Fuji’ye tırmanmak
Bu yıl haziran ayında UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne alınan Fuji Dağı, Tokyo’nun simgesi, Japonların kutsal mekanı. Yazın her yaştan Japon, hac yolculuğuna çıkar gibi, ailesiyle bu dağa tırmanıyor. Bankacı okurumuz Murat Ayrancıoğlu, Fuji’nin zirvesinden Tokyo’ya baktı, izlenimlerini yazdı.
Bu yıl, geçmiş yıllardan farklı olarak doğuya, en doğuya, güneşin her gün dünyada ilk doğduğu topraklara seyahat ettim. Doğasını, halkını merak ederdim Japonya’nın. Deprem sonrasındaki dayanışma, hoşgörü, medeni davranışlarla merakım artmıştı.
Tüm birikmiş millerimi kullanıp uçak biletimi aldım. İstanbul’dan 10.5 saatlik bir uçuştan sonra Tokyo Narita Havaalanı’na indik. Şehir merkezine ve couchsurfing.org üzerinden bulduğum misafirperver arkadaşımın evine gitmem yaklaşık 2 saat sürdü.
35 milyonluk Tokyo’nun merkezinde 12 milyon kişi yaşıyor. Günde 3.6 milyon kişinin geçtiği Shinjuku, dünyanın en yoğun tren istasyonu. Şehirde her yer, her daim kalabalık. Asakusa Tapınağı, Akihabara (elektronik çarşısı), İmparatorluk Sarayı, Shibuya (sosyal hayatın merkezi), Odaiba (Gökkuşağı köprüsü), Takeshita (anime severler için ideal), Ginza, Balık Pazarı ve Meiji Tapınağı başlıca turistik noktalar. Bunlara ilişkin tüm detayları internetteki rehberden (www.japan-guide.com) okuyabilirsiniz.
101 YAŞINDA, ZİRVEDE
Tokyo’da dolu dolu 3 gün geçirdikten sonra seyahatimin en zorlu kısmını gerçekleştirmek üzere hızlı trene bindim. Shinkansen adlı trenle Mishima’ya gittim. Buradan 2 saatlik otobüs yolculuğuyla Fuji Dağı’nın yamacında, 2400 metre irtifadaki Fujinomiya 5’inci İstasyon’a vardım.
3774 metrelik Fuji, Japonya’nın en yüksek dağı. Zirvesine 4 farklı rotadan çıkılıyor. Ben doğu eteklerinden başlayan Fujinomiya’yı seçtim. 5’inci İstasyon’dan başlayan rota, zirvedeki 10’uncu istasyonda sona eriyor. Arada 2 ara istasyon var. Dolayısıyla zirveye ulaşana kadar toplamda 7 istasyondan geçiyorsunuz.
Dağ yıl boyunca tırmanışa açık. Resmi sezon temmuz, ağustos. Kalan 10 ayda yerel yetkililer hiçbir sorumluluk kabul etmiyor. Ekimden mayısa tehlikeli olduğu söyleniyor. Yazın ise ülkenin dört bir tarafından gelen, her yaştan Japon aileleriyle zirveye çıkıyor. 1988’de, 64 yaşındaki oğluyla zirveye ulaşan, 101 yaşındaki Teiichi Igarashi dağa tırmanan en yaşlı kişi...
EKİPMANI DAĞDAKİ MARKETTEN ALDIM
Fujinomiya rotasında tırmanış 7 saat sürüyor. Elbetteki amaç zirveden gün doğumunu seyretmek. Bu nedenle bir gün önceden karanlığa kalınmayacak bir saatte tırmanışa başlamak en ideali. Bir günde tırmanıp inmek kesinlikle tavsiye edilmiyor. Yola çıkmadan çok sıkı uyarılar yapılıyor. Oksijen azlığından nefes daralması, baş ağrısı, dönmesi yaşanabiliyor. Gerekli malzeme yağmurluk, uygun ayakkabı, baş feneri ve tırmanış çubukları. Ben yanımda yük taşımadığımdan ayakkabı hariç gerekli tüm malzemeyi beşinci istasyondaki marketten temin ettim.
