Yıldırım GÜNGÖR
Son Güncelleme:
DOĞASEVERLERE, FOTOĞRAF MERAKLILARINA SONBAHAR YÜRÜYÜŞ ROTALARI
Sonbahar geldi. Pastel renkler yavaş yavaş doğadaki yerini almaya başladı. Sonbahar yürüyüş açısından da çok iyi bir mevsim. Havanın çok sıcak olmadığı bu günlerde hem yürüyüş yapıp hem de doğanın sanatçı yönünü hayranlıkla izleyebilirsiniz. Sizin için dokuz farklı rota belirledik.
KILIÇKAYA
Kondisyonunuza göre parkur seçin
Sakarya’nın Geyve ilçesi sınırları içinde bulunan Kılıçkaya, sonbahar yürüyüşleri için cazip bir kayalık. Kapıorman Dağları’nın bir parçası. Kılıçkaya yürüyüşü iki farklı şekilde yapılabilir. Her iki yürüyüşün başlangıç noktası Doğancıl Köyü. Köye Geyve-Taraklı arasındaki Kazkıran Geçidi’nden geçilerek varılır. Yürüyüş hemen köyün içinden başlar. Köyden hemen sonra başlayan patika, kısa sürede pastel renklerle bezeli bir ormanın içinde devam etmeye başlar. Kendinizi fazla zorlamak istemiyorsanız orman içindeki küçük parkurlarda da yürüyebilirsiniz. Patika bir yaylada sona erer. Eğer zamanınız varsa ve kondisyonunuz yeterli ise Kılıçkaya’nın tepesine kadar yürümek mümkün. Kaya üstü denen noktada hem dinlenip hem manzara izleyebilirsiniz.
İkinci rota da köyden başlayarak Kılıçkaya’nın etrafında dönüyor ve yaylada sona eriyor. Her iki rota da sonbahar renklerinin muhteşem uyumunu sergiliyor.
KAPADOKYA
Doğanın en görkemli sanat eseri
Dünyanın en önemli doğal anıtlarından biri olan Kapadokya’da yürüyüş çok farklı etaplarda gerçekleştirilebilir. Doğanın su ve rüzgár eliyle şekillendirdiği vadilerde yapılan birkaç saatlik yürüyüşler, Kapadokya’ya çok farklı bakmanızı sağlayacak. Son yıllarda yoğun olarak gelen doğa yürüyüşü talepleri, bölgede hizmet veren tur şirketlerini bu tür organizasyonlar yapmaya itti. Bu tür yürüyüşlerin avantajı, doğanın en görkemli sanat eserlerinden biri olan Kapadokya bölgesinin oluşumunun her aşamasını görme şansının bulunması. Yol boyunca aşınmanın ilk aşamasını da son aşamasını da görmek mümkün. Böylece peri bacalarının nasıl oluştuğu beyinlere hiç çıkmamak üzere kazınıyor. Tabii yürüyüş boyunca yaşanacak görsel şölen de cabası. Kapadokya’da yapılacak balon etkinliği de bir tür yürüyüş sayılabilir. Sabah saatlerinde yapılacak bir saatlik balon uçuşu, bölgenin tüm görkemiyle izlenmesi anlamına geliyor. Bir avantajı da başta Erciyes olmak üzere, peri bacalarının kaynağı olan volkanları izleme şansının olması. Kapadokya’da yürürken en çok bastığınız yere dikkat edin. Sert zemin üzerindeki çok küçük taş parçaları aniden kayarak sakatlanmanıza neden olabilir.
ERFELEK ŞELALELERİ
Yol inşaatı sırasında tesadüfen bulundu
Sinop’un Erfelek Şelaleleri, sonbahar yürüyüşleri için oldukça ideal. Bir yol inşaatı sırasında tesadüfen ortaya çıkan ormanın içindeki bu gizli cennette otuzun üzerinde şelale var. Bunların dokuzu diğerlerinden daha büyük ve görsel değerleri yüksek. Pastel renklerle boyanmış bir ormanın içindeki düzlükte ilk şelale karşılayacak sizi. Şelalenin yanından sola doğru çıkan patika sizi bir günlüğüne de olsa koparıp atacak geldiğiniz yerden. Akşam geri döndüğünüzde belki bir yerleriniz ağrıyor olacak ama yenilenmiş hissedeceksiniz kendinizi. Şelalelerin tümünü gezmek için bir rehber tutarsanız iyi olur. Bazı şelalelerin yanından geçerek yola devam etmek için biraz tırmanmak gerekir. Rehbersiz giderseniz sadece okları takip edin ve rotadan çıkmayın. Rota üstünde bulunan eski bir değirmenden bozma kafeteryada su sesi ve kuş cıvıltıları eşliğinde içeceğiniz bir bardak çaydan sona buradan ayrılmak istemeyeceksiniz.
