Hafta sonunun en huzurlu adresi! Her yer sessiz sakin, şimdi tam zamanı...

Kış mevsimi, hava koşulları nedeniyle gezmenin daha zor olduğu bir dönem gibi görünse de, yazın yaşanan yoğun kalabalıklardan uzak bir seyahat deneyimi için mutlaka değerlendirilmeli. Çok uzaklara gitmenize gerek yok, ülkemizde keşfedilmeyi bekleyen çok fazla tarihi ve doğal güzellik var. Kısa bir yolculuk, cebinizde üç beş kuruş parayla hafta sonu tatilinizi doğayla iç içe geçireceğiniz yerleri listeledik… İşte detaylar…

Fotoğraflar: AA, Alamy

Dünyada ilk kez batıdan doğuya göçen insanların köyü: Misi Köyü
Misi Köyü İstanbul’a yakın olmasının yanında tarihiyle de dikkat çekiyor. 2 bin yıllık geçmişe sahip Misi Köyü, Bursa’da yer alıyor. Köyün keşfi milattan sonra 183 yılında, Alex ismindeki bir keşiş tarafından gerçekleşmiş. Köyün bilinen ilk adı ise ‘Mysia’. Aynı zamanda diğer tarihi bilgi de ünlü tarihçi Heredot’a dayanıyor. Heredot’a göre Trakya’dan Anadolu’ya geçen altı kavimden biri olan Mysiler burada ‘Misyalılar’ adıyla bir birlik kurmuşlar.

Kurulan bu birlik dünya tarihinde ilk kez batıdan doğuya geçen kavim olarak bilinmekte. Tarihi hakkında söylenecek daha çok şey olsa da biraz da Misi Köyü’nde gezilecek yerlerden bahsedelim. Misi Köyü’nde bir çocuk kütüphanesi bulunuyor. Kütüphane ufak yaş ve ilköğretim olarak ikiye ayrılmış. Giriş ise ücretsiz. Köyde bir de Etnografya Evi bulunuyor. Karagöz Gölge Oyunu’nu günümüzde de yaşatmaya çalışıyorlar. İçeride yöresel kıyafetlerden köye has hediyelik eşyaya kadar birçok şey bulunuyor. Şüphesiz köyün en ilgi çekici yeri buram buram Osmanlı kokan sokakları… Burada birçok fotoğraf çekebilir ve yürüyüş yapabilirsiniz. Bu hafta sonu rotanıza burayı mutlaka ekleyin, ortalama harcayacağınız miktar 200 TL.

Kızılırmak Deltası’ndaki Galeriç Ormanı
Samsun’un Alaçam, Bafra ile 19 Mayıs ilçelerinin sınırlarında bulunan, Kızılırmak’ın Karadeniz’e döküldüğü bölgenin de içinde bulunduğu 56 bin hektar alanı kaplayan Kızılırmak Deltası Kuş Cenneti, Türkiye’nin önemli sulak alanlarının başında geliyor.

Türkiye’deki nadir subasar ormanlardan birisi olan Galeriç Ormanlarının macera ve doğa turizmcileri için iyi bir alternatif... Ayrıca fauna ve flora bakımından da ayrı bir özelliğe sahip...

İrili ufaklı çok sayıdaki gölü, sazlık alanları, ender subasar ormanları ile 12 bin hektarı bulan sulak bölgesi ve barındırdığı canlı türleriyle Türkiye’nin önemli doğal sistemlerinden birini oluşturan deltada bugüne kadar yaklaşık 143 türün ürediği belirlendi.

Delta, biyoçeşitlilik, kuş göç yolları üzerindeki konumu, barındırdığı habitatlar gibi özellikleri ile UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’nde bulunuyor.

Bu hafta sonu için farklı bir rota arayışındaysanız burası tam size göre...

