Melis Yılmaz | Fotoğraflar: Alamy
Dört güne yedi tatil
Cumhuriyet Bayramı’nı kutlayacağımız 29 Ekim, bu yıl salıya denk geliyor ve yarım günlük izinle dört günlük bir tatile müsaade ediyor. Peki yılın bu son bayramı nasıl kutlanabilir? Farklı alanlardan, meraklardan yedi önemli isme sorduk: Siz olsanız nereye gider, ne yapardınız? Kimi bayramın hakkını verecek rotalar seçti, kimi son yazın peşine düştü, kimi sonbaharı selamladı. İşte cevaplar....
Cumhuriyet Bayramı’nı kutlayacağımız 29 Ekim, bu yıl salıya denk geliyor ve yarım günlük izinle dört günlük bir tatile müsaade ediyor. Peki yılın bu son bayramı nasıl kutlanabilir? Farklı alanlardan, meraklardan yedi önemli isme sorduk: Siz olsanız nereye gider, ne yapardınız? Kimi bayramın hakkını verecek rotalar seçti, kimi son yazın peşine düştü, kimi sonbaharı selamladı. İşte cevaplar....
İki, 29 Ekim’de üzüm hasadı tamamlanmak üzeredir ve bu yıl son 15 yılın en iyi hasadı olduğu söyleniyor. Üç, bu yıl aynı zamanda zeytin yılı ve ürün çok iyi.
Beş, iyi bir ‘Cumhuriyet çocuğu’ysanız İzmir, bayramın en renkli ve coşkulu kutlandığı şehrimizdir. Akşam Urla’dan İzmir’e geçip o coşkulu kutlamaya katılırsınız.
AYHAN SİCİMOĞLU / Hürriyet Seyahat yazarı
Anadolu’nun kalbinde üç antik kent Afrodisias, Sagalassos ve Perge
Size zaman makinesine girip eski devirlere ziyaret yaptıran bir gezi programı öneriyorum... Rotada üç antik kent var. İzmir havaalanından bir otomobil kiralayıp 200 kilometre güneydoğu istikametine gidince müthiş bir beldeye varacaksınız; Afrodisias! Burada ilk durak, Güney Agora’nın bir ucundaki, gösterişli Hadrian hamamları.
Anadolu’nun kalbinde üç antik kent Afrodisias, Sagalassos ve Perge
Size zaman makinesine girip eski devirlere ziyaret yaptıran bir gezi programı öneriyorum... Rotada üç antik kent var. İzmir havaalanından bir otomobil kiralayıp 200 kilometre güneydoğu istikametine gidince müthiş bir beldeye varacaksınız; Afrodisias! Burada ilk durak, Güney Agora’nın bir ucundaki, gösterişli Hadrian hamamları.
Diğer önemli duraksa meşhur Afrodit Tapınağı. Anadolu’ya özgü ‘Ion’ tarzı dikdörtgen bir yapı. Kısa tarafında sekiz, uzun tarafında ise 13’er sütun yer alıyor.
Bu yolculuktaki ikinci antik kent; 214 kilometre uzaklıktaki Sagalassos. Roma İmparatoru Hadrianus bu şehri çok sevmiş olsa gerek iki kez ziyaret etmiş ve şerefine bir de tapınak yapılmış. Burada da hamama yönelin ama yol üzerinde şimdiye kadar gördüğüm en gösterişli çeşme olan Antoninler Çeşmesi’ni kaçırmayın!
Rotanın son durağı Sagalassos’un 120 kilometre güneyinde Perge. Bu antik kentte yürürken geçmişte olduğunuzu hayal edin; rengârenk mermerler, birbirinden güzel heykellerle dolu hamamlar, su kanalları, havuzlar, sıra sıra dükkânların bulunduğu caddeler... Vaktiniz kalırsa, bu kazılardan çıkan en güzel eserleri görmek için Antalya Müzesi’ne de mutlaka uğrayın.