MENEKŞE YAYLASI
Zorlu başlangıç muhteşem final
Menekşe Yaylası, İzmit’in Nusretiye Köyü sınırları içinde yer alıyor. Yürüyüş, bir derenin içindeki tesisten başlar. İlk etap biraz zorlu çünkü yürüyüşe başlar başlamaz dik bir yokuş çıkacak karşınıza. Bu etabı yavaş yavaş ve düzenli nefes alarak çıkın. Rehberiniz çok hızlı olsa bile siz temponuzu ayarlayın ve gerekirse rehberi uyarın. Etap kayalıklarda sona erer. Bundan sonrası muhteşem bir ormanın içinde devam eder. Eğim bazen iner bazen az da olsa dikleşir. Kimi zaman muhteşem renkler çıkar karşınıza, bazen de ormanın sıklığından gökyüzünü göremezsiniz. Yaklaşık iki saat sonra varacağız biz düzlükten tertemiz akan dere sizleri şaşırtmasın. İnsan olmayan yerlerde sular hálá berrak ve temiz akıyor. Düzlükten devam eden yol sizi yarım saat sonra Menekşe Yaylası’na götürür.
NALLIHAN
Hiçbir bitkinin yetişmediği yer
Hiçbir bitkinin yetişmediği farklı bir coğrafyada, muhteşem bir gün geçirebilirsiniz. Nallıhan’a bağlı Sarıyar Barajı civarındaki erozyon bölgesinin en yüksek tepesi olan Kıztepe ve etekleri, farklı bir yürüyüş rotası içeriyor. Nokta hedefimiz ise Çayırhan - Nallıhan yolu üzerinde bulunan Davutoğlan Köprüsü. Köprünün karşısındaki bölge, ilginç bir jeomorfolojik yapıya sahip. Yamaçları yavaş yavaş tırmanarak Kıztepe’nin eteklerine kadar gidebilirsiniz. Yürüyüşe başlamadan yanınıza mutlaka su alın, çünkü bölgede yol kenarındaki çeşme dışında hiç su yok.
Nallıhan’a İstanbul’dan gidecekler Bolu Aladağ - Seben- Beypazarı yolunu, Ankara’dan gidecekler ise Beypazarı - Çayırhan yolunu kullanabilir. Bölgenin fotografik olarak en önemli özelliği, yerkürenin su ve rüzgar etkisiyle oluşturduğu ritmi en iyi görebileceğimiz yerlerden biri olması. Burada doğa dans ediyor sanki. Yüksekçe bir noktada durarak dikkatinizi yer şekillerine verdiğinizde, hareket ettiklerini sanırsınız. Çizgiler o kadar ritmik yerleştirilmiş ki, bu görüntüleri ancak topografik haritalarda görebilirsiniz. Erozyonun etkisiyle topografya üzerinde meydana gelen yer şekilleri olağanüstü. Kız Tepe’ye baktığınızda, zirvesine doğru her türlü rengin katman katman gözlenebildiği, eteklerinde ise erozyon nedeniyle bu renklerin harmanlandığı bir manzara çıkar karşınıza.
