GeriSeyahat En zoru gazeteciler gibi kreatif iş yapanlar için proje çizmek
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi
En zoru gazeteciler gibi kreatif iş yapanlar için proje çizmek

En zoru gazeteciler gibi kreatif iş yapanlar için proje çizmek

Genç yaşında mimarlık alanında dünya çapında bilinen bir isim oldu ve pek çok ödül aldı. Avrupa’nın en başarılı 40 mimarı arasına giren ve RIBA (Britanyalı Mimarlar Kraliyet Enstitüsü) ödülünü kazanan ilk Türk mimar olan Melkan Gürsel Tabanlıoğlu gündelik yaşamını anlatıyor

Çocukken de binalarla ilgili miydiniz?
- 5.5 yaşıma kadar babaannemle çok vakit geçirdim. Hasretle beklenmiş bir çocuk ve torunum. Babamın Silivri’de yazlık olarak yaptığı evde yaşadık uzun süre. Çünkü ağır bir ameliyat geçirmişti ve büyük şehirde yaşamak istemedi. Kırlar, deniz, vs. güzel bir çocukluk…
Şimdiki çocuklara uzak bir dünya…
- Evet, kızıma bakıyorum da zamanı sürekli ders çalışmakla geçiyor. Şimdi bu kadar binalarla uğraşıyorum ama çocukluğum binasızlık içinde geçti. Benim maratonum Galatasaray’a girince başladı. Mimarlığı ani bir kararla seçtim. Edebiyat dersi aldığım hocanın kızı mimarlık okuyordu. Onun maketlerine imrendim. Tekstil mühendisliğini 0.5 puanla kaçırdım. Üniversite sınavında bir soru faza çözsem, tekstil mühendisiydim.
Kadın mimarların erkeklerden çok belirgin farklılıkları var mı?
- Bütün sektörlerde kadınlar, erkeklerden çok daha detaycı. Fark bu; yoksa yetenek kadın veya erkek diye ayrılmıyor. Bir binayı düşünürken nasıl bir pencere sistemi kurulacak, süpürgelik olacak mı… Bütün hepsini bir arada düşünürüm ben. Ancak dünyada çok sayıda başarılı kadın mimar ne yazık ki yok!
Mimari proje insan hayatını ne kadar değiştiriyor?
- Çok! Petrol Ofisleri yenilenince oraya giden şoförlerin kılığı kıyafeti değişti. Belki daha çok yıkanmaya başladılar. Siz şimdi Hürriyet olarak dik bir binadan daha alçak katlı bir binaya geçiyorsunuz. Hayatınız, iletişiminiz değişecek. Kanal D, Mecidiyeköy’deyken günlerce işe gelmeyenlerden kimsenin haberi olmazmış. Kapalı odalar, kapalı bir sistem varmış. Bağcılar’daki binaya taşınınca daha şeffaf oldular. Bugün artık her iş evden hatta plajdan bile idare edilebilir.
Ofis binaları neden var?
Asla yok olmayacak ofis binaları. Sosyal iletişime getirdiği büyük bir yaratıcılık var. Kimse bundan vazgeçmeyecek.
Medya kuruluşları için ofis tasarlarken neler zor?
- Ofis projesi yaparken bize en zor gelen tipler gazeteciler. Biz çok medya binası yaptık; bu bizim avantajımız. Fakat beyinsel olarak kreatif çalışan insanlar genel olarak insanı zorlar. Bir kere gazetecinin doğasında itiraz etmek var. Zaten itiraz etmese gazeteci olamaz! Bu konudaki tecrübemiz işimizi kolaylaştırıyor.

İlk işim dergi editörlüğüydü
KARİYER
* Çocukken devlet adamı olmak isterdim.
* İlk işim Arkitekt Mimarlık dergisinde editörlüktü. Daha sonra orada genel yayın yönetmeni yardımcısı oldum.
* İlk parayı yazı yazarak ve part-time mimarlık yaparak kazandım.
* Galatasaray Lisesi’ni 1988’de, İTÜ Mimarlık Bölümü’nü 1993’te bitirdim. Metropolitan Catalunya Politeknik Üniversitesi’nde mimarlık mastırı yaptım.
* Mile Mimarlık ve UMO Mimarlık’ta çalıştıktan sonra 1992’den beri Tabanlıoğlu Mimarlık’tayım.

Gereksiz uzarsa kaçarım
TOPLANTI
* Her gün en az iki toplantım oluyor.
* Bir, bir buçuk saati geçmemeli. Ancak, proje geliştirme sürecinde, workshop tarzı çalışma toplantılar bir günden fazla da sürebilir.
* Daha çok, konuşurum ama dinlemeden konuşmam.
* Toplantılar uzarsa çok sıkılırım. Hatta gereksiz uzadığını düşünürsem kaçarım.
* İş dünyasında her rastlantının bir toplantı potansiyeli var. Ama keyifli zamanların tadını da işe odaklı kaçırmamak lazım.

