En çok onları konuştuk!
Geçtiğimiz sene dilimize pelesenk olan cümleler, şarkılar onlarındı. Tekrar tekrar izlediğimiz oyunlar, en çok konuştuğumuz diziler onların yer aldıklarıydı. Kimlerden mi bahsediyoruz? “Yalan Dünya”nın Zerrin’i Derya Karadaş, “Öyle Bir Geçer Zaman ki”nin Berrin’i Yıldız Çağrı Atiksoy, “Kayıp Şehir”in İrfan’ı İlker Kaleli, “Benim İçin Üzülme”nin Buke’si Fulya Zenginer, tiyatro, televizyon ve sinema için pek çok proje üreten Alper Kul, “Hakim Bey” şarkısına getirdiği yeni yorumla dikkat çeken Mehmet Erdem ve “Bir Güzellik Yapsana” şarkısıyla internette tıklanma rekorları kıran Murat Dalkılıç... Elele dergisi onlarla bir araya geldi, başarılarını, yeni hedeflerini, 2013 projelerini öğrendi.
Murat Dalkılıç: Aldatsa bile çıldırmam
* “Bir Güzellik Yapsana”, internet üzerinden en çok dinlenen şarkı unvanını aldı. Bekliyor muydunuz bunu?
- Çok ince eleyip sık dokuduk albüm için. Bir şeylerin iyi olacağını biliyorduk ama şarkının rekor kıracağını tahmin etmiyorduk.
* Peki, şarkının başarısını neye bağlıyorsunuz?
- Sözleri biraz arsız ve gerçekten sekse davet ediyor. Şarkıdaki bu açıklık insanların ilgisini çekti. Aslında gerçek bir şey var şarkının içinde. Çünkü seks insanların hayatlarında başrolde aslında. Herkes için flört etme aracı oldu bu şarkı. Çok fazla konuşmaya gerek kalmadan insanlar duygularını anlatabildi.
* “Bir Güzellik Yap” albümünü öncekinden ayıran en büyük özellik ne senin için?
- Ozan Çolakoğlu’yla çalışmam.
* En son kim sana bir güzellik yaptı?
- Hayatımdaki herkes bana bir güzellik yapmak için benimle. Çalıştığım insanlar, özel hayatımdaki insanlar... Herkes benim için bir güzellik.
* Aşık Murat’la aşık olmayan Murat arasında nasıl bir fark var?
- Of çok acayip bir fark var. Aşk; hayatımı düzene sokan, beni hayata bağlayan şey. Aşk yokken hiçbir şeye konsantre olamıyorum.
* Bir kadın ne yaparsa seni çıldırtır?
- Ne yaparsa yapsın çıldırtamaz.
* Nasıl yani!
- Aldatsa bile çıldırtamaz. Çünkü insanın yaptığı her şey dönüp dolaşıp kendini buluyor. Eskiden böyle düşünmüyordum, hayatımda beni en çok sinirlendiren şey kadındı. Ama öyle olmaması gerektiğini öğrendim.
* Ne zaman, nasıl oldu bu?
- Ekin’le (Türkmen).
* 2013 yılında televizyonda ya da sinemada yeni bir projede görebilecek miyiz seni?
- Oyunculuk mezunu olduğum için gündemimizde hep bu var. Ayda iki tane metin okuyorum diyebilirim. Ama işim gereği dizi yapamayabilirim. Çok ağır bir temposu var. Sinema filminde yer almayı istiyorum.
* Keşke içinde ben de yer alsaydım dediğin bir proje var mı?
- “O Ses Türkiye”de olmak isterdim ya da onun gibi bir projede.
Mehmet Erdem: Behzat Ç’de Neşet Ertaş’ı anacağız
* “Hakim Bey” şarkısına yaptığın yorum çok beğenildi. Bu kadar büyük bir ilgi bekliyor muydun?
- Biz iyi bir iş yaptığımızı biliyorduk. Ama bu kadar büyük bir ilgi beklemiyorduk. Piyasada açık vardı bence. İnsanlar alternatif bir şeyler arıyordu. Normal gidişatın dışında bir şey yaptığımız için bu kadar çok beğenilmiş olabilir.