YENİCE ORMANLARI
Geyik ve ceylanlarla yürüyün
Sonbahar renklerinin tüm tonlarının bir arada bulunduğu bir başka yer yok sanırım. Pastel renklerin tüm tonları bu ormanda yürüyenler için mutluluk ve huzur kaynağı. Yenice ormanlarında yapacağınız bir günlük yürüyüşten sonra rüyalarınızın bile daha renklendiğini göreceksiniz. Dünyanın sayılı doğal ormanları arasında yer alan Yenice Ormanları, Karabük’üm Yenice ilçesi sınırlar içinde yer alıyor. Kapsadıkları muhteşem ekosistem nedeniyle Çitdere ve Kavaklı bölgeleri koruma altına alınmış. Çitdere’de porsuk, fındık, karaçam, akçaağaç, sapsız meşe ve dağ karaağacı, Kavaklı bölgesinde ise anıt porsuk ve fındık ağaçları egemen. Yenice’ye sabahın erken saatlerinde varırsanız, kahvaltınızı fırından yeni çıkmış poğaçalarla yapmanızı tavsiye ederim.
Orman İşletme Müdürlüğü’nün konaklama tesisinden başlayan yürüyüş, birkaç saat sonra tüm manzarayı görebileceğiniz bir tepede sona erer. Yürüyüş boyunca geyik, ceylan izleri de görebilirsiniz. Şansınız varsa görmek bile mümkün. Burası dünyada çok az kalmış olan bir anıt orman niteliğinde. Yol boyunca bazen sisler arasında kalan görkemli ağaçların ürkütücü görüntüsü eşlik edecek, bazen sis dağılacak ve kendinizi bir masal dünyasında bulacaksınız. Etrafınıza dikkatli bakarsanız, mikro dünyanın fertlerinin bu ekosistem içinde nasıl da hararetli bir çalışma içinde olduklarını göreceksiniz.
FRİG VADİSİ
Tarihin içinde dolaşın
Afyon’un İscehisar ilçesinden başlayan Frig Vadisi, Eskişehir sınırlarını da geçerek Ankara’da sona erer. Vadi, Frigyalılar’ın yoğun olarak yaşadığı yerleri bünyesinde saklamasının yanında, önemli volkanik oluşumlara da ev sahipliği yapıyor. Kapadokya benzeri oluşumların neredeyse aynısını burada da görmek mümkün. Peribacalarının yanı sıra kayalara oyulan barınak ve tapınaklar ilgi çekiyor. Bu tapınakların en ünlüsü, çok katlı bir apartmana benzeyen Kırkınler Mağarası. Mağara aynı zamanda kilise olarak da kullanılmış. Olukpınar Köyü yakınlarındaki Ağın Dağı’nın eteklerindeki kayalara oyulmuş barınakları mutlaka görün. Yürüyüş için önereceğim yer ise Olukpınar Köyü yakınlarındaki Ornaş denen ve yoğun Frig yerleşimlerinin olduğu bölge. Ornaş sapağından gireceğiniz yol bir süre sonra ormanda bir dere kenarında sona erer. Buradan derenin yamacındaki patikayı takip ederseniz, 40 - 45 dakika sonra orman içinde bir düzlüğe varırsınız. Kendinizi bir film platosunda hissedebilirsiniz. Boşluğun biraz ilerisinde yine kayalara oyulmuş birkaç katlı Frig yerleşimlerini göreceksiniz. Bu çok katlı yapıların en üstünde ise mezarlıklar bulunuyor.
CELİL BOĞAZI
Sonbahar renkleriyle büyülenin
Konya’nın Cihanbeyli ilçesinin Kuşca kasabası sınırları içinde yer alan Celil Boğazı, barındırdığı doğal anıtlar ve muhteşem sonbahar renkleriyle büyülüyor. Yürüyüşe Celil Boğazı’nın girişindeki piknik alanından başlayabilirsiniz. Bu alanda insanların tapınak ve barınak olarak kullandığı insan yapımı birkaç mağara, insan - doğa ilişkisini en güzel örneği. Bu barınaklardan biri oldukça yüksekte ve çıkılması zor, ama piknik alanında olanı görmek için küçük bir merdiven yeter. Zaten belediye sürekli bir merdiven bulunduruyor. Yapı bir ana salon ve bu salona bağlanan birkaç odadan oluşuyor.
Piknik alanından itibaren sırtlara çıkarak buralarda yürüyün. Özellikle akşam saatlerinde, ışık iyice eğik düşerken, bölgenin jeolojik özelliğinden kaynaklanan renklenmeler çok daha güzel görünüyor. Boğazdaki peri bacaları Kapadokya ve Narman’dan çok farklı. Bir zamanlar bu peri bacaları dinamitle patlatılarak çıkan kaya parçalarından ev yapılıyormuş. Ancak şimdiki belediye başkanı bunu yasaklamış ve bölgeyi koruma altına almış. Tahribata rağmen yine boğaza yayılmış durumda onlarca peri bacası tüm görkemleriyle zamana meydan okumaya devam ediyorlar.