ORÇUN DALARSLAN / Seyahat blogger’ı, gezgin
Masal gibi bir coğrafya: Artvin
Önerim kesinlikle Artvin’in Gürcistan sınırındaki Borçka ve Şavşat ilçeleri! Doğu Karadeniz’in hem doğal hem de kültürel açıdan en bozulmamış halini bu iki ilçemizde görebilirsiniz. Borçka’daki Macahel, UNESCO tarafından Biyosfer Rezerv Alanı ilan edilen Türkiye’deki tek bölge. Doğası enfes.
Masal gibi bir coğrafya: Artvin
Önerim kesinlikle Artvin’in Gürcistan sınırındaki Borçka ve Şavşat ilçeleri! Doğu Karadeniz’in hem doğal hem de kültürel açıdan en bozulmamış halini bu iki ilçemizde görebilirsiniz. Borçka’daki Macahel, UNESCO tarafından Biyosfer Rezerv Alanı ilan edilen Türkiye’deki tek bölge. Doğası enfes.
Macahel’e yarım saat mesafede yer alan ve tam 63 metre yükseklikten akan Maral Şelalesi ise kanımca Türkiye’deki en güzel üç şelaleden birisi. Macahel ile Şavşat arasındaki toprak ve virajlı yol ise enfes manzaralar sunuyor. Sonbahar renklerinin en güzellerini burada görebilirsiniz.
ÇAĞLA ÖZTEK / Rehber
Kışı kadar güzü de güzel: Kars-Iğdır
Buraya kışın gidip, kenti göz alıcı beyaz giysisiyle görmek harikadır ama bölgenin eşsiz doğasına sonbahar renkleri de çok yakışır... Henüz sert soğuklar kapısına dayanmamışken, büyülü Ani Harabeleri’nde yürümek için en ideal mevsimdeyiz. Iğdır yolundaki Tuzluca tuz madenlerinde, dev bir tuz dağının karanlığında, kristal bir oda keşfedilmeyi bekliyor; ellerinizle tuz toplamak unutulmaz bir deneyim.
Kışı kadar güzü de güzel: Kars-Iğdır
Buraya kışın gidip, kenti göz alıcı beyaz giysisiyle görmek harikadır ama bölgenin eşsiz doğasına sonbahar renkleri de çok yakışır... Henüz sert soğuklar kapısına dayanmamışken, büyülü Ani Harabeleri’nde yürümek için en ideal mevsimdeyiz. Iğdır yolundaki Tuzluca tuz madenlerinde, dev bir tuz dağının karanlığında, kristal bir oda keşfedilmeyi bekliyor; ellerinizle tuz toplamak unutulmaz bir deneyim.
Iğdır’da sonsuz düzlüğün ardında heybetli Ağrı Dağı yükseliyor. Bir gününüzü de henüz buz tutmamış Çıldır Gölü’ne ayırın. Göle has sarı balığınızı, ‘Kütük Ev’in balkonunda, martıların eşliğinde yiyebilirsiniz. Taşbaşı Köyü’nden geçerken mezarlıklarda, mavi boyalı şaman mezarlarını da gözden kaçırmayın.
Hazır buralardayken Sarıkamış’a uzanıp hem şehitliği hem de kayak merkezini ziyaret edebilirsiniz. ‘Katerina Köşkü’ diye bilinen, Çar II. Nikolay’ın konutuna tırmanan yolda parlak bir örtü gibi serilmiş obsidyen taşlarından cebinize bir-iki tane atın; kim bilir belki eve dönüşte eşsiz bir kolyeniz olur. Son olarak; bavulunuzda yer açın zira peynir cennetindesiniz!
