GeriSeyahat Eylülde gel, diyen en iyi 10 yer
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi
Eylülde gel, diyen en iyi 10 yer

Eylülde gel, diyen en iyi 10 yer

Bazı yerlere gitmenin mevsimleri var. Yazın sıcağında, kışın yağmur çamurunda zevkine varılmayacak bu mekanlar, eylül ayında insanı kendine çekiyor. Bazı yerlerde de geleneksel tatil dönemlerinde insan kalabalığı güzellikleri örtüyor. Eylül ayı, doğanın da yeşilin ve sarının tüm tonlarına büründüğü bir dönem. Bu hafta jüri üyelerimize, insana "eylülde gel!" dedirten adresleri sorduk.

Ortaya çıkan listede tam da bu aya uygun yerler var. Bağbozumu zamanı Bozcaada, beyaz tuz kristalleriyle parlayan yüzeyinde yürüyüşlerin yapılabildiği Tuz Gölü, güneşin batışının huzur içinde seyredilebileceği peri bacaları veya Amasra sahili, amatörlerin rafting yapabileceği Barhal Köyü gibi. İşte jürinin en iyi 10 eylül adresi.

EN İYİ 10

1. Kapadokya

2. İstanbul Boğazı Anadolu Yakası

3. Mardin

4. Alaçatı

5. Artvin Yusufeli

6. Tuz Gölü

7. Çamlıhemşin

8. Konya

9. Bozcaada

10. Amasra

KAPADOKYA
/images/100/0x0/55ea65a2f018fbb8f87d3f70

Peri bacalarında günbatımı

Eylül ayının insanı çektiği yerlerin başını Kapadokya çekiyor çünkü sonbahara özgü renkler, peri bacaları ile birleşerek harika manzaralar oluşturuyor. Sabah serinliğinde balonla tur atarak başka hiçbir yerde göremeyeceğiniz bu coğrafyayı kuş bakışı seyretmek, hayattan alınabilecek nadir zevklerden biri. Sadece bu da değil. Kızıl Çukur’da yürüyüş yapmak, güneşin batışını seyretmek, eski bir Rum mahallesi olan Sinasos ya da şimdiki adıyla Mustafapaşa’da bir yemek yiyip, aralarında Asmalı Konak dizisinin çekildiği Old Greek House’un da bulunduğu tarihi taş evleri görmek de bu gezinin güzel anlarından biri olabilir. (Old Greek House aynı zamanda bir otel. Ev yemekleri çok lezzetli. (0-384-353 53 06)

İSTANBUL BOĞAZI ANADOLU YAKASI
/images/100/0x0/55ea65a2f018fbb8f87d3f72

Asude bir sonbahar

İstanbul’da yaşayan milyonlarca insanın eylülde bir kaçamak yapması için uzaklara gitmesine gerek yok. Boğazın Anadolu Yakası’nda biraz gezin, yeter. Anadolu yakasında sahil şeridinde uzun yürüyüşler yapmak, sabah Çengelköy’de simit ve çayla kahvaltı etmek, Kanlıca iskelesi civarında oturup bir şeyler içmek, Kandilli’de Suna’nın Yeri’nde balık keyfi yapmak insana gürültülü bir kentte yaşadığını unutturabilir. Kandilli’de vapur iskelesinin hemen yanındaki Suna’nın Yeri taze balıkları, kalamarı, sakin ortamıyla pahalı balıkçılara fark atabilecek bir mekan. Ne çok lüks, ne çok salaş. Fiyatlar, kişi başı 40-50 YTL arası. Tel: (0216) 332 32 41.

MARDİN
/images/100/0x0/55ea65a2f018fbb8f87d3f74

Büyülü bir kentte keşif

Eylül, Mardin’i keşfe çıkmak için harika bir zaman. Tarihi şehrin dar ve yokuşlu ara sokaklarında gezmek, Süryanilerin meşhur Deyrulzafaran Manastırı’nı görmek, Mardin Çarşısı’nın büyüleyici atmosferinde kaybolmak, Kasımiye Medresesi’nde güneşin batışını seyretmek için eylül en iyi ay. Mardin’e gidenler, Cercis Murat Konağı’nda Mardin mutfağının lezzetlerini de tadabilir. Taş işlemeleriyle süslü avlusu Mezopotamya Ovası’na bakıyor. Mardinli kadınların hazırladığı yemekler arasında mahlep şarabı, kuzu budundan içine badem ve sarımsak doldurularak yapılan dobo ve ekşili erik yahnisini tatmalısınız. Tel: (482) 213 68 41.

ALAÇATI

Kalabalıktan sonra huzur

Alaçatı yazın en popüler mekanlarından biri. Eylülde okulların açılmasından sonra bu güzel Ege kasabası, sakin bir beldeye dönüşüyor. Arnavut kaldırımlı sokaklar, cumbalı taş binalar, yel değirmenleri ve rüzgar güllerinin tadını çıkarmak için eylülden iyi zaman bulunamaz. Tarihi dokusu talana uğramamış bu kasabada Ege yemeklerinin tadını da çıkarabilirsiniz. Örneğin ev yemeği için Şişarka’ya, romantik bir yemek için Tuval Restoran’a, Ege lezzetleri için Selanik göçmeni bir ailenin işlettiği tipik bir Alaçatı evinde bulunan Yıldız Restoran’a uğrayabilirsiniz. Üstelik eylül ayında deniz hálá sıcak, hava ise yaz ortasındaki kadar boğucu olmadığından denizin tadını da çıkarmak mümkün.