Toprak oldukça yumuşak ve karda yürüme hissi veriyor. Kayma riski, bir çok yerde neredeyse hiç yok. Bu nedenle sırtlardaki panoramik yürüyüş keyfinden sonra vadi içine inip peri bacalarını yakından inceleyebilirsiniz. Kuşca’da konaklamak için bir tesis yok. Ancak Cihanbeyli’de kalarak sabah gidip akşam dönebilirsiniz. Yakın illerden ise günübirlik gidilip dönülebilir.
YEDİGÖLLER
Yansımanın en görkemli hali
Yedigöller’de iki yürüyüş rotası önereceğim. Biri göllerin etrafındaki patikaları izleyerek tüm gölleri dolaşmak. Bu yürüyüş sırasında en keyif alacağınız şey, sudaki yansımalar olacak. Mantarlar ise sürekli duraklayarak fotoğraf çekmenize neden olacak. Yedigöller yansımanın en görkemli gözlendiği yerlerden biri. Tüm gölleri dolaşmak birkaç saatinizi alır. İkinci yürüyüş rotası ise Bolu yönündeki çıkış kapısından başlar. Yol boyunca yokuş yukarı yürürken manzaranın birkaç metrede bir değiştiğini göreceksiniz. Biraz yorucu ama bir o kadar da keyifli bir yürüyüş. Toplam 5 km civarında. Ortalarında, orman içinde bulunan anıt çamı ziyaret ederek dibinde dinlenme fırsatı yaratın. Ancak bu ağaç yola çok yakın değil. Yaklaşık 500 metre kadar içeri yürümeniz gerekecek. Rotanıza geri döndüğünüzde manzara seyir noktasına kadar yavaş bir tempoda yürüyün. Bu noktadan Yedigöller’in muhteşem görüntülerini, hem fotoğraf makinenize hem de belleğinize kaydedebilirsiniz. Seyir noktasından bir kilometre sonra düzlüğe varacaksınız. Bu düzlükteki kayaların üzerine çıktığınızda, nefes kesici final ile karşılaşacaksınız. Rengerek bir doğa ve muhteşem bir peyzaj.
Kondisyonunuza göre parkur seçin
Sakarya’nın Geyve ilçesi sınırları içinde bulunan Kılıçkaya, sonbahar yürüyüşleri için cazip bir kayalık. Kapıorman Dağları’nın bir parçası. Kılıçkaya yürüyüşü iki farklı şekilde yapılabilir. Her iki yürüyüşün başlangıç noktası Doğancıl Köyü. Köye Geyve-Taraklı arasındaki Kazkıran Geçidi’nden geçilerek varılır. Yürüyüş hemen köyün içinden başlar. Köyden hemen sonra başlayan patika, kısa sürede pastel renklerle bezeli bir ormanın içinde devam etmeye başlar. Kendinizi fazla zorlamak istemiyorsanız orman içindeki küçük parkurlarda da yürüyebilirsiniz. Patika bir yaylada sona erer. Eğer zamanınız varsa ve kondisyonunuz yeterli ise Kılıçkaya’nın tepesine kadar yürümek mümkün. Kaya üstü denen noktada hem dinlenip hem manzara izleyebilirsiniz.
İkinci rota da köyden başlayarak Kılıçkaya’nın etrafında dönüyor ve yaylada sona eriyor. Her iki rota da sonbahar renklerinin muhteşem uyumunu sergiliyor.
