Hürriyet Seyahat / ÖZEL | Fotoğraflar: Alamy, AA
Biraz olsun kafa dinleyeceğiniz adresler... Şimdi tam zamanı
Ruhunuzu, bedeninizi dinlendirmek ve biraz olsun koronavirüsün getirdiği stresi atmaya ne dersiniz? Sizin için güzel bir liste hazırladık. Yapmanız gereken tek şey ister ailecek isterseniz tek başınıza yollara düşmek… Tabii sosyal mesafeye dikkat ederek...
Etrafı kireçtaşı kayalarla çevrili bölgenin ortasından geçen Ballıkaya Deresi ve göletler görülmeye değer. Ayrıca burada iki tane de küçük şelale bulunuyor. Ballıkayalar’da trekking, kaya tırmanışı, kamp ve yapabilirsiniz. Stresli ve yoğun geçen yorucu bir haftayı burada doğanın içinde unutacağınız kesin.
Küçük Karadeniz
Yuvacık, Kocaeli’nde saklı kalmış cennetlerimizden. Bölge halkı buraya “Küçük Karadeniz” diyor. Aslında haklılar çünkü tıpkı Karadeniz gibi yemyeşil bir doğası var. Barajıyla ünlü Yuvacık İzmit’e 16, İstanbul’a 110 kilometre uzaklıkta bulunuyor. Özellikle bu iki yerden günübirlik kaçmak isteyenler için ideal. Geniş bir yayla görünümündeki belde trekking meraklıları için çok uygun… Sisli Vadi’sine doğru yürüyebilir, bol bol fotoğraf çekebilirsiniz. Yuvacık’ta dağlar, dereler, ormanlar bütün stresinizi alacak.
Her mevsim güzel
Evliya Çelebi'nin ‘Ruhaniyetli bir şehir’ dediği ve ilk seyahatini gerçekleştirdiği yer Bursa… Hangi mevsimde giderseniz gidin, size mutlaka en güzel özellikleriyle kucak açacak. Bursa’nın en özel yeri ise Uludağ'ın eteklerinde daracık sokakları, orijinal dokusunu yitirmemiş otantik evleri ve köy havasını koruyan atmosferiyle Cumalıkızık…
Osmanlı'da erken dönem sivil mimari örneklerine ev sahipliği yapan köy, Uludağ'ın çevresine kurulan yedi kızık köyünden biri. Bu köylerden Cumalıkızık, Hamamlıkızık, Derekızık, Fidyekızık ve Değirmenlikızık olmak üzere beşi günümüze kadar ulaşmış. Aralarında orijinal dokusunu korumuş olansa Cumalıkızık. Doğal kaynakları, şenlikleri ve yaşanmışlıklarıyla kentin hem tarihi hem de doğal güzellikleri arasında kaybolacaksınız. Üstelik dünyanın en dar sokağı da burada…
Şehir hayatından sıkılanlara
İzmir’in Selçuk ilçesine bağlı adı gibi şirin Şirince. Bilinen en eski adı ‘Kırkınca’. Hikâyeye göre kendini dağlara vuran 40 kişiden dolayı almış bu ismi. Ancak daha sonra ‘Şirince’ adı verilmiş ve bu isim resmileştirilmiş. Ulaşımı çok kolay ve yaz-kış ziyaretinize açık. Şehirden, gürültüden, betondan, kirli havadan bunaldıysanız sakin bir hafta sonu için en güzel adres…
Aslında buranın en güzel yanı, organik tarıma verilen önem ve kaliteli bağlarından çıkan şarapları… Geldiğinizde mutlaka Şirince’ye özgü güzel şaraplardan satın almalısınız… Aziz John Baptist Kilisesi ve Tiyatro Medresesi gibi yerleri gezmeden de sakın dönmeyin. Ayrıca Tiyatro Medresesi’nin yanında Nesin Matematik Köyü bulunuyor.
İstanbul’a birkaç saat uzaklıkta
Büyük şehirlerde beton aralarında trafikte kalıp, kalabalık içinde hareket etmeye çalıştıkça hafta sonları daha kıymetli olmaya başlıyor. “Şu iki gün gelse bir yerlere kaçalım” cümlesini daha çok kurar oluyoruz. Sapanca tüm yorgunluğunuzu unutturacak güzel bir adres. Gölüyle bilinen, Adapazarı'nın ilçesi Sapanca'nın, dağ köylerinde keşfedilecek çok şey var.
Doğayla iç içe
Sakarya'ya 10 kilometre mesafedeki, çam ve meşe ağaçlarıyla çevrili, 1. derece doğal sit alanı olan, çok sayıda kuş türü ve gezi alanlarıyla ziyaretçilerini hayran bırakan Poyrazlar Gölü, hafta sonu ilgi gören bir diğer yer. Kent merkezine 10 kilometre mesafede olan ve merkeze yakınlığı nedeniyle de tercih edilen göl, ziyaretçilerine çok sayıda kuş türünü görme imkanı sağlıyor.
