Dünyanın en mutlu ülkesi: İsviçre
İsviçre denizin mavisini göremeseniz de, doğanın yeşilliği, tabiatın güzelliği alıp götürüyor sizi. Dağların ve vadilerin bir araya gelmesiyle oluşan o tablo gibi güzel görüntü, insanı uzaklara götürmeye yetiyor. İşte size doğayla iç içe huzuru bulacağız İsviçre gezi rehberi…
Ülkenin yüzde 60’lık kısmını çevreleyen Alpler, ziyaretçilere her mevsim ayrı bir manzara sunuyor. Batı Avrupa’da bulunan bu masalsı ülke aynı zamanda mimarileri ve zengin mirası ile dikkat çeken tarihi şehirlere ev sahipliği yapıyor. Hayatın yavaş aktığı huzur durağı Cenevre, yaşam kalitesi ile insanı kendine çeken Zürih, tabii güzelliklerin ana vatanı Bern ve gotik yapıları ile puslu havasıyla bir ahenk yakalayan Basel şehirleri İsviçre’nin en rağbet gören kentleri arasında yer alıyor. Bu şehirler tarihi, kültürel ve sanatsal zenginliklerinin yanı sıra etkinlikleriyle de farklı deneyimler sunuyor. İsviçre’yi özel yapan yalnızca bunlar değil; çikolatanın ve peynirin ana vatanı olan bu ülkenin yemekleri de ona ün veren detaylar arasında yer alıyor.
Hangi şehirleri görmeden dönmemeli?
İsviçre’nin Finans ve Bankacılık şehri: Zürih
Zürih, Zürih Gölü’nün Limmat Nehri’yle birleştiği noktada kurulan, Avrupa’nın en temiz şehirlerinden biri. Aynı zamanda Zürih, İsviçre’nin finans ve bankacılık başkenti. Dünyanın en yüksek yaşam standartlarına sahip şehirlerinden biri olan Zürih’te, şehir merkezindeki Fraumünster Kilisesi, Zürichhorn Parkı ve içerisinde yer alan Le Courbusier Pavyonu, en ünlü meydanlarından Paradeplatz, Kunsthaus Zürich, nehir kıyısında yürüyüş ve çikolata dükkanları Zürih’te mutlaka görülmesi gereken adresler.
Sanatsal şehir: Basel
Basel, İsviçre’nin en büyük üçüncü kenti. Ren Nehri kıyısında bulunan, coğrafi konumu gereği uzun yıllar ulaşım ve taşımacılığın merkezi olan bir kent. Kasaba sakinliğinde kent yaşamını bulabileceğiniz bir şehir. Nehir kıyısının iki yanına kurulan iki farklı bölümden oluşan Basel, tarihi dokuları, nehrin iki yakasını bağlayan köprüleri, surları ve şehir kapılarının yanı sıra sanat galerileri, müzeleri, festival ve sanat fuarıyla birlikte Basel ziyaretçilerini büyüleyen bir şehir. Minster Kilisesi, St.Martin Kulesi, Jean Tinguely Çeşmesi, Fondation Beyeler, Kunstmuseum Basel, St. Jakob Parkı kentte başlıca gezilecek yerler.
Dünya’nın en pahalı şehri: Cenevre
Cenevre, Zürih’ten sonra, ülkenin ikinci büyük şehri. Dünya üzerinde en pahalı şehirler sıralamasında bulunuyor. Cenevre Leman Gölü’nün kıyısında yer alıyor. Göl etrafındaki lüks yaşamıyla bilinen kent, yılın her dönemi karla kaplı Mont Blanc Dağı ile ünlü. Gürültüden uzak ve sakin kent yaşamıyla bilinen şehirde Cenevrelilerin yarısını yabancılar oluşturuyor.
Cenevre sanat galerileri, onlarca müzesi ve kültürel etkinlikleriyle de çeşitliliğini gösteriyor. Şehrin sembolü haline gelen Jet d’Eau’yu, Ariana Parkı içerisinde yer alan Palais des Nations, Musée d’Art Moderne, Musée Rath, MAMCO, Parc des Eaux Vives ve Paroisse de Saint-Pierre-Fusterie Katedrali Cenevre’de mutlaka görmeniz gereken yerler. Horloge Fleurie’yi görmeden kesinlikle kentten ayrılmayın!
Kayak merkezi: St. Moritz
St. Moritz, Milano, Zürih ve Münih’e kara yolu ile üç saatlik mesafede ve Güney Alplerde yer alan yalnızca İsviçre’nin değil, dünyanın da en önemli ve ünlü kayak merkezi. Coğrafi konumu sayesinde, kar yüksekliğini ve kalitesini tüm sezon boyunca koruyabilen St.Moritz, Alp Dağları’nın arasında, kış aylarında buz tutan kristal gölün kenarında kurulu.
