GeriSeyahat Dünyayı fotoğraflamak için hayatlarını değiştirdiler
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi
Dünyayı fotoğraflamak için hayatlarını değiştirdiler

Dünyayı fotoğraflamak için hayatlarını değiştirdiler

Zehra Arslan Ceylan arkeolog, eşi Hakkı Ceylan ise gemi inşaatı mühendisi. İkisinin de hayatı fotoğraf üzerine kurulu. İşlerini bıraktılar ve fotoğraf çekmek için dünyayı gezmeye karar verdiler. 60 ülke gezdiler. Kurdukları blog’u binlerce kişi ziyaret ediyor.

Nasıl başladı her şey?
Zehra Arslan Ceylan: Başta zordu ama şimdi mutluyuz. Mesleğim gereği bir yıl fotoğrafçılık dersi aldım. 2011’de ofis işimi bırakıp sadece fotoğraf çekmeye karar verdim.

Eşimle beraber hayatımız tamamen fotoğraf üzerine kurgulu. İkimizde işlerimizi bırakmaya karar verdiğimiz de başlangıçta biraz korktum ancak bir süre sonra alıştım. Hayatımızı değiştirdik. Artık toplu taşıma kullanıyoruz, dışarıda yemek yemiyoruz. Artan paralarla uçak bileti alıyoruz.

Dünyayı fotoğraflamak için hayatlarını değiştirdiler

Norveç

Başka kültürleri tanımaya nasıl karar verdiniz?

Babamın bir seyahat şirketi vardı, bu tutku ondan geçti. İlk seyahatimi yedi yaşındayken Almanya’ya yaptım. Ondan sonra 18 yaşında İngiltere’ye gittim.

Başka ülkelerde gördüğüm yeni şeylerin beni çok heyecanlandırdığını gördüm. Üç ay kaldığım Londra’dan döndüğümde bütün paramı biriktirip seyahat için harcamaya karar verdim. Bunun için okulu bitirip bir işe girmek gerekiyordu.

İşe başladığım ilk günden itibaren maaşımın tamamını seyahat için biriktirip gezi planları yaptım. Evlendikten sonra eşim de bana uydu ve bütün seyahatleri birlikte yapmaya başladık.

Dünyayı fotoğraflamak için hayatlarını değiştirdiler

Sri Lanka

Kaç ülkeye gittiniz, en çok neresi sizde kalıcı izler bıraktı?

Avrupa, Asya, Amerika ve Afrika olmak üzere 60’tan fazla ülke gezdik. Deneyim açısından en farklı ülke Lübnan oldu. Filistin mülteci kampları fotoğraf projesi için farklı zamanlarda Lübnan’a, Suriye’ye ve Ürdün’e gittik. Fotoğraf amaçlı seyahat ettiğimiz için normal turistlerin gitmeyeceği ve girmeyeceği yerlere girip çıkıyoruz.

Hedefimiz Filistin mülteci kamplarında fotoğraf çekmekti. Sabra ve Şatilla kamplarına girdik ki buralara devlet bile zor giriyormuş. Tabii yolumuz kesildi, sorguya alındık, neyse ki bir şey olmadı.

Bu olay öncesinde evlerine konuk olduğumuz Filistinli bir aile var ki yıllarca aklımda kaldılar.
Tek bir odada yedi-sekiz kişi birlikte yatıyorlardı. Evlerinde çok eski bir televizyon ve yerde yayılı üç-dört hasırdan başka oturacak hiçbir şeyleri yoktu. Bu seyahatimizi hiç unutamıyorum.

Onca ülkenin içinde favori ülkeniz neresi?

Norveç... Kırmızı yapılar, adaların üzerindeki tek tek duran evler ve her yerin yeşil olması çok etkileyici.

Dünyayı fotoğraflamak için hayatlarını değiştirdiler

Norveç

Norveç’e ilk gittiğimizde eylül ayıydı. Bergen’e fiyordları görmeye gitmiştik. Okyanusun kenarındaki evimizin camından bakarken bulutların gece saat 22.00’de güneşin kızıllığıyla kırmızı oluşu hâlâ aklımda. Tam o bulutların içinden kocaman bir balıkçıl kuşun kanat çırparak geçişini hiç unutamıyorum.