Tırmanış hafif bir düzlükle başlıyor. İlk istasyonun 2400 metrede kurulmasının nedeni ağaçların bu irtifada yok olması. Altıncı istasyondan itibaren volkanik zeminde dikey yürüyüş başlıyor. Zemin oldukça kaygan ve benim gibi yanlış ayakkabı tercih edenleri fazlasıyla zorluyor.
Normal koşullarda yağmur olmadığı takdirde tırmanışın büyük kısmı rahatça basabildiğiniz zeminde gerçekleşiyor. Yer yer kayaları tutarak kendinizi çektiğiniz kısımlar da oluyor fakat bu uzman dağcılık tecrübesi gerektiren bir şey değil.
Ben yağmura yakalandım. Hem zeminin azizliğine uğradım hem de ıslandım. Gecelemek üzere zirve öncesindeki 9,5 numaralı istasyonda rezervasyon yaptırmıştım. Verilen uyku tulumuyla, 80-90 kişilik koğuşlarda uyuyor ve 150 TL ödüyorsunuz. Ek ücret karşılığında akşam yemek, sabah kahvaltı var. Yazın rezervasyonsuz gitmek riskli. Nitekim çok ıslanınca 7’nci İstasyon’da konaklamak istedim, yer yoktu.
Hayal kırıklığımı sırt çantama koyup gün batmadan 9.5’uncu İstasyon’a ulaşmak üzere adımlarımı sıklaştırdım. Yükseldikçe yağmur yerini sise bıraktı. Bu bulutların içinde yürürken farketmeden ıslanıyorsunuz. Yağmurluk bu noktada çok önemli oluyor zira rüzgardan da koruyor.
SANKİ CENNETTEYİM
9’uncu İstasyon’a vardığımda hava kararmak üzereydi. Önceki istasyonlarda yaptığımın aksine hiç duraklamadan hedefime doğru yol aldım. Zira güneşin etkisi azaldıkça hava sıcaklığı da düşüyordu. Diğer taraftan yukarılara çıktıkça karşınızda belirmeye başlayan manzara size şevk katıyor yukarıda ne göreceğinizi hayal etmeye başlıyordunuz.
Hava karardığında tahminimce 9 ve 9.5 numaralı istasyonların tam arasındaydım. Marketten aldığım baş feneri ve kılavuz ipin yardımıyla siste yoluma devam ediyordum. O ana kadar tüm istasyonları aşağıdaki görerek ilerlerken bu sefer 9,5’uncu İstasyon’u göremiyordum. Yolda kimse kalmamıştı. Çevredeki uyarı tabelalarında gece dışarıda kalmanın sakıncalarından bahsediyordu. Son enerjimle adımlarımı sıklaştırdım, bir anda karşıma istasyon çıktı.
İçeriye girdiğimde bana verdikleri kuru kıyafetler dünyanın en rahat kıyafetleri, yemekler dünyanın en güzel yemekleri, uyku tulumu dünyanın en rahat yatağı oldu. 80 kişiyle aynı odada uyumak cazip olmasa da istasyona ulaşmanın verdiği rahatlılık anlatılamazdı.
Ertesi gün sabah saat 4.40’da doğacak güneşi izlemek için 2.30’da uyandım. Kısmen kurumuş olan kıyafetlerime istasyondan bulduğum kıyafetlerden çeşitli güçlendirmeler yaparak zifiri karanlıkta zirveye çıkan bir grubun peşine takıldım.
NEFES KESEN GÖLGE
Yaklaşık 1 saatlik tırmanıştan sonra zirvedeki tapınağın görkemli kapısı beni karşıladı. Hava soğuktu ancak önemi yoktu. Sonunda oradaydım. Tüm ağrılarım bir anda yok olmuştu. Artık sadece kendime güzel bir yer bulup güneş imparatorluğunda güneşi doğurmaya gelmişti sıra.