* Hayatta en çok şikayet ettiğin şey ne?
- Genelde saygısızlık. İnsanların birbirlerine tahammülsüzlüğü, beraber yaşama kültürünün hâlâ tam oturmamış olması.
* Dizi ve filmlere birçok müzik yaptınız, bazılarına konuk oyuncu oldunuz, var mı yeni dönem projeler arasında oyunculuk?
- Sembolik olarak var. Müzisyen olarak yer alacağım bir şey olursa kabul ediyorum. Ama başka anlamda bir oyunculuğu beceremem. Şimdi “Behzat Ç.”de oynayacağım. Neşet Ertaş’ı anacağız, “Yalan Dünya”yı söyleyeceğim.
* Nasıl biridir Mehmet Erdem?
- Duramam ben yerimde. Her an bir atraksiyondayız. Aceleciyimdir. Bir şey yapılacaksa hemen yapmak isterim. Biraz sıkıştırıyorum insanları galiba.
* Sosyal medyayla aran nasıl?
- Hesabım var ama ben kullanmıyorum. Resmi olarak yönetiliyorlar. Konser tarihlerini, işleri duyuruyoruz. Genelde söyleyeceğim şeyleri konserlerde söylemeyi ya da bir insanın gözünün içine bakarak söylemeyi tercih ediyorum. Twitter’a bir aforizma yazmak benim için bir şey ifade etmiyor. Onun yerine şarkı yazıyorum, söylüyorum. Zaten hayatım çok hareketli, bir de onunla vakit kaybedemem.
* Hayatta gıptayla baktığın biri var mı?
- Erkan Oğur. Hem hayattaki duruşu hem de müzikal hakimiyetiyle benim idolüm.
Yıldız Çağrı Atiksoy: Güzellik sırrım gülümsemek
* Sana “Öyle Bir Geçer Zaman ki” desek sen bize ne dersin?
- Dönüm noktası ve şans derim.
* Nasıl bir sinema filminde, nasıl bir karakter canlandırmayı ve kiminle başrol oynamayı istersin?
- Gerçek bir yaşam öyküsü olsun isterdim. Şener Şen, Çetin Tekindor en çok birlikte çalışmak istediğim isimler. Yönetmen de Zeki Demirkubuz, Fatih Akın ya da Zeynep Günay Tan olabilir.
* Ünlü olduğunu ilk ne zaman hissettin?
- Yakalandığım zaman.
* Magazin basınına mı?
- Evet. Arkadaşlarımla dışarı çıkmıştım ve magazin basını fotoğraflarımızı çekmişti. Ertesi gün gazetede benimle ilgili aşk haberleri vardı.
* Üzüldün mü?
- Evet, ilk yazılanları çok kafama takmıştım. Ama sonra bunun önüne geçemeyeceğimi anladım.
* Oyuncu olmasaydın ne olurdun?
- Anaokulu öğretmeni.
* Hayatta en önem verdiğin şey ne?
- Vicdan.
* Şu anki gündemde vicdanını en çok rahatsız eden şey ne?
- Türkiye. Genel olarak gidişat.
* Umudun yok mu?
- Umut olmadan yaşanmaz.
* En büyük güzellik sırrın ne?
- Gülümsemek.
* Bir erkekte tahammül edemediğin şey?
- Çok var! Sözlerinin arkasında durmamaları, oyun oynamaları... Aslında kısaca seviyorum deyip ertesi gün çekip gitmeleri.
Fulya Zenginer : Sloganım anı yaşa!
* Seni bir adım öne çıkaran şey ne?
- Azim ve samimiyet! Özel hayatı, eğlenceyi hatta 18’li yaşları bir kenara koyup çok çalıştım, dürüst oldum, ekranda gerçek bir şeyler ortaya koymayı hedefledim. Sanırım insanlar da bunu fark etti.
* İş hayatındaki prensiplerin neler?