Çam ve meşe ormanlarıyla seyre doyumsuz manzara sunan Poyrazlar Gölü'ne gelenler, ata binip ATV ile safari yapabiliyor, paintball oynayarak vakit geçirebiliyor. Kamp yapanların uğrak mekânları arasında bulunan mesire alanında aileler, gönüllerince eğleniyor. Fotoğraf tutkunlarının da ilgi gösterdiği gölü ziyaret eden tatilciler, aileleriyle mangal yaparak, fotoğraf çektirerek ve yürüyüşe çıkarak keyifli vakit geçiriyor.
Tarihle iç içe
Kıyıköy, Kırklareli sınırları içinde yer alan, İstanbul’a iki buçuk uzaklıkta bir sahil kasabası… İğneada kadar uzun olmasa da görülmeye değer bir kumsalı var. Sokaklar iki katlı ahşap evlerle çevrili. Balıkçı barınakları ve eskiden korsanlar tarafından kullanılan mağaralar çok dikkat çekici. Şansınıza hava güzelse Pabuçdere ile Kazadere’de mutlaka sandal keyfi yapın. Ayrıca kasabanın biraz dışında kalan Aya Nikola Manastırı, Bizans dönemindeki kaya manastırlarının en iyi örneklerinden ve ilk Hıristiyanlar buraya yerleşmiş.
Cumalızık’ın gölgesinde kalmış sakin bir köy
Bursa’da köy denince akla gelen ilk yer kuşkusuz Cumalıkızık, yalnız en az onun kadar güzel bir köy daha var Bursa’da Misi… Cumalıkızık’ın gölgesinde kalmış olsa da sevileni tarafından oldukça sahiplenilmiş… Hatta Türkiye’nin en iyi korunan köylerinden biri…
Köy Bursa’nın merkezine 10-12 kilometre uzaklıkta Orhaneli yolu üzerinde yer alıyor. Nilüfer Deresi köyün içerisinden geçiyor, dere kenarında sıralanmış restoranlar ve piknik alanları köyü hafta sonu kaçamakları için daha da cazip hale getiriyor. Köyde gezilecek çokça yer de var. Örneğin, Edebiyat Müzesi ve Çocuk Kütüphanesi’ne mutlaka uğramalısınız.
Biraz nostalji, biraz huzur
İstanbul’dan yola çıktığınızda dört saate yakın bir yolculuktan sonra çam ormanlarının kapladığı Bolu’nun güzel adresi Mudurnu’ya adım atacaksınız.
Yoğurduyla ünlü
İstanbul-Kandıra arası iki saat. Buranın tadını çıkarmak ve kafa dinlemek için sonbahar en ideal zaman olsa da şu sıralar da görülmeye değer. Yollar boylu boyuna orman. Kandıra yoğurdunun tadına baktıktan sonra rotayı Kerpe ve Kefken’e çevirin.
Keşfedecek çok şey var
stanbul’dan 2-2,5 saat uzaklıkta Avrupa kıtasındaki komşularımıza en yakın ve hatta sınıra yakın olması nedeniyle Bulgar ve Yunan turistin ağırlıkta olduğu mükemmel bir hafta sonu rotası Edirne… İki günlük yolculukta gez gez bitiremeyeceğiniz ve yine gitmek için bol sebebiminiz olacağı Edirne’de gezilecek ve görülecekler birçok yer var. Selimiye Camii, Adalet Kasrı, Uzunköprü, Ali Paşa Çarşısı, Üç Şerefeli Camii, Karaağaç ve Sağlık Müzesi görülecek yerlerden bazıları...
Huzur adresi
Akçakese köyü, İstanbul’a 70 km uzaklıkta yer alıyor. Kumsalı ve temiz deniziyle dikkat çekiyor. Sakin bir gün geçirmek isteyenlerin günü birlik ya da konaklamalı şekilde faydalandıkları saklı bir cennet. Temiz havası, yeşil bitki örtüsü gibi özelliklere sahip olan Akçakese, hem İstanbulluların, hem de şehir dışından gelenlerin rahat bir nefes almak için uğradıkları şirin bir bölge… Fotoğraf: Bahar Gündoğdu / Hürriyet Seyahat Gezgini
Nasıl Gidilir?
