Dünyanın çatısına yolculuk
Aynur Ölçer (43) eşiyle birlikte kurdukları Neomed’de çalışıyor. Guniot, ID Bare Minerals gibi birçok kozmetik markasının Türkiye temsilciliğini yapıyorlar. Aynur Ölçer ve ailesi, geçen sene İstanbul’un yaz sıcaklarından kaçarcasına Kuzey Avrupa’ya atmışlar kendilerini.
Amsterdam’dan bindikleri kurvaziyer gemisi Norveç’in Batı kıyılarını takip ederek Kuzey Buz Denizi’ne kadar gitmiş. "Dünyanın çatısına gittik" dediği seyahatin, ona göre en güzel noktaları, fiyordlar ve Svalbard Adaları. Tabii bir de güzelliği karşısında ağladığı Geiranger fiyordu var.
Yaz ortası Türkiye’de hava 40 dereceye yakınken Kuzey Buz Denizi’nde durum nasıldı?
- Donduk! Üstümüze kalın birkaç şey almıştık ama pek de kestirememişiz. Amsterdam yaz havasıydı, kuzeye çıktıkça soğudu hava. En kuzey noktada eksi beş dereceydi. Geminin mağazası talan oldu, herkes birbirinin aynı kıyafetlerle dolaşıyordu. Şöyle bir güvertede bir şezlonga uzanayım, etrafı seyredeyim diye hayallerim vardı, pek mümkün olmadı tabii.
Peki güneş? O mevsimde pek batmıyor değil mi?
- Avrupa’ya yakınken normaldi de, kuzeyde o da değişti. Birkaç gün boyunca hiç batmadı. İşte orada uyku düzenimiz toptan şaştı. Güneş parladıkça vücut uyumak istemiyor. Uyuyabilmek için perdelerin kenarına havlu falan sıkıştırıyorduk. Güneye dönünce sevindik resmen.
DOĞA MUCİZESİ GİBİ
Ne kadar sürdü geziniz?
- 15 günlük bir seyahatti. Amsterdam’da Costa Cruise şirketinin Costa Europa isimli gemisine bindik. Sürekli kuzeye giderek Kuzey Buz Denizi’ne vardık. Yolda fiyordları gördük, buzdağlarının yanından geçtik. Her gece başka bir yerde konakladık. Arada bir iki gün de hiç durmadan açık denizde yol aldık. Kuzey Kutbu 80-81. enlemde. Biz 78.’ye kadar çıktık. Dünyanın çatısını görüp geldik resmen.
Avrupa kıyılarından uzaklaştıkça nasıl değişti doğa?
- Yavaş yavaş değil, çok keskin bir değişim oldu. Birdenbire fiyordlar, buz dağları çıktı karşımıza. Norveç çok güzel bir ülke. Her yerinde bir başka güzellik var. Bergen mesela, muhteşem bir şehir. Ondan hemen sonra gördüğümüz fiyordlar doğa mucizesi gibiydi.
En çok nerelerden hoşlandınız bu turda?
- Beni büyüleyen Svalbard’da iki yerde durduk. Biri, dünyanın en ucundaki yaşam noktası denilen Ny Alesund idi. Oraya varmadan önce iki gün boyunca seminerler aldık gemide. Yapabileceğimizden çok, yapmamamız gerekenleri öğrettiler.
Neydi onlar?
- En başta, karların üzerinde yol olarak belirlenen kukaların dışına çıkmamak... Kutup ayısı çıkabiliyormuş da! Hem bizi hem de doğayı korumak içindi bu uyarılar. Ot parçası bile koparmak yasaktı. Zaten Ny Alesund’a senede sadece bir kurvaziyer gemisinin yanaşmasına izin veriliyormuş. Eskiden kömür madeni şehriymiş. Mesela otel var zannediyorsunuz, müze çıkıyor. Bütün binaları müzeye dönüştürmüşler. Yabancıları, özellikle de turistleri pek sevmezmiş şimdi burada yaşayan bilim adamları.
KELİMELER ANLATMAYA YETMEZ
Diğer durağınız neresiydi?
- Svalbard’ın merkezi olan Longyearbyen şehrinde durduk. Burası daha büyükçe bir şehirdi ama bizimkilerle kıyaslanmaz bile. Rengarenk, sempatik evleri var. Evlerin zemin katları yerden bayağı yüksek. Kar yağdığında metrelerce biriktiği için yüksekte inşa etmişler. Onlar turiste alışmışlar, birçok dükkan var. Orada en çok ilgimi çeken, pamuğa benzeyen bir bitkiydi. Tabii ki dokunmak bile yasaktı!
Norveç’in anakarasında nereleri gördünüz?
- Norveç’in Batı kıyısından çıktığımız için önce fiyordları gördük. Oradaki manzaraları hiç unutmayacağım. Yüzlerce metre yüksekliğinde yemyeşil fiyordlar... Çoğu yerde gemi onların arasında, kıvrıla kıvrıla son noktaya kadar gidiyor. Kelimelerim anlatmaya yetmez. Buzullardan eriyen suların oluşturduğu bir nehrin kıyısında bir şehre vardık. Etrafı tepesi karla kaplı dağlarla dolu, aralarında yemyeşil vadiler var. Oradan çıkarken geçtiğimiz bir noktada doğanın güzelliğinden ağladım resmen.
AĞLATAN MANZARA
Sağımızda solumuzda onlarca şelale akıyor, biz ortasında gidiyorduk. Yedi Şelaleler’miş o bölgenin ismi. O doğa mucizesine kayıtsız kalmak mümkün değil. Zaten en çok hoşuma giden fiyord manzaraları, denizden içeri doğru girdiğimizde gördüklerim oldu.
En sevdiği 4 yer
Güney Afrika
Stockholm
Norveç Budapeşte
Kalkan
seyahatte ne okuyor
Roman okuyor.
ne dinliyor
Yanında müzik taşımıyor, gittiği yerde ne varsa onu dinliyor.
ne yiyor, ne içiyor
Yemek konusunda dikkatli. Her şeyi denemekten hoşlanmıyor. Bir halk pazarında oğlu ve eşi ekmek arası balina etini mideye indirirken, o uzaktan bakmış.
ne giyiyor
Gündüzleri spor ve rahat, akşamları ortama uygun olacak şekilde şık.
neyle seyahat ediyor
Uçakla ve gittiği yerde kiralık otomobille.
nerede kalıyor
Çok kalabalık otelleri sevmiyor. Ufak, kişilikli otellerde kalıyor.
kimle seyahat ediyor
Eşi Hakan ve oğlu Okan ile.
çantasının olmazsa olmazları
Seyahatlerde cilt bakımına ağırlık veriyor ve yanına birçok bakım maskesi alıyor. Bir de küçük dua kitabı çantasından eksik olmuyor.