KAPADOKYA
Doğanın en görkemli sanat eseri
Dünyanın en önemli doğal anıtlarından biri olan Kapadokya’da yürüyüş çok farklı etaplarda gerçekleştirilebilir. Doğanın su ve rüzgár eliyle şekillendirdiği vadilerde yapılan birkaç saatlik yürüyüşler, Kapadokya’ya çok farklı bakmanızı sağlayacak. Son yıllarda yoğun olarak gelen doğa yürüyüşü talepleri, bölgede hizmet veren tur şirketlerini bu tür organizasyonlar yapmaya itti. Bu tür yürüyüşlerin avantajı, doğanın en görkemli sanat eserlerinden biri olan Kapadokya bölgesinin oluşumunun her aşamasını görme şansının bulunması. Yol boyunca aşınmanın ilk aşamasını da son aşamasını da görmek mümkün. Böylece peri bacalarının nasıl oluştuğu beyinlere hiç çıkmamak üzere kazınıyor. Tabii yürüyüş boyunca yaşanacak görsel şölen de cabası. Kapadokya’da yapılacak balon etkinliği de bir tür yürüyüş sayılabilir. Sabah saatlerinde yapılacak bir saatlik balon uçuşu, bölgenin tüm görkemiyle izlenmesi anlamına geliyor. Bir avantajı da başta Erciyes olmak üzere, peri bacalarının kaynağı olan volkanları izleme şansının olması. Kapadokya’da yürürken en çok bastığınız yere dikkat edin. Sert zemin üzerindeki çok küçük taş parçaları aniden kayarak sakatlanmanıza neden olabilir.
ERFELEK ŞELALELERİ
Yol inşaatı sırasında tesadüfen bulundu
Sinop’un Erfelek Şelaleleri, sonbahar yürüyüşleri için oldukça ideal. Bir yol inşaatı sırasında tesadüfen ortaya çıkan ormanın içindeki bu gizli cennette otuzun üzerinde şelale var. Bunların dokuzu diğerlerinden daha büyük ve görsel değerleri yüksek. Pastel renklerle boyanmış bir ormanın içindeki düzlükte ilk şelale karşılayacak sizi. Şelalenin yanından sola doğru çıkan patika sizi bir günlüğüne de olsa koparıp atacak geldiğiniz yerden. Akşam geri döndüğünüzde belki bir yerleriniz ağrıyor olacak ama yenilenmiş hissedeceksiniz kendinizi. Şelalelerin tümünü gezmek için bir rehber tutarsanız iyi olur. Bazı şelalelerin yanından geçerek yola devam etmek için biraz tırmanmak gerekir. Rehbersiz giderseniz sadece okları takip edin ve rotadan çıkmayın. Rota üstünde bulunan eski bir değirmenden bozma kafeteryada su sesi ve kuş cıvıltıları eşliğinde içeceğiniz bir bardak çaydan sona buradan ayrılmak istemeyeceksiniz.
MENEKŞE YAYLASI
Zorlu başlangıç muhteşem final
Menekşe Yaylası, İzmit’in Nusretiye Köyü sınırları içinde yer alıyor. Yürüyüş, bir derenin içindeki tesisten başlar. İlk etap biraz zorlu çünkü yürüyüşe başlar başlamaz dik bir yokuş çıkacak karşınıza. Bu etabı yavaş yavaş ve düzenli nefes alarak çıkın. Rehberiniz çok hızlı olsa bile siz temponuzu ayarlayın ve gerekirse rehberi uyarın. Etap kayalıklarda sona erer. Bundan sonrası muhteşem bir ormanın içinde devam eder. Eğim bazen iner bazen az da olsa dikleşir. Kimi zaman muhteşem renkler çıkar karşınıza, bazen de ormanın sıklığından gökyüzünü göremezsiniz. Yaklaşık iki saat sonra varacağız biz düzlükten tertemiz akan dere sizleri şaşırtmasın. İnsan olmayan yerlerde sular hálá berrak ve temiz akıyor. Düzlükten devam eden yol sizi yarım saat sonra Menekşe Yaylası’na götürür.
NALLIHAN
Hiçbir bitkinin yetişmediği yer
Hiçbir bitkinin yetişmediği farklı bir coğrafyada, muhteşem bir gün geçirebilirsiniz. Nallıhan’a bağlı Sarıyar Barajı civarındaki erozyon bölgesinin en yüksek tepesi olan Kıztepe ve etekleri, farklı bir yürüyüş rotası içeriyor. Nokta hedefimiz ise Çayırhan - Nallıhan yolu üzerinde bulunan Davutoğlan Köprüsü. Köprünün karşısındaki bölge, ilginç bir jeomorfolojik yapıya sahip. Yamaçları yavaş yavaş tırmanarak Kıztepe’nin eteklerine kadar gidebilirsiniz. Yürüyüşe başlamadan yanınıza mutlaka su alın, çünkü bölgede yol kenarındaki çeşme dışında hiç su yok.