Her gün sabaha karşı fotoğraf çekmek üzere çıkıp gecenin bir vakti eve dönüyorduk. Yanımıza yemeklerimizi alıp okyanus kenarında beğendiğimiz bir yerde yemek yiyorduk. Çok güzeldi.

En unutulmaz fotoğrafları nerede çektiniz?

Nepal... Beni en çok etkileyen cenaze törenleriydi. Nepal’de ölen kişileri gömmüyorlar, yakıyorlar. Bu işlem herkese açık yapılıyor.

Dünyayı fotoğraflamak için hayatlarını değiştirdiler

Nepal

Ölü yakma yerinde yan yana o gün ölenler diziliyor. Üzerlerine çiçekler konuyor ve herhangi bir ziynet eşyası varsa öylece bırakılıyor. “Artık ihtiyacı yok. Her şey eriyip gitse de olur” düşüncesi var.

Evde bir erkek çocuk varsa yakma işlemini o başlatıyor. Bir- kaç saat içinde geriye hiçbir şey kalmıyor. Nepal’i fotoğraflarken çok tuhaf hissediyordum. Çok ilginç ve çok güzeldi.

Seyahatleriniz sırasında ilginç bir olayla karşılaştınız mı?

İzlanda’da büyük bir araç kiraladık ve arkaya fotoğraf malzemelerimizi koyduk. İlk gün bir yerde durduk ve meşhur İzlanda atlarını gördük, fotoğraflamak için aracın arka kapısını açtık. İçeriden malzeme almak isterken çıkan ani bir rüzgâr kapıyı kırdı. Şaşırdık kaldık, kapı elimizde kaldı.

Gezinin ilk günündeyiz, daha yedi gün gezeceğiz, hava çok soğuk ve kar yağıyor. Biraz uğraşıp kapıyı yerine oturtup kapattık. Sonraki günlerde kapının o kanadını pek kullanmadık.

Dünyayı fotoğraflamak için hayatlarını değiştirdiler

İzlanda

Aracı teslim edeceğimiz gün hayli ter döktük. “Herhalde o kapı için bizden 1000 dolar isterler” diye düşünüyorduk. Aracı teslim için gittiğimizde teslim alan kişi aracın her yerine baktı ama arka kapıyı açmadı. Vermiş olduğumuz kredi kartımızı iptal ettirip hemen oradan uzaklaştık.

Sonra bir dergide İzlanda rüzgârının meşhur olduğu, araç kapılarını açarken dikkat edilmesi gerektiği ve kapıların kırılabileceği yazıyordu. Bu uyarıyı kapıyı kırmadan önce okumuş olmak çok isterdim.

En son nereye gittiniz, neler yaptınız?

Malta’ya gittik. Burada bazı sabahlar erken kalkıp gündoğumu ve gün batımında Malta’yı fotoğraflamaya çalıştık.

Dünyayı fotoğraflamak için hayatlarını değiştirdiler

Hindistan

Gezinin bir gününün birkaç saatinde halka kapalı olan bir manastıra girerek çok özel fotoğraflar çektik. Bu da bizi bu gezide en mutlu eden olay oldu. Şimdi ise Hindistan’a gideceğiz. Tac Mahal, Amritsar ve ek olarak otantik bir köyü ziyaret edip köy hayatını fotoğraflayıp geleceğiz.

Seyahatlerinizi ve fotoğraflarınızı bir blogda toparlayıp sunmak size neler kattı?

Okuyucu kitlemiz var ve kimseye yanlış bilgi vermek istemiyoruz. Bu nedenle olabildiğince çok şey öğrenmeye çalışıyoruz.

Dünyayı fotoğraflamak için hayatlarını değiştirdiler

Fas
Zehra Arslan Ceylan ve Hakkı Ceylan seyahatlerinde çektikleri fotoğrafları ve yazıları ‘www.azgezmis.com’ blog adreslerinde paylaşıyorlar.


Yazdığımız yerlere biz de ikinci defa gideceğimiz zaman açıp okuyoruz. Bizim de işimize yarıyor. Blog ayrıca diğer blog yazarlarıyla tanışmamıza vesile oldu. Birçok insan buradan bize ulaşıyor, bazılarıyla yüz yüze tanışma fırsatı bulduk. Zararı yok, yararı çok.

False