YUSUFELİ

Barhal Köyü’nü ziyaret

Eylülün insanı çağırdığı 10 yeri belirlerken jüri üyelerinin büyük çoğunluğu "Mutlaka Karadeniz olmalı bu listede" dedi çünkü eylül Karadeniz’de havanın açık olduğu güzel bir zaman. Artvin’in Yusufeli ilçesi, Karadeniz’in doğal güzelliklerini görmek isteyenler için harika bir durak. Çoruh Nehri ile Barhal Çayı’nın kesiştiği noktada kurulan ilçe, doğa fotoğrafları çekmek, rafting yapmak isteyenler için ideal. Su seviyesi azaldığından amatör raftingciler eylül ayını tercih ediyor. 15-20 Eylül arası en uygun zaman. Barhal’da pansiyonlarda kalınabiliyor. Yusufeli’ne gelmişken yapılması gerekenlerin başında zaten Barhal Köyü’ne gitmek ve köyün ünlü kilisesini görmek geliyor.

TUZ GÖLÜ

Göl üstünde yürüyüş

Ankara, Konya ve Aksaray’ın kesiştiği noktada yer alan Türkiye’nin en büyük ikinci gölü Tuz Gölü, son yıllarda kuraklık tehdidiyle karşı karşıya. Kanatlarından kurumaya başlıyor. Kirlenme sorunu da cabası. Yine de eylül ayında gezginler için heyecan verici bir adres. Burada bisiklet, yürüyüş hatta offroad turları düzenleniyor. Ankara’dan Şereflikoçhisar’a giden gruplar, Tuz Gölü’nün üzerinde tura çıkıyor. Çünkü bu dönemde gölde hemen hemen su yok gibi. Henüz gücünü kaybetmemiş eylül güneşinin altında parlayan tuz kristallerinin beyazlığı, uçsuz bucaksız bir platoda yüzeye sanki buz tutmuş, pırıl parlayan bir su görüntüsü veriyor.

ÇAMLIHEMŞİN

Yeşilde kaybolmak

Karadeniz’in tadını çıkarabileceğiniz bir başka yer de Çamlıhemşin. Rize’ye bağlı ilçe eylül ayında oksijen solumak ve kurak bir yazın ardından suya yakın olmak isteyenlere hitap ediyor. Sonbaharda sarı ve yeşilin binbir çeşit tonuyla benzersiz bir görüntüye kavuşan ormanların içinde yürümek, trekking yapmak, Ayder Yaylası’nda dolaşmak için çok iyi bir zaman. Bölgede kalınabilecek küçük ve güzel pansiyonlar var. Örneğin Çamlıhemşin’den biraz sonra Zilkale yolunda, Şenyuva Köyü’ndeki İdris Amca’nın Otel Doğa’sı gibi. Ayrıca hatırlatalım, Ayder Yaylası, romatizmaya iyi gelen sıcak su kaplıcalarıyla da ünlü.

KONYA

Mevláná’nın 800. yıldönümü
/images/100/0x0/55ea65a2f018fbb8f87d3f76

Mevlana’nın kenti Konya, eylül sonunda mistik bir seyahat adresi. Kent, onun öldüğü 17 Aralık’ta (1273) Şeb-i Arus (düğün günü) törenleri nedeniyle dünyanın dört bir yerinden gelen insanlarla dolup taşar. Mevlana’nın doğum gününün ise 30 Eylül 1207 olduğu düşünülür. Bu yıl 30 Eylül’de Mevlana’nın doğumunun 800. yılı, bütün dünyada kutlanıyor. Tabii Konya da bu kutlamalara katılıyor. O nedenle 30 Eylül, Konya’da olmak için ideal bir tarih. Şehirde pek çok etkinlik düzenlenecek; aralarında en muhteşemi, 300 semazenin Atatürk Stadyumu’nda yapacağı sema gösterisi olacak.

BOZCAADA

Bağbozumu şenlikleri için

Bozcaada’yı eylülde özel kılan 7-8 Eylül’deki bağbozumu şenlikleri. Festivalde herkes traktörlere binip işçilerle beraber bağlara giderek üzüm toplamanın inceliklerini öğreniyor. Ada şarapçılarının stantlarında şaraplar tadılıyor. Kalede konserler veriliyor. Ayrıca iki yarışma düzenleniyor. Birinde adanın üzüm güzeli diğerinde en iyi çavuş üzümü seçiliyor. Şenliklerden sonra sahilde bir balıkçı lokantasında balık mönülü, Ege otlu güzel bir akşam yemeği yemek, kıyıdaki barların minderlerine yayılarak ay ışığını seyretmek veya hareketli müzik eşliğinde dans etmek gibi seçenekler de var. Kısacası ada, bir jüri üyemizin söylediği gibi eylülde gerçek bir Egeli ada olur çıkar.

AMASRA

Sahil yürüyüşü

Karadeniz’e doğru uzanmış yarımada ve adalarıyla Amasra insana eylülde gel dedirtiyor. Günbatımında sahilde yürümek, akşam balık ve salatadan oluşan bir sofraya oturmak için senenin en güzel zamanı. Bir ev pansiyonunda kalınabilir. Bu pansiyonlarda televizyon dahil tüm ev araç ve gereçleri mevcut. İsterseniz mutfağı kullanıp yemeğinizi kendiniz de pişirebilirsiniz. Bir de balık ziyafeti çekmelisiniz. Çok balık restoranı var Amasra’da, Canlı Balık içlerinde en ünlüsü. Liman manzaralı, küçük lokantanın balığı gibi salatası da ünlü (0378-315 26 06.) Yat ve yelken turizmi için de elverişli olan Amasra’da çeşitli doğa yürüyüşü parkurlarını takip ederek harika manzaralar görebilirsiniz.
False