Nallıhan’a İstanbul’dan gidecekler Bolu Aladağ - Seben- Beypazarı yolunu, Ankara’dan gidecekler ise Beypazarı - Çayırhan yolunu kullanabilir. Bölgenin fotografik olarak en önemli özelliği, yerkürenin su ve rüzgar etkisiyle oluşturduğu ritmi en iyi görebileceğimiz yerlerden biri olması. Burada doğa dans ediyor sanki. Yüksekçe bir noktada durarak dikkatinizi yer şekillerine verdiğinizde, hareket ettiklerini sanırsınız. Çizgiler o kadar ritmik yerleştirilmiş ki, bu görüntüleri ancak topografik haritalarda görebilirsiniz. Erozyonun etkisiyle topografya üzerinde meydana gelen yer şekilleri olağanüstü. Kız Tepe’ye baktığınızda, zirvesine doğru her türlü rengin katman katman gözlenebildiği, eteklerinde ise erozyon nedeniyle bu renklerin harmanlandığı bir manzara çıkar karşınıza.
YENİCE ORMANLARI
Geyik ve ceylanlarla yürüyün
Sonbahar renklerinin tüm tonlarının bir arada bulunduğu bir başka yer yok sanırım. Pastel renklerin tüm tonları bu ormanda yürüyenler için mutluluk ve huzur kaynağı. Yenice ormanlarında yapacağınız bir günlük yürüyüşten sonra rüyalarınızın bile daha renklendiğini göreceksiniz. Dünyanın sayılı doğal ormanları arasında yer alan Yenice Ormanları, Karabük’üm Yenice ilçesi sınırlar içinde yer alıyor. Kapsadıkları muhteşem ekosistem nedeniyle Çitdere ve Kavaklı bölgeleri koruma altına alınmış. Çitdere’de porsuk, fındık, karaçam, akçaağaç, sapsız meşe ve dağ karaağacı, Kavaklı bölgesinde ise anıt porsuk ve fındık ağaçları egemen. Yenice’ye sabahın erken saatlerinde varırsanız, kahvaltınızı fırından yeni çıkmış poğaçalarla yapmanızı tavsiye ederim.
Orman İşletme Müdürlüğü’nün konaklama tesisinden başlayan yürüyüş, birkaç saat sonra tüm manzarayı görebileceğiniz bir tepede sona erer. Yürüyüş boyunca geyik, ceylan izleri de görebilirsiniz. Şansınız varsa görmek bile mümkün. Burası dünyada çok az kalmış olan bir anıt orman niteliğinde. Yol boyunca bazen sisler arasında kalan görkemli ağaçların ürkütücü görüntüsü eşlik edecek, bazen sis dağılacak ve kendinizi bir masal dünyasında bulacaksınız. Etrafınıza dikkatli bakarsanız, mikro dünyanın fertlerinin bu ekosistem içinde nasıl da hararetli bir çalışma içinde olduklarını göreceksiniz.
FRİG VADİSİ
Tarihin içinde dolaşın
Afyon’un İscehisar ilçesinden başlayan Frig Vadisi, Eskişehir sınırlarını da geçerek Ankara’da sona erer. Vadi, Frigyalılar’ın yoğun olarak yaşadığı yerleri bünyesinde saklamasının yanında, önemli volkanik oluşumlara da ev sahipliği yapıyor. Kapadokya benzeri oluşumların neredeyse aynısını burada da görmek mümkün. Peribacalarının yanı sıra kayalara oyulan barınak ve tapınaklar ilgi çekiyor. Bu tapınakların en ünlüsü, çok katlı bir apartmana benzeyen Kırkınler Mağarası. Mağara aynı zamanda kilise olarak da kullanılmış. Olukpınar Köyü yakınlarındaki Ağın Dağı’nın eteklerindeki kayalara oyulmuş barınakları mutlaka görün. Yürüyüş için önereceğim yer ise Olukpınar Köyü yakınlarındaki Ornaş denen ve yoğun Frig yerleşimlerinin olduğu bölge. Ornaş sapağından gireceğiniz yol bir süre sonra ormanda bir dere kenarında sona erer. Buradan derenin yamacındaki patikayı takip ederseniz, 40 - 45 dakika sonra orman içinde bir düzlüğe varırsınız. Kendinizi bir film platosunda hissedebilirsiniz. Boşluğun biraz ilerisinde yine kayalara oyulmuş birkaç katlı Frig yerleşimlerini göreceksiniz. Bu çok katlı yapıların en üstünde ise mezarlıklar bulunuyor.