Modum bir gece öncesine bağlı
GÜNE BAŞLARKEN
* 08.00 civarı kalkıyorum. Genellikle güne heyecanla, umutla başlarım.
* Sabah insanı olup olmamam değişken. Bir gece öncesine bağlı ama genelde 10.00’dan sonra daha konsantre başlıyorum işe.
* Kızım Mina okula gitmeden onunla vakit geçiriyorum, haberlere bakıyorum, düzgün bir kahvaltı ediyorum.
* Sabahları aslında evde bulunduğum saatler de eşim Murat’la bir nevi toplantıya dönüşüyor.
* Beş-altı saat uykuyla yetiniyorum genellikle. Ama sekiz saat olsa iyi geliyor.
* Yakın zamana kadar 02.00’den önce uyumazdım. Şimdi dayanamıyorum, 24.00 civarı yatakta oluyorum.

Pilates, yüzme, yürüyüş
SPOR
* Hep yapmaya çalışırım, bir türlü düzene sokamam. Aklımda yer kaplaması bakımından hayatımda bir yeri var sporun ama daha çok ertelemeye dayalı.
* Pilates, yüzme, yürüyüş yapıyorum.
* Haftada iki gün pilates… Ama yazın daha kolay, ister istemez yüzme, yürüme, hayatımın bir parçası oluyor.
* Kışları bir-iki kere kayak imkânı yaratmaya çalışıyoruz ailece.
* Okul yıllarında biraz da basketbol oynadım.
- Pilatese gerçekten vakit verebilsem daha ne isterim...

 Kebap türü her şeye bayılıyorum
BESLENME
* Az ve dengeli yemeye gayret ediyorum. Ara sıra belli diyetler, detoks formülleri uyguladığım oluyor.
* Bol bol salata yiyorum ama kebap türü her şeye de bayılıyorum. Yemek seçmem, yeni tatlara çok açığım.
* Türk kahvaltısı tercih ederim. Akşamları ise zengin sofra seviyorum. Zeytinyağlılar olmazsa olmazım. Öğlen genelde salata yerim.
* Türk, Fransız ve Uzakdoğu mutfaklarını da severim.
* Yemek yapmayı çok severim, sanırım iyiyim de bu konuda. Eskiden daha sık oluyordu ama şimdi de her fırsatı değerlendiriyorum.
 
 Eşe dosta rastlamaya giderim
MEKÂN
* Çok keşifçi değilim, genelde hep aynı yerlere giderim.
* Ette Nusret, Hamdi, Sunset; balıkta Kıyı, Poseidon ve Zuma’yı tercih ediyorum.
* Gidilen mekanda en çok mekanın kendisi, lezzet ve servis dahil insan ilişkilerini önemserim.
* Tutucu değilim ama genelde eşime dostuma rastlayacağımı bildiğim mekanlara sadığım. Akşamüstleri Biber ve Lucca’yı seviyorum mesela...
* Yurtdışında hangi şehirdeysem muhakkak gitmeden rezervasyonunu yaptırdığım restoranlar vardır.
 
Resmi tatilleri köprülüyoruz
TATİL
* Resmi tatilleri köprüleme (birleştirme) imkanı olduğunda ve bazen uzun hafta sonu tatilleri yapıyorum.
* İş gezileri, sergiler ve toplantıları birleştirmeyi tercih ettiğimden, Dubai bağlantılı sıcak yerler, İtalya, İngiltere genellikle tatil için tercih ittiklerim. Tabii ki sanat etkinlikleri rotası...
* Yazın Bodrum! Kış tatili olarak hava çok soğuk değilse kayak ama favorim sıcak yerler.
* Tekne, otel, yazlık ev hepsi olur ama en az otel.
* Tatilde çoğunlukla aile hep bir aradadır. Kızım Mina anneanne ve babaannesiyle daha uzun kalıyor yazın Bodrum’da. Biz de hafta sonu gidip geliyoruz.

Hızlı ve dikkatli kullanırım
 OTOMOBİL
* Otomobilleri severim. Eskiden çok düşkündüm.
* İlk otomobilim Doğan’dı.
* Güven ve estetik kriterleriyle seçerim.
* Şu anda bir BMW’m var. Ayrıca Murat da Range Rover kullanıyor.
* Hızlı ama dikkatli ve kurallara uygun kullanırım.
* Şoförüm var. İyi ki her zaman kendim kullanmıyorum yoksa hayatımın yarı zamanını heba etmiş olurdum.

Caz da dinlerim arabesk de
HOBİ
* Genel olarak hobilerimi iş haline getirmek gibi bir kötü huyum var.
* Müziği mood’uma göre dinlerim; caz da olur, klasik de arabesk de.
* Mesleki olarak da kitap birikiyor tabii ki. Hatta depoya gidiyor bir kısmı mecburen.
* Video art, resim koleksiyonumuz vardı. Bu hobiyi de Galerist ortağı olarak yeni bir işe dönüştürdüm geçen yıldan bu yana.
* Vakit bulsam eşe, dosta özellikle de ihtiyacı olana daha fazla zaman ayırabilmeyi isterdim.
* Bir şeyler üretmeyi hep severdim. 8 yaşımda filan dikiş diktiğimi biliyorum. Erken çocukluğum Silivri’de kocaman bahçeli bir evde geçti, bahçe severdim, hâlâ öyle.

False