BUKET UZUNER / Yazar
Kurucuların huzurunda dört gün: Çanakkale
29 Ekim, Türkiye için çok özel bir tarih. Kadınların kazandığı tüm insan haklarını borçlu olduğumuz Cumhuriyet’in 96. yıldönümünü, bizlere bu büyük mirası bırakan kurucularımıza şükranlarımızı yaşayabileceğimiz bir şehirde geçirmeyi öneririm. Sonbahar ortasında, ‘pastırma yazı’ öncesinde, 29 Ekim’de Çanakkale hâlâ çok güzeldir. Kendi programımı size aktarayım; Çanakkale Milli Parkı’na gidip, sırt çantama koyduğum yiyecekler, üzerimde rahat bir kıyafet ve ayakkabıyla uzun bir yürüyüşe çıkarım. Çanakkale Şehitler Abidesi’nde Cumhuriyetimizi kutlar, saygı ve sevgiyle başta Atatürk ve tüm ata ve ninelerimizi anarım. Benim için bu sadece temiz havada güzel bir yürüyüş değil, bir şükran ve huzur yolculuğudur.
Kurucuların huzurunda dört gün: Çanakkale
29 Ekim, Türkiye için çok özel bir tarih. Kadınların kazandığı tüm insan haklarını borçlu olduğumuz Cumhuriyet’in 96. yıldönümünü, bizlere bu büyük mirası bırakan kurucularımıza şükranlarımızı yaşayabileceğimiz bir şehirde geçirmeyi öneririm. Sonbahar ortasında, ‘pastırma yazı’ öncesinde, 29 Ekim’de Çanakkale hâlâ çok güzeldir. Kendi programımı size aktarayım; Çanakkale Milli Parkı’na gidip, sırt çantama koyduğum yiyecekler, üzerimde rahat bir kıyafet ve ayakkabıyla uzun bir yürüyüşe çıkarım. Çanakkale Şehitler Abidesi’nde Cumhuriyetimizi kutlar, saygı ve sevgiyle başta Atatürk ve tüm ata ve ninelerimizi anarım. Benim için bu sadece temiz havada güzel bir yürüyüş değil, bir şükran ve huzur yolculuğudur.
Öğlen Çanakkale’nin en iyi balık lokantalarının başında gelen ‘Yalova Restoran’da rakı- balık geleneğimizi korur, akşama Yalı Hanı’nda çay veya kahve içmeyi asla ihmal etmem. Çanakkale’den yaklaşık üç saatlik karayolu yolculuğuyla hâlâ sadeliği ve yeşili bozulmamış sakin Ören’e ulaşabilirsiniz. Dileyen denize girebilir ama ekimde Ege benim için soğuktur. Ben sahilde yürümeyi, Manolya Kafe’de kahvaltı etmeyi, öğlen Ören Meydanı’nda nefis pideleriyle ünlü tarihî Ören Pidecisi’nde peynirli pide yemeği tercih ederim. Ören’in tek kitapçısı Ören Kitabevi’nin sahibesi Pembegül Hanım’la sohbet etmeden olmaz.
Ören’in çevresi, tabiatı ve zengin tarihiyle ziyaret edilecek bol olasılık sunuyor. Bostancı Köyü, ‘Kaan’ın Konağı’ ziyaret edilecek mekânlardan biri. Akşam yemeğini Umut Balıkçısı’nda yiyebilirsiniz. Ertesi gün, Ören’den karayoluyla dört saatte Karaburun’a geçin. Burada muhteşem otlu mezeleri ve deniz ürünleriyle meşhur, denizin neredeyse içine kurulmuş Engin Restoran’da yemek yemeğe gidin. Denizin ve dağların ortasında, Ege’nin en ucunda son derece huzurlu, dinlendirici Karaburun’u çok seviyorum. Burada doğada yürüyüş, şömine başında kitap okumak ve lezzetli şarap içmek önerilir.