10’uncu istasyona 15 dakika mesafede, Fuji Dağı’nın zirvesi Kengamine Point bulunuyor (3774 m). Eğer tam olarak zirveye çıktım demek istiyorsanız buraya gitmeniz gerekiyor. Dağın batı ucunda. Şafak sökerken dağın tepesindeki dev krater kendini belli etmeye başlıyor.
Sizinle o gece aynı rotayı paylaşanlar sırada yürürken, başlarındaki fenerlerle ışıklı bir tırtıl gibi gözüküyorlar. Güneş doğudan, Pasifik Okyanusu’ndan yükseliyor. Bulutlar üzerlerine spot ışığı düşen oyuncular gibi sahnede toplanmaya başlıyor.
Bulutların dansı devam ederken hava ısınıyor. Sis yok, yağmur yok, rüzgar yok, karanlık yok. Hepsini aşağıda bırakmışsınız. Size yetişememişler. Zirveye tırmanırken beliren engeller anlaşmışcasına karşınızdan çekilmiş, bu güzelliğin tadına varmanız için size yol açmış.
Derken bulutların arasından güneş gözlerinizi kamaştırmaya başlıyor. Artık ufka doğrudan bakamıyorsunuz. Bulutlar sanki sıraları gelmiş gibi önünüzde dans etmeye başlıyorlar. Hava giderek daha fazla ısınıyor. Rüzgar hafiften yüzünüze vuruyor. Orada, karşınızda güneş doğarken, “yaşadığım zorluğu değdi” diyorsunuz mağrur bir edayla.
Sonra dönüş yoluna koyuluyorsunuz. Ufka son kez bakıp, güneşe bir selam çakıp aşağıya doğru inişe geçiyorsunuz. İşte tam bu sırada gözucuyla bir ayrıntıyı algılıyorsunuz. Öyle bir şey ki daha önce hiçbir seyahatinizde fark etmemişiniz.
Güneşin dünyada yeni günü selamladığı ilk yerde, bu muhteşem dağın gölgesi dağın batı eteklerinde tüm görkemiyle beliriyor. Bulutların üzerinde. Altında kim bilir kaç tane şehir, köy, insan ve hayat var. İşte o anda fark ediyorsunuz. Güneşi doğuşunu görmek için deniz kıyısında da olmak yeterlidir; fakat bir dağın gölgesini görebilmek için o dağın tepesinde olmanız gerekir...
Mini Fuji rehberi
Tırmanmak için tur veya rehbere ihtiyaç yok. Münferit olarak çıkabiliyorsunuz.
Hikâyenin tüm kışkırtıcılığına rağmen itirafta bulunmalıyım ki kondisyonu iyi herhangi birisi uygun hava koşullarında rahatlıkla çıkar. Hava koşulları tırmanış tecrübesinde çok etkili. Özellikle zemin kötü sürprizler yapabiliyor.
İstasyonlara internetten rezervasyon yapılmıyor. Telefonla aramak gerekiyor. Her ne kadar İngilizce bildiklerini söyleseler de, telefon ederken yanınızda size tercüme yapacak birinin bulunması yararlı.
5’inci İstasyon’da tırmanışta yardımcı olması için tırmanma sopaları satılıyor. Bu sopalara her istasyonda ufak bir ücret karşılığında o istasyonun armasını işletebiliyorsunuz. Zirvede ise en büyük armayı işliyorlar.
Dağa tırmanmadan önce 5’inci İstasyon etrafında dolaşan, İngilizce bilen rehberleri bulun. Mutlaka sizi ve ekipmanınızı kontrol etmelerini talep edin. Eksikleriniz varsa tespit etsin. Benim yağmurluk almamı tavsiye etmeselerdi şu an çok farklı
bir deneyim paylaşıyor olabilirdim.
Bahsetmeden geçemeyeceğim. İniş de en az çıkmak kadar zordu. Hemen hemen tüm kaynaklarda iniş için çıkıştan 2 saat daha kısa süre öngörülüyor fakat kişisel tecrübeme göre
en az çıkış kadar süre gerekiyor.