- Disiplinli, uyumlu ve anlayışlı olmak. Kalabalık ekiplerle çalışıyoruz. Benim aksatacağım bir şey, 50 kişiyi birden etkileyebiliyor. Bu yüzden daima dikkatli davranıyorum, hatta bazen kendime çok fazla sorumluluk yüklüyorum.
* Hayattaki sloganın ne?
- Anı yaşa! Evet, geleceği de düşünmek lazım ama geleceği planlayacağım derken anı kaçırmamak önemli. Bir de mutluluğu, manevi ve maddi kazancı paylaşmak gerek. O zaman evren büyük bir huzurla karşılık veriyor sana.
* “Benim İçin Üzülme” dizisinde seni en çok heyecanlandıran şey ne oldu?
- Her projede başka biri oldum. Birbirine benzemeyen roller seçtim. Dramdan komediye, komediden drama atlayıp biraz riskli ama neticede beni geliştiren bir yol çizdim kendime. Buke de zorluğuyla beni kamçılayacak düzeyde bir karakter. Onu oynarken korkuyla gelen bir heyecanım da var. Bu duyguyu yaşamak istedim açıkçası.
* 10 yıl sonra hangi basamakları tırmanmış olmayı istiyorsun?
- Söyleyecek sözü olan filmlerde yer almış olmak istiyorum. Filmlerini izleyip hayranlık duyduğum Reha Erdem’in filmlerinden birinde oynamış olmayı istiyorum. Ve 10 yıl sonra yaptığım bütün işleri gururla izleyebilmeyi istiyorum.
*
İlker Kaleli: Yakışıklı değil karizmatiğim
* Londra’da yaşıyordun. İstanbul’a “Kayıp Şehir” için mi döndün?
- Evet, hâlâ evim duruyor Londra’da, dizi için döndüm.
* Seni bu kadar heyecanlandıran şey ne oldu bu dizide?
- Hikâyesi.
* İrfan nasıl bir karakter sence?
- Ateş gibi.
* Peki İlker’in nasıl bir karakteri var?
- Çok değişken bir karakterim var. Kendimden çok çabuk sıkılırım.
* Herkes seni konuşuyor. Sen ünlü olduğunu hissediyor musun?
- Yaklaşık iki ay önce fark ettim. O zamanlar bir dizide oynadığımı unutuyordum. İnsanlar bana bakıyor, yanıma gelip konuşuyorlardı. Kendi kendime “Biz nereden tanıştık acaba?” diye düşünüyordum. Sonra dizide oynadığımı hatırlıyordum. Bir de eskiden biri bana baktığında bunun elektrikle ilgili olduğunu düşünüyordum ama şimdi öyle olmuyor. İnsanların bana neden baktığını pek ayırt edemiyorum!
* Oyuncu olmasaydın ne olurdun?
- Bir şey olamazdım herhalde. Küçükken rock yıldızı olmak istiyordum ama... Bazen hâlâ düşünüyorum aslında... Sanırım hayatımın sonuna kadar düşünürüm ben bunu.
* Arkadaşların seninle ilgili en çok neden şikayet eder?
- Anlattıkları şeylere karşı bekledikleri reaksiyonları göremediklerinden şikayet ederler.
* En çok neyini severler peki?
- Çok yalansız dolansız biriyim. Birçok konuda düzüm, netim! Ne düşünüyorsam onu söylerim. Politik olmayı beceremiyorum. Bu bazılarını üzse de bu yönümü seviyorlar herhalde.
* Kendini yakışıklı bulmuyormuşsun. Nasıl tavlıyorsun kızları?
- Karizmayla. Ruhta bir şey var herhalde.
* Sevgilin ne yaparsa seni çıldırtır?
- Bir konuyu bin defa konuşmuşsak ve aynı şeyi yapmaya devam ediyorsa beni çıldırtır.
* Aşık olduğunda nasıl biri olursun?
- Tam da üstüne geldin. Aşık olunca deli tarafım çıkıyor ortaya. İyice kabına sığmayan birine dönüşüyorum.
* Şu anda aşıksın yani?
- Aşık olmak çok iddialı ve içi dolu bir kelime bence.