GÜLHAN ŞEN / TV programcısı, sunucu
Çizme’nin en romantik köşesi: Puglia
İtalya’nın Türkiye’ye coğrafi olarak en yakın, en sıcak ve diğer turistik noktalarına göre en ucuz bölgesi Puglia’ya henüz gitmediyseniz, ilk ziyaretin tam zamanı! Zira hem ulaşım hem de konaklama bedelleri yaza göre daha uygun. Puglia bölgesi, çizme şeklindeki İtalya’nın topuk bölgesinde yer alıyor. Doğası, sıcak iklimi ve gastronomi turizmiyle dikkat çekiyor.
Çizme’nin en romantik köşesi: Puglia
İtalya’nın Türkiye’ye coğrafi olarak en yakın, en sıcak ve diğer turistik noktalarına göre en ucuz bölgesi Puglia’ya henüz gitmediyseniz, ilk ziyaretin tam zamanı! Zira hem ulaşım hem de konaklama bedelleri yaza göre daha uygun. Puglia bölgesi, çizme şeklindeki İtalya’nın topuk bölgesinde yer alıyor. Doğası, sıcak iklimi ve gastronomi turizmiyle dikkat çekiyor.
Yolculuğunuza Bari şehrinden başlayıp, Alberobello, Polignano a Mare ve Ostuni’yle devam edebilirsiniz. Alberobello, masal gibi bir yer; ‘trulli’ adı verilen ve koni şeklinde çatıları olan evleriyle ünlü. Polignano a Mare daracık ve süslü sokaklarıyla kalbinizi çalacak. Burada, isterseniz ekim ayı sonunda bile denize girebilirsiniz! Ostuni’yse beyaz evleriyle meşhur ve ‘La Città Bianca’ yani ‘beyaz şehir’ olarak anılıyor.
Puglia bölgesi, ‘masseria’lar yani çiftlik evleriyle de ünlü. Etrafında zeytin ve badem ağaçlarıyla sebze bahçeleri olan ve bölgenin özgün mimarisini ortaya koyan bu yapılarda konaklayabilirsiniz. Mutfağındaysa Akdeniz’in tüm sağlıklı lezzetleri mevcut; deniz ürünleri, bol sebze ve meyve, tabii ki pizza... Bir de buraya özgü ‘orecchiette’ isimli makarnasını mutlaka deneyin. Bölgeyi trenle gezmek keyifli ama bir klasik araba kiralayıp nostaljik ve romantik bir gezi de yapabilirsiniz!
CANSEL ELÇİN / Oyuncu
Yokuşlu başkentin en uygun zamanı: Lizbon
Portekiz’in başkenti Lizbon, dört günlük bir tatilde rahatlıkla gezebileceğiniz bir bölge. Küçük bir şehir ancak yürüyerek geziyorsanız yokuş, tepe bitmiyor. Bu nedenle ekim ayı Lizbon’u gezmek için en ideal zamanlardan. Hava serinliyor, sokaklar sakinleşiyor. Güzel bir şehir olduğu kadar ekonomik açıdan da uygun. Belem Kulesi ve Jeronimos Manastırı, UNESCO Kültür Mirası listesinde.
Yokuşlu başkentin en uygun zamanı: Lizbon
Portekiz’in başkenti Lizbon, dört günlük bir tatilde rahatlıkla gezebileceğiniz bir bölge. Küçük bir şehir ancak yürüyerek geziyorsanız yokuş, tepe bitmiyor. Bu nedenle ekim ayı Lizbon’u gezmek için en ideal zamanlardan. Hava serinliyor, sokaklar sakinleşiyor. Güzel bir şehir olduğu kadar ekonomik açıdan da uygun. Belem Kulesi ve Jeronimos Manastırı, UNESCO Kültür Mirası listesinde.
Yemekleri çok lezzetli, sadece mutfağını deneyimlemek için bile gidilir. 2014’te gezi rehberi Time Out’un yayıncıları tarafından açılan ‘Time Out Pazar’ ve eski bir fabrikanın restorana dönüştürülmesiyle ortaya çıkan Lx Factory’yi öneririm; gecesi ayrı, gündüzü ayrı güzel.