İsmail SARI / isari@hurriyet.com.tr
Bozuk para biriktirerek dünyayı geziyor... "100 liramı alsınlar ama 1 lira bozuğuma dokunmasınlar"
Emre Çelik (26) muhasebeci ve bir gezgin. Onun seyahatleri “Böyle olur muhasebecinin gezmesi” dedirten türden.
Bazen para üstü olarak ‘kalsın’ dediğimiz, yere düşse almaya üşendiğimiz madeni paraları kumbarada biriktirip ülke ülke gezen Çelik’in hikâyesi size de ilham ve cesaret verecek.
Herkesin öncesiyle, sonrasıyla bir seyahat hikâyesi var. Ancak sizinki çok farklı... Bozuk para biriktirip sonra o paralarla yolculuk yapıyorsunuz. Nasıl başladı bu hikâye?
Küçüklükten beri para biriktirip bir şeyler alırım. Her zaman evimin bir köşesinde kumbara olur. O paralarla istediğimi almak beni hem mutlu eder hem de sanki bedava almışım gibi bir his uyandırır. Bir gün bilgisayarda ülkelere bakarak “Ah be! Ben de orda olsam” derken gözüm kumbarama takıldı. Ve kendime “Neden olmasın” dedim. O günden sonra biriktirdiğim bozuk paralarla altı ülke gezdim.
Para biriktirip bir şey almak da mümkünken siz gezgin olmayı seçtiniz...
Beni bu kadar gezme isteğine iten başka bir nedense sosyal medyadaki ‘Interrail’ (Daha çok öğrencilerin ve yeni gezgin adaylarının tercih ettiği, tek bir biletle ikinci sınıf tüm trenlere ücret ödemeden binebilme imkânı sağlayan özel bir tren bileti) grubu oldu. Orada üyelerin yaptıkları seyahatleri, maceraları paylaşması bende istekten ziyade amaç haline geldi. Seyyah olmak artık en büyük amacım.
Belirlediğiniz bir ülkeye seyahat etmek için bozuk para biriktirmek ne kadar zaman alıyor?
Öncelikle bozuk para biriktirmek için ekstra bir çaba sarf etmiyorum. Akşam eve geldiğimde cebimdeki bozuk paraları kumbaraya atıyorum ve asla o kumbaradan para almıyorum. Bozuk para konusunda çok cimriyimdir.
100 liramı alsınlar ama 1 lira bozuğuma dokunmasınlar. Ortalama 7-8 ayda kumbaram doluyor ve ‘Beni artık kullan ve yurtdışına çık’ diyor. Bozuk paraları kâğıda çevirmek de en kolay iş. Abim manav, bozuk paraya çok ihtiyacı oluyor. İlk ona gidiyorum. Beni en çok yoran iş bu kadar parayı saymak... Artık onun da çaresini buldum. Bozuklukları kâğıt paraya çevirmek için benzin istasyonlarına gidip rica edip bozuk para sayma makinelerini kullanıyorum.
Kumbaranız ilk hangi ülkeye götürdü sizi?
Ukrayna... Aslında ilk nereye gitsem diye çok düşündüm. Ucuz bir yere gitmem gerekirdi, sonuçta bozuk para bu. Okuduğum her yorumda ucuz deniyordu. Bir de çok Türk’ün olmasından dolayı ilk durağımı Ukrayna’dan yana kullandım. Uzun bir araştırma sonucunda 445 liraya gidiş-dönüş uçak bileti ve beş günlük 250 liraya kalacak yer ayarladım. Gezmedik yer bırakmadım. Özellikle Lviv çok etkileyiciydi...
Yani vizesiz ülkeleri bozuk para biriktirip gezmek mümkün...
Tabii... Bozuk para deyip geçmeyin. Damlaya damlaya göl oluyor. Her zaman fırsat kovalamak da şart... Örneğin Makedonya için kampanyaya denk geldim ve gidiş-dönüş 335 liraya uçak bileti aldım. Kalacak yer içinse 225 liraya anlaştık. Biraz da takip etmek, kovalamak gerekiyor.
Gezdiğiniz ülkelerden en çok hangisini sevdiniz?
Makedonya... Kendimi hiç yabancı hissetmedim. İngilizcemin tıkandığı noktada Türkçe devam ettim, hiç sorun yaşamadım. Osmanlı ve Batı mimarisinin buluştuğu bir ülke... Bir yandan hâlâ dimdik ayakta kalan Osmanlı dönemine ait köprüler, camiler, diğer yandan Bizans dönemi kiliseleri.
Her iki medeniyete de kucak açan sevgi dolu insanlar. Üsküp’te şehrin her tarafındaki devasa heykeller şaşırtıcıydı. Vardar Nehri’nin üzerine kurulu olan kentteki tarihi Türk çarşısında bir çeşit köfte olan ‘cevapi’nin lezzeti unutulmazdı. Bir de merkeze 45 dakika uzaklıktaki Matka Kanyonu bir doğa harikası.
Yeni rota için kumbaranız yeterince doldu mu?
Yeni seyahat için bozuk paralarım hazır fakat pandemi seyahatime darbe vurdu. Seyahat planımı bir yıl kadar ertelemek zorunda kaldım. Her geçen gün kumbaram artıyor. Şu an 1.000 lirayı geçtim.
Bu rota için uçak kullanmayacağımdan ekonomik bir seyahat olacak benim için. Karadeniz’in yaylalarında dolaşmak, Gürcistan’da Batum, Ahıska ve Tiflis’i gezmek istiyorum. Azerbaycan’da ise Bakü’yü merak ediyorum.
Sizin gibi maceraya atılmak isteyenlere neler söylersiniz?
Öncelikle çekinmeyin. “Yapabilir miyim, kaybolur muyum” gibi soruları bir kenara bırakın. Sadece çıkın ve gezin. Görmediğiniz kültürleri, inanışları, yaşam biçimlerini yerinde görün. Endişeleriniz varsa, sosyal medya ve birtakım mobil uygulamalar size yardımcı olacaktır.
Hangilerini önerirsiniz?
Örneğin kaybolmamak internet olmadan da çalışan maps.me uygulamasını kullanıyorum. Kalacak yer aramamak önceden internet üzerinden oda tutuyorum.