CELİL BOĞAZI
Sonbahar renkleriyle büyülenin
Konya’nın Cihanbeyli ilçesinin Kuşca kasabası sınırları içinde yer alan Celil Boğazı, barındırdığı doğal anıtlar ve muhteşem sonbahar renkleriyle büyülüyor. Yürüyüşe Celil Boğazı’nın girişindeki piknik alanından başlayabilirsiniz. Bu alanda insanların tapınak ve barınak olarak kullandığı insan yapımı birkaç mağara, insan - doğa ilişkisini en güzel örneği. Bu barınaklardan biri oldukça yüksekte ve çıkılması zor, ama piknik alanında olanı görmek için küçük bir merdiven yeter. Zaten belediye sürekli bir merdiven bulunduruyor. Yapı bir ana salon ve bu salona bağlanan birkaç odadan oluşuyor.
Piknik alanından itibaren sırtlara çıkarak buralarda yürüyün. Özellikle akşam saatlerinde, ışık iyice eğik düşerken, bölgenin jeolojik özelliğinden kaynaklanan renklenmeler çok daha güzel görünüyor. Boğazdaki peri bacaları Kapadokya ve Narman’dan çok farklı. Bir zamanlar bu peri bacaları dinamitle patlatılarak çıkan kaya parçalarından ev yapılıyormuş. Ancak şimdiki belediye başkanı bunu yasaklamış ve bölgeyi koruma altına almış. Tahribata rağmen yine boğaza yayılmış durumda onlarca peri bacası tüm görkemleriyle zamana meydan okumaya devam ediyorlar.
Toprak oldukça yumuşak ve karda yürüme hissi veriyor. Kayma riski, bir çok yerde neredeyse hiç yok. Bu nedenle sırtlardaki panoramik yürüyüş keyfinden sonra vadi içine inip peri bacalarını yakından inceleyebilirsiniz. Kuşca’da konaklamak için bir tesis yok. Ancak Cihanbeyli’de kalarak sabah gidip akşam dönebilirsiniz. Yakın illerden ise günübirlik gidilip dönülebilir.
YEDİGÖLLER
Yansımanın en görkemli hali
Yedigöller’de iki yürüyüş rotası önereceğim. Biri göllerin etrafındaki patikaları izleyerek tüm gölleri dolaşmak. Bu yürüyüş sırasında en keyif alacağınız şey, sudaki yansımalar olacak. Mantarlar ise sürekli duraklayarak fotoğraf çekmenize neden olacak. Yedigöller yansımanın en görkemli gözlendiği yerlerden biri. Tüm gölleri dolaşmak birkaç saatinizi alır. İkinci yürüyüş rotası ise Bolu yönündeki çıkış kapısından başlar. Yol boyunca yokuş yukarı yürürken manzaranın birkaç metrede bir değiştiğini göreceksiniz. Biraz yorucu ama bir o kadar da keyifli bir yürüyüş. Toplam 5 km civarında. Ortalarında, orman içinde bulunan anıt çamı ziyaret ederek dibinde dinlenme fırsatı yaratın. Ancak bu ağaç yola çok yakın değil. Yaklaşık 500 metre kadar içeri yürümeniz gerekecek. Rotanıza geri döndüğünüzde manzara seyir noktasına kadar yavaş bir tempoda yürüyün. Bu noktadan Yedigöller’in muhteşem görüntülerini, hem fotoğraf makinenize hem de belleğinize kaydedebilirsiniz. Seyir noktasından bir kilometre sonra düzlüğe varacaksınız. Bu düzlükteki kayaların üzerine çıktığınızda, nefes kesici final ile karşılaşacaksınız. Rengerek bir doğa ve muhteşem bir peyzaj.