Pek fazla bilinmiyor: Kovada Gölü / Isparta
Eğirdir Gölü’nün doğal bir uzantısı olan ve fazla suların bir kanal aracılığıyla akıtıldığı Kovada Gölü, karstik çöküntüler sonucu meydana gelen bir göl.

Aradaki dar vadinin alüvyonlarla dolması sonucu göl bugünkü halini aldı.

Gölün çevresini kuşatan zengin bitki örtüsü ve barındırdığı yaban hayattan dolayı, bölge 1970 yılında milli park, 1992 yılında ise 1. derece sit alanı ilan edildi.

Halk buraya aynalı göl diyor: Borabay Gölü / Amasya
Amasya iline 63 kilometre uzaklıktaki Borabay beldesinde yer alan göl Akdağ eteklerindeki 1891 metrelik Çivili Tepe’den doğan Çatağın Deresi’nin toprak kayması sonucu bir setle tıkanmasıyla oluşmuş bir heyelan gölü.

Kıyısındaki yüksek ağaçların gölgesi suya vurduğunda oluşan olağanüstü güzellikteki manzaradan olsa gerek, göl yöre halkı tarafından aynalı göl olarak da anılıyor. Borabay Gölü’nün çevresinde Orman Genel Müdürlüğü’ne ait bungalovlarda ve belediyenin kiraladığı kütük evlerde konaklama olanağı da mevcut.

Osmanlı’nın arka bahçesi: Mudurnu
Mudurnu, Osmanlı’dan kalma sokakları ve gezilip görülecek yerleri kadar lezzetleriyle de dikkat çeken bir yer.

Listedeki diğer yerler gibi Mudurnu da tarihi açıdan oldukça zengin bir yer. Tam olarak bir Osmanlı köyü olan Mudurnu’da Osmanlı’ya ait pek çok önemli yapı bulunuyor. Demirciler Çarşısı görmeniz gereken yerler arasında...

Sessiz sakin: Sığacık
Ege’nin bütün güzelliğini içinde bulunduran bir başka yer de Sığacık. Burasının da her Ege yerleşkesi gibi tarihi eskilere dayanıyor.

Sığacık’ta bir de Teos Antik Kenti bulunuyor. Dönemin ‘sanat merkezi’ olarak adlandırılıyor bu yer. Ayrıca ilk tiyatro oyuncuları birliğinin kurulduğu yer burası.

Sakinliğini kanıtlar nitelikte bir harekette bulunan Sığacık, 2009 tarihinde Cittaslow’a katılmış. Yani Sakin Kentler Birliği’ne üye olmuş.

Aynı zamanda salı günleri kurulan organik pazar bulunuyor. Burada tüm iş yorgunluğunuzu unutacağınız kesin...

Yeşil ve mavi: Akgöl – Sinop
Akgöl, Sinop’un Ayancık ilçesinin güneyinde, Çangal Dağı’nın ortasındaki yeşil orman örtüsü içerisinde masmavi parıldayan bir göl.

Yaklaşık 1200 metre yükseklikte yer alan Akgöl, Yemişli Deresi’nin ağzının kapatılmasıyla oluşan bir set gölü.

Sık köknar ağaçlarının kimi zaman yeşile büründürdüğü görüntüsüyle Akgöl, harika bir piknik ve kamp alanı aynı zamanda.

Ayancık Orman İşletmesi’ne ait bir tesisin de bulunduğu gölde kırmızı benekli alabalık üretiliyor. Yoğun bir orman denizinin kuşattığı alan, bitki ve hayvan topluluğu açısından da oldukça zengin.

Sessizlik arayanlara: Kaş / Antalya
Çam ormanlarıyla kaplı Torosların adeta masmavi denizi kucaklar gibi sakladığı bir koydadır Kaş.

Turkuaz deniz, beyaz kum ve iç ısıtan bir güneş... Sakin Kaş sokakları, şu sıralar pek kalabalık değil…

Limanda inceden çalan müziğe gün batımına eşlik eden harika bir akşam yemeği için bile buraya gidilir.