Son Güncelleme:
Dört kiÅŸiye bir ada düÅŸen ülke
Buenos Aires’e ilk gittiÄŸimde ÅŸehrin göbeÄŸindeki bir parkta gördüğüm bayraklı, askerli ve ebedi ateÅŸli Islas Malvinas anıtını merak etmiÅŸtim, ‘bu da ne ola ki?’ diye... Meraklı her Türk gibi kısa bir süre sonra amacıma ulaÅŸtım. Bizim Falkland diye bildiÄŸimiz adalar aslında Güney Amerika’da ya da Latin dünyasında Malvinas diye geçmekte.Güney Atlantik Okyanusu’nda Arjantin Patagonyası’nın 500 kilometre doÄŸusunda bulunan ülke, DoÄŸu ve Batı Falkland isimli iki büyük adayla 700 adacıktan oluÅŸuyor. Nüfusun 2 bin 913 (Böyle küsuratı bile var!) kiÅŸi olduÄŸunu düşünürseniz dört kiÅŸiye bir ada düşüyor!Falkland Adaları’na ilk 1690 yılında Kaptan John Strong inmiÅŸ. 1833 yılından bu ülkenin hafızalarımıza yerleÅŸmesine neden olan, 2 Nisan 1982’deki Arjantin iÅŸgaline kadar Ä°ngilizler’in egemenliÄŸinde kalan adalar iki ay sonra tekrar özgürlüğüne kavuÅŸmuÅŸ. General Leopoldo Galtieri, bakmış Arjantin’de rüşvet, huzursuzluk had safhada, iktidar da elden gitmek üzere, bodoslama dalıvermiÅŸ adalara. Politikanın altın kuralı sonucu herkes milli birlik çerçevesinde bir araya gelince problemler de askıya alınmış Arjantin’de, fakat Ä°ngiltere’de devir ‘ Demir Lady’ Margaret Thatcher’in devri. Bunun altında kalmayan Thatcher donanmasını yolladığı gibi geri almış adaları.Yaklaşık 2 bin kiÅŸinin yaÅŸadığı, bizde ancak köy olabilecek baÅŸkent Port Stanley’e indiÄŸinizde o ‘çok Ä°ngiliz’ havayı hemen hissediyorsunuz. Evler, barlar, hatta kırmızı telefon kulübeleri bile Ä°ngiliz havası solutuyor size. TrafiÄŸin saÄŸdan olduÄŸu bu küçücük ÅŸehir, Åžili veya Arjantin’den geldiyseniz çok hijyenik ve rafine görünüyor gözünüze. Ä°lk dikkati çeken ÅŸey ise muhtemelen dünyada kiÅŸi başına en fazla cipin düştüğü ülke olması. Aklıma ilk gelen kışların çok soÄŸuk olma ihtimali. Oysa iklim ılıman. Asıl neden baÅŸkent dışında adalarda yol olmaması. Dolayısıyla araziye uygun aracınız yoksa ayaklarınızın kıymetini daha iyi anlıyorsunuz! BALÄ°NA KEMÄ°KLERÄ°NDEN ANITBaÅŸkent dışındaki her yer ‘camp’ diye geçmekte. Buralara gidebileceÄŸiniz taksilerin bile cip olduÄŸu Falkland’da araçların çoÄŸu ikinci elin ucuz olduÄŸu Japonya’dan ithal edilmiÅŸ. Böylesine ufak bir yerleÅŸim biriminde, çok sayıda turistik eÅŸya satan, şık maÄŸaza görünce ÅŸaşırıyor insan. Ä°ngilizler uyanık, Güney Amerika rotasındaki yolcu gemilerini burada durduruyorlar, o yüzden gün içinde binlerce turisti ÅŸehrin mevcut üç beÅŸ sokağını arşınlarken görebiliyorsunuz. Bu mikro ülkede tek geçim kaynağı turizm deÄŸil, asırlarca en önemli gelir kalemi olan yün halen listenin başında. Ãœlkenin etrafında balık avlama hakları, çeÅŸitli balıkçılık firmalarına yıllık 40 milyon dolara satılmış, denizdeki petrol kuyularının sayısı gün geçtikçe artmakta, ÅŸimdi bütün bunları toplayıp toplam nüfusa bölün ki refah seviyesi hakkında biraz bilginiz olsun! Bu arada devlet herkesin hesabına yılda 365 sterlin para yatırıyor, senede bir kez tatile gidip kendilerini geliÅŸtirsinler diye!Çok sayıda gemi enkazının bulunduÄŸu limana inip, saÄŸa saptığınızda önce 1892’de inÅŸa edilmiÅŸ olan ve dünyanın en güneyindeki, en büyük katedral olarak lanse edilen binayı görüyorsunuz, hemen yanında da balina kemiklerinden yapılmış bir anıt bulunmakta. 1982’deki savaşın anısına dikilmiÅŸ anıta geldiÄŸinizde de gururla dalgalanan bir Ä°ngiliz bayrağı karşılıyor sizi. Onun biraz ilerisinde ise Ä°ngiltere’den gönderilen valinin oturduÄŸu bina var. Yolun sonunda göreceÄŸiniz I. Dünya Savaşı anıtı bu küçücük ülkeyle kesiÅŸen ortak tarihimizin bir göstergesi. Falkland’a gelen Ä°ngiliz gemilerinin isimleri kazınmış anıta. Bu devasa gemilerin bir kısmı 18 Mart 1915’te Nusret isimli ufacık bir mayın gemisi tarafından tarihe ve Çanakkale BoÄŸazı’na gömülmüş.15 KÄ°LOMETREKAREDE HAYATJackass, rockhopper, macaroni, gentoo ve king gibi penguen çeÅŸitlerini görebileceÄŸiniz Falkland’da, 185 civarında kuÅŸ türünün yaÅŸadığı tespit edilmiÅŸ.Adada herkes birbirini tanıyor, tanımıyorlarsa o kiÅŸi kesinlikle turist! Adada yedi kuÅŸaktır yaÅŸayan Ä°ngiliz asıllı insanlar var ve yaÅŸayanların çoÄŸu burada doÄŸmuÅŸ. EÄŸitime yurtdışına gidenler bile geri dönüyor. Ä°nsanların yazlık evleri sadece 10 kilometre uzakta ama yol olmadığı için ancak bir saatte gidebiliyorlar! YaÅŸamın tamamı 15 kilometrekarelik bir üçgende geçiyor anlayacağınız. Sinema, ATM yok, tek eÄŸlence dost sohbetleri ve televizyon! KonuÅŸtuÄŸum kiÅŸilerden biri ‘Çocuklarımızın da ileride bu güzellikleri görüp yaÅŸamasını isterim!’ diyor. Aklıma çitin ötesindeki dünyayı bilmediÄŸi için mutlu olan köylü kızları geliyor, oysa Falkland’da yaÅŸayanlar Atlantik’in öteki taraflarında neler olduÄŸunu bildikleri halde mutlu. Olması gerekenler hanesine kendi doÄŸrularımızı oturttuÄŸumuz için önce ters geliyor bana dünyadan çok uzak, izole bir adada mutlu olmak. Oysa herkesin mutluluk formülü aynı deÄŸil. Falkland Adaları isimli küçük cennetten ayrılırken bir kez daha anlıyorum ki yaÅŸam denen oyunda mekanlar sadece birer dekor, cennet ve cehennemin gizlendiÄŸi yer ise insan ruhu...Â