Dünyanın en eski kış sporları tesisi olarak da bilinen St. Moritz, 2000 metre yükseklikte kurulu bir kasaba. Kış sporcularının yanı sıra özel jetlerin inişini sağlayan havalimanıyla da İsviçre ve dünya jet sosyetesinin de uğrak noktası. Özellikle orta seviye ve deneyimli kayakçılar için cennet gibi pistleri olan St. Moritz’de kış sporları kayak, snowboard ve buz pateni ile sınırlı değil. Kırmızı toplar ile karda oynanan golf, buz hokeyi, buzda polo ve kriket, kızak ve de White Turf At Yarışları gibi farklı kış etkinliklerinin öncüsü olan St. Moritz’te deneyimli kayakçılar için ise hem tepelerde yer alan zorlu pistler, hem de Diavolezza-Lagalb bölgesinin sunduğu kışkırtıcı off pist imkanları sınır tanımayan bir kayak deneyimi sunuyor. Son yıllarda eklenen keyifli ve zorlu snowboard parklarının sayısı ise oldukça tatmin edici.
Gurme merkezi: Montreux
Montreux, Cenevre Gölü’nün kuzey kıyısının doğrusunda, Vaud Riviera’sının merkezinde yer alıyor. Üzüm bağları, heybetli dağlar ve göl manzarasıyla çevrili olan Montreux aynı zamanda İsviçre’nin en önemli gurme merkezi. Damak tadına düşkün olanları ve gurmeleri şehrin lokal ve yıldızlı restoranlarında keşif yaparken sık sık görebilirsiniz. Cenevre Gölü kıyısında 13. Yüzyıl yapısı olan Château de Chillon, 3.5 km uzunluğundaki Promenade Caddesi, tarihi binaları, kaldırım taşlı dar sokakları ile Vieille-Ville de Montreux ile Gorges du Chauderon mutlaka görülmesi gereken adresler. Diğer yandan UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan ve Lozan ile Montreux arasındaki 830 hektarlık bir alana yayılan Lavaux Üzüm Bağları’nı görmeden kentten ayrılmayın.
Leziz İsviçre yemekleri
Çok yönlü bir mutfağa sahip olan İsviçre fondü, raklet veya rösti gibi bazı yemekleri ülke genelinde kullansa da her bölge kendi yöresine, iklimine ve kültürüne göre çeşitli türde yemekler ortaya çıkarmış. Geleneksel İsviçre mutfağı diğer Avrupa ülkelerinin mutfağıyla benzerlik gösteriyor. İsviçre’de kahvaltı oldukça önemli bir öğün. Bürli ve zopf adı verdikleri özel ekmek çeşitleri, taze tereyağı, bal, süt ve yöreye özgü enfes peynir çeşitleri; İsviçre kahvaltı sofralarını şenlendiren temel yiyeceklerden. Ekmek ve peynir çeşitleri, çikolatası ve şarabıyla ünlü İsviçre; gastronomi meraklıları için adeta cennetten bir köşe. Gruyeres ve Emmental vadilerinde tamamen yöresel olan süt ürünleri peynirleri mutlaka denemelisiniz. Bu yiyeceklere İsviçre’nin batısında oldukça fazla türde bulmanız mümkün.
İsviçre denilince akla ilk gelen yiyecek tabi ki çikolata oluyor. Çikolata, 18. Yüzyıldan beri İsviçre’de özenle üretiliyor. Zamanla birçok tekniğin gelişmesi ile İsviçre çikolatalardaki kalitesi arttırdı ve dünya çapında oldukça büyük bir üne sahip oldu. İsviçre’de alkol denildiğinde akla ilk gelen şarap oluyor. Üzüm çeşitliliği bakımından zengin ülkedeki en ünlü şarapları; İsviçre şarabı, beyaz şaraplar özellikle Valais ve Vaud şarapları mutlaka denemelisiniz.
İsviçre’ye ne zaman gidilir?
Alpler’de kayak sezonu için seyahat edecekseniz en uygun zaman ocak ve şubat ayları. Kültürel bir seyahat için gitmeyi düşünüyorsanız en uygun dönem yağışların az olduğu sonbahar dönemi eylül ve ekim ayları en uygun dönemler.
İsviçre’ye nasıl gidilir?
İsviçre’ye Türkiye’den gitmek için İstanbul ve İzmir şehirleri üzerinden, direkt uçuşlar sağlanıyor. Cenevre şehrine, İstanbul’dan direkt uçuş var. İstanbul-Cenevre arası havayolu uçuş süresi, yaklaşık 2 saat sürüyor. İsviçre’ye ulaştığınızda, demiryolu ulaşımını kullanarak bir yere gitmek isterseniz trenden indiğinizde ihtiyacınız olan toplu ulaşım aracının biletini bile, tren biletiyle birlikte satın alabilirsiniz.
Dünyanın en berrak gölü