Şile’yi geçtikten sonra yola devam edin ve yol geliş-gidiş tek yola düşüyor. Yolunuzun üstünde Kabakoz'u geçeceksiniz. En son Kandıra tabelasından sola ayrılmalısınız. Bir sonraki köy Akçakese. Navigasyon doğru olarak sizi sahile kadar götürecektir. Sahil kısmına arabayla geçiş yasak. Arabalarınızı dışarıda bırakıyorsunuz ve biraz yürüyorsunuz. Bölgede bir restoran da bulunuyor. Fotoğraf: Bahar Gündoğdu / Hürriyet Seyahat Gezgini
Şile’yi geçtikten sonra yola devam edin ve yol geliş-gidiş tek yola düşüyor. Yolunuzun üstünde Kabakoz'u geçeceksiniz. En son Kandıra tabelasından sola ayrılmalısınız. Bir sonraki köy Akçakese. Navigasyon doğru olarak sizi sahile kadar götürecektir. Sahil kısmına arabayla geçiş yasak. Arabalarınızı dışarıda bırakıyorsunuz ve biraz yürüyorsunuz. Bölgede bir restoran da bulunuyor. Fotoğraf: Bahar Gündoğdu / Hürriyet Seyahat Gezgini
Toplu taşımayla ulaşım?
Üsküdar 139A, Şişli/Mecidiyeköy Otobüs - 252 ve 139A, Sabiha Gökçen Havaalanı, Pendik E-3 ve 139A, Kadıköy Metro M4 Metro - M4-Otobüs ve 139A, Taksim Otobüs 66- otobüs - 522ST ve otobüs - 139A yollarını izleyerek Akçakese Köyü’ne ulaşabilirsiniz. Köyden sahile yürümek için biraz yolunuz var. Tahmini 20 dakikada sahilde olursunuz. Fotoğraf: Bahar Gündoğdu / Hürriyet Seyahat Gezgini
Üsküdar 139A, Şişli/Mecidiyeköy Otobüs - 252 ve 139A, Sabiha Gökçen Havaalanı, Pendik E-3 ve 139A, Kadıköy Metro M4 Metro - M4-Otobüs ve 139A, Taksim Otobüs 66- otobüs - 522ST ve otobüs - 139A yollarını izleyerek Akçakese Köyü’ne ulaşabilirsiniz. Köyden sahile yürümek için biraz yolunuz var. Tahmini 20 dakikada sahilde olursunuz. Fotoğraf: Bahar Gündoğdu / Hürriyet Seyahat Gezgini
Alın çadırınızı düşün yollara
Kilimli, İstanbul’un Karadeniz kıyısında, Kocaeli il sınırının yanı başında yer alıyor. Burayı özle kılan yol üstünde olmadığı için bilen kişi sayısı çok fazla değil. Kilimli Koyuna ulaşmak için öncelikle Ağva’ya gitmek gerekiyor. Üsküdar’dan kalkan 139A otobüsleri vasıtasıyla yaklaşık dört saatlik bir yolculuğun ardından Ağva’ya ulaşmak mümkün. Daha sonrasında 5 km’lik yolu yürüyebilir ya da taksiyle 35-40 TL karşılığında gidebilirsiniz.
Ya da hususi aracınızla yola çıkacaksınız. Bölgede ateş yakmak ve kamp yapmak yasak çünkü sahilin işletmesi kiraya verilmiş, kamp yaparsanız işletmeciler tarafından rahatsız edilmeniz olası. Yüzmeye elverişli sahilleriyle beklentiyi karşılayacak düzeyde. Yalnız koyun civarlarında çadır kurmak için alanlar bulunuyor.
Bolca yeşil ve mavi
Karadeniz'de doğa manzarası hayal edin; derin vadiler, şelaleler, berrak akan dereler, alabildiğince yeşillik ve fındık bahçeleri... Tüm bunların harmanlandığı yer Akçakoca... Batı Karadeniz’de Düzce’ye bağlı, küçük ama kocaman bir açık hava müzesi... Deniz, doğa, tarih ve kültürün bir arada bulunduğu Anadolu’nun cennet köşelerinden burası.
Zaten coğrafi konumundan dolayı zengin bir bitkisel çeşitliliğe sahip. Kendi topraklarından doğan Melen Çayı Havzası içinde yer alıyor. Geldiğinizde 40 km’lik kumsalda, tertemiz bir deniz ve tane tane kum bulacaksınız. Denize girmek için en güzel yer ise Ceneviz Kalesi Plajı… Burası mavi bayraklı bir plaj, çok kişi bilmediği içinde bakir kalmış.
Sezonu açma niyetinde olanlara
Ağva Kadırga Koyu, Ağva'nın 7 kilometre doğusunda yer alan bir cennet. Hem koya hem de koyun doğusunda kalan amfi tiyatroya benzer kaya oluşumuna Büyükbucaklı Köyü'nden kuzeye doğru yapacağınız yaklaşık 1 km'lik keyifli bir yürüyüş ile ulaşabilirsiniz.
Karadeniz'de meydana gelen dalga aşındırmaları sonucu ortaya çıkan östatik ve tektonik oynamalar, farklı yüksekliklere sahip falez çentikleri ve platformlar, dev bir amfi tiyatro görünümü kazanmış. Bu kaya oluşumu, güneşlenme terası olarak da kullanılıyor. Ayrıca kayaların tepeleri piknik yapmak için çok ideal.