* 2013 nasıl bir yıl olsun?
- “Kayıp Şehir”in aynı hızda devam ettiği, benim dünyama uyan bir yönetmenle sinema filmi çektiğim, yurtdışı hayallerimin de gerçek olduğu bir yıl olsun.
Alper Kul 2012’nin tadı damağımda kaldı
* 2012 sizin için özel bir yıl oldu diyebilir miyiz?
- Evet, 2012 benim yılım oldu. 2012’de çok farklı disiplinlerde ödüllendirildim mesleki anlamda. Özel hayatımda çok farklı bir yola gittim, evleniyorum. Bu dergi çıktığında eğer gelin düğünden kaçmamış olursa evlenmiş olacağım. (Ve biz sayfaları hazırlarken öğrendik ki, gelin kaçmamış. O şimdi evli!) 2012’nin tadı damağımda kaldı resmen.
* “Sümela’nın Şifresi”nden sonra bu yıl “Moskova’nın Şifresi Temel”i çektiniz. Nasıl gidiyor gişe?
- Çok iyi gidiyor. Seyircinin çok fazla ilgisi var.
* TOBAV ve Tiyatro Dergisi tarafından yazdığın oyunlar ödüllendirildi. Yeni bir motivasyon kazandırdı mı bu sana?
- Bu sene yazarlık üzerine aldığım ödüller oyunculukla ilgili yaşadığım hiçbir duyguya benzemedi. Çok onur duydum.
* Yazmak nasıl bir motivasyon sağlıyor?
- Terapi! Keşke daha önce yazmaya başlasaydım. Ne kadar derdim, sıkıntım varsa hepsiyle yazarak hesaplaşıyorum. Samimiyetle söylüyorum ki çözemediğim bir sürü hususu yazarak çözüyorum. “Aut” ve “Barcelo” oyunlarını yazarken dört tane arkadaşımla barıştım.
* Hayattaki felsefen ne?
- Yettiği kadarı benim. Fazlası hazımsızlık yaratır.
Derya Karadaş : Sokakta tanımıyorlar
* Zerrin karakteri hayatını nasıl etkiledi?
- Özel hayatımı çok etkilemedi. Günlük hayatta çok tanınmıyorum. İnsanlar Zerrin’i saçı, makyajı, kostümleri olmadan tanıyamıyorlar. Ama işime, oyunculuğuma çok katkısı oldu. Bir de tiyatrodaki oyunuma gişe katkısı sağladı.
* Zerrin’in en sevdiğin yanı ne?
- Ben Derya olarak Zerrin’in bilgisine sahip değilim. Ekonomiden, futboldan, dünya sinemasından anlıyor! Zerrin’in şuursuz bilgisi beni çok heyecanlandırıyor.
* Bir de tiyatro oyunun var: “Dur Bi Dakka”. O nasıl gidiyor?
- Oyun ikinci sezonunda. Bu sezon diziden kaynaklı gişemizde çok büyük bir değişiklik oldu. Zerrin’i ekranlardan çok seven bir kitle var. Yine komedi oynuyorum. Bu benim özel tercihim değil, dizideki rolümle denk geldi.
* Hayat felsefen ne?
- Sevgiyle yapılan her iş başarıyı getirir.
* Kendi kendinize en çok çelişkiye düştüğünüz konu ne?
- Özeleştiri mekanizması çok gelişmiş biri olduğuma inanıyorum. Bu yönüme çok güvenirim ama yakınlarım eleştiriye açık olmadığımı söylüyor. Halbuki ben tam tersine inanıyorum ve onlar benim bütün ezberimi bozuyor!
* Oyuncu olmasaydın ne olurdun?
- Gazeteci olmak istiyordum.
* Bir dergide, gazetede bir şeyler yapmak ister miydin şu anda?
- Bunun için altyapıyı biraz daha desteklemek gerektiğini düşünüyorum.
* Kiminle röportaj yapmak isterdin?
- Ayşe Arman’la...
* Ne sorardın?
- Yine soruları o sorardı galiba!