneli hakkında da “Burada şunları görebiliyoruz. Geç Osmanlı, Osmanlı, Bizans, Helenistik ve Klasik Döneme dair Kadıköy’ün güzel bir tabakalaşmasını burada tespit ettik.
Her arkeoloğun yapmak istediği bir şeyi biz bu proje sayesinde yapabildik. Çok mutluyuz. Kadıköy hep yazılarda, tarihçilerin bahsettiği antik kaynakların aktarımları ile arkeolojisi ve tarihi ile biliniyordu. Bu yaptığımız işle Kadıköy gerçekten arkeolojisi ve tarihi ile yeniden gündeme oturdu ve gün ışığına çıktı diyebiliriz” diye konuştu.